bildirgec.org

anarşizm hakkında tüm yazılar

EMMA GOLDMAN: dans edemeyeceksem bu benim devrimim değildir!

mucizemsin | 06 August 2009 10:45

Emma Goldman, 27 Haziran 1869 yılında, o dönemler Rusya’nın kontrolünde olan Litvanya’da bir Yahudi ailenin kızı olarak dünyaya geldi. 13 yaşındayken ailesi ile birlikte St. Petersburg’a taşındı. Kısa bir süre sonra II. Aleksander’ın öldürülmesiyle başlayan siyasi kargaşa ve baskıdan Yahudiler de etkilendi ve katliamlara maruz kaldılar. Aile bu karışık ortamda maddi sıkıntılar yaşadı ve Goldman okulu bırakmak zorunda kalarak bir fabrikada çalışmaya başladı. İlk kez devrimci düşüncelerle burada karşılaştı, ayrıca Çernişevski’nin “Ne Yapmalı?” adlı eserinden çok etkilendi ve bu ileride oluşacak olan anarşist düşüncelerinin temelini oluşturmaya başladı. 15 yaşında babasının onu evlendirme fikrine karşı çıktı ve 17 yaşında ailesinin isteği üzerine kız kardeşi Helena ile birlikte ABD’ye göç etti.

Burada da bir tekstil fabrikasında çalışmaya başladı. 1886’da yaşanan HayMarket Olayı sonrasında dört anarşistin öldürülmesi olayından etkilenerek, anarşizmle ilgilenmeye başladı. 1887 yılında fabrika işçisi olan Jacob Kersner ile evlense de anarşist hareketler ile ilgilenmesi evliliğini kısa sürede sona erdirdi. Ailesini ve kocasını bırakarak NewYork’a gitti.

Burada ABD’deki anarşist hareketin önemli figürlerinden olan Alexander Berkman ile tanıştı ve beraber yaşamaya başladı. 1892’de de Berkman ile birlikte Henry Clay Finch’e (Homestead Pennslyvania fabrikasında yapılan grevi silahlı muhafızlar yollayan kişi) suikast planları yaptılar, fakat plan başarısızlıkla sonuçlandı. Henry Clay Finch yaralanarak kurtuldu. Berkman 22 yıl hapse mahkum edildi.

bir ekonomist tetikçinin itirafları

emrouisen | 23 March 2009 16:53

paraizm
paraizm

Anarşi-yaşam biçimi ile sonsuz enerji kaynakları olarak kullanabileceğimiz dünyamız deniz, hava ve güneşin enerjisinden faydalanarak elektrik, su ve ulaşım gibi temel ihtiyaçların satılamayacağı bir dünyaya çok rahat dönüşebilirdir. Doğayı da talan etmeyecek şekilde kendi ihtiyaçlarımızı verecek, hiçbişeyin satılamayacağı bir hayatı da kendimize yaratabiliriz. Ama ne yazık ki hayvanların insanlaşıp insanların hayvanlaştığı garip bir dünyaya dosdoğru giderken birilerinin bizleri yaşamak için sürekli köle gibi çalıştırmaya mecbur etmeye ne hakkı olabilir sizce? bu hakkı da eminim kendi akıllarında canlandırdıkları düşünceleri puta sarmış ilahi adalet ve üreticisi tanrı ile anlaşmalıdırlar. Bizim istediğimiz problemleri değil, problemlerin sebeplerini ortadan kaldırmaktır. parasal sistemin olmadığı bir sistemdir bu. çünkü parasal sistemin içinde çıkar vardır. Bencillikle birlikte çıkar düzenini yaşatan, özünde rekabetçiliği barındıran kar üzerine kurulu toplum olmasıdır. Oyunlara bahislere girme isteği bundandır. Rekabetçi piyasadaki şirketler mantar gibi her yerde yükselmiştir. bunlar sanki bir robot gibi sürekli kar oranlarını ölçümlerler. Kar oranlarını arttıran şey kıtlıktır. “Kıtlık” ürünleri daha değerli yapar ve bundan anlaşılıyor ki bu yaşadığımız bu hayatta bolluk, kar amaçlı sistemde hiçbir zaman var olmayacaktır. Çünkü bu sistemin doğasına terstir. Genelde bugün suç çeşitleri parasal sistemin bir sonucudur ya direk alakalıdır ya da ekonomik bunalımın yarattığı ruh halindendir. Bu bağlamda, birgün bu kanunların da sonu gelecektir. çünkü İnsanlar kanunları, oluşan sorunları çözmek için değil, bunları nasıl çözeceklerini bilmedikleri için yapmışlardır. Herşey özünde paranın kullanılamayacağı bir düzenin var oluşuyla şekillenebilir. elimizdeki para bir ödünçtür aslında. bir borçtur hiç kimsenin kimseye borcu olmasa piyasa da bir kuruş para dönmemiş olurdu. Eğer hayalini kurduğumuz dünyanın var olmasını istiyorsak paranın olmamasını gerektirecek şekilde yaşamalıyız. Güneş panelleri, kendi ürünlerimizi yetiştirebilecek bir bahçe, hibrit otolar vs. hiçbir şeyin asla satılamayacağı bir dünyanın kapılarını işte anarşi ile bir gün aralamış olabileceğiz.. Buradan kitap üzerinde diğer ülkelere oynanmaya devam edilen para oyunlarıyla nasıl da her yerin birer birer özelleştirildiği ve hiç bir zaman ödenemeyecek borçlar altına koyulup bu sayede ülkelerin kaynalarının sömürüldüğünü öğreneceğiz okuyacaksınız. En önemlisi bankalara ödenmesi gereken borç miktarı her zaman dolanımdaki paradan fazla olduğundan enflasyon bu sistemde her zaman olmak zorunda kalacak Faizler nedeniyle oluşan bütçe açığını kapatmak için sürekli para basılacaktır. Buda iflasların matematiksel olarak sistemde hep var olması ve kısa çöpü çeken fakir insanların toplumda hep olacakları anlamına gelmektedir. Yaşadığımız dünyada görebildiğimiz herşey sadece satışın bir ürünü iken belki de ilerde sadece hediye olacaktır kimbilir. Buradan zeitgeist belgeseline ulaşabilirsiniz.

