bildirgec.org

baş örtüsü hakkında tüm yazılar

Baş örtüsünün siyasete alet edilmesi

gemini84 | 03 September 2007 12:11

Dinimize göre kadınlar saç tellerini örtmeli,başta tahrik edici unsur sayıldığı için(Mantıken en önemli sebep dini açıklamalar benim uzmanlık alanım değil.).Saygı duyuyorum.Ama bir karış topuk,makyaj,vücut hatlarını ortaya çıkaran giysiyle birleştirildiğinde,ortaya özüne uymayan garip bir birleşim çıkıyor.Madem yolda tanımadığın erkeklere malzeme olmak istemiyorsun neden o zaman dedirtiyor.Burda siyasete alet edilme akla geliyor.Bir simge oluyor.Dini değil siyasi bir simge.Sizce insanların din gibi kişisel tercihleri üstünde damga şeklinde taşıması ne kadar doğru?Etik midir en başta?Onlar azınlıkta diyeceksiniz,değiller.Sokaklara bakın.Sözde demokrasiye alet oldu o zavallı insanlar.Aç ve eğitimsiz bireylerin iradesi mi olurmuş?
Madem gündem tutan konu yıllardır özellikle üniversitelerdeki baş örtüsü yasağı,sorarım size:Şimdi serbest bırakılsa sınıfları doldurmazlar mı bu doldurulmuş insanlar?Düşünün 50 kişilik sınıfta 25’i başörtülü.Kişiler arasında bölünme olmayacak mı?Sonra kantin de haremlik selamlık olur artık.Canlandırın kafanızda sadece.Eh burada mesele eğitim almak gibi hassas bir konu.Amaç erkeğin dikkatini çekmemek değil mi?Tak kısa saçlı çirkin bir peruk göreyim seni.Aynı vazifeyi görmez mi?Hem memleketi bu kadar seviyorsan yazık değil mi kendini siyasete alet edip kullandırıyorsun?Almanya’nın birçok eyaletinde başörtüsü kamu kuruluşlarında yasak,bazı ülkelerde değil.Özellikle orada çok müslüman olduğunda olmasın sakın.Eh bizde de olacaksa 2 tane her sınıfta olsunlar efendim.Nitekim izin verilen ülkelerde de böyle.Çoğalınca rahatsız olunur.Size farklı alan ama aynı etik sorun.İngiltere’de sanırım bekaret yüzüğü diye bir cisim liseli genç kızlar arasında moda oluyor,bakıyorlar ayrımcılığa sebep olacak kadar artıyor bakireler arasında kendini gösterme sorunsalı yasaklanyor.Çünkü bu da sadece insanın kendisine saklaması gereken birşey,kullanmaya başladığın anda anlamı kalmıyor zaten,inandığın için değil göstermelik yaparsın.İnsani değerlerin özellikle dinin propagandası yapılır mı?Bunu yapanların zavallı olduğunu düşünüyorum.Gerçekten inandığı için takan kişileri ayırıyorum ancak onların yerinde olsam %90 bu kadar kötüye kullanılan birşeyi kendime saklardım.
Evet,bir çok şeyin özünü yitiriyoruz,dinimiz dahil.Ama bu vesileyle topraklarımıza ne oluyor? Avrupa zil takmış oynuyor.Fethullah G.’in kazandığı zafer.Evet onu desteklediler.Çünkü akıllı adam!?Türkiye’nin en büyük iki açığı ekonomik durum ve eğitim eksikliğini kullanarak her yere sızmayı başardı.Bedavaya okuttuğu kişiler şimdi bize ‘Ananı da al git!’demekte.!!!
Son olarak,bazen basında tanga’nın yasaklandığı haberilerini okumuyor muyuz?Lütfen yazıdan anlam çıkarmaya çalışın,sorunum başörtülü insanlar değil ,sorun bu nesnenin günümüzdeki birçok şey gibi sömürülmesi.Bizzat kullananlar tarafından.Bana göre insanlar bu yasaklar aracılığı ile birileri tarafından gaza getiriliyo,’en insani hakkınız eğitim koşun insani haklarınızı çalıyorlar’.Ve iş müslümanlığın gerekliliğini aşıp kitleleri uyutma planının bir parçası haline geliyor.Okulda peruk takardım yerinizde olsam,dikkat çekmeyen mütevazi,hatta amacına uygun olurdu bu.Yapacağınız değerli yorumlar beni aydınlatacaktır,lütfen bu işi imanlı imansız kavgasına dönüştürmeyin bunu yaparken.

