bildirgec.org

ayrıntı hakkında tüm yazılar

Teklik..

pillibebekkuyuda | 10 March 2010 09:09

Kadının birilerini mutlu etme huyu vardı..
Bu gün öyle bir gündü..Şehirdeki işlerini bitirmek üzere evden ayrıldı. Cüzdanın iyilik köşesine, o küçük altını yerleştirdi.

Acaba onu almayı kim becerebilecekti. Durup dururken birine verse, o kişi hiç ihtiyacı olmayan biri olabilirdi. Karşılığında biraz emek ve çaba gösteren birine vermeyi daha uygun buluyordu. Bir otel cafesinde kahve içecek, bozukluklarla beraber onu da verecekti. Sonra adam ya da kadın avucunu açtığında bu parlayan şeyin bir sihir olduğunu düşünecek ve nereden geldiğine akıl erdiremeyecekti. Düşündü, altının değerini sadece sarraf anlardı ama olsun. Vazgeçti bu hiç heyecanlı değildi.

TEFERRUATIN ERİNCİ

il mare | 28 December 2009 12:38

“Boşuna azap çekmeyin BİR derman için” diyor Yusuf Atılgan Aylak Adam’da.. Sonra,adamın sorduğu bir soruya olan kadının cevabının düşünmeden söylenen bir “seni seviyorum” oluşundan ötürü de duraksıyor bir an ve aynı kelimelerin,cümlelerin her insanda farklı bir değere sahip olduğuna,hal böyle olunca da sarfedilen sözler aynı olsa dahi mütemadiyen farklı dillerin konuşulduğuna değiniyor.
Bir insanın yaptığı minik bir hareketin,ama istemli ama değil,nasıl da hayatında büyük izler bırakabilecek bir etkiye sahip olabileceğini söylüyor.Bir kadının ayakkabısının topuğuna yönelişinin bile…
Penceresinden düzenli olarak gözlediği dilencinin sigarasını,’para vermezler’ kaygısıyla yoldan geçenlerden gizli şekilde içtiğini farkedip,ertesi gün dilenciden doğal bir şekilde sigara isteyerek,ona etrafta kendisinden başka delililer olduğu izlenimi vermek istiyor,bir dilencinin dilenirken gayet sigara içebileceğini,dilenciyi şaşırtmaktan aldığı haz ile kanıtlamak istiyor.Ona birşey öğrettiğini düşünüyor,seviniyor.
Yatağa yattığından itibaren,o gün kaleminin çiziktirdiği bir cümle üstüne saatlerce düşünmenin kaç olası rüyanın üstüne yatabileceğinden bahsediyor.Bir süre yazmak istemiyor,biraz uyuyabilmek için.

Ve niceleri…
Bayılıyorum dışarıdan en manasız görülen insan davranışlarının büyük sonuçlara bağlanmasına;çünkü can-ı gönülden inanıyorum kocamanlıklar ardındaki azınlıklara…
Bayılıyorum insanı küçülterek,parçalara ayırarak aydınlatılan o uzun ruh-i tünelin sonuna varma çabalarına,birşeyleri anlamaya çalışmalara,sonunda anlamalara ve aktarmalara..
O kadar basit değilken hiçbirşey,söylenenlerden ve hatta düşünülenlerden bağımsızken neredeyse herşey,bayılıyorum insana dair birşeylere ulaşmak için sözlerin gözardı edilerek bir topuğa yöneliş hareketinin önemsenmesine,bir göz seyrelmesinin derin bir ruhla ilişiklendirilmesine,yemek yenilen bir lokantadan çıktıktan sonra ödenen hesap üzerinde değil de garsonun sarfettiği son sözün tonu üzerinde düşünülmesine,birine bakarken,birine birşey söylerken akıldan geçen fazlaca alakasız milyonlarca izlenimin ve aslında bazı yerlerde ve zamanlarda hep aynı olan o esrarengiz izlenimlerin kimse tarafından dile gelmemiş olmasının ardından pat pat dökülmelerine,her sıradışı,artistik lafın ardındaki esas gerçekliğin,samimiyetin gösterilmesine ve her klişe söz öbeğinin ezber ve alışkanlığı beslediğinin işaretine…

ismini didikle !

nikopol | 04 April 2008 11:22

ismididikle.com adlı bu siteye isminizi yazıyorsunuz ve isminizle ilgili gerekli gereksiz ilginç bilgilere ulaşabiliyorsunuz. bu bilgilerden bazıları şunlar:

isminizin;

  • en çok kullanılan kaçıncı isim olduğu
  • harflerinin aritmetik ortalaması
  • mors alfabesinde nasıl yazıldığı
  • görme özürlüler alfabesinde nasıl yazıldığı
  • benzer olduğu diğer isimler
  • başharfiniz ve son harfinizle uyumlu isimler

