bildirgec.org

deniz hakkında tüm yazılar

İstanbullular ve Deniz Aşkı

| 17 April 2007 21:12

Lonely man by ~lyub4o
Lonely man by ~lyub4o


Evet Çözdüm. İstanbulluların denizi neden bu kadar çok sevdiğini ve Boğazın hipnotize edici gücünün sebebini buldum. Geçtiğimiz Pazar vapurla Kadıköy’den Beşiktaş’a geçerken kafama dank etti. Herkes kanatlanıp süzülecekmiş gibi denize bakıyor. Ben ferah alanlar ve engin “karasal” düzlüklerde büyümüş biriyim. Yedi yıldır İstanbul’dayım. On sekiz yıl alan ferahlığı içinde büyüdükten sonra en lüks semtinde bile kafa kafaya iki arabanın geçemeyeceği kadar dar sokaklarda kentleşmiş, Uçurumlarına tepelerine dipdibe sıkışmış apartmanlar yerleştirilmiş, kimi yerlerinde kalabalıktan, kaldırımcıklardan ve “dar sokak 2. vites kökleyicilerinden” rahat yürünemeyen bir kentte yaşamaya başladıktan sonra ben de o Pazar günü gözlemlediğim insanlar gibi sürekli açık alanda bulunma arzusu içinde hissetmeye başladım. Evet, İstanbullular bulundukları kalitesiz kent koşulları sonucu ortaya çıkan açık ve ferah alanda bulunma arzusu yüzünden denize bu kadar dalıp gidiyorlar.

Türk Tasarımı ve Üretimi Kaideye Monteli Stinger Sistemi

woofwoof | 14 April 2007 01:22

Atılgan KMS Sistemi
Atılgan KMS Sistemi

KMS (Kaideye Monteli Stinger) Aselsan’ın, tek er tarafından kullanılan ve omuzdan atılan Stinger füzelerinin etkinliğini arttırmak amacıyla tamamen milli olarak tasarlayıp ürettiği hava savunma sistemdir.

Sistemde hedef tespitinden, hedefin izlemesine ve makineli tüfeğe mermi sürüp çekmeye kadar bütün işlemler otomatik olarak yapılır. Bu sistem atış kontrol bilgisayarı, gündüz görüş kamerası, termal kamera, lazer mesafe bulucu ve sistemin öz savunmasını sağlamak amacıyla eklenen 12.7 mm lik bir makinalı tüfekten oluşur. Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri’ne yönelik olarak geliştirilen üç ayrı modeli bulunmaktadır. Sistemlerin genel mimarisi aynı iken; taşıdıkları atışa hazır Stinger sayıları ve taşıyıcı olarak kullandıkları araçlar farklıdır.

DENİZ GEZMİŞ’İN İDAM SAATİ “darağacında 3 fidan” devam

sinemasever | 22 March 2007 22:14

TELAŞLANMIŞLAR, DENİZ’İN AYAĞINDAKI ZİNCİRİ AÇAMIYORLARDI..DENIZ GÜLÜMSÜYORDU.

Avukatlar Hüseyin’in olduğu odaya girerlerken bir albayla karşılaştılar. Albay “Dini telkin istemiyorlar” dedi. Bunu anlamlı bir sesle söylemişti. Müslüman olmadıklarını çağrıştırmak istiyordu. Avukatlar “Bu sadece onların bileceği bir iş” dedi. Albay “Tabii siz de bilirsiniz,” diye aynı sezdirmeyi, bu kez avukatlara yöneltti. Aylardan mayıstı. Günlerden Mayıs’ın 6’sı. “Hıdrellez” günü diye yazıyor takvimler, “Alaçam, Samsun, Geyikaşan Hıdrellez günü… Karacabey, Bursa Hıdrellez şenlikleri..Yerleşmiş İslam geleneğine göre Hıdır ve İlyas peygamberlerin her yıl buluştuklarına inanılan gün. İnanışa göre ölümsüzlüğe erişmiş bu iki peygamberin buluşmaları, kutlanarak anılır.

Çevreci Seks

kopanisti | 08 March 2007 11:09

Artık hepimiz biliyoruz ki küresel ısınmaya karşı bazı önlemler almaz isek, bazı ülkeler Kyoto protokolünü imzalamaz ise, başımıza önümüzdeki yıllarda çok büyük dertler açılacak. Birçok ülke sular altında kalacak. Kıtalar yok olacak. Arabalar, evler, marketler, alışveriş merkezleri, futbol stadyumları bizden sonra oluşacak medeniyetlere hakkımızda ışık tutan tarihi eserler haline gelecek.

Ben önlemimi aldım. Evimi, arabamı satarak bir yelkenli tekne aldım, üstüne artan parayı da şu anda yüzde yüz türk malı olan bir bankaya yatırdım. Çalışıyorum da, hep olduğu gibi bundan sonra da kimseye muhtaç olmadan yaşayabilirim. Kendimce boyumu aşmadan çaresiz durumdakilerle elimdekileri paylaşmak da beni mutlu ediyor. Hayatıma anlam katıyor.

Ayayorgi Koyu’nda ay tutuldu

kopanisti | 06 March 2007 18:03

Geçerken bizi de al dedikleri için yoldan kızları alıyorum önce. Yine yoldaki balıkçıdan balıkları, bir ahtapotu ve 6 tane karidesi alıyorum. Bunlar kızlar gibi gönüllü gelmiyorlar karşılığında para ödüyorum. Bu da mı gelecekti başımıza, dünyanın denizinden çıkan balıkları para ile aldık deyip mırıldanıyorum arabada. Kızlar kime kızdın gene ne oldu diyor. Ziktiredin yaa ben bunun acısını çıkarırım sonra diyorum. Birbirlerine bakıp kıkırdıyorlar. Acısını kendilerinden mi çıkarıcam zannettiler nedir diye düşünüyorum. Sonra da iyi ya işte keşke öyle düşünmüşlerdir ohh ne güzel diyorum. Arkadaşlık ta bir yere kadar, ne len bu! Birşey mi dedin diyor yanımda oturan. Evet diyorum şurdan bir siidi alıp sürsene içeri, birazdan radyo çekmeyecek hazır olsun. Ne koyayım diyor. Koy işte kafana göre bir tane diyorum.