Yine fırıldak bir günle felegin çemberinden geçtik bugün, hala geçemedik belki de henüz gün bitmedi. Üç gündür griple boğuşan eşim bugün ögle vakti evin yolunu tuttu, ben hasta olunca asla bana tanınmayan koltuga uzanarak gündüz vakti tv izleme, yedigi önde yemedigi arkada haller ona uygulandı falan. Onu ilaçtı, yemekti,bitki çayıydı eğlerken, akşam saat yedi suları kızı bant almak üzere bakkala yolladık.
Kız geldi gelmesine ama apartman kapısından bir şey batmış, girmiş çıkmış parmağına ve o sivri şey paslıymış. Aldı beni bir panik, hemen gogul emmiye koştum, tetanoz nedir, ne değildir, öldürür mü falan fıstık araştırmaya başladım.Ve aslında tetanozun sadece paslı bir şeyin biryere batmasıyla değil, her türlü kesik.batık gibi ufak zannedilen kazalarda da tehlike oluşturdugunu öğrendim.Hatta topragın en üst tabakasında bol miktarda tetanoz mikrobu bulunurmuş.Göbek kordonu kesilme esnasında da yeni doğmuş bebeklere de çokça musallat olan bu melun hastalık,yakalanınca ölüm ihtimali çok olan ve ölüm şeklinin de çok acı verici olan bir hastalıktır.Yaşlı ve çocuklarda yüzde seksene varan ölüm gerçekleşebiliyor, ancak iyi olan birşey aşıların rutin olarak devlet tarafından yapılması ve bu hastalıgı kesin olarak engellemesi.Aşı genellikle beş -onyıl civarı koruma sağlıyor ve yüzde 95 koruma sağlıyor.