Bir sağlık konusuyla daha başbaşayız efendim. Bugünkü konumuz hastalık hastaları. Evet sürekli hasta gezen, aslında hiç birşeyleri olmayan bir bardak suyu ilaç diye verseniz, içince hemen iyileşiveren hastalık hastaları.Annemi ele alalım sürekli hastayım der, yıllardır hastadır ama maşallah turp gibidir. Günde iki paket sigara ve fincanlarca kahve içer ama hep hastadır. Biz küçükken ne zaman babamla kavga etse bayılır, ayılır kendini hastanelere kaldırtırdı. Tansiyonunu ölçen hemşireye ve bize tembihler, efendim bayanın sinirlenmemesi, üzülmemesi gerekir, yoksa durumu vahim türünden laflar etmemizi sağlardı. Tabi yıllar geçtikçe annem ayılıp bayılınca hiçbirimiz inanmaz olduk zaten her seferinde biz inanmayız, hemen ayaga kalkar dirilir vay siz beni iplemiyorsunuz türünden sızlanmalara başlar. Babam da ulan ne çabuk iyileştin der , gülme krizine gireriz.Birde ailemizdeki hekimlerden dolayı pek çok hastalık hastasına şahit oldum. Alttan üstten komşular, bilmemkimin köylüsünün ıdısı, onun dıdısı sürekli gece ,gündüz demeden arar, ayagım uyuştu, yok kalbim dagırdak dagırdak attı acaba yarın gelmeli miyim? karnım gurulduyor doktur hanım neyim var türünden olaylara hala şahit olmaktayım. Sanırım bazı insanlarda yaş ilerledikçe hastalık hastalıgı artıyor. Ablam sırf karnı ağrıyor diye kardiyoloji muayenesine gelen olduğunu anlatıyor.

Tıp dilinde Hipokondriyazis denilen hastalık hastalığı, insanların vücuttaki semptomları kendince yorumlayıp, ciddi hastalık varmış gibi korkması, sürekli kontrol, tedavi altında olmak istemesi ya da devamlı doktora gitme durumu olarak tanımlanabilir. Turp gibi oldugu halde sürekli ağrı çeken, gece uyuyamayan, iştahsızlık çeken pek çok kişiye rastlayabiliriz, doktor kontrolleriyle de yetinmeyen hasta kan tahlili, mr gibi tetkiklere yönelir, işlerini aksatma, uykusuzluk gibi sorunlara maruz kalır. Genellikle durumun psikolojik oldugunu asla kabul etmezler. İlaç onları mutlu eder. Haberlerde, bültenlerde ne hastalık görseler, hemen kendilerinde var zannederler, dişleri ağrısa bile kendilerini kanser zannedecek kadar ileri gidenler gözlemlenmiştir.Kedi kıçını görmüş, yara sanmış korkudan ölmüş misali, hastalık hastalarının kendilerine koydukları teşhislere doktorlar bile şaşarlar, öyle ki aksini iddia eden hekimlere fırça atılması yaygın bir davranıştır. Durduk yere oram, buram ağrıyor diye olmayan bir şeyi var gibi hissetmesem de , ters giden birşeyler de bende hipokondriyazis belirtileri gösteriyor gibiyim. Bundan üç ay önce anormal bir şekilde baş dönmeleri oluştu bende ve bu onbeş gün kadar sürdü. Ablamın çalıştıgı hastaneye gittigim ve doktorun birşeyim olmadıgını duyduğum halde, kendimi sürekli beyin timörü makaleleri okuyup, belirtileri kıyaslarken buldugum oldu. Oysaki vertigo denilen bir kulak rahatsızlıgının belirtisiydi başdönmelerim ve ansızın geçti. Bu konuda çocuklarıma karşı da hassas oldugum için ne zaman veletler rahatsızlansa, ablam hemen kesin şimdi senin çocuklar gidicidir, değil mi falan der.

Tabi hastalık hastası diye bazı belirtileri gözardı etmemek gerek, ters giden belirtiler gözlemlenince hemen bir hekime başvurulması gerekir. Bir tanıdığımızın yengesi yıllardır, oram, buram ağrıyor diye dolanıp dururdu, hastalık hastası der kimse iplemezdi kadıncagızda ne pankreas kalmış, ne safra kesesi. Hastalık hastaları kadar ,bana bişey olmaz diye doktor yolu bilmeyen vurdum duymazlar da yok değil.Evet çevremizde muhakkak kendisine kimsenin inanmadığından yakınan, çok hasta oldunu bizzat bilen:), kendisine doktorların bile yalan söylediği, tahlillerin yanlış yapıldığı, hiç önemsenmeyen, ilaç bile verilmeyen, öksürdüğü için kesin verem, dudagı uçuklasa kesin kanser olmuş olan pek çok ilgiye,tedaviye muhtaç insanlar vardır. Onlara şefkatle yaklaşalım, yaklaşmayanları uyaralım, gerekirse vitamin ilacını antibiyotik iyi gelir diye kaktıralım, sürekli hatırını soralım, ıhlamuru çok özel şifalı bitki çayı diye fincanına dolduralım efendim. Çok ileri giderse en kalın iğneyle iyileşmesi gerektiğini söylersek belki bir nebze durulurlar.