bildirgec.org

ben hakkında tüm yazılar

OLSA DA

astral | 28 October 2006 03:21

KIZGIN ALEV AĞZI OLSA DA YÜREĞİM
AŞKA DAİR NE VARSA YAKIP YIKTIM BU KENTDE

Malibu ve Ben

ahmetkucukoglu | 20 October 2006 12:01

Ben küçükken babam eve Malibu getirmiş. Babam az bişey içirmiş bana. Benim hoşuma gitmiş. Tabi bunun üzerine benim yaramazlığımmda eklenince sen git dolabı aç, şişeyi diktepene iç. Şişe elimde sızmış kalmışım. Babam anlatıyor; o halin hiç aklımdan çıkmıyor. İçkiciler gibi şişe elinde sızmış kalmışssın diyor . Bunun üzerine tam 48 saat aralıksız uyumuşum sarhoşluktan.

YİNE DE

astral | 20 October 2006 00:09

Dilimin ucunda sen olsan
Göz bebeklerimde sen
Dudaklarında sen yansan

Yine de
Yine de
Yine de

Şunu diyorum ki sana
Diyarların düşlerim olsa
Uçar gelirim sana
Ama öyle değil yar
Ellerim kelepçede
dilim zincir

YAKILAN EĞER

astral | 19 October 2006 23:37

Duvarlarım
Haykırışlarım olduğunda

Al beni götür buralardan
Damarlarında ben olduğumda

Kaçalım kuytu derin
Bir karanlıkta

Karanlıklarımda
SenOlacaksan eğer
Eğerleri yakayım

Yakayım bu geceyi
Ve seni olduğu gibi

(derya’ya)

filmler mi ruh halimi bozuyor?

deborahhh | 03 July 2006 02:17

gece yarılarına kadar film izlemeye bayılırım. Belki bayan olduğumdan, belki sürekli iç sesimle monolog halinde olduğumdan daha çok Avrupa filmlerini izlerim,hani şu aksiyondan mümkün mertebe uzak, diyaloğa, ya da iç dünyaya dönük filmleri. Son günlerde kendimce saptamalarım olmaya başladı. Örneğin Fransız filmlerinde hep susuyorlar, ben de filmdeki karakter gibi suskun biri olmayı düşünüyorum..İtalyan filmlerindeyse durmaksızın konuşuyorlar, bu kez de herşeyi apaçık konuşan biri olmak istiyorum, daha çok Balkanlar da geçen filmlerdeyse genel bir gürültü ve eğlence hakim. O zamanda hoplaya zıplaya, bağıra çağıra ortalıkta gezesim geliyor. İspanyol filmlerindeyse ellerinde her daim sopayla gezdikleri izlenimini veren,bir kulaklarına çiçek iliştirilmiş, içli şarkılar söyleyen, seksi danslar eden, çığlık çığlığa dolaşan kadınlara özeniyorum….Türk filmlerini izlediğimdeyse her işsizin yaptığı gibi memleketin halinin ne denli içler acısı olduğunu, yıllar geçse de törelerin, cinayetlerin, namus kavramının ve içinden çıkılması hayli güç bin türlü problemin çözümü olup olmadığını düşünürken buluyorum kendimi….Acaba filmler mi ruh halimi bu denli değiştiriyor, yoksa ben film izledikçe mi ruh halimi bu kadar sorguluyorum? Cevap hangisi olursa olsun ben değişmediğimi içim acıyarak farkediyorum. Yarın yine en az üç film izleyeceğim, ertesi gün yine…Film bulamayınca daha önce gördüklerimi ikinci, üçüncü kez…..Değişecek miyim? Bilmiyorum. Her sabah aynaya bakıyorum, 25*365 yaklaşık 9125 kere kendime bakmışım. Ne değişti? Biraz büyüdüm, biraz yaşlandım, biraz eskidim, tıpkı izlediğim filmler gibi…Ya ben? Bir kaç filmde bir kaç etkilendiğim sahne sık sık zihnimde dolanır, pekiyi ya ben? Birilerinin zihninde yer kaplayacak kadar, bir kaç sahne olsun, ne yaptım? Yer kaplamış mıyımdır?

