bildirgec.org

aşı hakkında tüm yazılar

Baba Blog

magoman | 02 April 2010 14:37

İnternetteki kaliteli veri arttıkça sağlıklı ve doğru bilgiye ulaşımımız daha hızlı oluyor. Bu her konu için böyle.
Bebek konusuda bunlardan birisi. Bebek büyütürken kazandığınız tecrübe ve doğru bilgi birikimini sanal ortamda paylaşmanız birçok yeni ebebeyne yardımcı oluyor.
Bunun için birçok site ve blog var. Bloglar sanki bu iş için biraz daha iyi. Bebeğe hangi ay ne yedir meliyim? Gaz sancısını nasıl geçiririm? Ninniler, hikayeler, yemek tarifleri vs…
Kişisel günlükten ziyade yukarıda bahsedilen bilgileri de içermesi bir bebek bloğunda aranılan özelliklerden.
Biradambirbebek tüm bunları içeriyor. Bebeğe kullandığımız ve kullanacağımız bez vakit ve zamanları gibi esprili konulardan, sayısız yemek tarifine. Faydalanabileceğimiz internet sitelerinden, küçük oyun ve hikayelere…

bebegimin ilk yili 11-12 aylar

simsir tarak | 27 January 2010 13:44

bebeğimin ilk aylarını buradanokuyabilirsiniz.

11. Ayİşte korktuğum başıma geldi. Yardımcım, ben ve Emir, abisinin yatak örtüsünü değiştirirken şakalaşıp bebeklerin en sevdiği şey çarşaftan çadır yaparak Emir’le oynuyorduk. Tekrar işimize döndüğümüzde Emir kafasını abisinin masasının kenarına vurdu. Ve kaşı açıldı. Allahtan yardımcımız yanımızdaydı. Akan kana buzlu havluyla tampon yapar şekilde hastaneye gittik. Hastanede dikiş attılar, kafayı da tencere kapak şeklinde sararak bizi eve gönderdiler. Uykudan kalkınca o sargıyı başında tutmayacağı için eve gelirken hava geçiren bantlardan aldım. Tekrar pansuman yapıp bu bantlarla yapıştırdım. 7 gün sonra dikişlerimizi aldırdığımızda, korkularımın daha da artmasına rağmen kriz anında nasıl sakin kalabildiğimi ben de anlamamıştım.Bir çubuğa takılan renkli halkalar şimdi en favori oyuncağımız. Halkaları büyükten küçüğe dizebiliyor, sadece çubuğuna değil radyatör başlığına koltuk kenarlarına da takıyoruz. Halkaların renklerini tek tek söylüyorum fakat konuşma gelişmiyor. İşaret dilini kullanmaya başladı. Ya da kodluyor. Bizde bu kodları çözüyoruz.Televizyon kumandasına çok meraklı bizde kendimizinkini ona verip yeni aldık fakat bunun çalışmadığını fark ediyor. Yine bizimkinin peşine düşüyor o tarafa oyuncağını kaçırıyor. Sanki ona gidiyor gibi yapıp, kumandayı kapıp kaçıyor. Hem ağzına sokuyor hem televizyona tutuyor. Cep telefonları da aynı muameleyi görüyor.Tek eli ile her yerde ayakta durup diğer eli ile ortalığı karıştırabiliyor. Mama koltuğunda geniş nesneleri başının üstüne koyuyor “hadi siz bağırın” “ıh ıh” biz de hep bir ağızdan “Gevrek, gevrek var” diye bağırıyoruz evin dört bir yanından.İnşaat malzemeleri, temizlik malzemeleri yani sapı olup tutunabileceği, ayakta durup oynayabileceği materyallere çok meraklı. Ne bulursa ağzına götürme işi sınır tanımaz hale geldi, toprak taş, çamur… Her şey mutlaka ağza giriyor. Şunu bildiğim için rahatım solucan böcek gibi şeylerden tiksindiği için eline alamıyor dolayısıyla onlardan yediğini hiç görmedim. Kedi-köpek gibi hayvanları ben severim ancak elleyemem, tüyleri içimi ürpertir. Fakat Emir kedi-köpek ile ilgilendiğinde bu duygumu bastırıp onun ellemesine izin veriyorum. Eve geldiğimizde elini yüzünü sabunlamasını sağlıyorum.Diş çıkarma işi durdu hala 8 diş var boy 78 cm kilooo:14,5 bu gidiş gidiş değil.

