bildirgec.org

bunalım hakkında tüm yazılar

keder..

morfik | 03 July 2008 14:54

Tanrı’nın gözyaşları akıyorsa içime
bölünüyorsa dünya parçalara
tünüyorsa avuçlarıma lanetlenmekuçma vakti midir?
gelip durdum mu ecelin kapısına??

tam da alışmıştık dönmesine
dönüyorduk aydınlık özümüze
karalanarak dışlandık..

sonra;
uzun uzun ağladım Tanrı’yla…

elveda

lazybohem | 17 April 2008 19:40

Başımda ise aklım, yerinde ise mantığım son şansım bu: seni unutmaya gidiyorum.
Şimdiye kadarki (ayrılık) benim için çok zordu; ikilemler, yeniden başlama ihtimalleri, unutmak istemeler, nefretler, yalanlar, hatıraların üşüşmesi bir anda, ağlama krizleri, telefona bakıp dalmalar, mesaj beklemeler, uzun mailler yazıp gönderememeler, tüm dünyanın seni sorması…
Şimdi senin arkaya attığın (yada öyle olmasını umduğum) tüm ihtimalleri yıkmaya gidiyorum. İnan seni unutmak için elimden ne geliyorsa yapacağım.

Hala gitmemişken söyleyeyim, sana veremediğim son mektubumdan…

TERS SORUİŞARETİ

lazybohem | 27 March 2008 14:47

Ben kimim?
Kimi görüyorsunuz şu anda benim profilimde?
Seçilmiş bir avatar mıyım ben?
Seçtiğim kullanıcı ismim miyim?
Eğitim öğretim hayatım mıyım?
Cebimdeki cüzdanım mıyım?
Siyasi düşüncem miyim?
Bildiğim yabancı diller miyim?
Takıldığım arkadaş grubum muyum?
Gezindiğim internet siteleri miyim?
Aynada gördüğüm müyüm?

Her yerde bir sıfata sahip olmak , isteyerek veya istemeyerek aldığımız sıfatlarla geziniyoruz hep. Bankada cebimizdeki cüzdanız mesela, iş yerimizde aldığımız eğitim,…

Sıfatlarımızla bu kadar çok ilgilenince kendimizi unuttuk.
Benliğimizi, isteklerimizi, hayallerimizi unuttuk.
Ve karakterimizi kaybettik.

Ve kuş öldü.

sekoci | 26 February 2008 21:46

Bugün kuşum öldu sevgilim.. Ve sen zamanla kolkola aşkımın bir tanığını daha katlettin…..

Ve kuş öldü. ağladım. Kuşlarla aram yoktur aslında yada hayvanlarla yada insanlarla.. Babam ölse dokunmaz.. kuşa ağladım.. Zamana kızarken eski zamanlarım geldi aklıma… taaa çok uzaklara çocukluuma… Öğretilenler akılda kalmıyor.. Şimdi büyük insandım. O zamanki büyük insanlardan pek uzaktım.. Şükretmeyi bilmelisin derdi babam.. İyi ve kötü kaderindir.. huzurlu olabilmek için her kötu olayın bir iyi yönünü bul ve şükret ona.. İyimser ol derdi… Beni tutanı buldum sonunda eskinin ağlarına tutunarak yaşayabilmeyi öğrenmişim mesela..; İçki parası bulamadığımda en sarhoş günümü aklıma getiriyorum… yalnız kaldığımda kadınlarımı getiririm aklıma… Geçmişin bıraktıkları nefes aldırıyor bana.

Aşkın yorgunluğu

darjeeling | 18 December 2007 10:57

Yorgun olur insan bazen. Tükenmişlikle sonlanacağını bildiği o yolda hırsla yürürken yorulduğunu anlar. Halbuki sonunun kötü olduğunu bile bile yapar bunu. Yolun sonu hiç te hayırlı değildir. Bir parıltı bile yoktur ki ona umut versin. Ama öldürmeyen şey güçlendirirmiş ya, heralde bu yüzden daha bir bağlanır, tutunur hedefine. Elimde tutayım derken avuçlarından kayıp gidiveren aşkını görünce anlar insan sona yaklaştığını. Gözyaşları nafile. Verilen tüm emekler nafile. Fedakarlıklar nafile. Duyulan acı sözler kulakların kiri olmuş artık. Ve bilinir ki, aşk, karşı tarafa çok ta değer vermediğin zaman güzel. Kendini yiyip bitirip tüketmedikçe, ona aslında ne(?..)olduğunu ima ettiğin sürece güzel…

Psikiyatristler ve Hastaları

Guitarist | 16 December 2007 00:36

Anti depresan ilaçlar kullanmaya başladım,depresyondayım.

