bildirgec.org

anlatmak hakkında tüm yazılar

buz

hafiften | 24 June 2010 09:33

kutubun ortasında biçare bir yolcunun
sıcak bir yatakta uyumayı hayal etmesi gibiydi
senin o güzel gözlerinde
huzuru bulmak…

ellerini tuttuğumda anladım ki
buz olsa yüreğimin etrafı
kilometrelerce kalınlıkta
eriyecekti sıcaklığında sevmenin
çünkü yüreğe düşmüştü
sevdalı bir tohum ve
filizleniyordu
usul usul…
sevda
köklerini salıyordu
yüreğe hoyratça

ekme

astral | 21 March 2010 12:00

Yıllar önceydi. Hiç de içim acımamıştı. Gayet mutluydum. Ardımda birini üzdüğümün ne farkındaydım belki de ne de umrumdu…

Şimdi içimin acıdığı anlar var. Derdim derdi değil. Bunun ötesi de var. Kendi eğlencesini aralıksız anlatıyor, ben kederden ölürken… ‘Bunların beni üzeceğini hiç düşünmüyor mu?’ diyorum… Sonra ‘Neye, neden üzülsün ki?’ diye ekliyorum, yine kendim… ‘Ben umursamış mıydım?’ Gayet de keyifli yıllardı.

Evde acayip bir kavga kopuyordu. Bu sefer kesin ayrılacaklar dediğimiz zamanlardı. Çektim gittim, yıllarca. O, o evde yalnız kaldı. Derdim mi oldu, dert mi edindim bunu? O zaman on beş yaşındaydı en fazla. Konuşacağı birincil insandım ve çekip gidecek kadar da umarsızdım.

Anlamadınız mı?

Dolce Magico | 15 December 2009 09:29

Hiç tanımadığınız biriyle yaşadınız mı? Yüreğinizin sınırlarından geçemeyen kelimelerin-kendiliğinden yürüyüp gittiği oldu mu bir başkasına? Erkek miydi güçlü olan? Kadın mıydı paylaşan? Unuttuğunuz oldu mu bir akşamda? Uçsuz bucaksız dediğinizin gözlerinizden başka bir şey olmadığını anlamadınız mı daha? Ve sol gözünüzü sağ gözüyle değiştirip baktınız mı dünyaya? Sizi ağrıtan ne varsa uyuttunuz mu kucağında? Anlamak mıydı? Anlatmak mıydı? güç olan! Aldırmadan konuştunuz mu ay ışığında? İzlere takıldınız mı kumsalda/ arkanızdan bir bir silinirken/ Silinmemesi için tekrar bastınız mı kumlara?/ Yakamoz ışığında seviştiniz mi aşkın en saf haliyle? Yangınla, tutkuyla, çocukça, kah korkakça kah cesurca.. Bütün terk edilmişliğinizi bırakıp dalgalara gitmeyecek umudunu taşıdınız mı? İntiharları balıklarla değiştirdiniz mi acı çekmediklerini bildiğinizden? Dinlediniz mi? fısıldayan böceğin/ Mor menekşeden size ne söylediğini?/ Ya da siyah lale gibi asil ve tek oldunuz mu hiç?/ Olamazsınız! acıtan tırnaklarınıza bakın. Kirli ve kibirli. Hain tırnaklarınız defalarca kanatmadı mı sevdiğinizi ? Af dileyin artık kurtarın zindandan kendinizi..Sevmek ilkelmiş onunla öğrendiğinizi söyleyin..Ona yakın olan her şeyi yok etmek istediğinizi, başta kendinizi..Kurtarın artık. Koşun, acıyan kanayan yaralarınıza rağmen/ Düşünün, ama fırlatın artık yüreğinizi ait olduğu yere/ Yapamazsınız!! hala içinizde saklı kahpe izbe/ Anlamadınız mı? İzbe ama GÜÇLÜ.

durum bu

admin | 27 November 2009 15:47

Uzun süredir yalnızım. Bu durum da çok canımı sıkmıyor işin aslı.

Yalnız olmaya alıştım. Bu kırılır mı, nasıl kırılır bilmiyorum ama giderek daha da zor olduğu açık… İnsan böyle olmaya alışıyor.

Ve yokluğunu hissetmiyor çoğu zaman duygunun, kapatıyor yaralarını çok diplere- içlere. Gömüyor. Yok sayıyor çoğu zaman. Benim de çoğu kişi gibi çok içim acıdı. Aşka küstüğüm çok oldu.

