bildirgec.org

günlük hakkında tüm yazılar

İşte günlük böyle yazılır

catlakpusula | 30 August 2007 15:13

Sevgili günlük bugün erkenden kalktım. Kapımızın önüne günlük olarak gelen gazeteyi içeriye aldım. Sonra günlük olarak yaptığımız kahvaltıyı yaptık. Annem benden günlük süt almamı istedi. Dönüşte kümesimizde günlük olarak yumutlayan tavuğun bugün yumutlamadığını farkettim. Daha sonra odama girip günlük olarak yaptığım gibi ders çalıştım. Ve her günün sonundaki gibi günlük olarak seyrettiğim televizyondan ayrılıp yatağıma yattım.
Sevgili günlük bugünlükte bu kadar. yarın sana günlük olarak yazdığım gibi yine yazarım….

bakire vida

buddhala | 29 August 2007 09:12

Birkaç günlük, günlük yazma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı. İlk gün her şey süperdi. Çok akıcı bir gündü, dile gelmişti sanki. Ertesi gün, buna ailesi de destek çıktı. Üçüncü gün olayın kahramanları ölmeye başladı. Ardından olay yerindeki nesneler grev kararı alıp beyazlara büründüler. Ve son günde, belediye yakım ekiplerince günlüğe el koyuldu ve yakıldı.

Başladığı projeyi bitiremeyen bir karakterden bahsediyoruz. Kuş kafesine benzeyen bir evi var, ama kendisi kuş olduğundan evi kafes muamelesi görüyor. Kuş olmak kimine göre özgür olmak anlamına gelebilir. O, özgür değildi. Evinde dertleştiği bir eşi yok ne yazık ki. Duvardaki vidalar gibi ölüme terk edildi. Günlük yazmak istedi bir ara; kılıçtan keskin diye methedilen kalemi keşfedip, ama anlatıldığı gibi sonuç hüsran. Kalem elini kesti, ilerde biri tarafından okunmaya değer bir hayatı yoktu.

kendi kendine yazışmalar

taninmayan-68170 | 27 August 2007 23:07

kendi kendine yazışma hastalığı !

son zamanlarda paranormal konular hakkında bildirgeçte çok fazla konu geçti
biraz olayın psikoji yönüne değilmesini istediğim için aklıma gelen bir konu hakkında
bir şeyler yazayım dedim

bundan bir süre önce adını hatırlamadığım ve adres defterine eklemediğim bir siteyi
sizlere anlatmak istiyorum . aslında böyle bir siteyi yapsa yapsa delinin biri yapar denilecek cinste bir blog site ama yazıları okudukça olayı ve
o insani daha iyi kavrayınca aslında belkide hepimizde aslında gizliden gizliye bir sorun olduğunu düşünmeniz an meselesi

Shadowy Bir delinin günlüğünden notlar 3

| 17 August 2007 14:05

sürreal
sürreal

Seni gördüm, sesin dokundu tenime…
Kanattı kanamayan yaralarımı, aktıkça kanım yaşamaya başladım diğer hayatımı…
Tanrı yukarıdan gülümsedi, kör dilenci saatine baktı…
Kendimi insan gibi hissettim, kalbim bombalanırken…
Yüzüme tanımadığım bir maske taktım, sana parçalattım…
Yağmur yağdı kurudum, güneş açtı üşüdüm, seni gördüm kalakaldım…
Dumanını çektim sigaramın beynime, alkol kustu kelimelerim…
Gözlerin siyahtı… Cehennem siyahı…
Bilinmezliklerin siyahı…
Pişmanlıkların siyahı…

Uyuyamadım, kedim havladı…
Sokaktaki bozuk lamba yandı…
Tanrı gülümsedi, kör dilenci saatine baktı…
Anlamsızlığım pekişti seninle, bilmediğim dudakların arasında sıkıştı kalbim, öldüm yaşadım…
Saçmaladım çoğu zaman ama bu kadar değil…
Aklımı uçurtma yaptım göklere saldım…
Bir sinek emdi gözlerimin yeşilini, gözyaşımı tükettim…
Tırnaklarım battı ellerime, el izlerim silindi, falcılar kızdı…
Çürüdü bedenim, kanım akmaya devam etti…
Tabutsuz girdim mezara, yılanlara sarıldım…

