bildirgec.org

bal hakkında tüm yazılar

Güncel Haberler

queennothing | 19 February 2010 14:22

  • Sinema dünyasında son zamanlarda büyük yankı uyandıran bir haber gündeme gelmişti. Duyuma göre Martin Scorsese, “Taxi Driver“ını Lars Von Trier ile yeniden çekecekti. Haberin yalan olduğu söylendi, film yeniden çevrilmiyor.
  • Fransız aktris Julie Delpy, hem yönetmenliğini yaptığı, hem de başrolünde oynadığı “2 Days In Paris“in devamını çekmeye niyetlenmiş; “2 Days In New York”.
  • Almanya’dan bir başka haber de Fatih Akın‘ın “Soul Kitchen“ına dair. Film, Almanya’da 1 milyon kişiye ulaşmış. Akın’ı tebrik ediyoruz.
  • Sinan Çetin, Hindistan – Türkiye ortak yapımı olan bir Mevlana filmi çekeceğini açıkladı.
  • İspanyol Sineması’nın Akademi Ödülleri “Goya Awards”, sahiplerini buldu. Listeye buradan ulaşabilirsiniz.
  • Grunge-rock müzisyeni Kurt Cobain‘in (Nirvana) hayatı sinema filmi oluyor.
  • Bir haberimiz de Türkiye’deki sigara yasağına dair, elbetteki sinemadaki
    sansürü hakkında. Bundan böyle 26 Kasım 1996’dan evvel çekilmiş filmlerdeki sigara içme sahneleri sansürlenmeyecek.

Süt (2008)

queennothing | 10 December 2009 12:13

Semih Kaplanoğlu, bir süre önce, 2007 senesinde vizyona giren sinema filmi “Yumurta“yı üçleme haline getirreceğini söylemişti. 2008 senesinde ‘Yusuf Üçlemesi’nin ikinci filmi “Süt“ü çeken Kaplanoğlu, olayları yine kendine özgü görüş açısına göre yansıtmış. Filmde aktris Başak Köklükaya (Resmi Web Sitesi), Melih Selçuk, Rıza Akın (Resmi Web Sitesi)ve kısa bir rolle yine Saadet Işıl Aksoy yer alıyor.

Zehra, oğlu Yusuf ile birlikte Anadolu’nun kasabaya yakın bir köyünde yaşayan dul bir kadındır. Ölen kocasından kalan ineklerin sütü sayesinde evini geçindiren Zehra’nın tek isteği, üniversite sınavında başarısız olan oğlu Yusuf’un bir meslek sahibi olmasıdır. Çalışma hayatına karşı ilgisiz görünen Yusuf ise yazdığı şiirleri yayımlayacak bir yeraltı edebiyat dergisi bulma peşindedir.

İL MARE’ME MEKTUP…

admin | 09 December 2009 00:31

Sevgili,yaşlanmış İl Mare,aşağıda 08.12.2009 tarihli güne uyanış ve kahvaltı ediş sürecin yer almakta…Miniksin çok daha,hadi muhtemelen numarası artmış gözlüklerinle okumaya başla:))Son paragraflardaki öğütlerimi de sakın gözardı etme…

Öhöömm…

bak,sen çekmişsin bu eli de,sırf yaşlanmış diye...
bak,sen çekmişsin bu eli de,sırf yaşlanmış diye…

Neşeli bir şarkıyı dudaklarla arkadaş etmek hayatın diğer yarısı..
Hiç aramayın nereye gitti diye kalanııı….

Bornova Bornova

supertramp35 | 23 October 2009 12:23

Bornova Bornova
Bornova Bornova

46.Uluslararası Altın portakal film festivalinde bu yıl adından ses getiren Bornova Bornova adlı film oldu. En iyi film de dahil olmak üzere 5 dalda ödüle layık görülen filmin çekimleri İzmirin çeşitli semtlerinde ve özellikle bornovada gerçekleştirildi.