Bu maceramı uzun uzun anlatmıycam da kısaca bişeyden bahsetmek istiyorum…

Anksiyete bozukluğu derin kaygı,üzüntü,başa bişey gelme korkusu,bitmek bilmez sıkıntılar kısacası kişinin kaygılarını kontrol edememesi demek. Anksiyete bozukluğu olduğunu psikiyatristte öğrenip,bunun için psikiyatristin verdiği ilaçları kullanması gereken kişiler çok zor duruma düşüyor! Aynı durum paranoyaklar için de geçerli olabailir.

Sorun şu;doktorun verdiği ilaç doğru olan ilaç mı?

Bu da bir Darjeeling ruh hali.

darjeeling | 12 November 2007 17:09

Boş boş ekrana bakan bir çift göz var şu an bende. Yazmaya hep hevesli bir yürek ama dirençsiz parmaklar var bende. Gelecek kaygısı taşıyan beynime bu yük bazen ağır geliyor. Göğsüm sıkışıyor, kaçmak, uzaklaşmak istiyorum bir yerlerden ama mecburiyetlerin çaresizliğinde eriyip bitiyorum. Hayatımın düzeni bile sıkıyor bazı zamanlar beni, insanlar düzensizlikle boğuşurken. Sonra diyorum ki kendime, ‘ne kadar nankörsün, şükret, şükret ki yetinebildiklerinin aslında çoğu insanın sahip olamadığı şeyler olduğunu farket’. O dirençsiz dediğin parmaklarının bile bedenine bağlı ve canlı olduğunu unutma. Bunu bile unutma..

bunalım denemesi

lazybohem | 07 October 2007 01:40

Soru işaretlerim tembelliğimin önüne geçti bugün ve sahilde buldum kendimi. aklımda türlü şarkı ve şiirler hepsi yanlızlığa dair.
Bu tür zamanlarda daha çok anlıyor insan seveceğinin kıymetini, artık beklediğim yeter diyesim geliyor.
sabah sabah yanlızlık vuruyor sahile, çıkaramıyor dalgalar beni bunalımdan; dört tarafım yanlızlık, kendimle yapayanlız.
başımı kaldırdığımda okul çocukları görüyorum. körpe bedenleri ilk derse girmeyi değilde sahilde koşmayı yeğlemişler.
sol tarafımda bir elinde gazete diğer elinde de tespihe benzettiğim kırk elli yaşlarında eşofmanlı bir amcam yaklaşıyor. anlam veremiyorum tespihe. sonra gülüyorum elindeki köpeğinin tasması.
bu kadar kalabalık yeter diyorum. dünyama dönüyorum.

Depresyon…

srqluciddreaming | 06 October 2007 22:03

Doktorumun bana depresyon teşhisi koymasının üstünden yaklaşık olarak bir sene geçti.Bir senedir hasta muamelesi görmüşüm, dile kolay!Dozajı sürekli arttırılan ilaçlarımla yaşamayı daha yeni yeni öğreniyorum.Peki ya neye yaradı hergün avuç dolusu alınan ilaçlar?
Hiç.
Farklı bir sonuç beklemiyordum aslında.Nedeniyse depresyonun ne başkalarının telkinleriyle ne de anti-depresanlarla geçmeyeceğini,kendime dönüp ne yaptığımı sorgulayacağım zamana kadar benimle olacağını bilmemdi.Aslında bu içe dönüşleri denemedim diyemem.Ama her içe dönüşte karşılaştığım kişi farklıydı,kendim diye bildiğim insandan çok uzaktı.İnsanın kendisiyle karşılaşması için,kendisini bulması için ne yapması gerekir bilemedim , ki hala daha bilmiyorum.
Şimdi insanların kimlik arayışı ya da gençlik bunalımı diye adlandırdıkları şeyden çok daha uzak olduğumu görüyorum.Depresyon benim gözümde kişinin kendi beyninde kaybolması , yol bulamamasından başka birşey değil.Artık kendi yolumu bulmam için sadece kendime bakmalıyım,ilaçlara değil.