bildirgec.org

anlamsızlık hakkında tüm yazılar

Herşey Siliniyor

mavilikler | 18 February 2011 10:54

Anlamsız kalmıştı yine. Onca işin ortasında o tanıdık duygu gelip yerleşivermişti içine. “Neden uğraşıyorsun ki?!” demişti ona. “Bak şu insanlara… Sana da gülünç gelmiyor mu telaşları? Sen de aynen öyle görünüyorsun şimdi. Yolun sonundaki hiçliği görmeden koşturup duruyorsun oraya doğru.”

Elektrik süpürgesini açtı yine. İçindeki sesi gürültüye boğdu. Süpürgenin sesinde tüm sesler kaybolunca daha net görüyordu şimdi herşeyi. Hayır, yolun sonunda görünen şey hiç de o sesin dediği gibi bir “hiç” değildi.

Aşkın Soğuk Yüzü

HBOZTOPRAK | 19 May 2010 15:06

Çatışma iki özne arasında gerçekleşen ve bir amaca yönelik olarak diğerine üstünlük kurma amacı taşıyan bir durumu ifade eder.Çatışma,hayatın doğasındaki diyalektiğin bir sonucu olarak da düşünülebilir.Sıcak-soğuk,artı-eksi,siyah-beyaz,gece-gündüz v.b. evrenin yaradılışındaki dualist yapılar sonucu ortaya çıkan karşıtlıklar bir anlamda çatışmayı ifade etmektedir.

İnsanoğlunun kimliğine işleyen,bir takım karşıtlıklar, bütün ilişkilerinde varlığını sürdürür. Kişiler her konuda aynı düşünmeyebilir, aynı duyarlılığı taşımayabilir, aynı müziği sevmeyebilir, kısaca hayata açılan pencereleri karşı cephelerde bulunabilir.

KAÇIŞ

mavilikler | 26 December 2009 13:17

Kadın yürüyor. Dalgın mı dalgın… Sanki birsüreliğine yitirmiş belleğini. Herşeyin anlamını unutmuş. Bilinmezlerle dolu bir dünyanın ortasında yapayalnız… Yürüyor durmaksızın.Önüne rastlayan banka bırakıyor kendini. Hafızasına yeniden kavuşmak istercesine bakınıyor çevresine. Korktuğu kadar yabancı gelmiyor neyse ki gördükleri. Her gün içinden geçtiği park, evinin balkonuymuşçasına tanıdık… O zaman anlıyor işte, hissettiği yabancılığın çevresinden kaynaklanmadığını. Hayır, hayır… Mesele yabancılık da değil. Tanıdık olan yüzlerce şey arasındaki belli birşeyden ‘kaçış’…’Neden kaçıyorum ben?’ diyor, bu sefer gerçekten yabancı birşeyle karşıkarşıyaymışçasına. Soruyu sorduğu parçası, gerçekten de yabancı.. ‘Ne zaman tanıdık oldu ki zaten?!’ diye geçiriyor içinden. ‘Her zaman bir yabancıyla içiçe değil miyim ben?’Şimdi de bu yüzden bu kadar yorgun… Yığılırcasına bırakmış kendini bankın kucağına. Kendinden çok bir tahta yığınına emanet etmiş bedenini. Çünkü ne zaman varlığını duysa içindeki yabancının, kaçmak zorunda…

Ne zaman başladığını bilemediği bir sohbetin ortasında buluveriyor kendini bir süre sonra. Kız hangi ara yaklaştı yanına, bankın köşesine ilişti, hatırlamıyor. Öylesine söylenen biriki söz… Bir bankı paylaşıyor olmanın zorunlu kıldığı iletişime bir parça sıcaklık katma çabası…

“kaygı”nın gürültüsü

aydindil | 20 August 2009 11:50

-yaşamayı bilmeden yaşıyormuş gibi yapılan ziyan hayatların,
-taklit ve taktikle geçen ızdıraplı zamanların,
-mış gibi bakışların,
-yarım kalmış benliklerin,
-boşluklu oluklu az yoğun hayatların,
-çok yoğun ağırlaştırılmış müebbet ruhların
“anlamsızlığa anlam katma kaygılı” çırpınışlarının gürültüsü başımı deldi!!!

Gözyaşlarım…

linet | 19 November 2007 16:29

Kazağımın kolunun ucu huzur içinde avuçiçimde, çekiştiriyorum daha çok…
Saklanmak istediğimde yada sevinç içindeyken yapıyorum daha çok bunu, ellerim sıcacık bu yüzden her zaman. Nerden duydum bilmiyorum dondurulmuş gıdalar gibi sıramızın gelmesini bekliyoruz, çözülmek için, belki hep geriye atılıyoruz ama eninde sonunda o dolaptan çıkmamız gerekecek. Ne anlamsız değil mi? İlk duyduğumda yakaladığım anlamı şimdi neden yakalayamıyorum?

Tarafsızlık ve hiçbirşey yapmamak da taraf tutmaktır sözü yankılanıyor dün akşamdan beri kulaklarımda, seyrettiğim filmler neden bu kadar çok etkiliyor artık beni, mayının üzerinde yatan askere BM güçleri müdahale etmiyorlar tarafsız oldukları için, tarafsız olmak cinayete ortak olmaya eş olacak öylece dururlarsa, filmin sonunu kaçırıyorum, asker hala mayının üzerinde iken jenerik yazıları geçiyor..