bildirgec.org

ev hakkında tüm yazılar

zipvo – görüntülü ev turu

atesadam | 08 December 2007 17:36

mashable‘da yazıyı ilk gördüğümde, “keşke türkiye’de de böyle uygulamalar olsa” diye iç geçirdiğim bir uygulama var önümüzde: zipvo – video home tours

zipvo
zipvo

sitenin olayı, yaptığınız arama sonucunda, bölgenizde bulunan ev, arsa gibi gayrimenkullerin fiyat bilgisini ve görüntüsünü size gösteriyor. ayrıca site üzerinden satıcıyla alıcı iletişime geçebiliyor. yalnız youtube ve diğer video sitelerindeki gibi paylaşım yok. yani embed koduyla sayfanıza gömemiyorsunuz bu videoları, ancak arkadaşlarınıza mail yoluyla gönderebiliyorsunuz.

Kırmızı Bir Ataş Nasıl Ev Oldu

woofwoof | 28 November 2007 09:08

İnterneti ve aklını kullanarak zengin olanların sayısı az değil. Kyle MacDonald‘ı ise bu kişilerden ayıran bir fark var. O zengin olmayı değil, yalnızca bir ev sahibi olmayı hayal etti.

one red paperclip” isimli blogunu 12 Temmuz 2005’te başlattı. İlk mesajı çok basitti. Elinde kırmızı bir ataş vardı ve bunu daha değerli veya daha büyük herhangi bir şeyle takas etmek istiyordu. Takası yapacağına söz verenin yanına nerede olduğunu hiç önemsemeden gidecekti. Bir takas zinciri kurup bir ev, ada veya bir ada üzerinde ev sahibi olmak istediğini söyledi.

Kyle MacDonald
Kyle MacDonald

İlk takası sonunda balık şeklinde bir kalem aldı. Onu eve götüren sonraki takasları sırasıyla şöyle:
kapıkolu – alet çantası – jeneratör – fıçı bira ve ışıklı tabeladan oluşan çabuk parti seti (bunu görmeniz lazım) – kar motorsikleti – Yahk‘a kayak tatili – karavan – albüm kontratı – phoenix’te bir sene lüks bir evde konaklama – alice cooper ile akşam yemeği – kiss snowglobe – bir filmde rol alma – ve sonunda 11 Temmuz 2006’da Kanada’da bir EV.

Aldığı ev
Aldığı ev

Tabii bu sırada ünlü olmayı da ihmal etmedi. TV kanallarına çıktı, röportajlar verdi, hakkında yazılar yazıldı.
Bir de kitap yazdı.

You’ll be loved, No worries! – 2

pilli pati | 26 November 2007 14:07

– O kahrolası ailenin, dizginleyemeyip başıboş bıraktığı çocukları yüzünden, birgün başımızın belaya gireceğini biliyordum zaten! Madem ilgilenmeyecektiniz, neden birinci çocuktan sonra bir diğerini dünyaya getirdiniz? Başımı belaya sokacaklarından adım gibi emindim. Bahçeme sızdıklarını ve kuyuya giden kapağın üzerindeki çiçeklerin etrafında oynamaya başladıklarını gördüğüm an, kalbim nasıl da bu veletler yüzünden hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Birşeyler yakındı. Olacaktı. Hissediyordum. Neyse ki; polis erken davranamadan ben şu an içinde bulunduğumuz sığınağı bizi kimseler bulamasın diye aylar öncesinden hazır etmiştim. Böylelikle, senin bütün ilgin benim üzerime olacaktı sevgilim! Ama neden, bana boş gözlerle bakıyorsun? Senin için yaptıklarımı az mı görüyorsun? Hmm? Hayatımı senin için ne büyük tehlikelere attığımı bile bilmiyorsun üstelik…

Otomobilden Mobilya tasarımı Olursa işte böyle olur

NLPMaster | 24 November 2007 13:33

Tasarım denilince biraz uçuk kaçık olmaktan zarar gelmez herhalde?
Araba tasarımlarına gerçekten çok emek verilir.
Mobilya tasarımlarına da öyle…

Ya bir de arabadan mobilya yapılmaya kalkılırsa ne olur?

İşte bunlar olur…

Devamı burada

EVİM EVİM GÜZEL EVİM

vasbiizet | 15 November 2007 12:28

işte evim
işte evim

Senelerce kiralık evlerde oturmuş ve ev sahiplerinin çeşitli terbiyesizliklerine maruz kalmış bir madur olarak sonunda ev sahibi oldum. Tokinin düşük gelir gurubu için yaptığı evlerden biri olup 65 metrekare kutu bir daire olan bu evciğe
taşınalı bir hafta oluyor efenim.

Her haziran kira sözleşmesi yenileme zamanı geldiğinde bir huzursuzluktur gider. Adam nasıl bahane bulacağını, neye kulp takacağını şaşırır, karşısında el pençe divan durulmadığı, boyun bükülüp ağlanılmadığı için de küplere biner, bunun sonucunda da diğer kiracılarına yaptığı zammın iki katını yapar, üstüne yalan söyler ve söyletir, yapılabilecek her türlü pisliği yaparak bizden para koparmayı becerir. Bu haziranda %15 yapmaya karar verdiği zammı hayrete şayan bir hesap kitaptan sonra çıkan rakamın küsüratlarını beğenmeyip yuvarlamış ve %20’ye çıkarmış olan bu yüzsüz adam, yuvarladığı rakamın yarısı eden temzilik ücreti için kapıya üç kere gelip anneme de tepeden konuşunca tepemin tası attı.
“Hele vaktim yok, başım ağrıyor zaten bi de bu huysuz ihtiyarlamı uğraşam” zihniyetini bırakıp bayramlık ağzımı açtım ve nihayetinde evden atıldım.
Kiralık ev aramaları başladı. İnternet, emlakçı, sokak sokak dolaşma, gazete ve hatta televizyon, eldeki her türlü imkan değerlendirildi amma ne evler bizim oturduğumuz evlerden matah, ne ev sahipleri bizim huysuz ihtiyardan huylu.

Bayramlık

Cevval Portakal | 11 November 2007 04:16

Bu yapılmamalı. Burada kendime söz veriyorum yaşlandığım zaman buna engel olacağım.

Kabul ediyorum bugün benim için gerçekten karlı. Işıklı ayakkabılarımı ilk defa giydim. Kerem ayakkabılarımı incelerken yaşadığım mutluluğu tarif edemem. Onunkilerin sadece topuklarında ışıkları vardı, artık yanmıyorlar zaten.

Yeteri kadar para da kazandım. Tam 115 YTL. Poşet dolusu şeker, çikolata ve evde yenmeyi bekleyen bir o kadarı. Babam, abime sabahın köründe ellerini, ayaklarını yıkatırken yaptığım şirinliklerle yatakta kalmayı da başardım. Bu eve gelene kadar herşey öyle güzeldi ki. Ne biçim bir ev burası saatlerdir oturuyoruz. Karnem nasılmışmış… pöh! İyi işte ellerinizden öper allah allah yaa… Her bayram babam böbürlene böbürlene anlatır bu kadına benim gibiler için özel bir okul olduğunu. Asıl böyle kadınlar için özel bir okul olmalı.