Shadowy Bir delinin günlüğünden notlar 2

| 01 August 2007 14:28

Da Vinci
Da Vinci

Susma hakkımı kullanmak istiyorum bağırarak…
Gerçeğin benim gözlerimden yansıyan değil de yansımayan, yaşanmamış değil yaşanmış, her şeyin bitmiş olduğunu insanlara susarak bağırmak istiyorum… Sadece susmak istiyorum. Bir gece yarısı, bir gün batımı, bir tan vakti gözlerimi göklere çevirip sadece içerimi görmek istiyorum ve tüm insanlarında bu suskunlukla doğmasını… Yaşamak istemiyorum çünkü; yaşamıyorum çünkü dünyada değilim varlığım ışığımı gölgeliyor, her nefes alıp verişimde; oysaki gölgem benden daha aydınlık hatta iddaa ederim ki güneşi bile bizim karanlığımız aydınlatıyor. Oysaki susmalıyım… Kendimle yalnız değilim, sadece yalnızlığım kendimle kalabalık…Ve bağıra bağıra susuyorum artık gözlerimle nefes almaya başlıyorum. Dökülen tek kelimelik göz yaşım var oda yine kendim…Kendi gözlerimden akıyorum kendi gözyaşımla yıkanıyorum…

Blogum Hakkında Eleştirilerinizi Bekliyorum…

okanyuksel | 29 July 2007 11:48

Merhaba arkadaşlar, son bir iki haftadır blog denen bir mükemmeliğin içerisindeyim ve insanlarla birşeyler paylaşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu konuda blogumu ziyaret etmenizi ve görüşlerinizi benimle paylaşmanızı rica ediyorum. Zaman ayırırsanız ve bir iki satır yorum yapar, eksiklerimi belirtirseniz mutlu olurum. Şimdiden ayırdığınız zaman için teşekkür…

Bağlantı için tıklayınız.

Shadowy Bir delinin günlüğünden notlar

| 24 July 2007 14:53

Da(e)lice
Da(e)lice

Zehirli düşüncelerim; beynimi bir sarmaşık gibi kaplamıştı, kendime gelmek için aklımı tekmeledim. Biriktirdiğim gözyaşları ile ruhumu yıkadım. Yatağımda bıraktığım kirli düşlerin üstünü örttüm. Ve kendime geldim…
Başımda yine sebepsiz ağrılarım, gözlerimde anlamsız bakışlarım vardı.
Sabah kahvaltısı
Portakal suyu, votka, sigara ve kül tabağında çürümüş insanlığımın kokusu…
Odam
En az benim kadar dağınık tek sığınak

Kurgusu eksik kalmış kendim 2
Baktığım uzaklar… Her ölüm başka bir yaşam(mış).
İnançlarım yok olduğumdan beri, kendimi eksilttim. Karanlık bir gökkuşağı var. Siyah beyaz köpek gözlerimde… Şarap ırmakları görüyorum, peynir bahçelerinin içinden akan. Son kadeh ağacının altında yitirilmiş bir bilinç eşliğinde…
Kulağımda bir ölü şarkısı ‘Ne garip duygu şu ölmek, öptüğüm kızlar geliyor aklıma’
Kapkara bir dikdörtgen bir mezar… Başında ise çocukluğumdan bugüne her yaşımda ben.
Başka bir köşede annem gülüyor… Şeytanı görüyorum, bana benziyor, ben oluyor sonrada ağlıyor… Mezarımın başına yürüyorum gözlerimle. Bir tek tanrı eksik diyorum, hayıflanmaya başlıyorum. O an’da bir melek konuyor omuzlarıma. Sonra omuzlarım küçülüyor, küçülüyor ve yok oluyor… Melek düşüyor, korkuyorum ve üşüyorum… Ödünç alınmış ruhumu ateşe atıyorum… Uyanıyorum…

Ve geçen Günlere İnat

cocukozgur | 10 July 2007 14:16

Baya baya uzun zaman oldu yazmayalı. Nereye ne zaman gidecegimi bilmiyorum gene, büyük çölün ortasında herşeye muhtaç gibi hissediyorum herşey yanıbaşımdayken oysa. Nedendir bilinmez insanoglu doyumsuzdur ve bazen istesede bazı şeylere nazlanır ve kaçmak ister, hatta haykırmak istemem diye ama neden. Hepte düşündüm, hepte aklıma gelir liseden beri farklı bir cografyada farklı bir zamanda doğdum galiba biraz daha ilerisi beklemem gerekti belkide ama isyan etmekte olmaz yaradana.

Yeni bir arkadaşım var artık, hayatı ve insanların onla fazlaca uğraşmasını tecrübe etmiş ve sıkılmış. İnsanların yaşadıkça kendilerini laşkalaştırıp onun üstüne gelmesine alışamamış ve halen onlardan iyilik bekler. En isyan edecegi yerde en sessiz, en suscagı yerde hiç konuşmayan bir insan. Böyle saf temiz insanlar kaldımı dedim, ilk tanıştıgımda demekki varmış. Herşeye, herkese ve dünyaya inat böle insanlarla umarım tanışırım ve hep yanlarında olabilirim. Nedendir bilinmez hep iyilerin üstüne gidilir. Tutup bu insana yardım edecegimiz yerde neden üstüne gidilir. Neden diye soracagıma burda haykırıp, belki yardımcı olabilirim diye yazıyorum.