Bebeğimin ilk yılı (devam)

simsir tarak | 15 January 2010 10:28

Giriş

3.ay kaynaşma

Gün içinde en güzel saatler dilimi oluşuyor. Emir’in uyanık kalma ve uyuma saatleri netleşiyor. Evin her yerine koyduğumuz saatler anlam kazanıyor.
Saat kaç şimdi uyanacak, saat kaç şimdi emecek, saat kaç gezinme vakti vb..
Sabah erkenden uyanıp biraz yatakta vakit geçirdikten sonra ana kucağında benimle birlikte evdeki mekanları gezmeye başlıyor. Hem günlük işlerimizi yapıyor hem de ara ara monologdan diyaloga dönen konuşmalar süre geliyor.Artık günde iki kez dışarı çıkıyorum Sabah kahvaltıdan sonra hemen gelen uykuyu uzaklaştırmak için 8-9 arası, akşam üstü 17-18 arası.Böylece dönüşlerde kesiksiz 3 saat uyuyor bende günlük hayata dâhil olabiliyorum. Büyük çaba sonrası kurduğumuz düzen aniden bozuluveriyor. Örneğin aşılar.
İki, üç gün yeniden Emir kafasına göre rahat hayata geçiyor.
Sabah erken kalkıp emip, biraz kestirdikten sonra tekrar tekrar yatıp kalkıp hiç bir şeyden memnun olmaz biçimde talepler talepler. Aşağıdaki gibi aşı kartı buzdolabın üzerinde duruyor tabi ki tarihleri kaçırmak istemeyiz.
Bu tatminsizliğin sebebi birden beliriyor. Alt çenede iki diş var. Hiç böyle bir şey hayal etmemiştim. Doktorumuzu arıyorum “108 günlüğüz ve diş çıkardık” diye. Genetik olduğunu diş köklerinin anne karnında oluştuğunu anlatıyor. Kolik ağlamaları yeni geçmiş istediğim düzeni tamda oluşturmuşken!

H1 N1 Aşısı Güncesi

Beatrice2009 | 12 December 2009 16:52

Hasta olmadan korkudan ölecektik nerdeyse… Biri öksürse, “Aah, acaba domuz gribi mi?” , aile fertlerinden dahi uzak durma, kimseyi öpmeme, sarılmama, bir çeşit asosyallik… Bu derece paranoyalara kapılmamakla beraber, etrafımda birkaç kişi de hasta olunca, e biraz da şanssızlığımdan sebep, bu meret virüs gelir beni bulur diyerek, gidip bu aşıdan yaptırmaya karar verdim.
Bu sabah sağlık ocağına gittim. Hemşire kimliğime bile bakmadı. Adım soyadım babamın adı ve yaşım yeterli bilgilerdi. Enjektörden başımı uzaklaştırarak sol kolumu uzattım. Tanrım ne olur aşı bana zarar vermesin düşüncesi de mevcut bu sıra aklımda. Sanki denekmişim gibi hissettim kendimi.
Aşı hiç canımı yakmadı. Bazı kişilerde hafif bir yanma oluyormuş. Aşıyı yaptıktan sonra hemşire dedi ki, birkaç gün kolun ağrıyabilir, meraklanma. Keşke başından söyleseydi. Şimdi aşıyı olalı 12 saat geçti, sol kolumu havaya kaldırmakta zorlanıyorum. Azıcık ödem oldu. Ama katlanılamayacak bir durum değil. Kendimi hasta veya halsiz hissetmiyorum. Yalnız aşı olduktan sonra araba kullanmamanızı öneririm, çünkü kolunuz yerçekimine karşı hassaslaşıyor gibi. Direksiyonu tutarken ağrı yapabiliyor.
Aşının etkisini göstermesi 15 günü alıyormuş ve hastalıktan koruması bir yıl sürüyormuş.
Hastalıktan korkmaktansa aşıyı yaptırın derim

H1N1 DOMUZ GRİBİ SALGINI (3)

super hero | 26 October 2009 11:54

DÜNYA ÇAPINDA SAĞLIK ALARMINI HAKLI ÇIKARMAK İÇİN VERİLERLE OYNAMAK

The H1N1 Swine Flu Pandemic: Manipulating the Data to Justify a Worldwide Public Health Emergency adlı makalenin, yazarın izniyle yapılmış çevirisinin devamıdır. Çevirinin 1. kısmına buradan, 2. kısmına buradan erişebilirsiniz.

