bildirgec.org

deniz hakkında tüm yazılar

Yunan müziğinin getirdikleri…

bithikotsis | 05 April 2011 14:54

yunan müziği
yunan müziği

Evet spesifik bir konuya değiniyoruz bu yazımızda bugün. Müzik ve insana getirdikleri…ruh halini düzenleyen ama kabartan ama dindiren bir olgu müzik.

Dünyada onlarca tür müzik var. Hepsinin insanlara ifade ettiği farklı şeyler, hitap ettiği farklı duygular…

buzuki
buzuki

Ey, aşk sen nasıl güzel bir şeysin!

admin | 27 March 2011 15:02

Şükürler olsun, temelin oturması gibi, bu aşk oturuyor galiba…

Bir huzur, bir huşu, bir senfonidir ki, aman aman; maşallah, maşallah. Sevdiceğim, hayatımın anlamı; sensiz günüm geçmiyor; geçmesin de zaten.

Allah’ım, yüce Allah’ım ne kadar güzel bir varlıklar yaratıyor, seni tanıdıkça yüce rabbime inancım daha da kuvvetleniyor.

Her yerine nazar boncuğu takmak, hatta nazar boncuğundan elbise giydirmek istiyorum sana. İnsan sevince çok komik olabiliyor. İstekleri komik komik oluyor. Mantık mı, o ne? Tanıyanınız var mı?

Toprak damlı evimiz…

admin | 15 March 2011 17:06

Yazları ayrı, kışları ayrı güzel olan ve cennet köşelerini aratmayacak şekilde her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünen köyümüzün en çok özlediğim yanı, yaz sabahının serinliğidir.

Toprak damlı evimizin ön tarafındaki bahçe bölümünün bir kısmını babam dinlenmek amacıyla düzenlemişti. Etrafını çiçek ve sarmaşıklarla bezediği kamelyanın içine, ağaçtan yapılma sediri de koymuş güzelce halı yastıklarla döşeyerek kendine yalandan bir saray inşa etmişti. İşlerden arta kalan zaman burada değerlendirilirdi. Evin arka ve yan tarafında sebze bahçesi ile meyve ağaçları vardı. Taze toplanmış domatesin tadını unutmuyorum. Hele erik ağaçlarını, bir de can eriği ise dibinden ayrılasım gelmezdi.

İYİ BAŞLAYAN İYİ GİDER

admin | 12 March 2011 03:45

“İyi başlayan iyi gider” diyor Kusturica.

Çok hoşuma gitti, çok. Artık seninle ilgili mottom bu aşkımmm, ruhum, ömrüm.

Senin beni sevmen hoşuma gidiyor. Hatta senin beni çok sevmen hoşuma gidiyor. Hatta sen beni birazcık az dahi sevsen cıngar çıkartırım. Tek bir gün için bile bu hakkın yok. Benim de yok. Her gün seni çok çok seveceğim. Sonsuza kadar beni çok, çok sev.

Ruhumun huzur kaynağı. Seninle yemek yapmayı sevdim. Şimdi her şeyi seviyorum. Evi toparlamayı dahi sevdim.

denizime…

seniseviyorumdenizim | 04 March 2011 09:20

Bu ev seninle evimiz oldu. Ben seninle çok çok daha mutlu bir insan oldum.

Aşkın yararları hayatımın dört bir yanında. Yanımda değilken dahi benimlesin. Her şeyden tat alır oldum. Piyanist notaların üzerinde dolaşıyor, benim ruhuma derman oluyor.

Ne alakası var diyeceksin. Notalar da hikaye, sen varsın ya, güzel ışığın var ya; ben mutluyum, kesinlikle mutlu.