Dört sene herşeyim saydığım, ömrümü geçireceğim sandığım adam, başka kadınla olmak istiyorum diye terk etti. Sonra kimseyi alamadım hayatıma. Güven denen duygu piç oldu. O gündür sevgilim demedim kimseye, diyemedim.

Gördüklerim

beatmawe | 11 August 2009 12:28

“gördüklerim” isimli kısa filme hoş geldiniz! demek isterdim bir yerlerden ilerde doğabilecek bir zaman diliminden. birşeylerden bahsetmek isterdim -yani ben vazgeçmeden çok çok önce-. tüm anlattıklarım da dahil tüm anlatılanlar topu topu boş sözcük salsatası.işte yemişim zamanda yankılanmasını kelimelerin. ben ilkel insanlar gibi konuşmak isterim.”ve ilkel insan konuşmayı buldu” diye başlamak isterdim, vazgeçmeden çok çok önce. çekilecek üçüncü sınıf bir belgesel filmde. birşey istedi “ver” dedi. bir şey uzattı “al” dedi ilkel amcam.ee kolay değil yeni çözmüş konuşmayı bütün lugatı çok basit, hepsi tek hece.

TABU SEVERLER MUTLAKA OKUYUN

badoer1 | 20 September 2007 21:01

kelime: doymak
– abi biz demin naptik?
– yemek yedik…
– hah, yemek yeyince nasil olursun?
– tok?
– evet, onu mastar yap simdi…
– tokmak!!!______________________________________

kelime : sigara

– kanser olmanın en kisa yolu…
– ..sevgili..
– peki…
_______________________________________

kelime : eczane
– hafiz simdi vermidon ne
– agri kesici
– ya tamam da yani prozac, diazem felan ne bunlar (boyle
ilaclar secersem…)
– ha, hap lan eheh. kafa mi ne, duman, esrar, …
– yok be hafiz iste hap. nerden aliriz biz hapi?
– buldum l torbaci _______________________________________

üsluba kim dikkat ediyor

astral | 01 June 2007 19:19

Ortalık, nasıl bir üslup kullanacağını bilmeyen salaklarla dolu. İşin daha beteri, salak olmayıp da üsluplarına dikkat etmemeleri. Ah, ne enteresan hala bir de kendilerini haklı görmeleri ve hiçbir şeyin farkında olmamaları.

Üslup öyle bir şey ki, hayatın ayrıntısı. Fakat kişiyi belli eden bir gölge. Pandoranın kutusu. Kişiye hatasını anlatman için ilk önce sorunu görmesi lazım. Peki, akvaryum ya da okyanus, bilmeyen için fark eder mi? Bu da böyle. Üslubunda yanlışlık olduğunu düşünmüyorsa senin tepkini yadırgayacak elbette. Ah, hayat. Ayrıntıların dahi ne uğraştırıyor ve gereksiz zaman alıyor …

TEBRIKLER

| 22 April 2007 02:03

Dakikalar boyunca gözlerimin içine dolan,ama ısrarla akıtmadığım yaşları görmezlikten gelerek ameliyattan kalmadikişlerini anlattığına inanamıyorum.Buna inanmak istemiyorum.

Neden kimseye laf anlatamıyorum ben? Şu bir haftadır sürekli insanlara birşeyler açıklamak istiyorum,birşeyleri açıklamam gerekiyor ama kimse beni dinlemeden istedikleri etiketleri yapıştırmaya kalkıyor. Olmadığım şey kalmadı. Birileri de beni anlasın ve öyle değerlendirsinler istiyorum. Birileri de bana istedikleri etiketi yapıştırmasınlar istiyorum.Bugün de agresif biri oldum. Buna inanmaya zorluyorum kendimi. Ama ben agresif değilim gerçekten, sadece birşeyleri açıklığa kavuşturmaya çalışıyorum ve sürekli susturuluyorum.Sonra da agresif,nankör,hatta bence psikopat bile diyecek dereceye geliyorum.Hayat niye acımasız bazılarına karşı.Ben doğalı kaç yıl daha oldu ki? Kaç yıl oldu ben bu lanet olası dünyaya geleli.En sevdiklerim bile bana istedikleri muameleyi yaparken ben nasıl hayattan zevk alabilirim? Neymiş efendim,kendime yeni hobiler bulmalıymışım.Hiç bir hobi,yaptığım güzel denebilecek hiç bir aktivite beni rahatlatmıyor, içimdekileri yazmak dışında.