bildirgec.org

fatih hakkında tüm yazılar

Olmazlara Direnen İnsanlar…

SuBirikintisi | 08 January 2009 11:57

Tarih bu tarz insanların başarılarıyla doludur. En ümitsiz anlarda bile ümitvar olan, yapılamaz denilen işleri gerçekleştiren insanlar. Şöyle bir düşünsek tarihimizden kimbilir kaç örnek buluruz. Aşılamaz diye düşünülen Konstantinapol surlarını yerle bir edip, fethedilemez denilen bu şehri fetheden Fatih Sultan Mehmet geliyor aklımıza.

Ancak hakkında yeterince bilgi sahibi olduğumuz, her fırsatta ziyadesiyle anlatılan Fatih Sultan Mehmet Han’ı anlatmak yerine burada gözlerden uzak kalmış ama 2. Dünya Savaşı’nda önemli işler yapmış bir askerden, bir komandodan; Otto Skorzeny’den bahsetmek istiyorum.

Çocukluk ve gençlik yılları hakkında fazla bir bilgi bulunmamakla birlikte mühendislik okuduğu ve bir düello sırasında yanağından yara aldığı biliniyor.

Zerâfet İstanbul’du…

GRAFTONCUN | 05 August 2008 09:54

• Güzel bir o kadar alımlı, pozitif elektriği ile girdiği ortamda tüm nazarları üzerine çeken mağrur ve kırılgan, utangaç bakışları ile başka bakışlarla çarpışmamak için gözünü yerden nadiren kaldırıyor. Kariyeri ve âdab-ı muâşeret paralelindeki tavırları ile kendini çoktan ispatlamış..
• Uzun zaman olmuştu, kalabalık bir ortama girmeyeli. Yakın arkadaşının ısrarlarına duyarsız kalamadı. Birlikte dışarı çıkacak ve hava alacaklardı. Zûl geliyordu, kabuğunda sıyrılmak, insanlarla bir arada olmak. ”O” odasında yalnız ağlamayı seviyordu. Gözyaşları mahremiydi, el sürdürmezdi. Gururu icâzet vermedi. Ağlamak zayıflık diye öğretilmişti, hiç zayıflık yapmadı öğretileni iyi öğrenmiş ama bedellerini de ödemişti. Zayıf değilsen ya da kendini zayıf hissettiğin anlarını paylaşmazsan gözyaşlarını kuru bir mendille silmeye mahkûmsundur. İşte bu yüzden sırf bu yüzden “O”’nun gözyaşını silen hiç olmadı…
• Vakit gelmişti, zûl geldiğini hissettirmeden güzel bir gece yaşamak istiyordu. Ortama girdiklerinde nazarlar ona dokunmuştu, süzüyordu inceden inceye…

Özel Üniversite Ücretleri

sku | 26 June 2008 10:38

ÖSS stresi sona eren arkadaşlar bu sefer de tercih stresi yaşayacak. devlet üniversitelerinde istediği bölüme puanı yetmeyen ya da direk olarak özel üniversitelerden birine kayıt yaptırmak isteyen kardeşlerimiz için yıllık ücretleri belirtmek istedim.

Atılım Üniversitesi
4 yıllık fakülteler: 12.000 $
2 yıllık Meslek Yüksekokulları: 3000 YTL + KDV

Arel Üniversitesi:
4 yıllık fakülteler: 14.000 YTL + KDV
2 yıllık Meslek Yüksekokulları: 6.000 YTL + KDV

Gönüllerin Fatihi: Fatih Sultan Mehmet

toz66 | 05 June 2008 09:28

O; sadece bir kaleyi veya bir toprağı fethetmedi; o insanların gönüllerini fethetti ve “Fatih” ünvanını sonuna kadar haketti…Bu yıl İstanbul’un fethinin 555. yılını kutladık. Yani Fatih’in şanlı ordusunun İstanbul’u almasının 555. yılı… Tarih 1453 yılına kadar böyle fetih görmemişti. Bir devlet ki yabancı toprakları fethedecek, ki bu fethedilen yer İstanbul olacak ve halkının tamamının fetheden hükümdardan farklı dine mensub olacak ama fetheden hükümdar ve ordusu geldiğinde sevinçle ve çiçeklerle karşılanacak… Tarih 1453 yılına kadar ve 1453 yılından sonra bile böyle bir olaya tanık olmadı… Böyle bir fethi sadece FATİH SULTAN MEHMET yapabilirdi ve yaptı.Bu yıl istanbulda fetih kutlamaları görkemli bir şekilde yapıldı. Fakat belkide kimilerinin aklına “Fatih istanbulu 21 yaşında fetih etti, şimdi 21 yaşındaki geçliğimiz beyoğlunda ne yapıyor acaba?” sorusu aklına geldi.

ince Eminönü, kalın hayalci [hayalci]

| 29 March 2008 19:17

Delile tahlile gerek var mı?
“Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır!”
dercesine kendilerini belli edenler…

Yaptıkları yeni bir hareketin ardında bir
“art niyet” aramaya gerek bile yok.
Olay kendinden çözülüyor zaten,
kendi kendilerini ifşa ediyorlar.

AKP’nin yasa çıkarıp Eminönü’yü Fatih’e bağlaması…
İşin içinde bir iş olduğu kesin.
Zaten belediyecilik deyince “bul karayı al parayı”
tezgahları aklıma geliyor.
Bu, Türkiye’nin gelenek haline gelmiş bir siyasi gerçeğidir.
Üçkağıtçılık!

Her seçilmiş, işi kitabına uydurup icraatını yapar.
“Hizmet” reklam ile vatandaşı gözüne sokulur,
bozukluklar milletin üstüne saçılır.
Büyük “pangnotlar” ise masa altında sayılır.