bildirgec.org

cinsellik hakkında tüm yazılar

En İyi Cinsel Eğitim Siteleri

lazaronnie | 21 August 2009 14:23

Bugün dünyanın birçok ülkesinde cinsellik, yıkılması zor bir tabu olarak topluma yerleşmiştir. Ancak ne var ki doktorlar ve bilim adamları bu konuların tabu olarak kalmasına pek katılmıyorlar.

Cinselliğin insanın ayrılmaz bir parçası olarak dikkatle incelenmesi, anlaşılması gerektiğini düşünerek bu konudaki eksikliklerimizi giderebilecek bazı kaynakları paylaşacağız…

Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki aşağıda verilen kaynakların tamamı bilgilendirme amaçlı. Sağlık hizmeti olarak dikkate alınmaması gerekir.

cinselegitim.net

Bu sitede 15 genel kategori altında onlarca soruya cevap verilmiş durumda. Merak edilen birçok soruya burada yanıt bulmak olası..

Erkekler ve Kadınlar.

vatanda | 26 July 2009 12:07

Evet insanlığın var oluşundan beridir, hep bir farklılık olagelmiştir. Erkekler ve kadınlar birbirlerini tamamlamakla birlikte hep farklıdırlar. Şimdi bizim gözümüzde kadınlar hatta daha da alanı daraltırsak. Evlenmeden ve evlendikten sonra kadınlara bakış açımızı kendi gözümden anlatmaya çalışacağım.

Daha ilk anda bir bayana aşık olduğumuzda başlar aslında herşey. Sanki at gözlüğü takmışız gibi herşeyimiz olursunuz. Daha sonra ilişki ilerledikçe bir özgüven oluşur. Zamanla artık bu çantada keklik yeni avlar gerekli oluyoruz. Bizim gözümüzde kadınlar elde etmek için yarışılacak elde ettikten sonra ödülümüzü alacağımız, Daha sonra yeni heyecan yada avlara koşacağımız bir olay.

Müzik severlere özel zamazingolar – Derleme

arago | 13 July 2009 14:16

Uykuya dalarken müzik dinleyenlere: Sound Pillow

Sound Pillow
Sound Pillow

Uyumadan önce, hatta uyurken benim gibi müzik dinleme fantazisi olan arkadaşlar için ciddi ciddi yapılmış bir yastık. Papa‘nın tanıttığı bu Zamazingo‘nun kullanım alanları da biz pratik zekalı Türk Milleti sayesinde genişler diye düşünüyorum.

Basıyorum, duyuyorum

push-to-hear anahtarının harici fiyatı $59
push-to-hear anahtarının harici fiyatı $59

“Duymak için ittir”, yok artık yalnızca karşıdan karşıya geçmek için bu kulaklığa $499 verilmezdi heralde. Kulaklıklarında bulunan bir tiz ve iki baslı minik hoparlörler sayesinde fiyat bu derece sallıyor masamızı. Plumprune‘in tanıttığı Shure markasına ait E500 kulaklıklar çevre sesini 37 desibele kadar kesebiliyor.

Parmakla davul çalmak böyle olur…

Sperm Bankası

ozanTi | 03 July 2009 00:37

Yazmaya yazmaya paslanmışız be arkadaş. Neredeyse klavyedeki tuşların yerini unutacakmışız. Neyse geçelim boş langırtılarıda gelelim asıl meseleye…

arzu batağı

mansonilized | 04 June 2009 15:50

http://decentcommunity.org/2009/05/05/women-dies-after-using-jackhammer-as-dildo/

Pembe ÜÇGEN

admin | 04 March 2009 13:07

Susmak=Ölüm (SILENCE=DEATH) yazılı poster
Susmak=Ölüm (SILENCE=DEATH) yazılı poster

Pembe üçgenin tarihteki serüveni, Adolf Hitler’in adını yavaş yavaş dünyaya duyurmaya başladığı, II. Dünya Savaşı’ndan hemen önce Almanya’da iktidara gelişiyle başlar. II. Dünya Savaşı’nda cinsiyet kavramları üzerinde yaşanan ırkçı politikanın en önemli simgesi haline gelir; pembe üçgen…
Bu üçgeni oluşturan çizgilerin içini dolduran pembe renk, yılların kötü anılarını yutmuş gibidir…
Sanki hiçbir şeyi görmemiş, duymamış gibi durağan…
Yaşanan acıların ve bu büyük trajedinin en önemli temsilcisi olmasına rağmen, sadece duruşuyla anlatıyor tüm isyanını…
Beyazla kırmızı arası bir karışımın sessiz çığlığı gibi; Beyazın saflığı, kırmızınınsa sıcaklığı ona konuşarak anlatacak bir şey bırakmamış adeta…

