bildirgec.org

devam hakkında tüm yazılar

Sen Git İşine…

ODEON | 09 August 2008 15:00

Sarsıldım önünde
Boşluktayım
Düştüm gözünden
Diz kapaklarım
Kanasa da kalkacağım
Yürümeye çalışıp
Kaybettiğim yolumu
Tekrar bulacağım
Göze aldım ben
Yolumda sensiz
Sessiz
Usulca
Ve
Kimsesiz
Yol alacağım
Sensizliğe
Demir atıp
Rotamı şaşırsam da
Ardından
Ağlasam da
Yokluğuna alışıp
Kendimi bulacağım
Ardına bakma
Yapamam sanma
Yapamazsam da
Sen bunu bilme
Güçlüyüm
Hadi
Sen git işine…

Beklenen devam filmleri

lee ion | 08 July 2008 13:53

İlk filmin tadı damağında kalanlar, “bu seri artık çok uzadı, artık yeter”diyenler için Hollywood’daki ağabeylerimiz ablarımız bizler için bir çok devam filmini bizlere sunmaya hazırlanıyorlar. Listede üçün, dördün yanı sıra beşide görüyoruz. 5 bence artık yeter çekmesek daha iyi olur demek ama yinede devam ettirmekte ısrarlılar. Tanrım bizi 6’lardan korusun.

İşte önümüzdeki yıllarda bizleri bekleyen devam filmleri ya da coming soon ;

Jumper 2
Saw 5
Cloverfield 2
Ghost Rider 2
Sin City 2
Fast and Furious
Terminator 4
Pembe Panter 2
Ice Age 3
Silent Hill 2
Kırmızı Başlıklı Kız 2
Rambo 5
Madagascar 2
Son Durak 4
The Brazilian Job
Garez 3
Transformers 2
Cehenneme Bir Adım 2
Angels & Demons

HETERODİEGETİK II

| 11 December 2007 16:22

dudaklaRının kıvrımında uç veren küstah umursamazlığın
gölgesi boşalmada çalıştığı ak kâğıda düşmüştü.
sağ eliYle çenesini sıvazlarken derme çatma baraka bozması
evini saran siren sesleri kulağına o kadar meloDik
geliyordu ki…
odAnın içinde fır dönen kedisi sırtını, ensesini tırmalarken
sesini çıkarmıyorDu.
tinercinin ayakkAbı yapıştırıcısı kokLamaktan morarmış burnuna attığı yumruğunun akabinde ensenine soktuğu yıldız tornavidanın çıkardığı ses bile ona yepyeni bir yazı konusu vermişti…

sattığı hikâye fikrini ya bir başkasına daha verirse diye aklından geçirmesiyle elindeki yıldız tornavidayı yıldızları
soluk gecede öyle hızlı savurmuştu ki ensesine…
bir yıldız kaymıştı elinde…

Çizgiler (2)

plakton | 08 August 2007 15:13

Hayat Çizgileri…

Hayat, belirlenmiş bir çizgi üzerinde devam eden bir döngüdür. Bazen bir doğrultu, bazen bir daire, bazen bir elips, bazen bir hiperbol ve bazen de parabolik bir yörünge olabilmektedir. Bir çizgideyken diğerinde olma şansı ve ihtimali yoktur. Ama hangi çizgide bulunulursa bulunulsun, bu, hayat için dayanılmaz bir kısıtlamadır aslında. Fakat her hayat çizgisinin insana verdiği farklı bir haz da yok değildir.

Bazen bu hayat çizgisi, sabit ve sade bir güzergâhtır. Bazen mavi denizlere yelken açılıp, gökyüzünde bulutlarla sohbete edilir. Bazı hayat çizgilerinde ise tüm konforlar hazırken, bazılarında ise sıkıntılar bedavadır… Başlangıçta tek düze gelen bazı hayat çizgileri sizi sonsuzluğun ufkunda bayraklaştırabilir de… Öyle ki, esen rüzgârlar sizi kendi doğrultularında uçurur. Uğradığınız her ufuk ayrı bir hayata açılan kapı gibidir. Öyle bir kapı ki, ölümü ve yaşamı aynı solukta hissettirir insana. Her soluğunda önce doğar, sonra da ölürsünüz. Belki de kendi zindanıyla iç içe yaşar insan, hani o “dört zindan” gibi… Tutunulan ne bahçenizdeki asmanın dalıdır, ne de yastığınız kuş tüyündendir. Cennet de bu bulutlardan daha çok mu uzakta veya cehennem nerede?

Ben ve Martı ve de Yazar…..

plakton | 31 May 2007 01:10

“Ay yoktu ortalarda. Yıldızlar küskündü geceye” Gene geldim işte. Malum cıbıldak tepedeyim. ”Gün biteli çok olmuştu bu şehirde de. Gece kasıp kavuruyordu, yalnızlığı vuruyordu yüzüne” Tabiî ki yalnız olacaktım. Olmalıydım da. Bir martıyı dövdüğümü nasıl açıklaya bilirdim ki? Sonra bütün hayvan hakları dernekleri falan ayaklanırdı. Neme lazım işi sağlama almalı gözükmemeliyim. ”Her şeyi örtüyordu gece karanlığıyla. Örtemediği sadece acısıydı.” Yazar deşme. Bak deşme yaramı. Tamam, adımı bilumum ortamlarda Anti-Romantik ‘e çıkarmış olabilir, ama daha savaş bitmedi. Ben, ben ki senelerce romantik olacam diye resmen k…..mı yırtmışım. Bi salak martıya yenilmem arkadaş.