bildirgec.org

dövüş hakkında tüm yazılar

toribash

Sltry | 28 May 2007 14:31

toribash, internette tesadüfen karşıma çıkan ve uzun süre esiri olduğum turn-based bir dövüş oyunu. fikir olarak bugüne kadar karşılaşılmamış bir oyun. oyunda, önümüzde duran kukla benzeri karakteri, eklem yerlerini kurcalayarak hareket ettiriyoruz. tüm eklem yerleri için elimizde dört adet komut var (relaxing, holding, extending, contracting) işin güzel yanı, yapacağınız hareketlerin sizin hayal gücünüzle sınırlı olması, bence oyunun takıntı halini almasının en büyük sebebi de bu. rakibinize istediğiniz şekilde saldırabilirsiniz, buna kendi kolunuzu koparıp rakibe atmak ta dahil. tabi multi-player maçları daha taktiksel saldırılar gerektirdiğinden, single-player modunda yaptığınız artistik saldırılarınız, multi-player modunda hüsranla sonuçlanabilir.(rakiplerin elleri kesinlikle armut toplamıyor)

oyunun boyutu 11mb. single-player ve multi-player olarak oynayabiliyorsunuz. single-player modunda rakip bize tepki vermediği için genelde antrenman yada artistik hareketler için kullanılıyor. bu arada, demo kullanıcıları için çeşitli kısıtlamalar var ama pek sinir bozucu şeyler değil, belki en önemlisi save-replay komutunun kısıtlanması.(demo serverları mevcut) Full sürümünü satın almak isterseniz fiyatı $19.95

Bana ıslak bir sopa verin

Wrzl | 18 March 2007 22:02

Yaşam esnasında, ara ara ruhumuzdaki ilkellik ortaya çıkar, asla akıllanmayacak olanın hakkı kötektir diye düşünürüz. Hayata geçirmesekte kafamızda hasmımızın suratının ortasına bir tane geçirmişliğimiz vardır. (Buradan itibaren kafanızla onayladığınızı ve elimi sıkarak odadan ayrılmadığınızı varsayıyorum.) Kavga, dövüş kelimeleri bile duyana sıkıntı verse de büyük bir kitle için anlaşılması imkansız bir zevk olmakta. Öyle ki bunun videolarını toplayan var. Evet sevmeyiz böyle vahşet ama Dövüş Kulübü gibi bir filmi ilk 3’ümüze koyuyoruz ve asla ondan bahsetmememiz gerek. İçimizde illa bir saldırma içgüdüsü var ise, bir kaç ay önce çıkan Malt grubunun albümlerindeki Gol isimli şarkı, aslında hepimizin istediği “topuğu ağzına gömme” olayı için güzel bir hedef belirtmekte. Çok uzatmadan size dünyanın en kötü dövüş sahnesini izlettiriyim, bir de eskilerden bitmeyen çöp adam dövüşlerini yâdediyim ve burdan bildirgeç’e girişip dayak yiyim.

japon robot savaşçılar

sendorm | 14 May 2006 14:49

dövüş
dövüş

Japon animelerinde gördüğümüz minik dövüşen robot olayını gerçeklemiş, japonlar. Şurdan google çevirisi sitelerine ulaşılabilir.

Şurada da videosu var. Özellikle yere düşen robotların, yerden kalkma çabaları çok başarılı.
Henüz kopan bacaklar, kafalar göremiyoruz ama güzel bir adım.

Para ver, sopa ye

WeaponX-hafif | 08 October 2002 13:34

Uyyyy her yanım ağrıyor. Dün akşam Zincirlikuyu’daki Zendokan Dojo’sunda bundan sonra haftaiçinin tek sayılı günleri 1 saat boyunca hacamat edileceğim. Mutluyum!!!

Aylık 90 milyon karşılığında, ki öğrenci için 70 milyon bu, bir de üstüne 50 entari (Gi deniyomuş) parası vererek sopa yiyeceğim. E keşke herkeş böle yapsa!

Aklıma Kemal Sunal’ın Şark Bülbülü geldi. Hani kel kafalı bi abi vardır ya, o filmde gazino patronuydu, hani zırt pırt Okkadarrrr! diyodu. Hah işte onun gibi dayak yemekten zevk aldığımı hissettim.

Aslında şaka bir yana güzeldi. 1 saat boyunca aklımdan her türlü problemi attım falan. Bir hobiye ve spora ihtiyacım vardı. Sutopunu bırakalı beri kış sporları dışında bir tek hızlı araba kullanma, klavye kullanma ve uzaktan kumanda indirip kaldırma olayım var.

Oh be hem vücut dirileşecek hem de bundan sonra trafikte çıldırınca nefes alıp vererek sakinleşecem, olmadı inip direk adamı pasifize etcem. tabi canım ne de olsa aikido saldırı değil rakibin hamlelerini ona karşı kullanarak saf dışı etme tekniği.

Dersler de enteresan seviye meviye yok, herkes beraber çalışıyor. Yani kursa ne zaman başladığınız hiç farketmiyor. Eşitlikçi bir ortam sevdim diyemicem, çünkü tecrübeliler hacamat etti bizi. Ama gene de hoca dışında tecrübeli biriyle antrenman yapmak avantaj.

Yalnız salonun duvarında kung-fu filminden fırlamış sakallı kel bi dede vardı. Durup durup önünde “gozaimas” deyip domaldım. Bilmiyorum yani. Tipi bana Dragonball’daki Kamesennin’i (Kame=Kaplumbağa Sennin=Efendi) hatırlattı. Adı Morihei Ueshiba imiş. (Not Japonlarda önce soyad sonra ön ad yazılır ha!)

Neyse size hacamat dünyasından yediğim sopaları anlatırım gene…