bildirgec.org

gezi hakkında tüm yazılar

Arabayla Avrupa seyahati ??

JaCaN | 01 December 2009 11:42

Merhaba, 3 arkadaş Türkiye’den Polonya’ya arabamızla gitmek istiyoruz..

Daha önce böyle bir deneyim yaşamış / çevresinde yaşayan var mı?

Mesela,

1-Hangi ülkeler üzerinden gitmeliyiz?
2-Bulgarlar ya da Sırplar gerçekten bizlere karşı katı mı?
3-Geçiceğimiz her ülkeden vize almak zorunda mıyız? (Mesela Macaristan ve Sırbistan AB üyesi değil)
4-Bu vize transit vize mi olucak? (Transit vize böyle durumlar için mi alınır sorunsalı)
5-Kaç saat sürma olasılığı var?
6-Şubatta gidicez, yollarda çok sorun olur mu?
7-Yanımızda yol için neler götürsek?

Şimdiden teşekkürler..

GPS hediyeli gezi sitesi

romanistabukowski | 27 October 2009 15:19

anasayfadan bir görüntü
anasayfadan bir görüntü

Lassa‘nın yeni lastik teknolojisi Impetus Revo şerefine yapılan Konfora Yolculuk adlı websayfası epey ilgi çekici hediyeler veriyor. Özellikle geziseverlere hitap eden sitede beğendiğiniz mekanları bölgelere göre girip hediye kazanıyorsunuz. Mesela 12 Ekim – 9 Kasım tarihleri arasında İç Anadolu Bölgesi’ne toplamda en fazla yeni mekan ekleyen 1 kişi, Garmin GPS cihazı kazanıyor. Ayrıca aynı tarihler arasında her gün İç Anadolu Bölgesi’ne, o günün en fazla mekanını ekleyene, Türkiye Keşif Rehberi hediye olarak veriliyor. İçerik genişledikçe geziseverler için büyük bir kaynak olacağı şüphesiz.

OYSA İNSANIN ÇEKİP GİTME HAKKI OLMALI

il mare | 25 September 2009 15:48

Benim sadık dostum turuncu defterimin içindeki hatıralarımı karıştırırken,sayfaların arasından,üstündeki tarihten, bu yılın 15 Ağustosunda kestiğimi anladığım bir gazete küpürü yere düşüverdi,nedir ne değildir diye içini açıp baktığımda,sırtındaki sırt çantasıyla otostop çeken bir kız fotoğrafının yanındaki kocaman puntolu başlığı gördüm,ilk kez okuyormuş gibi heyecanlandım,özendim,çekip gitmek istedim falan.

“BİZ NEDEN HAYATA BİR YIL MOLA VEREMİYORUZ?”

Habere dair yazılanları tekrar okuduktan sonra içimde acaip bir paylaşma isteği canlandı,oturup neredeyse tek tek her cümlesini yazacaktım,ilk iki kelimeyi tuşlamıştım ki,araç çubuğumdaki internet sayfasıyla göz göze geldik,sen enayi misin der gibi bir bakış fırlattı bana,görmezden gelerek,umursamazca üstüne bastım kendisinin,yazıverdim başlığı ve gene görmezden gelmeye çalıştığım alaycı kahkahasının eşlik ettiği önümdeki gazete küpürünün birebir kopyasını serdi önüme …
Yani diyeceğim şu ki; aşağıda paylaşmak istediğim bir haber yer almakta,çoğu kimsenin zaten haberdar da olduğunu düşündüğüm.Fakat bazen haberdarlıkları vurgulamak gibisi yoktur.

