Yine o aynı uçurum gözlerinde… Sen oradan bakınca… Çok uzaklardan… Ben öyle çaresiz kalıyorum ki! Bir daha hiç önceki gibi bakmayacaksın sanki gözlerime. En küçük mesafe bırakmayan o ışıktan köprü gözlerinden bana uzanmayacak.

Oysa ben ne çok severim onun üzerinde gezinmeyi. En soğuk, en karanlık anlarımda güle oynaya geçerim oradan senin kıyılarına. Kendi denizimin hırçın dalgalarını arkamda bırakır, senin dinginliğinde yıkarım ruhumu.Evde bir şey olmuştur mesela. Kötü kelimeler kara bulutlar yüklemiştir göğüme. Denizim dalgalanır gitgide… Mavisi bile bir başkadır sanki, sonsuzluğu hatırlatmaz. Sadece bir çırpınıştır artık. Duyulmayan feryatlardır.Senin gözlerinden uzanan o ışıklı köprüden geçtiğimde, sesim duyulur olur yine. Çırpınışlarım biter. Artık sen varsındır şimdi. Sıcacık ve güçlü ellerin vardır.Ama o uçurum varken gözlerinde… Bir şeylere küsmüş, atmışsan tüm köprülerini yaşamla aranda… Ellerin çok uzaklara gider, bırakır ellerimi. Bir başıma kalırım dalgalar arasında. Kaybolurum.