Bir çift asalet…

| 19 October 2007 23:52

Hergün kapıda dikilip Allah rızası için, çocuklarının başı için vs. diyerek, artık yüreklerimize giden tüm damarların tıkanmasına neden olan vicdan istismarcılarından o kadar illallah etmiştim ki, gözlerinden mağdur olan, ensesinde topladığı, genç yaşında başı bembeyaz olmuş saçlarına ve diğer ayrıntılarına, ancak konuşmaya başladıktan sonra dikkat edebildim.”Çorap satıyorum.” dedi, elinde ve omuzunda taşıdığı kocaman çantalarını yere indirerek.”erkek ve bayan çoraplarım var, almak ister misiniz?” diye sordu kibarca.Ne kadar diye sordum”Çifti üç milyon.” dedi.Oturup biraz soluklanmasını söyledim ve hem kendime hem eşime bir kaç çift çorap seçtim, parasını verdim.Müşterilerimden bir tanesi, dedi; “Helal olsun, senin durumunda olan birçok kimse dilenirken, şu kör halinle sen de rahatlıkla dilenerek belki de fazlasını kazanabilecekken, kolayı değil zoru seçmiş, ekmeğini kazanıyorsun.” Kadın, hafif alınmış ama son derece net, gururlu ve kendinden emin bir ses tonuyla; “Zaten dilenmemek için, çalışmayı tercih ettim.”dedi.Yaşlı annesiyle birlikte yaşadığını ve evin geçimini bu şekilde rahatlıkla sağlayabildiğini anlattı.Teşekkür ederek, yeterince dinlendiğini söyledi ve o kocaman içleri çorap dolu ağır çantalarından birini, yardım teklifimizi zarifçe geri çevirerek, omuzuna, diğerini de eline aldıktan sonra; ağır ağır gözden kayboldu.O kadın öylesine güçlüydüki, hayatından çok daha fazlasını taşıyordu o çantalarda.

Ülkeler hakkında ayrıntıya kavuşun

darjeeling | 14 September 2007 15:19

Burada gitmeyi düşünüdğünüz ülkeyle ilgili bir çok ayrıntıya ulaşabileceğiniz bir link var. Para birimlerinden iş yaşantısına kadar her türlü ayrıntıyı barındıran site tüm ülkeleri birarada tuttuğu için güzel bir kaynak.

üsluba kim dikkat ediyor

astral | 01 June 2007 19:19

Ortalık, nasıl bir üslup kullanacağını bilmeyen salaklarla dolu. İşin daha beteri, salak olmayıp da üsluplarına dikkat etmemeleri. Ah, ne enteresan hala bir de kendilerini haklı görmeleri ve hiçbir şeyin farkında olmamaları.

Üslup öyle bir şey ki, hayatın ayrıntısı. Fakat kişiyi belli eden bir gölge. Pandoranın kutusu. Kişiye hatasını anlatman için ilk önce sorunu görmesi lazım. Peki, akvaryum ya da okyanus, bilmeyen için fark eder mi? Bu da böyle. Üslubunda yanlışlık olduğunu düşünmüyorsa senin tepkini yadırgayacak elbette. Ah, hayat. Ayrıntıların dahi ne uğraştırıyor ve gereksiz zaman alıyor …

Kadınlar mükemmel değil!

darjeeling | 15 January 2007 12:32

Biz kadınlar nelere kızıyor,neleri eleştiriyor ama neler yapıyoruz?Şöyle bir inceleyelim isterseniz:
Biz çok fazla bakımlı,hijyenikmiş gibi davranırız,makyajımız yüzümüzden eksik olmaz ama aslında tuvaletlerde oralara buralara pedlerini atan,tuvaletten ellerini yıkamadan çıkan çok fazla kadın vardır aramızda. Biz hayatın akışında enerjik ve canlı görünürüz ama metroya bindiği anda 2 durak sonra inecek bile olsak bir koltuğa oturmaya çalışan, ya da otobüste oturmak için milletin gözünün içine bakan kadın çoktur aramızda. Orda burada entellektüel görünmek adına ‘ben hiç seyretmem’ dediğimiz Televoleleri en çok biz izleriz. Erkeklerin bize açık sözlü olmasını isteriz ama onlara yarım ağız ya da imalı konuşan hep bizlerizdir. Televizyondaki ünlü kadın sanatçılara, ya da sokaktaki herhangi güzel bir kadına her zaman takacak bir kulp buluruz ama aslında mutlaka biryerlerini kıskanıyoruzdur(ya yüzünü,ya boyunu,ya ününü.. vs..) Evlenmeyi düşünmüyorum ya da istemiyorum deriz bazılarımız ama bu külliyen yalandır. Bunu istemiyorsa ,istemediğini dürüstçe belirten tek tür vardır doğada, o da erkek! Çok kiloluyum diye etrafa haykırışlar fırlatırız ama o pastaları börekleri mideye indirirken çok güzeldir değil mi hayat? Tek gecelik ya da haftalık ilişki yaşarken bunu bazılarımız gururla paylaşır arkadaşlarıyla, ama bu bazılarının bazıları evlerinde yalnız başına kaldıklarında çok gözyaşı dökerler’ben ne yaptım,kendimden iğreniyorum’diye..
Ben birileri beni öldürmeden bu listeyi bitireyim en iyisi…