bildirgec.org

baş ağrısı hakkında tüm yazılar

64 Yıl Beynindeki Kurşunla Yaşamış

macrowins | 28 May 2007 11:12

rüötgen sonucu elde edilen görüntü
rüötgen sonucu elde edilen görüntü

Çin’in Shuyang şehrinde yaşayan 77 yaşındaki Jin Guangying, yıllardır süren baş ağrılarından bunalıp doktora gider.Her türlü testi yapan doktorlar bi sonuca ulaşamaz.Son olarak x-ray cihazına giren yaşlı kadında, doktorları oldukça şaşırtan bir enfeksiyon bulgusuna rastlanır.

1943’te 2. Dünya Savaşı döneminde gerilla olan babasının cephanelerini saklarken isabet ettiği sanılan mermi zamanla oksitlenerek beyinde ağrıya neden olmaya başlamış…

migren

mansonilized | 12 April 2007 13:07

Migren canlı koplayamayı başarmış bilimadamlarının yaşadığı bir dünyada hala tam olarak çözülmemiş bir hastalık olarak alemlerde salım salım salınan lanet olası bir başağrısıdır.Beyindeki kan damarlarının durumlarına ve elektriksel sinir uyarısını ileten kimyasallara bağlı olarak insanı ölümlerden ölüm beğenmeye iten nevi şahsına münhasır bir illettir.
Başın tek tarafında yahut gözün arkasında şiddetli bir ağrı,atak öncesi ışık,ses hassasiyeti,kusmanın eşlik ettiği ya da etmediği bulantı,auralı migrende ağrının gelişini müjdeleyen ışık patlamaları,parlamalar,tam tanımlanamayan görme bozuklukları da eğlencenin eksilmez parçaları olarak yerini alır ve evet işte şenlik başlamaktadır.
Hormonal değişimler(adet dönemi öncesi östrojen seviyesinin düşmesi vb),ilaç kullanımı(doğum kontrol ilaçları),diyet,kanıtlanmış olmamakla beraber kalıtsal olma durumu migren ataklarını etkiler.
Efendim kafeinli içecekler,alkollü içkiler,sodyum nitrit(işlenmiş etlerde bulunur),tiramin(peynir,kırmızı şarapda bulunur),aspartam(sakızda,diyet içeceklerde bulunur),monosodyum glutamat(hazır yemeklerde bulunur) gibi besinlarden uzak durmak,ilaç kullanımında dikkatli olmak,atak gelmeden önce haber verdiğinde ki çoğu zaman ağrı geliyorum der;karanlık sessiz ortamlara çekilmek,uyurken uyku bandı kullanmak ve varsa inandığınız güç herneyse ona yoksa şansınıza sürekli yalvarmak ağrınızı hafifletecektir.

gereksiz bilgiler

beyrek | 10 March 2007 09:21

baş ağrısının seks yapmamak için bir bahane olamayacağını,
kadınların kalbinin erkeklerin kalbine göre daha hızlı attığını,
kulak zarı patladığında kulağımızın duyum yeteneğini tamamen kaybetmediğini,
Kafatasının 29 farklı kemikten oluştuğunu,
Amerika’da günde ortalama 3 kişinin cinsiyetini değiştirdiğini ve bunları biliyor muydunuz?

bir muhabbet, o türlü…

astral | 21 November 2006 23:00

Bu yaratık mazlum, sakin, kendi halinde, uyuşuk değil miydi??

Çiçeklerime el atan, telefon kablosuyla oynayıp düşüren ardından kaçan, duvarda duran tablolara dahi atlayan, hatta uzanamadığı için perdeye tutunup merdiven icat edip öyle tablolara zıplamayı akıl eden, gölgelerle oynayan, kanepenin en uç yerinde kuyruğunu yakalamaya çalışan, severken afacanlığından eli ısırmaya çalışan bir afacan bu!

Bir yerde yanlışlık mı var? Daha önce bombay kedim vardı. Tam bir vahşi orman hayvanı olabilecek kadar hareketliydi. Şimdi o kadar hareketi çekemem dedim en uslu hayvanı aldım sandım. Sandım.

başım ağrıyo

jaded | 31 December 2002 18:39

herkez sevdikleriyle birlikte..ne kadar kalabalık ankara…

tek başıma yürüdüm sokaklarda..baktım baktım baktım..sonra aniden kuytu biköşeye girdim..ağladım …ağladım…

gözlerim acıyo şimdi..başım ağrıyo…gidip uyumak istiyorum..belki sonsuza dek…güzel yazıyodum ben..güzel çiziyodum..çok güzel resimler yaptım…yaparmıyım bilmiyorum artık…

hiçbişey bilmiyorum bugün…

perdeler kalkmalımı??

maskeler düşmelimi..

Şans, Vicdan, Başağrısı!

NuMB | 21 October 2002 02:12

Beynim yerinden sökülüp, izolebantla tekrar yapıştırılmış gibi şimdi. Vücudumun heryeri özenle dövülmüş, yer yer yumruklar hala vuruldukları yerde duruyor, hissediyorum. Bazen şanslı olmakla, şanssız olmanın arasında çok ince bir çizgi vardır; işte o çizginin tam üzerinden yazıyorum bunları…

Yorgun ve uykusuz geçirdiğim bir kaç günün üzerine gelen Cumartesi akşamı, yani dün; teklif edilen tüm dışarı çıkma önerilerini reddedip geceyi kendime, yatağıma, televizyona, kitaplara adamaya kesinlikle kararlıydım. Güzel bir filmi keyifle seyrederken, ortasında bir yerde vazgeçilmez bir uykuyla yüzyüze gelip sızacak ve sabah “yine seyredemedim sonunu, bir film daha ekledim yarım seyrettiğim sinema külliyatına!” diyecektim. Yine, yorgun ve uykusuzken yatakta kitap okumanın daha mantıklı olduğunu çünkü kitabın geri kalanının ben uyurken akıp gitmediğini düşünecektim, bol gazete katıklı pazar mutluluğu kahvaltımda…