bildirgec.org

gerçek hakkında tüm yazılar

Kıssadan Hisse

| 25 July 2007 15:31

Yunus Emre Anadolu’ya geldiğinde dervişliğin doruğundaymış bu topraklara sarılan zaman…Tabduk Emre`nin dergahına vardirmış onu…

Yol ehli olmaya bir yıl kadar kalmış, Tabduk`un bir dediğini iki etmemiş ama bir türlü de memnun edememiş. Ne kadar canla başla çalışsa da, Tabduk’un aklından geçeni anlayıp yerine getirse de ne bir güler yüz ne de küçük bir memmuniyet göstermiyormuş mürsidi.

Yunus dergahtan ayrılmaya karar vermiş, izin istemiş, düşmüş yollara. Bir hana varmış. Akşam üzeri, hanın bir odasında 6 tane derviş oturmuş, dua ederlermiş. Onların yanına ilişmiş. Dervişler dualarını bitirince her birinin önünde ayrı bir sofra, sofralarda yemekler dizilmiş başka başka.

Dreamcatcher….(1)

| 28 June 2007 09:58

Bilmedigim toprakta yaklasik durmadan 200 mil yol yapmistim… yavas seyrettigim yol boyunca etrafta cölden baska… siyah ve yer yer erimis asfalt disinda hic bir sey yoktu…asiri sicak..ve arada yolda gördügüm su birinkitisi gibi hayali yansimalar disinda….cöl tehlikeliydi…hatta ara ara istemeyerek ezdigim akrepler vardi yolda ..5 arkadastik…bana
– yeter ne olursun bi yerde duralim…bir seyler yiyelim sonra da günes batmadan kamp yapacagimiz güzel bir yer bulalim dediler….bana uyardi..cünki tek yaptigim direksiyon kontrolüydü oda uykumu getirmisti … durmadan calisan klima…vücüdumu dondurmustu….
-iyi o halde ilk gördügümüz benzinlige daliyorum …bir ispanyol, 3 italyan v e ben yol yapan 5 kafadar hatun…

Yaklasik 10 mil sonra disaridan baraka gibi görünen iki benzin pompasi olan bir yerde durdum…iceride su amerikan filmlerinde bolca gördügümüz cinsten enteresan hayvan iskeletleri , bufalo kafalari ,rüya yakalayicilar ici doldurulmus sahin yada kartal cinsi kuslarin bol miktarda asili oldugu minik bir bar,….aciiiiiiiiz ve iyi bir filitre kahve lazim hepimize..daha yer bulacagiz cadirlari acacagiz…ates yakip yildiz seyredecegiz ….

DERİN DÜBÜR LTD. ŞTİ.

| 08 June 2007 14:55

yeni delhi’den getirttiği tütsülerle algı kapılarını aralamaya
çalışırken kırmızı ile mavi lambaların loşluğunda yankılanan shakti’nin üstat tablacısı zakir hussain’in ritmik melodilerine, ceviz ağacından mamul masaya uzattığı ayaklarıyla tempo tutarak eşlik etmeye çalışıyordu sinandörtaltı…
eşlik etmeye çalışıyordu; çünkü odasındaki uzakdoğulu hatunun kıvrak dil hareketleri bacak arasında bir dişli makine dakikliğinde çalışmaktaydı.

sinandörtaltı, hayli aktif bir siteye gönderdiği yazılardan iyi bir dünyalık yapmış ve o sitede tanış olduklarıyla mütevazı bir şirket kurmuştu.
amme hizmeti yapıyorlardı… toplumun büyük bir açlığını doyuruyorlardı. hem yazdıklarıyla, hem de pazarladıklarıyla…
cinsel sağlık ürünleri pazarlayan bir şirketti bu!
adı da; derin dübür ltd. şti.
yanına mefkurt, muziq, incilayğ, newkalisd, pusludenis ve asfractal’ı almıştı, sinandörtaltı.

HEDİYE PAKETİM

linet | 21 May 2007 11:55

HEDİYE PAKETİM:

Onu ilk gördüğümde, benim olmadığını biliyordum. Ama gördüğüm an çok heyecanlandım, uzun zamandır ellerim titrememiş, dudaklarım kurumamıştı, kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atıyordu, o zaman bilemezdim her gördüğümde vücudumun kimyasının böylesine değişeceğini..

Gizlice, sessizce yaklaştım yanına, nasıl birşey olduğunu dış görünüşüne bakıp anlamaya çalışıyordum, öyle çok cazip gözükmüyordu, beni ona çeken şey neydi bilmiyorum. İçinde ne olduğunu bilmeden, yada açtığımda başıma neler geleceğini bilmeden korkusuzca elime aldım, heyecanım hala sürüyordu, bu inanılmazdı, yüzüm yanaklarım kızarmıştı, yüzümde anlamsız bir gülümse, aklım bırak diyordu bırak ve kaç, ne olduğunu öğrenmeden git, ama aklımı dinlemedim, paket elimdeydi, şekilsiz birşeydi, hiçbir albenisi yoktu, içinde öyle güzel birşey vardı ki süslemeye gerek duymamışlar diye düşündüm, uzun bir süre kapalı paket karşımda oturdum, Açtığımda beni yok edecek bir bomba olduğu fikri geldi aklıma, yok olacaktım, belkide yok olmak aslında var olmaktı…