bildirgec.org

baba hakkında tüm yazılar

Bayramlık

Cevval Portakal | 11 November 2007 04:16

Bu yapılmamalı. Burada kendime söz veriyorum yaşlandığım zaman buna engel olacağım.

Kabul ediyorum bugün benim için gerçekten karlı. Işıklı ayakkabılarımı ilk defa giydim. Kerem ayakkabılarımı incelerken yaşadığım mutluluğu tarif edemem. Onunkilerin sadece topuklarında ışıkları vardı, artık yanmıyorlar zaten.

Yeteri kadar para da kazandım. Tam 115 YTL. Poşet dolusu şeker, çikolata ve evde yenmeyi bekleyen bir o kadarı. Babam, abime sabahın köründe ellerini, ayaklarını yıkatırken yaptığım şirinliklerle yatakta kalmayı da başardım. Bu eve gelene kadar herşey öyle güzeldi ki. Ne biçim bir ev burası saatlerdir oturuyoruz. Karnem nasılmışmış… pöh! İyi işte ellerinizden öper allah allah yaa… Her bayram babam böbürlene böbürlene anlatır bu kadına benim gibiler için özel bir okul olduğunu. Asıl böyle kadınlar için özel bir okul olmalı.

Hoşçakalın arkadaşlar:)

| 23 October 2007 10:03

Aranızdan ayrılıyorum.Şu güne kadar hafifte dolaşmak, yorumlarda bulunmak, herşeye rağmen keyif vermişti.Hatta mimlerin kazançların dışında tutulması bile her ne kadar evime icra memurlarının gelmesine, çeklerimin arkasının yazılmasına neden olduysa da:)))(herhalde böylesi bir duruma ilk atlayanlar da aşağıda yorumlarıyla kendilerini belli edeceklerdir yine)yine de iyi vakit geçirdiğimi, vücudumda biriken stresi atmamda tıpkı bir terapi gibi geldiğini söylemeliyim.Tek bir şeye kadar! Kendilerini burada deşifre etmeyeceğim, ama yapılan bir yorum benim eşimle birlikte özel hayatımı öylesine rencide edici hakaret ve argo kelimeler içeriyor ki, dili dünyadaki tüm tuvaletleri fırçalamaktan uzamış ve artık dokunduğu herşeye pislik bulaştırır hale gelmiş kimselere meslek etiğim ve içimdeki insaniyet ve insiyatif adına sabır gösteririm, ancak böyle bir platformda, benim ve ailemin üzerine bulaşmasına izin veremem.Bu kimseler hafifin kalitesinin bozulduğunu bu şekildeki yorumlarıyla ifade ediyorlar.Buna siz karar verin artık.Taa en başından beri anlatmaya çalıştığım, mesaj vermeye çabaladığım tek konuydu bu.Kimseye kırgın değilim.Herkesin bir kendini ifade etme şekli vardır.Ancak bu; argo ve küfür içerikli kişiye, aileye ya da ana baba veya kutsal sayılan daha nice değere, usluba dikkat edilmeden yapılan eleştiri de diyemeyeceğim saldırılar şeklinde olmamalıydı kanımca.Bana doğrudan saldırıldığında bile bu yönde rencide edici argo kelime, küfür, hakaret içerikli yorumlar yazmadığımı biliyorum.Ama insanım en nihayetinde.Yine de bilerek veya bilmeyerek kırılmalarına sebep olduğum arkadaşlarım olmuştur, affola.Zaten onlar bana ve diğerlerine kırılmışlıklarını ifade ederken dahi, asaletlerinden hiçbirşey kaybetmeyenler oldu her zaman.Üç çocuk annesi ve bir eczacı olarak gerçekten zaman konusunda çok sıkıntılıyım, bu sebepten ötürü işimde ve ailemde ihmal edilen boşlukları yine kendimle doldurmaya karar verdim.Belki de böylesi bir bahane iyi oldu.Bahane ne mi?Mimlerin kazanç kapsamından çıkarılması diyelim, siz öyle bilin:)

Anne babayı dinlemenin önemi

darjeeling | 05 October 2007 13:51

‘Sakin ol, oturaklı ol, hanım hanım ol, büyüklerinle alçak sesle konuş, fazla da konuşma, daha çok dinle, herkesi eleştirme, agresif olma, fevri olma’ derdi hep annesi ona.. Babası fazla konuşmazdı. Baba en önemli kısımlarda müdahale ederdi. 17-18 yaş civarlarında bu cümleleri çok duymuştu.
Ortaokul ve lise yıllarındaki sessizlik ve ezikliğin arkasından üniversitede bir açılma dönemi.. Rahatlama, sosyalleşme dönemi ve anne babanın hani şu 17-18 de söylediği cümleleri kulak ardı etme dönemi. Kendine yazık etme dönemi çünkü kendi doğrularını kendi belirlediğinde bunların evrensel olduğunu sanma dönemi.. Kişiliği oluşturacak her türlü öneriyi unutma dönemi.. Aktif ve de canlı-sosyal kişiliğin bazı ortamlarda bastırılması gerektiğini unutma dönemi. İşte ufaklık böyle büyüdü ve şimdi iş hayatında. Şimdi 25’in üstünde, o kadar yıldan sonra kendini değiştirmeye çalışıyor, doğrunun ne olduğunun farkında ama bu saatten sonra zor olduğunu da biliyor. Şimdi uğraşacak, herşey için en baştan uğraşacak, başından beri böyle olmaya çalışsaydı şu an daha farklı olacaktı herşey onun için, biliyor.. Delilerin değil kibarların, gösterişlilerin değil mütevazilerin, konuşkanların değil nerede ne konuşacağını bilenlerin bu dünyada prim yaptığını biliyor. Anne-babasına yine de minnettar ama kendine kızgın.
Mücadele yeni başlıyor.
Demekki neymiş, anne babanın dediklerini can kulağıyla dinlemek gerekirmiş..

BABAMA SORULAR…

| 02 October 2007 10:39

baba… ben nasıl oldum?
baba… madem ölücez, niye doğuyoruz?
baba… allah dünya’dan da mı büyük?
baba… allah, bize kızar mı?
baba… sen niye annemi seviyosun?
baba… aslan oğlun olmasam da, aslan örümcek adam’ın olsam olmaz mı?
baba… ben, annemin karnına nası girdim?
baba… allahı niye göremiyoz?
baba… madem allah görülmez, hissedilir, diyosun da,
ben niye hissetmiyorum?
baba… bana bağırınca da beni seviyosun di mi?
baba… niye işe gidiyosun?
baba… niye kötü şeylerin tadı güzel?
baba… niye okula gidiyoz?
baba… niye benim akülü arabam yok?
baba… benim pipim niye büyüdü?
baba… madem beni seviyosunuz, niye pipimi kestiriyosunuz?
baba… cip almak için çok mu okumak gerek?
baba… niye “bir”e “iki” demiyolar?
baba… ölünce nereye gidiyo insanlar?
baba… ben ölünce de, benim babam olucak mısın?
baba… annemi seviyosan, niye küfrediyosun?
baba… ölmek uyumak gibi mi?
baba… nasıl çok param olucak?
baba… ben ölücek miyim?
baba… sen de ölücek misin, ya annem?
baba… annemin ayağının altına bakınca niye babannemi göremiyom?
baba… annemin eteği eksik mi?
baba… büyüyünce de akrabalarımıza pipimi göstercem mi?
baba… anamın örekesi nerde?
baba… beni hep sevicen di mi?
baba… ben de çocuğumun katili mi olucam “baba” olunca?