Viagra bile yetmez!

redorack | 28 June 2007 13:41

Türkiye, Viagra alsam da olmuyor!
Türkiye, Viagra alsam da olmuyor!

Türkiye’nin AB üyeligi için referanduma gidecek olan Fransa halktan destek sağlamak için bu afişi kullanıyormuş. Toulouse ve çevresinde bu afişler dolanıyormuş. Buyrun haberi burada.

Ekleyecek pek birşeyim yok… İyiydi de mi bozduk derim bir yandan; derken “Ah imajımız, vah imajımız!”

Türbanı Sorun Yapanlar

cossack35 | 28 April 2007 16:40

Son günlerde köktendinci kesimlerin ağzında sakız oldu adeta: “Türban takma özgürlüğümüz kısıtlanamaz!” Meydanlarda birtakım çevrelerce dolduruşa getirilmiş, beyinleri yıkanmış, beyinleri yıkanamasa da zorla meydanlara çekilmiş masum genç kızlar üzerinden siyaset yapmaya çalışan bir grup musallat oldu ülkemize… Bu kişiler bu belirttiğim özelliklere sahip genç kızların haklarını savunuyorlar sözde… Beyin yıkamanın, bir şeyleri zorla yaptırmanın adını “demokrasi” koymuşlar… “Türban takmak demokratik bir haktır, engellenemez!” diye bağırıyor türbanlı bir genç kızın babası, kızı ise yanında sus pus olmuş, babasının dediğine bir karşı çıksın, hele bir çıksın bakalım başına neler geliyor bu genç kızın… Babasına göre bunun adı demokrasi, kızı susacak kendi konuşacak, kızıyla ilgili vicdani kararları bile kendisi verecek, örnek Müslüman(!) babamız, İslam dinimizin temel esaslarından biri olan “dinde zorlama yoktur” ilkesini bir anda unutacak.

Adayı, Cumhurbaşkanı AbduLLah GüL

necronamber | 24 April 2007 23:00

  • Ak Parti de adayını açıkladı Abdullah Gül peki kimdir bu adam öz geçmişininden

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan tarafından partisince Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanlığı için aday gösterileceği açıklanan Abdullah Gül, 29 Ekim 1950’de Hamdi Ahmet Bey ve Adeviye Gül’ün oğulları olarak Kayseri’de doğdu.(kaynak)

  • * Abdullah Gül’ün Adaylığı Avrupa’da olumlu karşıladı.

Baş örtüsü teferruat mı?

suphi | 02 April 2007 17:54

Diyanet kolları kadın başkanı olan bayan, baş örtüsünün teferrruat olduğunu ve daha bir çok kendi yanlış fikirlerini islam dinine mâl etmiş.

Bu “hoşgörücü”, “diyalogcu”, “ılımlı din” mensubu olan jön, new ulemanın benzer görüşleri kendi piyasalarında oldukça rağbet gördü.