Aşağıdaki metin kutusunda niteliksel belirteçler kullanılmıştır. 1. gribin yayılması, 2. solunum hastalıklarının yayılması ve 3. sağlık hizmetleri üzerindeki etkileri çizelgelenmiştir.

H1N1 domuz gribinin yayılması sabit belirteçlere göre belirlenmemektedir.

Haritalar incelendiğinde (tablolardaki linklere tıklayın) H1N1’in yayıldığını kesin olarak gösterecek belirli bir kalıp ya da eğilim görülmemektedir.

Bildirimde bulunan birçok ülkede ya bilgi elde edilememektedir ya da veriler belirli bir eğilim göstermemektedir.

Buradaki soru şudur: bu bilgi nasıl olur da belirli bir grip türünün, H1N1’nin yayılmasını teyit etmek için kullanılır.

H1N1 DOMUZ GRİBİ SALGINI (2)

super hero | 25 October 2009 11:35

DÜNYA ÇAPINDA SAĞLIK ALARMINI HAKLI ÇIKARMAK İÇİN VERİLERLE OYNAMAK

The H1N1 Swine Flu Pandemic: Manipulating the Data to Justify a Worldwide Public Health Emergency adlı makalenin, yazarın izniyle yapılmış çevirisinin devamıdır. (1. bölüm burada)

DSÖ’nün 10 Temmuz tarihli kılavuzu, ulusal bazda veri toplama konusunda yetersiz ve eksik bir yapı oluşturulmasına zemin hazırlamıştır. DSÖ’ye üye ülkelerin ulusal hükümetlerinden, H1N1 virüsünün yayılmasına dair verilerde laboratuar testi onayı istenmemiştir.

H1N1 DOMUZ GRİBİ SALGINI

super hero | 22 October 2009 12:42


DÜNYA ÇAPINDA SAĞLIK ALARMINI HAKLI ÇIKARMAK İÇİN VERİLERLE OYNAMAK
– 1

Bu yazı The H1N1 Swine Flu Pandemic: Manipulating the Data to Justify a Worldwide Public Health Emergency adlı makalenin, yazarın izniyle yapılmış çevirisidir.

”Önümüzdeki aylarda, özel ve kamu sektöründeki ortaklarımızla birlikte ve devletin her kademesinde, daha ciddi bir H1N1 virüsü salgını olasılığına karşı daha kararlı bir biçimde hareket edeceğiz. Farklı senaryolara karşı planlar geliştirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Amerikan halkından, kendi hazırlıklarını yaparak ve tedbirlerini alarak etkin bir şekilde katılım göstermelerini rica ediyoruz. Bu, hepimizin paylaştığı bir sorumluluktur.” (ABD Hükümet Rehberi, flu.gov)

”Dünya çapında bir kamu sağlığı tehdidi, emsali görülmedik bir ölçekte yayılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 4,9 milyar doz domuz gribi aşısı düşünmektedir.

Başkan Obama’nın Bilim ve Teknoloji alanındaki danışmanlar kurulu, ”H1N1 salgınını ABD için ciddi bir sağlık tehdidi olarak görmektedir – 1918 İspanyol gribi kadar değil; ama 1976 domuz gribi salgınından daha kötü boyutta.”:

Yeni H1N1 salgın türü önceki grip tehditlerinden daha ölümcül değildir; ancak çok az insan bağışıklık sahibi olduğu için daha fazla insanın etkilenmesi olasıdır.” (Domuz Gribi Aşısını Hazırlayın)

HAYAL VE GERÇEK

massay | 06 October 2009 17:34

BİLİM KURGU YAZARLARI BİRÇOK ŞEYİ DAHA GERÇEKLEŞMEDEN ÇOK ÖNCE DÜŞÜNMÜŞLERDİ.

