bildirgec.org

gülmek hakkında tüm yazılar

ARTIK SİZİ DUYMUYORUM!!

zeyynep | 08 October 2007 09:58

Hayatımın geri kalan kısmını başkalarının mutluluğu için çabalamakla geçirmek istemiyorum. Sırf birileri mutlu olsun, üzülmesin, gönül koymasın diye kendi mutsuzluğuma sebep olmamalıyım. Artık gönlümün dilediği gibi yaşamak istiyorum ben. Hesapsız, sorgusuz, sualsiz… Yaptığım hatalar için hayıflanmayı bırakın artık olmaz mı? Bazı şeyleri öğrenmem için hata yapmam gerekiyorsa bırakın yapayım…
Hayatımdaki yerleri “dış kapının mandalı” konumunda olan insanlar bile her şeye burunlarını sokmaktan kendilerini alıkoyamıyorlar. Bundan böyle kulaklarımı kapattım ve sizi duymuyorum.
Neden her zaman mutlu olmak ya da mutlu etmek zorunda olayım ki? İçimden nasıl davranmak geliyorsa öyle davranacağım. Ağlamaksa ağlamak, gülmekse gülmek, neyse ne iştee…
Biraz olsun kendinize gösterilmesini istediğiniz saygıyı başkalarına da gösterin…
Bundan sonra benimle ilgili verebileceğiniz tek karar hayatınızda bana yer olup olmadığıdır. Gerisi boşş gerisi yalan…

KaK-oS

| 01 October 2007 09:58

vizörümden.....
vizörümden…..

Kaç bahar, kaç kış geçti üstünden, bilmiyorum……….. bana demiştin ki: biliyor musun yavrum, insan ölürken bir en sevdiğinin yüzünü, iki anasının yüzünü, üç en sevdigi şehrin yüzünü görürmüş, onların içinden çıkarmış sanki ruhu. Gidiyorum buradan, sizi gittiğim yerde bekleyeceğim….dermiş….. Doğru mu bilmem!! Niye böyle denmiştir, onu da bilmem!… Sevgiliden ve yaşamdan ayrılmak zor sanılıyor, belki ondan ya da insan gözüyle yaşama aynı şekilde bakamayacak olmaktan duyulan korkunun aldatıcı kandırması mı desem… Teselli işte.

Komikazeci Erdil Yaşaroğlu’nun blogu açıldı

iso1000 | 28 September 2007 12:19

Komikaze sitesinde karikatürlerini severek okuduğumuz, Erdil Yaşaroğlu’da blog yazanlar kervanına katıldı.

Eylül ayında açılan blogun ismi “diyomki

Erdil Yaşroğlu’nun bloguna ulaşmak için buraya,
Erdil Yaşaroğlu’nun mizah ve eğlence sitesi Komikaze sitesine girip gülmek için buraya,
Erdil Yaşaroğlu’nun kişisel sitesi için buraya

Erdil Yaşaroğlu
Erdil Yaşaroğlu

buyrun…

Bir Kadını Tanımak …

hypatia | 27 July 2007 14:33

Bir kadını her yönüyle tanımak…

Sevgi dolu kalbi, içindeki fırtınaları, çocuksu halleri, daha gelmemiş yaşlarının olgunluğu, aşkları, yalnızlıkları, cinlikleri, saflıkları, yalanları, itirafları, şehvetleri, vurdumduymazlıkları, takıntıları, rahatlıkları, içlerinde barındırdıkları farklı farklı kişilikleri ve saymakla bitirilemeyecek tüm yönleriyle kadınları tanımak.

Sevgidir ilk adım. Sevmekle başlar her şey. Sonra kabul edersin, parçan olur, bazen sen o olursun. İşte o zaman tanırsın bir kadını, hayatın tüm sırlarına bir anda girersin. Zorlu ama keyif dolu, gizemlerle dolu bir yolculuğa adım atmışsındır.

Gelinin Acil Durum Çantası

| 25 July 2007 12:46

Sevgilimin ablası evleniyor. Gece hediye için bir fikir edinme amacıyla internette kayak yapıyordum. Şu ana kadar daha hiç kimseye düğün hediyesi bakmak zorunda kalmamıştım. Bu konuda pek bir fikrim de yok açıkcası. Google kardeşe “düğün” yazıp sonuçlara göz attım. Bir tanesinde yazanlar yüzümde ilk önce gülümseme oluşturmakla beraber sonraki saniyelerde epey güldürdü. Sağol google kardeş. Şimdi sitede gelinin acil durum çantasında bulunması gerekenlerin yazdığı bir bölüm var. Göz atayım dedim. Neymiş bu acil durum eşyaları? Şuradan siz de bakabilirsiniz ama ben epey güldüm. Benim gibi üşengeç olup bakmak istemeyenler varsa hoşuma gidenleri sıralayayım.

Sen bana kızma, sen bana gülme

zynpnas | 02 July 2007 16:25

Üniversite yıllarında, her konuda anlaştığımız, rahatça konuştuğumuz, fikirlerimizi paylaştığımız, birbirimizin karşı cinsi algılayışına çok değerli katkılar sağladığımız ve en önemlisi de ilişkilerin en önemli ayağı olduğunu düşündüğüm cinsellik konusuna kadın-erkek yaklaşımını masaya yatırıp üstünde saatlerce ahkam kestiğimiz bir arkadaşım vardı.

Tabi ki tek bir erkeğin, her yönüyle erkeklik dünyasını eksiksiz olarak yansıtabileceğine dair bir inancım yok. Ben nasıl ki bütün kadınlar adına konuşamıyor ve kadın olduğum halde kadınların bazı davranışlarını tam olarak anlayamıyorsam, o da bazı erkekleri anlayamıyor ve anlamlandıramıyordu. Yine de kafalarımızdaki birçok soruyu aydınlatabiliyorduk birbirimiz için.

12

buddhala | 21 June 2007 10:12

anne

Anneme, beni görünmeyen bir sineğin ısırdığını söyleyince gülmeye başladı. O hep gülüyordu söylediklerime son zamanlarda. Banyo yaparken gülüyordu, aynanın karşısında saçını toplarken, fırından yemeği çıkarırken, babam kalçasını okşarken, gazete okurken, kanal değiştirirken…

Çamaşır mandallarından robot yapmama da gülmüştü. Altıma işedikten sonra, beni yıkarken de gülüyordu. Kardeşimin önlüğünü ütülerken de, babamın gömleğini ütülerken de aynı tebessüm vardı. Onun ağladığı anı görmek, beni mutlu edecekti sanki. Daha fazla takip ediyor, daha fazla ona bakıyordum. Sırf o ağlasın diye gereksiz yere ulu orta yerde ağlıyordum bazen ama tık yok, büyülü bir şekilde gülmeye devam ediyordu. Ona, onu sevmediğimi söyleyip, mutsuz etmeye çalıştım. Başımı göğsüne bastırdı ve beni sallamaya başladı. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda, beni dudağımdan öptü. O an ben de gülüyordum ve annem de gülüyordu. Yalan söylediğimi anlamıştı, blöf yaptığımı. Oyuna gelmemiş, yine gülmüştü.