Bu ablamız da new abileri gibi önemli olanın öz olduğunu vurgulamış, sevgi dolu mesajlar vermeye çalışmış.Bu kimselerin gayri islami fikirleri halk nazarında kabul görmediği için bir “diyalog” meselesidir, hoşgörü meselesidir tutturdular gidiyorlar.
Bazen kendilerine has emin tavırlarıyla o kadar patavatsız oluyorlar ki; insan sinirlerine hakim olamıyor.
Başörtüsü teferruatmış.Sensin teferruat.Bu lafların sonu; ameli olan herşey teferruat aslında.Mesela namaz.Namazda aslolan kalbin temizlenmesi ve Allah rızasını kazanmak değil mi? neden namaz kılıyorsunuz o zaman.Kalbi temizlemenin; “iyi insan olmanın”, Allah rızasını kazanmanın yolu sırkapısı izlemek, öğretmenlere, madur amcalara teyzelere yardım etmek, yalan söylememek değil mi?
Değil mi bayan neden namaz kılıyoruz ki..O halde ne farkı var ötekinin berikinden. Sizin hocalarınız değil mi ehli kitabın amentüsüne inanan.Bir de utanmadan “bu ortam münafıklar üretiyor” diyorsunuz. Avamın sizi anlayamamasından dem vuruyorsunuz fakat halkın nazarında münafık olanda sizlersiniz.Sizlersiniz bu dine en büyük zararı veren.Lakin bunu hiç bir zaman anlayamacak ve kabul etmeyeceksiniz. Daha önce de rüyasında peygamber efendimizden izin alıp başını açan bir bayan tanıdım.İyi o halde herkes rüyadan danışsın fetvayı.”Alo fetva” hattı yerine “alo rüya” hattı.Diyecek kelime bulamıyorum.
Stv denen “islamcı kanal” yayınlarında çok kullanıyor bu “diyalog” kelimesini.Kasdi olarak yapıldığına inanıyorum.Halk bilgi sahibi olmasada kanaat sahibi.Sezdiler oynanan oyunları ve tepkilerini koydular.Bunların bu çabaları ise bu kelimeyi daha süslü hale getirmek.O kadar da kötü bişey olmadığını anlatmak.Haddi zatında masum olan bu gavurca kelimeyi tehlikeli hale getiren sizlersiniz.sizler “diyalog meyvesini verince buna kimse sahip çıkmasın” diyecek kadar basiretsiz ve ne yaptığını bilmeyen, daha doğrusu dini özünden öğrenmediğiniz için abilerinizin aslı astarı olmayan fetvaları ile vicdanınız arasında sıkışıp kalmışsınız.

Bütçe Görüşmeleri ee?

curseof26 | 26 December 2006 05:46

Bu yazıyı niye yazdım: Bilmiyorum

Bilgisayarı bir süreliğine kapattım. Biraz televizyona bakayım dedim. Bi'
baktım bizimkiler  bütçe görüşmelerini izliyorlar. Bu görüşmeler
hatırladığım kadarıyla hep tartışmalı geçer ama bu sefer nası' desem? izlemeye
doyamadım.

Ya şunu adam gibi prime-time da yayınlasalar görüşseler de Trt3 de 
reklamını yapsa şöyle jenerik falan hazırlasa eminim artık her şeyin ölçütü olan
ratingleri toplardı.  Böylece giderek apolitik olan bizlerde belki bi'
şeyleri düşünmeye sorgulamaya başlardık.

her kavrama yeniden bakalım

neoturk | 20 September 2006 13:17

acaba günlük hayatta kullandığımız kavramların kaçına revizyon gerekir (yeniden düzenleme)…bir kavrama yapılan yeniden düzenleme hoşuma gitti ve kavramın asıl anlamını bulduğu ve yanlış anlaşılmalardan kurtardığı kanaatindeyim. Malumunuz ”dinlerarası diyalog” diye bir kavram vardı. Hoşumada gitmiyordu am bu kavramın ” din müntesipleri veya mensubları arası diyalog ” olarak değiştiğini gördüm. Bu da daha akla yatan bir kavram tanımı oldu. Çünkü yapılması gereken dinleri birbirine yaklaştırmak değil onların müntesipleri arasındaki diyaloğu artıtırarak çatışma konularını azaltmaktır. Çünkü her dinin kendine ait bir duruşu vardır ve bu hiç bir zaman değişmez.

kara çarşaf ile spagetti yemek

esatergun | 10 May 2006 18:16

inançları sorgulamak haddimize değil; yalnız bazı durumlar var ki “hangi inanç sistemi insanı buna mecbur eder?” diye sorgulatıyor ister istemez. tık