  • Casuslukla suçlanan devlet düşmanı Amerikan uyruklu bilim kurgu yazarı C. Cartmill.
    Bu genç 1944 yılında CIA ajanlarının ağlarına takıldı, çünkü ” Deadline” adlı öyküsünde büyük ayrıntıları ile bir atom bombasının nasıl işlediğini yazmıştı. Fakat o bunu bilemezdi. O sırada atom bombası ABD’nin en iyi saklanan sırlarından biriydi.
    İlk deney atom bombası, kitabın yayımından bir yıl sonra Amerika’da Arizona çölünde patlatılmıştı. Cartmill, bir casus olmadığını kanıtlamayı başardı. Onda çevresini saranların çoğunda olmayan büyük bir hayal gücü vardı.
    Cartmill, yarın neler olacağını noktası noktasına tahmin eden tek yazar değildi. Bilim kurgu yazarları çoğu kez bilim adamlarından daha büyük etki yarattılar. Onlar, birçok şeyi gerçekleşmeden çok önce hayallerinde yaratmışlardı.
  • Amerikalı Neil Armstrong Ay’a ayak bastığı zaman, birçok insan hayalinde çoktan Ay’da yaşamıştı. Jules Verne, Ay’a gidiş projesini uzun yıllar önce, o zamana göre bütün ayrıntılarıyla “Ay’a Seyahat” ında açıklamıştı. Onun bu açıklamaları, yıllar sonraki gerçeğe hayret edilecek kadar uymaktaydı.
  • Yörüngesinde sabit kalan uydular. Bu uzay cisimleri önceden hesap edilmiş bir yörüngede bulunurlar, bu sayede de daima dünyanın üstünde aynı bir noktada kalmaları sağlanmış olur. Bu fikrin patentini alacak biri bugün çoktan “köşeyi dönmüş” olurdu. Arthur C. Clarke böyle bir şeyin gerçekleşmesinden 20 yıl önce onu düşünmüştü. Fakat nedense böyle bir fikrin patentini almak hatırına bile gelmemişti. Bunun yerine bu dahiyane prensibinin ayrıntılarını bir Bilim Kurgu dergisinde yayımladı.
  • Aşı. İnsanların hastalıklara karşı aşı olmaları 1796 da başarıyla gerçekleşmişti. Oysa hastalık yaratan mikroplara karşı bu silahı ingiliz Francis Bacon ilk olarak 1627 de düşünmüştü.
  • Bugün hepimiz için çok olağan görünen şeylerin gerçekleşmesi için uzun yıllar geçmiştir. 1861’de Philip Reis’in çalıştırdığı ilk telefon da 1627’de bütün ayrıntılarıyla Francis Bacon tarafından düşünülmüştü.
  • 1850 yılında ilk metoroloji istasyonu kurulmuştu. O da 1627 yılında yine Bacon tarafından düşünülmüştü.
    1627 yılında yayınladığı “Yeni Atlantit” adındaki kitabında Bacon, bir denizaltıdan bile söz etmiştir. İlk laser 1960′ da gerçekleşti. Ölüm ışınları adı altında çok daha önce Isaac Asimov’un “Reason” adlı kitabında ve J.T. Mc Inlosh’un “The Bliss of Solitude” unda laserden söz edilmişti.
  • Gelecekte de bugün bir bilim kurgu yazarının düşünüp yazdığı, gerçekleşecektir. Amerika firmaları buna öylesine inanmaktadırlar ki, geleceğe ait romanları sürekli olarak dikkatle taramakta ve işe yarayan fikirleri araştırma konusu yapmaktadırlar.
  • Ve
    Robert Oppenheimer’in ( atom bombasının babası ) ünlü sözü:
    “Sokakta oynayan çocuklar, fizikteki en önemli sorunumu çözebilirler, çünkü onların, benim çoktandır yitirdiğim, duygusal bir algılama yöntemleri vardır.”

bugünüm böyle geçti

nazokiraze | 26 September 2009 10:32

Dün gece gelen eşimin kuzeni ve eşini ağırlama, komedi dizisine dönmüş Kurtlar Vadisi’ni izleyiş,çay, kahve, buzluçay ve kurabiye şeklinde akşam atıştırmaları yapış ve yatış.(Trt tek kanal günlerini hatırladım İstiklal Marşı ve kapanış)

Akşam sohbeti esnasında o gece bizde kalacak olan misafirlerimizin 2 yaşındaki oğullarının günde 9-10 kere kaka yapmasından dolayı ablamın çalıştıgı hasteneye ertesi sabah götürme planı.(o planda bizde varız, onların sonrasında gidecegi yer bizim eski oturdugumuz yer ve devletin dağıttıgı ders kitapları nakil gelen okullardan verildigi için bizimde onlarla gitmemiz uygun olur diye duyulan rahatlık )