Katil Öğrenciler !

Ertugrul1986 | 24 September 2008 14:31

Bugünlerde bir habere rastladım.Finlandiya’da bir öğrenci okulunu basıyor ve 9 kişiyi öldürüyor.Bu pekte yabancı olduğumuz bir haber değil aslında.Hatırlarsanız geçen seneler ve daha önceki senelerde biz bu olayları çok kez yaşadık.Peki öğrencinin bunu yapma sebebi nedir ? Cinnet mi ? Yoksa Zevkine mi ? Biz yinede duymak istediğimiz olan cinnet şıkkını seçelim.Bizler genelde hep olay olduktan sonra kurtarmayı planlarız.Bir öğrenci neden cinnet geçirir hemen söyleyeyim ; Ailevi sorunlar, Dayakçı Öğretmen baskısı,Karşılıksız Aşk ve bunun gibi birçok neden sıralayabilirim size.Ama benim üzerinde durmak istediğim bu üç temel unsur.Tek tek her sorunu bir inceleyelim

Ailevi Sorunlar :Velilerin çoğu kız ya da erkek çocuğunun cebine harçlık yollayarak görevlerini yerine getirdiklerini düşünürler.Sizce bu yeterli mi ? Çocuğumun bir sıkıntısı var mı diye bir gün sorarlar mı ? Oğlum/Kızım bugünün nasıl geçti diye sorarlar mı ? Yine çocuğu korkutmadan zayıf getirdiğinde ona olumlu yaklaşabilirler mi ? Bunların dışında Çocuklarını karşısına alıp Anne Baba bir olup sohbet edip konuşabilirler mi ?İşte bunları yaparsa Ailevi nedenle bu çocuk hiç bir suç işlemez !Eğer görevinizi yerine getirmeyip çocuğunuz böyle bir suç işliyorsa siz ”Katil Veli” örneğisiniz.

1 mayıs tatil olmalı (mı?)

eratnow | 24 April 2008 14:43

1977 katliamının 5 dakika öncesi
1977 katliamının 5 dakika öncesi

dünyanın 134 ülkesinde tatil olan 1 mayıs günü bizim ülkemizde de tatil olmalı ?

kapitalizm denilen sömürgeciliğe karşı kurulmuş olan sivil toplum örgütlerinin devlet propogandası yapmasından korkulmalı mı sizce?
ülkemizde devlet işçilerinin memurlardan daha fazla maaş aldığını ve üç ayda bir olmak üzere destek paraları aldığını bunun yanında elverişsiz sağlık koşullarında çalışanlar için süt parası yoğurt parası gibi ekstra paralar ödendiğini hepimiz biliyoruz. şunu asla karıştırmamalıyız kapitalizmin doğduğu ve büyüdüğü sektör özel sektördür ve bu devlet düşmalığını gerektirmez.

Mitoloji, Felsefe, Edebiyat icin kaynak

hypn0s | 11 September 2007 14:17

internette mitoloji ile ilgili siteler araken, sairlerin, filozoflarin, yazarlarin hayati dunya gorusleri, dini gorusleri, yazilari, siirleri, kitaplari ve mitoloji, edebiyat, felsefi akimlar, galeri gibi cok genis bir arsive sahip site kesfettim. site gercekten cok buyuk bir arsive sahip ve oldukca ba$arili. servislerin tamamindan yararlanmak icin ucretsiz uye olmak gerekiyor. siteye $uradan ula$abilirsiniz.

led trowies

abaragandik | 25 July 2007 20:17

New york’ta ortaya çıkan 21. yüzyılın sokak grafiti sanatlarından led trowies’leri bir kaç adet led, bir adet saat pili ve birazcık selobant ile siz de yapabilirsiniz. haydi kentlerimizi renklendirmeye…

Çemberler ve İç Sıkıntıları

zee | 14 April 2006 01:04

Bazen şartlar öyle bir hale gelir ki, yalnız kalmanız ve kendinizle ilgili şeyleri düşünmeniz kaçınılmaz olur.

Hemen ardından kendinizi bencillikle suçlamanız gelir. Muhtemelen daha evvelde başkalarında gördüğünüz size göre bir kaç saklanması gereken şeyin sizi sinir ettiğini farketmişsinizdir. Bu şeyin aslında size var olduğunu gördüğünüzde siniriniz geçer ama bir müddet sonra bu seferde kendinize kızmaya başlarsınız.

Tabi bu kadar birbirine bağlı düşünceler üretmek için piskolojik bir sıkıntınız olmalı ya da olduğuna inanmanız gerekmelidir. Eğer piskolojik bir sıkıntınız olmadığını bilip, olduğuna dair inançlar beslemeden edemiyorsanız yine muhtemelen sıkıntınız kendinizle ilgili ama sizi deli etmeye yetmeyen bir sıkıntıdır. Akıllı halinizle size daha çok eziyet edebileceği için deli olmak istersiniz.

anarşizm

talokmen | 14 February 2006 16:10

Anarşizm hakkında önyargısız yazabilecek var mı?