Ama şu bir gerçek ki; geçmişte Nazi rejiminin yok etmeye çalıştığı bir grubun, farklılığı için kullanılan bu etiket; o tarihlerde yaşamaya hakkı olmadığı düşünülen eşcinsel toplumu ifşa ederken, bugünse eşcinsellerin dünyada, özgürlük ve eşitlik adına verdiği mücadelenin en büyük görsel ifadesi haline gelmiştir.
Bu nedenledir ki; bahsi geçen “Pembe Üçgende”ki PEMBE, sadece bir renk olmaktan ziyade tarifi o kadar da kolay olmayan bir karışım, o ÜÇGENse; varoşlun en anlamlı geometrik formu haline gelmiştir.

Ters Pembe Üçgen
Ters Pembe Üçgen

1970’li yıllarda eşcinsel hakları savunucuları, geçmişte Naziler tarafından bambaşka bir anlamla kullanılmış olan pembe üçgeni, eşcinsellerin özgürlüklerini genişletmek adına verdikleri mücadelede tekrar gündeme getirdiler.

Sinemada Faşizmin Tarihçisi…

| 30 January 2009 10:37

resim:profile.myspace.com
resim:profile.myspace.com

Bernardo Bertolucci (16.03.1941- )
Bertolucci, yazar ve sinema eleştirmeni Attilio Bertolucci’nin oğlu. Parma’da dünyaya gelen ve babasının izinden gitmeyi düşünen genç Bertolucci, edebiyat fakültesine yazıldı. Üniversiteye devam ederken yazdığı “Gizem Arayışında” adlı şiir kitabı ile 1962 yılında önemli edebiyat ödüllerinden olan Vieareggio ödülünü kazandı.

Bertolucci ilk yönetmenlik denemesini, 1961 yılında tanıştığı Pier Paolo Pasolini’ye ‘Accatone’ (Dilenci-1962) adlı filmin yönetiminde asistanlık yaparak gerçekleştirdi. Bu işten sonra 22 yaşındaki Bertolucci, yönetmen olmaya karar verdi ve üniversite tahsilini yarım bıraktı. Aynı yıl içinde tamamladığı ilk yapıtı, ‘La Commare Secca’ (Sıska Vaftiz Anası-1962) adlı filminde bir fahişenin öldürülmesi olayını anlatan Bertolucci; bu filmi amatör oyuncularla çekti.

Yönetmen, ikinci filmi ‘Prima Della Rivoluzione’ (Devrimden Önce-1963/64) ile eleştirmenlerin ilgi noktası oldu. Bununla beraber kendi çevresinden kurtulmayı başaramayan, orta sınıf bir gencin öyküsü seyirciler tarafından tutulmadı ve Bertolucci parasal sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Ünlü yönetmen, sinema çalışmalarına bu sebepten ötürü dört yıl ara verdi.

Faşizme karşı 1969-1970 yıllarında çevirdiği iki filmle Bertolucci, İtalyan faşizmini irdelemeye başladı. ‘La Strategia Del Ragno’ (Örümceğin Stratejisi-1969) adlı filmin konusu: Babasına bir faşizm kurbanı olduğunu ve siyasal geçmişinden dolayı öldüğünü düşünerek tapan bir oğul, onun bir hain olduğunu öğrenir. Bertolucci, burada ince ince hesaplanmış bir anlatım yöntemi kullanmıştır. Alberto Moravia’ nın romanından uyarlanan ‘II Confarmista’ (Konformist-1970) adlı filmi ile Bertolucci, kendi ifadesine göre “Faşizmi burjuvazinin bir hastalığı olarak” tarif eder.

DON JUAN…

akoni | 26 November 2008 10:15

Don Juan
Don Juan

Yaşamda en büyük merakı cinsellik olan, küstah ama sevimli erkeklerdir kadın avcıları. Kadınlar, tehlikelere aldırmadan, uzun bir zincirin yalnızca bir halkası olduklarını bile bile onların peşine takılırlar. Bu “harika aşıklar” ve onlara kapılan kadınlar nasıl insanlardır acaba?

Kadın avcısı erkekleri, herkes genellikle bir bakışta ayırt edebilir. Yakışıklıdır, sevimlidir, dedikodulara göre aşırı cinsellik düşkünüdür. Hiçbir kadın dayanamaz onlara. O ise, hiçbirini önemsemez. Kadın avlama işine akıl almaz bir enerji ve zaman ayırır. Ancak hiçbir zaman köklü sürekli bir ilişkinin tadını öğrenemez.