bildirgec.org

cehalet hakkında tüm yazılar

Cesareti olamayan, razı olmaya hazır olsun

ikuzgun | 09 December 2007 11:05

Cesaret, güç veya tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güvendir. O işi yapabilme azmidir.

Cesaretin en hası, her şeyini kaybetmeyi göze alabilmektir. Her şeyini kaybetme riski olan bir durumda yapmak istediğin ya da yapmak zorunda olduğun şeyi, her şeye rağmen yapmaktır.

Tam tarif olarak cesaret; yapmak istemediğin, ya da olmasını istemediğin bir şeyin gerçekleşmesi ihtimali uğruna, yapmak istediğini yapma iradesinde; ısrar etmektir.

Kişiyi cesarete sevk eden çeşitli hisler vardır. Bunların en başında geleni sevgidir.

Pardus’u Çinliler kullanacak(mış)

Alpharabius | 05 December 2007 15:33

Şuradaki haber diyor ki: “Yerli yazılım Pardus Türkiye’de tuttu, gözünü şimdi Çin’e dikti” :). Başlığıyla beraber haberin içeriği ise tam bir komedi.

Bunlardan en başarılısı Almanların geliştirdiği Linux işletim sistemi.

Linux bir defa işletim sistemi değildir. Linux Almanlar tarafından geliştirilmiş bir işletim sistemi hiç değildir. Linux Finlandiyalı bir üniversite öğrencisi olan Linus Torvalds tarafından başlangıç geliştirmeleri yapılmış daha sonradan ise dünyanın birçok ülkesinden birçok geliştiricinin katkısı olmuş bir işletim sistemi çekirdeğidir.

Hele haberde bir Microsoft olayı var ki artık orasını kendiniz yorumlayın.

Fıkıh ve Dinde Yeri

suphi | 19 October 2007 16:59

Fıkıh; lügatta bilmek, anlamak ve ince bir anlayış sahibi olmak manalarına gelir.

Fahrüddin-i Râzi hz.leri “”Allahû Teâlâ ilim, fehim ve idrak mânâsına gelen fıkhı, kâfirlerin kalplerinden çıkarmıştır. Onların kalpleri vardır, bununla idrak edemezler” buyurmuşlardır.

Fahr-i Kainat Efendimiz (s.a.v) “Allah kime hayır murad ederse, onu dinde fakih kılar” buyurmuşlardır.

Istılahta fıkıh; Şeri hükümleri, delilleriyle birlikte tafsili olarak bilmek demektir.

İmam-ı Azam Ebu Hanife (rahmetullahi aleyh) fıkhı şu şekilde tarif ediyor: Fıkıh; kişinin lehine ve aleyhine olan hükümleri bilmesidir. Yani, dinde yapılması ve sakınılması lazım gelen hususları; helali – haramı bilmek.

Bazı Tasavvufi Sözler

suphi | 31 August 2007 10:17

Rahat gece, tatlı mehtâb bul bana, Her şeyden anlatayım, o zaman sana departmanından…

Son günlerde hafif’deki bilgi kirliliğine bir de tasavvuf ve onun büyükleri hakkındaki yanlış bilgiler eklendi. Kendini bilmez bu cahiller, ayıplarını hüner sanarak sergilemektedirler.

Zavallı câhil, sanır ki, din adamıdır;
din ile ilgisi, yalnız böyle sanmasıdır.

Büyükler, cahilin ve düşmanın ağzını kapamanın kale kapısını kapamaktan daha zor olduğunu söylemişler.

Kendinden haberi olmıyan zevallıya,
yakışır mı, ince bilgileri diline ala?

ABLAAA ORDAMISIN?

haberhaberhaber | 15 July 2007 02:29

Mahalledeki genç komşum, abla senin dediklerini uyguluyorum. Hep işe yarıyor
Sakın ha! sadece benim dediklerimi uygulama. Ben sana bazı şeyleri uygula diye anlatmıyorum. Ben sana tecrübelerimi, deneyerek öğrenilmiş bazı tüyoları dilimin döndüğünce anlatıyorum. Sen bunları kendince de değerlendirip makul ve mantıklı gördüğün zaman uygulayacaksın.
Bir vesile ile nette tanışıp ablalık ettiğim genç bir çocuk, Aslında hiç âdetim olmadığı halde msn mi vermişim. Bir gün ekranda yanıp sönen kırmızı bir ışık. Bu kim ya ben kimseyle yazışmam ki. Açıp baktım.
Abla.
Abla orda mısın?
Allahallah bu kim ya?
Evet, kimsiniz.
Msn nin üzerinde aşkların acıları sensizdir yazıyor.
Kusura bakma tanıyamadım.

Kendini tanıtmaya çalıştı tanıyamadım ama ayıp olmasın diye tanıdım dedim. Nasılsınlar teşekkürler faslından sonra kapatıldı. İki üç günde bir benim msn yi açık görünce abla ora damısın cevap vermeyecek misin? Abla, abla. E canın sağ olsun abla Bir kaç gün böyle devam etti, daha sonra bunun derdi neymiş bakalım bir anlayayım dedim
Abla.
Abla.
Buradayım nasılsın iyi misin?
Sağ ol abla iyiyim desem yalan olur.
Anlat istersen.
Abla kafanı şişirmeyeyim.
Şişirmezsin anlat.

