bildirgec.org

denge hakkında tüm yazılar

Aristo Mantığı

gokyuzuX | 24 June 2011 09:34

Varoluş çelişkilidir. Çelişki, yaşamın kalbinde yaşar. Çelişki; zıtlıklar sayesinde ortaya çıkar, o zıtlıkların dengisidir. Ve bu dengeyi tutturabilen kişi yaşamı, hayatı, Tanrı’yı daha iyi anlamaya başlar. İşin sırrı dengedir. Sezen Aksu’nun ‘Denge’ isimli şarkısının sözlerinde dile getirdiği gibi. ‘ Ben kendime göreyim, ben dünyaya göreyim, ama sizin adınız ne’? Yaşamın zıtlıklarını anlamayan, Tanrı’yı yok saymaya çalışan insanların çoğu hayatın farklılıklar sayesinde güzel olduğunu kabul etmek istemez. Bizler Aristo mantığına göre yetiştirildik. Mantık, Aristo’ya göre düzdür. Ama yaşam zıtlıkların dengesidir. Erkek varsa kadın, fakir varsa zengin, çirkin varsa güzel, kötü varsa iyi olması gerektiğini kabul etmeyiz birçoğumuz. Zıtlıklar olmadan, aslında her şey çok daha anlamsız olurdu. Dünyadaki tüm eğitim sistemleri Aristo’ya inanıyor. Ve bilim şimdi yaşamın mantık değil, diyalektik üzerine kurulu olduğunu anlıyor. Ölüm olmadan, yaşamın var olmayacağı fikri birçoğumuza ters geliyor. Ölüm yaşama arka fonu sağlar. Ona renk ve derinlik verir, bu yüzden yaşamın karşısında değildir. Ölüm yaşamın içindedir, sahici bir yaşam sürmek isteyen her insan, sahici bir şekilde öleceğini öğrenmelidir. Yaşamda başımıza gelen zorluk ve güçlüklerden Aristo Mantığıyla kurtulmak okadar kolay değildir. Yaşamın içinden ancak hatalarından ders alarak çıkabilir ve zorlukları aşabilirsin.

Kaya Dengeleme Sanatı (Rock Balancing Art)

turritopsis | 04 May 2011 10:06

DengeDengeDenge… Çoğumuzun, belki de, hepimizin en çok aradığı şeylerden bir tanesi de budur. Farklı arayışlardan sonra bazılarımız bunu sanata dönüştürerek öznel bir eşsizliği de yakalayabilmektedir. Bunu yapanlardan biri de Bill Dan‘dır.

Bill Dan
Bill Dan

Bill Dan, taşlardan sanat harikaları yaratan heykeltıraş ve performans ustasıdır. San – Francisco‘da yaşayan Endonezyalı usta 15 seneden fazla bu işi yapmakta ve 15 dakikada epey karmaşık bir sanat eseri ortaya koyabilmektedir. Bill Dan isteyenlere bu sanatın eğitimini de vermektedir.

Hareketsiz döngü merkezine sahip nesne, bu nesneye etki eden tüm kuvvetlerin cebirsel toplamı 0 olduğunda dengeye ulaşır. Nesne kütle merkezinden geçen dikey çizgi, dayanma yüzeyi alanının içinden de geçerse nesnede denge korunur. Bu çizgi dayanma yüzeyi alanından geçmezse de nesne düşer. Mekanikte kararlı denge, kararsız denge ve bozulmaz denge (kuşlarda) gibi denge çeşitleri ayırt edilmektedir.
Bu heykeller de kararsız denge örnekleridirler.

Sağlıklı Beslenmek – Ama Nasıl?

admin | 15 March 2011 10:45

Kabul etmek lazım ki, günümüzün dünyasında aslında birbiriyle temelden çelişen iki eğilim var: Bunlardan biri, mutfakla ilgili ve mutfakta başarılı olmak; diğeri ise, fit yani sağlıklı, formda olmak. Blog dizinlerine baktığınızda mutfak ve/veya yemek tarifleriyle ilgili olanların fazlalığı gözden kaçmıyor. Türkiye’nin en sevilen, en çok tıklanan blogları arasında mutfak blogları herhalde başı çekiyor. Öte yandan, bir diğer eğilim sağlıklı olmak. Artık bir dirhem et bin ayıp örtmüyor. Fazla kilosu olan kişi, sistemin dayattıklarından biri olan modaya uyamıyor, iş görüşmelerinde tercih edilmiyor, kendine daha az güvenebiliyor.

Evlilik Üzerine

vatanda | 11 December 2010 12:59

Evlilik yaşamımızın belkide en önemli kararıdır. Attığımız adımla birlikte bambaşka bir dünyaya farklılıklara herşeyden öte değişik bir kimliğe bürünürüz. Yaşamın belirli dönemlerinde farklı şekillerde ortaya çıksa’da bolca yanlışı olsada olmazsa olmaz bir durumdur evlilik. İster resmi olsun ister dini hatta kalbi şekillerde de olsa evlilik yaşanan birşeydir. Burda genel algı olarak Resmi evliliklerle birlikte duygusal ve dini evliliklerden de söz etmek istiyorum sonuçta biz insanlar çok farklı evliliklerden söz edebiliriz. Mesela duygusal evlilikler çok daha iyidir çoğu konuda çünkü her iki tarafta birbirinden her an ayrılabilecek bir durumdadır. Ve bağı sadece sevgi bağlılık ve aşk sağlar. Resmi evliliklerde ise zamanla alışkanlıklar çevre baskısı ve yaşam koşulları etkilemekte. Dini evliliklerde ise olay çok daha başka hem dini etkiler hemde örfi ananeler etki etmekte. Aslında olması gereken en önemli şey duygusal evliliğin oluşması ve gelişmesi daha sonra zamanla resmi evlilik olur ama burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var ki buda cinsi evliliğin belirli bağlardan sonra oluşması. Sonuçta ülkemiz özellikleri itibariyle en büyük hatalardan birisi önce cinsi evlilik sonra duygusal yada resmi evlilik olması hatta cinsi evlilikten sonra hiçbirşeyin olmaması ve taraflardan sadece bayan olanın zarar görmesi. Daha sonrada çok daha vahim ve kötü sonuçlar doğurması. Sözün özü hatta kısası ilk önce yürekte sonra belirli bağlarla bağlandıktan sonra cinsi ve resmi evliliğin olması. ( Burada cinsi ilişki belirli bir noktaya kadar evlilik öncesinde bilinmesi gerekmektedir. Sonuçta resmi evlilikte cinsellikte önemli bir rol oynamaktadır.)

