bildirgec.org

duygu hakkında tüm yazılar

beyin dalgalarımız ve bilgisayarlar

emrouisen | 06 January 2007 18:58

beyin sürekli olarak farklı dalga boylarında salınımlar gerçekleştirir. bu dalgaların salınımı anında kişinin sağ yada sol ayağını hareket ettireceği beynin farklı noktalarına yerleştirilen elektrotların, elektro-ensafalografi (EEG) yöntemi ile yayılan dalgaların, bilgisayar ortamına veri olarak girilmesiyle önceden anlaşılabilir. psikolojide EEG yönteminden sıkça faydalanılıyor. ancak bu tür basit hareketler bilgisayarla tespit edilebiliyor. örneğin ABD’de rochester üniversitesi labaratuvarında geliştirilen bir bilgisayar, kişinin bir televizyonun açılması yada kapanılmasını istemesini veriler aracılığıyla bilgisayara aktarıp televizyon açılıp kapatılabiliyor. tabiki bu buluş felçli hastaların kendilerine yetmesini sağlamak amacıyla tasarlanmış fakat insanların daha gerçekleşmemiş eylemleri sezmeleri, hiç kimsenin yaratmadığı soyut yada somut şeyler için de beyinde bu dört dalganın yayılması sırasında gerçekleşir:

  • alfa dalgası, yetişkin insanların gün içinde hayallere daldığı kendilerini rahat hissettiği zamanlarda yayılır.
  • beta dalgası ise kişinin bişeyleri aktif düşünmesi durumunda, örneğin asal sayıları sayması yada dikkatle birilerini dinleme eylemindeyken yayılmaktadır.
  • teta dalgası ise daha çok onüç yaş altındaki çocuklarda daha baskın olup yaratıcılık ve rüyaların yaşandığı anlarda hareketlenmekte
  • delta ise insanların bilinçaltının devreye girdiği sezinleme gücünün ortaya çıktığı anlarda yayılım gösterir. farklı eylemlerde farklı beyin dalgaları gözlemlenirken bu dalgaların değişiminden dolayı ortaya stres açığa çıkar. düşünceler aklın yazılımı gibidir ve duyguların açığa çıkmasıyla biriken beynin enerjisi düşüncelerle kontrol edilebilir.

Truster: Duygu Okuyucusu

2006 | 19 December 2006 11:39

Telefonunuza baglayarak, telefonda konuştugunuz kişinin haberi olmaksızın yalan söyleyip söylemedigini anlamaya çalışan bir zamazingo. Ürün detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Açıklanan satış fiyatı : 100 $

işte öyle bir duygu yaşam

astral | 28 October 2006 19:39

Hayatın en güzel damarı
Senin yanın birtanem

Birtanemakıp giderken
mücevheri insanda bulmak özel tadı

her şeyini verirsin ya birden
yok olup gideceğini
düşünmeden
hiçbir zaman

doyasıya
özümsemek istersin onu
işte öyle bir duygu yaşam

yaşamayı yaşamak isterken
tutunmak bir dala
ve kırılmasından korkarak

We Feel Fine: Dünya Ne Hissediyor?

menguzar | 16 September 2006 15:12

We Feel Fine, Jonathan Harris ve Sepandar Kamvar tarafından yaratılmış, çok zekice bir uygulama.

MSN Spaces, MySpace, Bloglines, Wordpress benzeri bir çok blog sitesini 10 dakikada bir tarayarak önce içinde “i feel” ve “i am feeling” geçen cümleleri yakalıyor.

Daha sonra bu cümlelerin geçtiği postlarda bir resim varsa “bu duyguyu hisseden insanın resmi” olarak bunu kaydediyor. Daha sonra, eğer kullanıcı profili destekleyen bir blog sisteminde bulduysa cümleyi, kullanıcının profil sayfasına giderek kullanıcının yaşını, cinsiyetini ve yaşadığı yeri öğreniyor. Yaşadığı yer bilgisini hava durumu veritabanını sorgulayıp postun yapıldığı zamandaki hava durumunu öğrenmek için kullanıyor ve sonuçta, “Singapur’da yaşayan 19 yaşındaki Amy, havanın 23 derece olduğu 15.9.2006 günü kendini ‘amaçsız’ hissetmiş” gibi bir cümle kurabilecek veriye sahip oluyor.