Barcelona I

linet | 25 September 2009 09:53

benim objektifimden
benim objektifimden

Barcelona

Yolculuğumuz sabahın 5 inde taksiye binmemiz ile başladı. Havaalanına varıp check in yaptırıp, alengirli cafelerden birine oturup normalde 5 lira olan kahveyi 10 liraya içerek zaman geçirmeye çalıştık. Tam yan masamızda yeni dizilerin yeni jönlerinden biri garsonu fırçalayıp egosunu tatmin ediyordu, ona sinir olduk. Yanındakinin karısı mı yoksa sevgilisi mi olduğu konusunda aramızda karar verememiştik ki, kadın masadan kalktı. Adam hemen telefona sarıldı ve bu sefer oybirliği ile sevgilisi olduğuna kanaat getirdiğimiz 2. Kadın ile konuşmaya başladı. İlgimizi onlardan kaydırıp hala havaalanına gelememiş grubumuzun 5.kişisi ile konuşup acele etmesini çok sıra olduğunu söyledik. Hiç içimden gelmiyordu bu yolculuk, oysa aylar öncesinden dilimizden düşmeyen, hayal kurarken bile heyecanlandıran bu seyahat, bugün bana yapılması gereken bir görev gibi geliyordu. Arkadaşlarımla gittiğim bu tatil belki de geride sevdiceğimi ve yavrucağımı bırakmanın burukluğuyla tatsızdı benim için. Pasaportdan da geçip, bu sefer başka bir alengirli kafeye kurulduk ki, yanımızda yine o oldukça yakışıklı ama bir o kadar da karaktersiz adam ve karısı vardı. Bu sefer zannediyorduk ki, beşimizde aynı fikirdeydik kadın aldatıldığını anlamış, hır çıkartmış, hararetli bir tartışma yaşıyorlardı. Bileti adamın yüzüne fırlatan kadın, gözyaşlarına boğulduğunda, neden dedim kendi kendime neden hiç mutlu insan yok. Ne para, ne gezi, ne şöhret mutlu olmak için yeterli değildi. Belki de yanındaki kadının peşinden aylarca koşmuştu, şimdi bir başkası için ondan vazgeçiyor yada artık onunla birlikte olmak istemiyor ve korkakça davranarak hem ona hem kendisine kötülük ediyordu. Artık uçağa binmek için bir kontrolden daha geçmek üzere tekrar sıraya girdik, son çağrı diyen önümüze geçiyordu, bizde medeni insanlar olarak yol veriyorduk ki, bizim uçak içinde son çağrı yapılmasın mı, yapıldı. Neyse ki bu sırayı da atlatıp, koltuklarımıza yerleştik.

royal ontario müzesi

nazokiraze | 07 September 2009 16:52

kanada’ya hele hele toronto’ya yolu düşenlerin anlata anlata bitiremeyecekleri bir müze olan , gerek mimari yapısıyla ,gerek barındırdıgı çok büyük koleksiyonlardan ötürü mutlaka görülmesi gereken en heybetli müzelerden biri olan royal ontario museum altı milyon parçalık koleksiyonuyla kanada’nın en önemli kültür merkezlerinden biri ve kanada’nın en büyük araştırma enstitüsüdür.(kuzey amerika’nın da en büyük beşinci müzesidir)

İlk Türk Marketing

vatanda | 25 July 2009 16:26

Evet arkadaşlar Siirt’teyiz. Siirt oldukça şirin, ufak, sevimli bir şehir. 100-150 bir nüfüsu var. Aslında çok güzel olabilecek, çok da turistik bir bölge olabilecek bir bölge iken, malum sorunlar ve bu şehrin kısmetsizliğinden midir nedir yönetim bir türlü düzgün işler yapmamış. Şehrin merkezinde belediye-valilik gibi yerler dahil büyük ve küçük baş hayvanlar geziyor. Gübreleri v.s sürekli ortalarda. Temizlik son 3-4 aydır ancak düzelmekte ama yine de cok yetersiz. Yol olarak bakım olarak malesef çok geri bir durumda. Şehirde 1 sene öncesine kadar 1 aylık su kesintileri, elektrik kesintileri yaşanmakta idi. Sıcaklık itibari ile Türkiye’nin en sıcak 3-4. şehri olarak geçmekte.

tatil yazısı

nazokiraze | 11 July 2009 16:27

Yazı ortalamak üzereyiz , herkeslerde bir haller tatile gidenler, tatilden dönenler, hazırlananlar, yer bulamayanlar ,tatile çıkamayan benim gibi acınası İstanbul bekçileri. Ben tatile tatil mi derim, ben çıkmadıkça.

Evet tatil zamanı tatilden konuşalım ben çıkamayacak gibiyim tatile, ablamız gitti geldi, kızım bile gitti yarın dönecek ama ben hala kukumca kuşu gibi duruyorum ve duracağım. Tatile çıkmama sebeplerim arasında pek çok şey var mesela evde birkaçyüz litrelik akvaryum ve melum balıkları bunlardan biri , onları kime emanet ederiz, konu komşuyla henüz çok fazla tanışılması zaten apartman dolmadı bile tek tük taşınanlar yeni yeni. Bende tatil yazıları yazarak tatmin olayım diye düşündüm.

sıcak bastı

nazokiraze | 08 July 2009 16:15

Yazın ortasındayız, ortalık yanıyor her yıl olduğu gibi her akşam haberlerde aynı cümle: ölüm sıcakları geliyor, eşşek sıcakları geliyor, bilmemne sıcakları geliyor… Yaz işte yakacak ki yaz oldugunu anlayacagız buna isim koymaya gerek var mı ki.(bence yok)

Küçüklüğün kolibasili hikayeleri ve korku-önlem paketinin yerini bir kaç yıldır başka şeyler aldı, kenesiydi, domuz gribiydi insanlar hep tedirgin. Babaannesiyle tatile giden kızımı yazın günü çorap, paçası dar pantalon ve spor ayakkabıyla gez diye dakika başı aramaktan bıktım, insanlar ne yapacagını şaşırmış bir yanda kene korkusundan yeşilden,çimenden öcü görmüş gibi kaçan insanlar bir yandan buldugu her araziye çömen yurdumun piknik pıtırcıkları, bende ne yapacagımı şaşırmış vaziyetteyim.