Bu aralar tanıdığım, tanımadığım insanlar bana dertlerini anlatmak için adeta yarışıyor. Kendimi Güzin abla gibi hissetmeye başladım
Anlatırsan dinlerim.
İşlerin nasıl? Ailen nasıl?
Benim işim yok ki abla.
Şu an sen neredesin?
İnternet cafe de.
İşin yok internet kefedesin öylemi?
Evet.
İyi otur orada sana iş bulup getirirler.
İş bulamıyorum ki.
Bana iş vermiyorlar.
Neden?İçerden çıktım sabıkalıyım.
Ne sabıkası?
Adam öldürdüm.
Ne? Adam mı öldürdün niye?.
Çalıştığım yerdeki patronum paramı vermedi onunla yanındaki adamı birde beni dövmeye kalktılar. Bende onları bıçakladım.
Sen benimle eğlen bakalım.
Abla ne eğlenmesi vallaha doğruyu söylüyorum.
Sus birde yemin ediyor.
Abla niye inanmıyorsun.
Sen 22 yaşındayım demedin mi?
Evet
Askerliği mide yaptım dedin.
Evet.
Sen ya hesap bilmiyorsun, yâda beni saf sanıyorsun.
Abla vallah billâh yalanım yok. İki gözüm önüme aksın ki.
On sekiz yaşımda iki adam öldürdüm. Üç yıl yattım.
Nasıl üç yıl?
İyi hal, ana hakkı, baba hakkı, hakkı bulut hakkı. Üç yıl yattım. Çıkar çıkmazda askere gittim. Askerlik bitti yaş 22 iş arıyorum. Ben içerdeyken babam da zor duruma düşmüş. Karşıya kan parası, ben içerdeyken bana para. Eldeki avuçtaki gittiği gibi kredi kartı limitleri de dolmuş ödeyememişler, üzerine faiz binmiş.
Sen şimdi cafedemisin?
Evet.
Birde utanmadan evet diyor. Kalk çabuk. Senin bulunduğun il sanayi bölgesi bir sürü fabrika var. Eninde sonunda çabalarsan bulursun, fabrikada iş bulana kadar cafeye vereceğin paraya limon al ve satmaya başla.
Abla kızma tamam.
Bak daha sen ora damısın?
Gidiyorum abla
.
Aradan bir ay kadar geçti. Aşkların acıları sensizdir yanıp sönüyor.
Abla
Ablaaa orada mısın?
Sen yinemi cafe desin?
Abla lastik (araba) fabrikasında işe girdim. Maaşım çok iyi.
Çalışıyorsan orada bu saatte işin ne?
Abla gece vardiyasındayım.
Olgum git uyu orada işin ne?.
Abla sana bildirmek için geldim, şimdi gideceğim.

Çok sevindiğimi söyledim, gitti.
Gerçekten çok sevinmiştim, sabıkalı, tahsilsiz, işsiz 22 yaşında. Potansiyel suçlu olarak görülen bir genç.
İki kişinin canını almıştı, İş bulamayıp ortada deli fişek gibi gezerek kim bilir daha ne gibi suçlara karışırdı. Gasp, hırsızlık, belki yine cinayet. Arada bir yazdı, işinden bahsetti, babasına yardım ettiğinden, işini sevdiğinden falan.
İki gün önce yine ablaa diye çıktı ortaya. Hemen cevap verdim.
Nasılsın, ailen iyimi, işe devamı gibi sorular ve cevaplardan sonra.
Abla sizin o taraflara geleceğim.
Hayırdır inşallah neden?
Sevdiğim kız o bölgede. Onu kaçırmaya geleceğim.
Hayda sen ne diyorsun, ne kızı ne kaçırması?
Allahın emriyle aileni getir iste. İstedin de vermediler mi?
Ailemi oraya getirsem çok masraf olur, esya falan aldım, evde alacağım, birde yola masraf etmek istemiyorum.
Alooo oğlum sen neler saçmalıyorsun? Kızın ailesiyle bile tanışma zahmetine girmiyorsun, bu kız seninle nasıl kaçacak. Diyelim ki kaçtı, ailesini hiçe sayıp habersiz alıp bohçasını kaçan bir kızı sen nasıl kabul edeceksin.
Ama biz birbirimizi çok seviyoruz.
Sevginize sözüm yok. Eşya aldım ev alacağım diyorsun birkaç ay daha sabredip yol parasını biriktirmeyi bekleyemez misiniz?
Ama abla.
Ama mama yok. Akıllı ol akıllı.

Bu gün yine aramış kızım bakmış. Abla yok mu demiş. kızımda annem yok diyince kardeş selam söyle ablama kendine de iyi bak demiş ve kapatmış. Bu gün yetişemediğime çok üzüldüm. Bütün gece msn açıktı ama abla diyen yoktu. Yarın da tüm gün açık tutacağım.