kismet , duygulu robot

neoturk | 27 June 2006 13:02

Adı Kismet olan bu robotun özelliği daha sosyal robotlar yapmaya uğraşan m.i.t’nin çalışmalarında kullanılıyor, sosyal derken ortama girip muhabbet edecek gelişmiş özelliklere henüz sahip değil ancak duygularını yüz ifadesine dönüştürecek mekanizmları var.

daha ayrıntılı bilgi için buraya bakın.

kaybeden aşk mı bizler mi

sbaskentli | 02 March 2006 00:32

Neye üzülüyorum biliyormusunuz…

Aşk kı unutuyoruz

Aşık olmayı , yüreğimizin yanmasını özlemeyi ve hatta dokunmayı unutuyoruz…

İlk aşklar vardır hepimizin hayatında yüreğimizin ilk pırpır edişi , daha çocuk yaşlarda kalp krizini yaşadığını hissetmek , onu görebilmek için sabah altılarda uyanıp servise binişini seyretmek , bazen ıslak yağmurun altında koşmak delicesine o hangemede haykırmak seviyorummmm diye , göz rengini bahane edip gözlerinin içine bakmak saatlerce ve bir ömür onu yanında istemek nasıl ve nerede olacağını hiç düşünmeden….

godotu beklerken

eskutk | 25 October 2005 20:02

Kiliselerin Almanya’da Kültür ve Sanat etkinliklerini duyuyor, gazetelerden haftalık, dergilerden aylık programları okuyor, fakat birtürlü izleme fırsatı bulamıyordum. Milyonlarca insanın ödediği Kilise vergilerinin nereye gittiğini merak eder dururdum.
80’li yılların başında, ülkemdeki faşizme karşı yapılan ve binlerce insanımızın katıldığı açlık grevlerine, başlangıçta karşı çıkan, ardından kiliselerinin kapılarını açan tanrıbilimcilerinin, insan kayıplarını önlemek için, başımızdan doktorları eksik etmeyen ve ısrarla vazgeçilmesini dileyen tavırlarını anımsamamak mümkün değil.
1981 yılında yazdığım ve yönettiğim “ Demokrasi Oyunu ” Lockum şehrindeki İlâhiyat Fakültesinde üç gün süren tartışma-bilgilendirme plâtformunda yüzlerce izleyici buldu. Daha sonraları birçok Kilise tarafından çağrılı olarak gittiğimizde gösterilen ilgi ve destek bizi güçlendiriyor ve daha aktif olmamıza neden oluyordu.
Kiliseler her mahallede bir iki İncil kursu açacaklarına, din çıkarcılığı gütmeyen sanat ve kültür çalışmalarını arttırarak, toplumuna karşı yüklenilmesi gereken sorumluluklarını yerine getiriyor, gençleri ve yetişkinleri çatıları altında toplamayı başarıyorlar. Tiyatroların yanısıra kurulan, küçük veya büyük orkestraları klâsik batı müziği konserleri veriyor, Kiliselerine üye olanların dışındaki insanlar da bu etkinlikleri beğeniyle izleyerek kendi toplumlarına örnek alıyorlar.

Aşkın Hikayesi

doesdo | 23 October 2005 15:14

Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış: Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil.

Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.Aşk, “Zenginlik, beni de yanına alır mısın?” diye sormuş.Zenginlik, “Hayır, alamam.Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok.” demiş.Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir’den yardım istemiş. “Kibir, lütfen bana yardım et!”, Kibir “Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin.” diye cevap vermiş. Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: “Üzüntü, seninle geleyim.” Üzüntü “Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var.” Mutluluk da Aşk’ın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşk’ın çağrısını duymamış. Aşk, birden bir ses duymuş. “Gel Aşk! Seni yanıma alacağım…”Bu Aşk’tan daha yaşlıca birisiymiş. Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş. Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşk’a yardım eden yoluna devam etmiş. Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgi’ye sormuş: “Bana yardım eden kimdi?” Bilgi “O, Zaman’dı” diye cevap vermiş. “Zaman mı? Neden bana yardım etti ki?” diye sormuş Aşk. Bilgi gülümsemiş:

Fotografçılar Nerdesiniz ???

koncolos | 09 April 2005 03:31

Fotografla ilgileneler ve Fotografçılığı sevenler nerelerdesiniz sanat sevdalıları ve sanatçılar doğanın uyanısını fotograflamak ıcın fotograf gezisi yapmak ıstıyorum hem yeni dostluklar olur hemde bilgilerimizi paylaşırız ve sonrada isteyen arkadaşlarla çekilen fotografları bı sıtede sergileriz. Sanatı ve sanatcıyı seven arkadaşlar sızlerın mesajlarınızı beklıyorum