hallerimiz ve yasaklarımız

suphi | 14 June 2006 10:56

Hayattan beklediğimi bulamayınca karşıma aldım ve konuşmaya başladım;
-buyrun efendim beni çağırmışsınız.
-evet, geç söyle otur karşıma.
-buyrun efendim
– bacağını indir bakayım diğer bacanının üzerinden, ceketini de ilikle
-özür dilerim efendim
–bundan sonra sana müzik dinlemeyi, şarkı söylemeyi, film izlemeyi ve kitap okumayı ikinci bir emrime kadar yasaklıyorum
-Şiir?
-Doğadan, çiçeklerden, böceklerden, bilumum hayvanat ve nebatattan bahseden şiirler için cevaz veriyorum fakat içinde insan unsuru barındıran tüm şiirler ve şeyler kati olarak yasak.Anlaşıldı mı?
-Peki ama sebep ne efendim? ne oldu ki?
– fark ettiler ve sömürülmeye başlandık.Tüm duygulardan arınmamız lazım.
-neden?
-acı çekmemek için
-siz daha iyi bilirsiniz efendim ama buna ne kadar dayanabileceksiniz ki..
-bilmiyorum..
-efendim bunların hepsi o’ yüzün değil mi?
-yine neden açıyorsun bu konuyu.
-efendim kaçamazsınız, buradan başka gidebileceğiniz yer yok.üzülmeyiniz lütfen.ben varım ve yanınızdayım.
-üzgünüm bir an kendime hakim olamadım.
-önemli değil efendim, insanca şeyler yabancı değil size.
-Bu günlük’ konuşmamız burada bitmiştir.gidebilirsin.

BENLERİN DÜNYASINDA BİZ

| 09 June 2006 11:36

Bunu sizlerle paylaşmamak haksızlık olurdu.
Özellikle cevap yazısına bittim doğrusu.

Biz
(“ben”lerin dunyasinda)

Biz ayni torpilli kusagin cocuklariyiz.

Biz ilk aya gidenleriz,
unutulmaz sarkilari ciktigi anda dinleyen,
yandaki mahalleyi bos arsada 7-1 yenenleriz.

Biz tiyatroyu radyoda dinleyenleriz.

Televizyonu komsuda izleyen,
perdedeki yildizlari,
yildizlarin altinda seyredenleriz.

Laklakla bilekleri,
asiyla kolu sisenleriz.

Tren camindan sarkan,
bir fincan kahveyle mutlu olan,
bombos guney sahillerine
cep delik, cepken delik gidenleriz.

bir ben var, bir de benden içeri

buyutec | 18 May 2006 08:59

öyle bir yalnızlık ki kurtulmak mümkün değil. nedir seni yalnızlıktan kurtaran? ailen? arkadaşların? sevgilin?

başka insanlarla beraberken yalnız olmadığını sanmak insanı hayatında sahip olmamaktan mutlu edecek ender farkındalıklardan biri heralde. belki de dünyanın en boktan kandırmacasıyla asla yüz yüze gelmemek yüzeyde kalmak ama, en büyük şans aynı zamanda.

en yakın hissettiğin insanla berabersin, yalnız değil misin? (ooo0o) oysa iki şey var ya sadece sahip olduğun. bi SEN varsın, bi de senin algın. ne başkasının varlığına ne de algısına haiz olabilirsin. sen algılandığın sürece karşındakinin orda olup olmaması farkeder mi sanıyosun? olmasa algılayamıcak olmak yetmez bunun gücünü ortadan kaldırmaya.

Kendi kendime elestiri-ozelestiri

yagmurbaz | 15 May 2006 20:06

Hayatim hep boyle mi gececek bilmiyorum. Cok yorucu. Insanlari gozlemliyorum, yorumlar yapiyorum, sonra da karsilastirmalar yapip sonuclar cikariyorum. Bazen diyorum ki banane yani elin insanlarindan, ama obsesif bir sekilde bundan kurtulamiyorum. Guzel yanlari yok mu, var tabii. Insanlari tanidigimi hissediyorum. Kotu yanlari yok mu, var tabii. Insanlari kaliplara sokuyorum. Insanlari bir kerede gorup taniyan anneler tanidim. Yorumlari hep yuzde yuz dogru cikiyordu. Bende onlardan biri olacagim bu gidisle.

Neye taktim son olarak, turk insaninin dine karsi bakis acisinin toplum hayatini nasil etkiledigine taktim. Hayir bir de en kotusu sectigim konular akademik bilgi gerektiriyor, bende yok. Sadece yakin cevremden insanlarin gozlemleriyle bilimsel yorumlar. Nefret ediyorum bundan. Cunku -gozlemlerime dayanarak-:)) soyleyebilirim bir cok insan bunu yapiyor ve geyik denen konusma tarzi buradan doguyor bence. Buna nasil engel olacagim ben:((

Değerlendirmem 1

ion | 02 May 2006 00:55

Uzun süre önce aldığım bu bildirgeç hesabına simdi ilk yazımı ekliyorum.

Hayatta yol aldıkca her gün yenilikler ile karsılasıyorum .Son sene gerçekten gerçekten zordu.Zorluğu hep insanlar ile ilgili idi. Biraz sinirli ve zor zamanlar geçirdim . Ama artık yavas yavas kendimi kontrol altına almaya basladım .

Sonucta sunu ögrendim ki ; Senin senden baska dostun ve hayatında en degerli kişi sensin.Sen sana iyi davranmazsan hiç kimseden bir şey bekleyemezsin .Ben 7 senelik bir kayıptan sonra kendi hayatım için bir şeyler yapmayı basardım .Bu tabi basarı kişisel deneyimden çok yediğiniz kazılar ile oluyor 🙂 artık doyduğunuuz hissetiğiniz ve kurtulmanız ise bir başarı oluyor.