Ayelip Günlüğü

fitil | 16 February 2011 12:33

Resifin arkasındaki mor evin kapısı açıldı. Upuzun saçları suyun içinde çiftleşen yılanlar gibiydi. Sinsice etrafı kolaçan etti. Suyun içinde hızla ilerlerken arkasında baloncuklar bırakıyordu. Mürekkep balıklarının yumurtalarını görünce yaz aylarında uçurumun kenarından suya atlayan genç erkek insanların yaptığı gibi kollarını öne uzatıp suyun içine daldı. Altmış sekiz metrelik dalıştan sonra batığın kalıntılarını gördü. Yüzüne yerleşen kocaman gülümsemeye engel olamadı ve yunusları anımsatan ama onlarınkinden en az yirmi kez daha yüksek olan bir çığlık attı. Bu derinlikteyken kimsenin onu duyamayacağını biliyordu. Batığın karanlık kalıntılarının arasında ilerlerken ne aradığından çok da emin değildi. Ama eğer işine yarayacak bir şey varsa onu orada bulacağından emindi. Kocaman derin metal kapların olduğu bölüme girdi. Kullanabileceği hiçbir şey yoktu etrafta. Kocaman bölmelerin olduğu yöne ilerlerken canı sıkılmaya başlamıştı. O’nu kesinlikle istiyordu ve kaybetmemek için tüm ırkına karşı bir savaşın içine girmesi gerekiyorsa bunu yapacaktı. Buraya bayılıyordu çünkü metal kutuların içinde parlayan ışıl ışıl taşlar ve birbirine geçmiş halkalar vardı ki Silaposa o şeye persepus adını vermişti. Persepuslardan birini sudan balıkları çıkarıp kuyruklarına o iğrenç sesi çıkaran aletleri takan insanlardan birinde görmüştü. İnsan kadın halkayı boynuna geçirmişti.

Gizemli Mavi

Chat Noir 1 | 10 February 2011 14:25

Şu yıldız denizinde yüzerken,
Yere basabilmek gizemli maviyi anlamaktır.
Ümitsizlik mavisinde kaybolmuşken,
Mantık gemisine ulaşabilmek gizemli maviyi anlamaktır.
Serin sularda yüzmeyi unutmuşken,
Bir martının kanadına tutunup yükselmek,
Gizemli maviyi anlamaktır.
Güneşin saçları mavi yaşamı bulmuşken,
Kum tanelerindeki ışıltıyı görebilmek,
Gizemli maviyi anlamaktır.

Güliz Ardilli / İstanbul / 19 Mayıs 1997 Pazartesi

Işıktan Köprü

mavilikler | 07 February 2011 18:45

Yine o aynı uçurum gözlerinde… Sen oradan bakınca… Çok uzaklardan… Ben öyle çaresiz kalıyorum ki! Bir daha hiç önceki gibi bakmayacaksın sanki gözlerime. En küçük mesafe bırakmayan o ışıktan köprü gözlerinden bana uzanmayacak.

Sen

Chat Noir 1 | 05 February 2011 12:03

Güneşin doğuşu insanı heyecanlandırıyordu,
Havanın kokusu bir huzur veriyordu,
Sabahın neşesi herkesi etkiliyordu,
Ama tek eksik sen yoktun.
Denizin kokusu anıları tazeliyordu,
Güneşin güzelliği herkesi büyülüyordu,
Sımsıcak kumlar, insanı ısıtıyordu,
Ama tek eksik sen yoktun.
Rüzgarın sesi bir melodi gibi geliyordu,
Yıldızlar ayı kıskandıracak kadar çok parlıyordu,
Gecenin sessizliği düşündürüyordu,
Ama tek eksik sen yoktun.

Güliz Ardilli / İstanbul / 1997

Bozcaada Niye Hep Popüler?

tenedian | 10 November 2010 13:00

Her tatil beldesinin tıpkı bir canlı organizma gibi doğuşu, serpilip büyümesi ve sonra şu ya da bu nedenle yavaş yavaş yokoluşu izlenir. Sayıp oralardaki dostların canlarını sıkmak istemeyiz, ama sizin bile bu satırları okurken aklınızdan kaç tane örnek yer geçti, yalan mı?

Bozcaada doğdu, serpilip büyüdü…E, peki niçin yavaş yavaş yok oluşunu izlemek yerine hala popülerliğini koruyor, bir gelen bir daha gelmek istiyor? Bozcaada‘yı diğer örneklerden farklı kılan nedir?

Bozcaada
Bozcaada

Aslında çok basit: Bozcaada her nekadar giderek profesyonelleşse de, amatör ruhunu koruyor, konuklarına kendinde bulunmayan yabancı unsurları sunmak yerine daha çok kendinin olanı veriyor. Gelenler kendileri için yapay olarak hazırlanmış ortamlar yerine samimi, doğal, kendiliğinden olan ortamlar içinde gunlerini geçiriyorlar. Her anları değişik bir deneyim olmaya aday. Her Ada’lı kendine özgü bir kişilik- önceleri biraz tedirgin etse de-

Bozcaada'da Bir Bağevi
Bozcaada’da Bir Bağevi

Gelenler Ada’da ve Ada’lıda kendinden birşey bulabiliyorlar, Ada insanın kendini keşfetmesi için olanaklar sunuyor büyükkentliye…
Tadı damakta kalıyor Ada’nın sunduğu bu imkanın ve büyük kentte pek de rastlanılmayan özgürlük ortamının.