Memurlar ve yaşam döngüsü

vatanda | 10 December 2010 12:03

Memurluk ve yaşam sorunları hakkında ne yazılsa aslında boştur. Özellikle de 700-800 tl ile yaşamaya çalışan kesimler düşünülünce gerçekten de çok saçma geliyor ama şu varki. Memur olduktan sonra insan değişiyor. Yaşam standartları ve sıkıntıları değişiyor. İster istemez bulunduğu ortamdaki yaşam standardına ayak uydurmaya çalışıyor. Hele bekar ve aile desteği alamıyorsa iş daha da zorlasıyor. Evet 1,500-2000 tl arası bir maaş alınıyor ama bu maaşlar cebe girerken nedense max 750-800 arası giriyor. Giderler ve bu giderlerin ötesinde ihtiyaçlar farklılaşıyor. Bulunduğunuz ortam insanlar ve değişik ihtiyaçlar oluşuyor. Kazanıyorum ama neden harcayamıyorum durumları oluşuyor ve sonuçta memur dediğimiz grup daima borçlu oluyor. Ha şuda var bir memur max 10 sene içinde rahat bir araba alabilir yada bi 10 senede orta halli bir ev sahibi olur ama daha da fazlası olamıyor. Ha diceksiniz e daha ne istiyorsun diye. Ama öyle diil işte yaşıyoruz yaşam geciyor memur olmak için birçok sorundan engelden geçmişiz daha birşeyler olsun istiyoruz. Kendimizi geliştirmek daha da birşeyler kazanıp daha iyi bir ortamda daha refah seviyesi yüksek bir sekilde yaşamak istiyoruz. Belkide insan ne kadar bulursa daha fazlasını ister durumuna düşüyoruz ama öyle oluyor. Birde saolsun bankaların tuzağına düştüğümüz yada birkaç defa hatalı kararlar verdi isek bu sefer tamamen dağılıyoruz. Kısaca sözün özü bir memur evet orta derece bir maaş alır ama bu alınan maaş öyle büyük bir getiri sağlamaz. Hatta zor durumlarda bile kalır. Yazımla sizleri sıktıysam affola.

Meniere Sendromuna teknolojik tedavi!

Beacool | 06 November 2010 13:19

Meniere hastalığı, iç kulak sıvılarının mikrobiyotik oluşumlar ile aşırı miktarda artması veya aşırı miktarda azalması durumunda hastaya denge kaybı ve işitme güçlüğü yaşattıran bir çeşit hastalıktır.” denilerek tanımlanmış Meniere Sendromu. İleri yaş sahibi kişilerde sıkça rastlanan ve hayat kalitesini ciddi orada etkileyen rahatsızlıkların sıkça görülenlerinden…

Kohlear implantı
Kohlear implantı

Şu ana kadar çeşitli tedavi yöntemleriyle rahatsızlığa çözüm aranmış olsa da ameliyat riskini göz önüne almazsanız kesin bir sonuç veren tedavi henüz bulunamadı. Ama Washington Medical Center üniversitesinden gelen haberle bu durum değişecek gibi duruyor. Kohlear implantıyla kulağın işlevini yitirmesi ya da azalması durumu olmaksızın semptomların giderilmesi üzerine çalışan bilim adamları olaya cerrahi ve kimyasal çözüm yerine teknolojik yaklaşmayı seçmişler.

AKORTSUZ BAŞIM

il mare | 10 April 2010 15:45

Bu, insanın yapısında mı var; yoksa bir tek ben mi böyleyim?
Ortada tek bir şey var, tek bir hedef. Hayatın geçirilmesi gereken diğer süreçlerine de bakıldığında, becerebilmesi oldukça kolay bir şey…
O tek bir şey üzerine, sanki aynı anda milyonlarca şeyin üstesinden geliyormuş gibi düşüyorsun ki, dünyada tek bir şey üstüne odaklanıp elde edilmiş başarıların en iyisi,en güzeli senin olsun diye, elinden gelenin en iyisini yapasın ,yapasın diye…
Zaman geçiyor, ilk başlarda her şey güzel gidiyor; mutlu ve umutluyuz derken,
Hünerleri gösterme zamanı artık iyice yaklaşıyor.
Artık yapılan yapılmıştır, artık istenilse de yaptıklarının üzerine çok bir şey katılamazdır.
Bunu beyninde o kadar çok tekrarlarsın ki sonra, gelinen en son aşamada,
Neredeyse beynin bu başıboşluk duygusundan,bu rahatlamadan sarhoş olur, bilinçsizleşir, kendini resetler, gider,dolanır,aylak adam olur,işsiz kalır,kalır,kalır derken…
Herşey bir anda, en son aşamada, tıkanırrrr kalır…
Azimli kulaçlarla yüzülüp varılan kuyruk, boynumuza dolanır,koca bir varoluşluktan, tekrar filizlenemez bir yokluk yaratır…