Yönetmenliğini İzmir doğumlu ve BAL mezunu olan İnan Temelkuran‘ın yaptığı filmin çekimleri bornovanın çeşitli semtlerinde ve bornova anadolu lisesinde gerçekleştirildi. Yönetmenin ikinci ciddi çalışması olan yapımda Öner Erkan, Kadir Çermik, Damla Sönmez gibi yetenekli oyuncular rol aldı. Biraz aksiyon biraz psikolojik bir film olan bornova bornova’da abi kardeş gibi büyüyen mahallenin iki delikanlısı askerden döner, işsizlik,arkadaşlık ve aşk gibi konularla uğraşırken birden olaylar farklı boyutlarda gelişir. Fantazi yazarak geçimini sağlayan bir doktora öğrencisininde arkadaşlara dahil olmasıyla işler farklı bir boyut kazanır. Küfürü biraz fazla olan ve sivri bir anlatımın olduğu film kısmen rahatsızlık verebilir. Filmde yaşanan olaylar bir gün içinde gerçekleşmektedir. Amatör yapım severlerin zevkle izleyeceği bir film olduğu söylenebilir.

Fragman ve detaylı bilgi

Semih Kaplanoğlu – Süt

kahramancayirli | 01 August 2009 12:19

Semih Kaplanoğlu’nun Süt’üne nasıl yaklaşmalı, nereye koymalı? Süt, bir üçlemenin ortası. Bir şairin gençliği. Yumurta’nın öncesi, Bal’ın sonrası. Şair Yusuf’u, annesini nasıl tanıtmalı, hangi sözcükleri kullanmalı.
Sade, sırf sinema yapıyor, Semih Kaplanoğlu. Biz bunu Meleğin Düşüşü’nde anlamıştık, bayılmıştık sevinçten. Türk Sineması’nda umut verici gelişmeler oluyordu, adımlar duyuluyordu.

pekmez tadında…

nazokiraze | 19 February 2009 15:56

Hayatımda tatlı ve kereviz dışında yemeye tahammül edemediğim şeylerin başında tahin-pekmez ve tahin helvası gelir. Zaten tahin tek başına yenmediği için, pekmez tahinsiz de sürekli ayagıma dolanmıştır. Daha önce de belirttigim gibi , 10 yıl geçmesine ragmen hala tüberkiloz modunda olan anam , sürekli yemediğimden, benim tatlı yemediğim için sürekli hasta olacagımdan falan bahsedip, sürekli bal ve pekmez tacizinde bulunduğu için, iyice sıtkım sıyrılmıştır bu pekmezden. Amma velakin şifasıyla her bedene lazım olduğunu kabul eder , şapkamı çıkartırım.

Ben pekmezden, baldan kaçarak yaşamaya alışmışken, sürekli eşten dosttan gelen memleketin has dut pekmezi, efendime söyliyim katkısız halis muhlis üzüm pekmezi falan gelince onları, başka eş dostlara hediye olarak götürürken zaman aktı geçti. Şimdi evimden pekmezi eksik etmiyorum, elimin altında sürekli pekmez var. Çünkü bu mucize besin olmazsa oğluşum kıyameti kopartır. Sütünü asla pekmezsiz içmeyen oğlumla nasıl başederim bilemiyorum , çünkü pekmez ile süt birleşince pekmezde bulunan demir yok oluyormuş. Ama yapacak birşeyim yok sütün rengine bakıp öyle içiyor, pekmezsiz süt onun kıyameti koparmasına yetiyor. Bende bundan kelli aldığım kararla gece uykusunda içtiği süte pekmez koymayacagım, normalde içtiği süte ise göstermelik, az miktarda pekmez koyacagım. Demir emilimini azalttığı için pekmezle sütü birarada önermiyor uzmanlar. En iyisi c vitamini ile vermek oldugu için bundan böyle portakal suyuna karıştırıp verecegim pekmezi.

