bildirgec.org

arzu hakkında tüm yazılar

kafayı yiyen kedim!!

astral | 25 August 2007 23:48

Kafayı yedi. Birden bire. Yaklaşık 3 ay önce başladı. Dan diye. Ortalığa durup dururken işemeler… özellikle ben evdeyken, benim görebileceğim hemen yakın mekanlara. Daha çok sevdim, kumuna götürdüm. En sonunda hatunda aldım. Gelip geçenler kafi olmadı çünkü az önce şaşkınlıklar içinde kaldım.

Birden bir ses, şırrr!

Aman allahım dedim. Şoktayım. Kütüphanemden aşağı bir şey akıyor. Kedi yok ortalıkta, bu ne o zaman. İşemiş kaçmış. Kitaplarım gitti. Attım çöpe. Gece vakti. Deterjanlar, köpükler bütün evi temizledim bu şerefsizin yüzünden. Bir koku var lakin. Nasıl keskin. Çıldıracağım. Bir de baktım. Kanepede kaka!!

gelin iran kedisi

astral | 12 May 2007 13:24

Sevgili İran Kedisi Sahipleri,
kedim bir yaşına geldi. Yaramaz, hatun istiyormuş, ben anlamamışım. Ortalığa çiş yaparlarmış böyle zamanlarda, ben de telaşlanmıştım. Benimkine acil gelin aramaktayım, duyurulur.

Dün bir tane hatun buldum, gittim baktım erkek tarafı olarak lakin kızımız- Ankara kedisiyle karışmış- muhtemel. Vazgeçtim. Onunla yatmasın. Saf olsun. Sahibi de saf sanıyordu kedisini. İran kedileri ikiye ayrılıyor. Birinin burnu daha çok içeri basıktır, bunlar daha sık sağlık sorunu yaşarlar fakat tam İran kedisi özellikleri gösteren de bunlardır. Neyse ilk önce kızgınlık döneminde olan ( Ankara da) İran Kedisi bulalım sonra saf mı ona bakarız evvela.

Yalnız Bir Kadın Olmak…

hypatia | 09 May 2007 09:40

Bu gece, kulağımda ki “Camdan Kalp” şarkısının hüznüne, mail kutuma gelen Sayın Ahmet Altan’ın yazısından bir alıntının, kalbime verdiği sızı eşlik ediyor.

Gözler, tüm gerçekleri söyleyen ve baktığınızda acı ve mutluluğu görebileceğiniz, duyguların saklanmasının en zor olduğu yerdir. Hele ki bir kadının gözlerinde…
Zihnimin kabul ettiği tek gerçektir, mutlu ve mutsuz kadını gözlerindeki ışığın ele verdiği. Mümkün değildir ki sevgiye doymuş bir kadının gözlerinin içinin parlamaması, şevk ve heyecan dolu olmaması, enerjisi ve kahkahası ile gururla gezinmemesi. Ne acıdır ki, sevgiye hasret bir kadının gözlerinin feri sönmüştür. Bakışları donuk ve hissiz olabilecek kadar tepkisizdir. Tüm heyecan ve isteklerini yitirmiş, ertelemiş ve hatta unutmuştur. Amaçları da, kendi ben’i gibi kaybolmuştur. Sadece ve sadece yaşamın gereklerini yerine getirmek için hareket etmeye başlamıştır. Kırgın ve kırılgandır. Artık yıkılmış umutlarını bile hatırlamamaktadır.

ortaçağ’da beden algısı

znosurprises | 09 March 2007 15:01

Avrupa Orta çağı’ında insanlık, bulaşıcı hastalık, açlık ve bitip tükenmeyen savaşlarla kırılıyordu. Hem sıradan insanlar hem de aristokrasi için durum aynıydı. Bütün kötülüklerin şeytandan ve intikam alan tanrı’dan geldiğine inanılıyordu. Her şey aleni, kaba ve doğrudan meydana geliyordu. Ölüm her yerdeydi, işkence ve vahşet de. Genç kızlar cadı diye yakılıyordu felaketlerin önüne geçmek için. Milyonlarca genç kızın yanan eti bile durduramıyordu felaketleri. Gelecek duygusu kalmamıştı. Halkın gözleri önünde infazlar, linçler, ateşe vermeler. Başkalarına ders olsun diye bedenlerin çürümeye bırakılması. İnsanları acı çekerken görme zevki.Hayvanlara işkence yapma. ”İnsanları, duygusal zevkleri ve duygusal ifade ediş bakımından kendilerini kısıtlamaya çalışmaya iten pek az düzenleme vardı.” (Lupton)

serbest şiir

apolagies | 14 January 2007 16:55

Güneş doğar
Her şeye yeniden başlamak istersin
Düşler kurarsın
Olmasını çok arzularsın
Bu sefer olcak dersin
Ama hiç bir şey olmaz
Sen yine aynı sensindir
Değişen sadece
Sonsuzluğa biraz daha yaklaşmandır

LÜTFİ Ö. AKAD FİLMLERİ “3” (Arzu İle Kamber)

sinemasever | 27 December 2006 20:25

ARZU İLE KAMBER (1952) Yönetmen: Lütfi Ö. Akad, Senaryo: Lütfi Ö. Akad, Mediha Akad, Görüntü Yönetmeni : Lazar Yazıcıoğlu, Müzik: Sadettin Kaynak, Yapım: Erman Film ve Bağdat Stüdyo Film ve Sinema Ltd. Ortak yapımı

OYUNCULAR: Sezer Sezin, Kenan Artun, Settar Körmükçü, Temel Karamahmut, Muazzez Arçay, Renan Fosforoğlu,

Yakup İsmail, 17. yüzyılda ortaya çıktığı sanılan Türk halk öyküsü. Bir kervan, yolda eşkiya baskınına uğrar. Baskından küçük bir erkek çocuğu sağ olarak kurtulur. Bir aile tarafindan evlatlık olarak alınan çocuğa Kanber adi verilir. Bir süre sonra bu ailenin bir kız çocuğu dünyaya gelir, adını Arzu koyarlar. İki çocuk birbirlerini kardeş sanarak büyürler. Bir süre sonra aralarında ilgi ve yakınlık başlar. Kardeş olmadıklarını öğrenince de evlenmek isterler. Arzu’nun annesi bu evliliğe karşı çıkar ve kızını zengin bir tüccarla evlendirir. Ama adam kısa bir süre sonra ölür. Arzu ile kanber evlenmek için yeniden uğraşırlarsa da, anne engel olur. Aşıklar bir rastlantı sonucu birbirlerini bulurlar. Sürekli olarak kızını izleyen kötü kalpli anne onları gene ayırmak ister, ama gençlerin çevresi su ile kaplandığından yanlarına ulaşamaz. Az sonra iki sevgilinin göğüslerinden birer güvercin çikarak uçar ve böylece ikisi de orada can verirler. Bu öyküden yola çıkarak Ömer ve Mediha Akad’ın senaryosundan çekilen filmin konusu da şu şekide;