Liderleri Zinde Tutan İçecekler

lbingol | 19 February 2009 11:18

Liderlerin zindelik zırlarını Akşam’dan Deniz Güçer köşesine taşıdı.İşte o sırlar:

Başbakan Erdoğan‘ın gözdesi maydanoz suyu. Ama içmeden önce limon ve bal eklemeyi unutmuyor. Masasından ayırmadığı maydanoz suyunun yanında rezene çayı da Erdoğan’ın gözdelerinden.

CHP lideri Deniz Baykal‘ın tercihi ise Nane-Limon formülü.Su dolu sürahiye taze nane yaprakları atılıyor. İçine limon dilimleri konuyor. Baykal karışımı soğuk seviyor ve masasından eksik etmiyor.

Kaynak: Haber 7

ekmek arası dünya..

nazokiraze | 14 January 2009 09:53

Sandviç sevmeyen biri yoktur şu dünyada, olamaz da çünkü isteyenin zevkine göre hazırladığı her keseye uyan yiyecektir Sandviç.
İki parça ekmek ile doymak
Yerine göre en pahalı peynir, jambonlarla zengin atıştırmalarında, bazen çay yanında klasik beyaz peynir-domates ikilisi olarak bazen de sokakta burnu sümüklü bir veledin elindedir içinde salça bolca sürülmüş bir halde….

Sandviç her an lazımdır bilgisayar başında yazı yazarken, bir korku filmi arasında, sabah acele edilen bir kahvaltıda, sokakta bile yenir. Adını Lord Sandwich’ten alan bu pratik yiyecek her zaman doyurucudur her malzemeyle yapılır.Yeri gelmişken sandviçle alakalı ilginç bir haber

bunları sevmem, yiyeni de sevmem….

nazokiraze | 23 November 2008 17:53

Küçüklüğümde annemin sık sık yurtdışına gitmesinden ötürü Nurten teyzemde yaşıyordum. Nurten teyze bana 12 yaşıma kadar bakan kadının ismiydi. Annem ülkeye geldikçe her zaman ziyaretime gelir okulumdan dolayı sadece hafta sonra yanına alırdı. Ama konu Nurten teyzem ve anam degil. Konu yine yemek.

Çocuklugum kereviz için dayak yemekle geçti. Evet nefret ederim ben kerevizden hala da yemem, evdekilere de yedirmem, zaten onlar da istemez. Sevdiklerini sanmıyorum, kokusu yeter yahu insanı mahvetmeye. Tesadüf Nurten teyzemin kızı sevginin kerevize bayılması ve haftada 2 kere pişmesi bana hayatı zehir ederdi.( Allah’tan Thomas’a aşıktım onunla avunuyordum).(aslında kereviz salatası fena degil ama Nurten teyze hep sulu yemegini yapardı)

Yumurta

queennothing | 07 July 2008 10:29

1963 yılında İzmir’de doğan Semih Kaplanoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü‘nden mezun oldu. 2000 yılında ilk film projesi “Herkes Kendi Evinde” ve 2004 yılında ikinci projesi “Meleğin Düşüşü”nü sinemaseverlerle paylaştı.
Çeşitli reklam ajansları, dergiler, belgeseller, TV programlarında önceleri “asistan”, sonra ise “yapımcı” ya da “yardımcı yönetmen” olarak bulunan Kaplanoğlu, ‘Türkiye’deki sinema endüstrisinin içindeki heyecana yetmeyeceğini’ söylüyor.
2007 yılında Kaplanoğlu, 3. sinema filmi “Yumurta”yı sundu. Kaplanoğlu’nun yazıp yönettiği “Yumurta”, sadece Türkiye’de değil, bir çok ülkede ilgi çekti.

Kaplanoğlu’na Sevilla Film Festivali’nde “Eurimages Ödülü”, Estoril European Film Festivali’nde “İkinci Film Ödülü”, Eurasia International Film Festivali’nde “NETPAC En İyi Asya Filmi Ödülü”, Valdivia Uluslararası Film Festivali; Fajr Film Festivali ve Bangkok World Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen” ödüllerinin sahibi oldu. Ayrıca film, Seul Uluslarası Film Festivali, 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali, 40. Siyad Ödülleri ve 44. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde de ödül aldı.