bildirgec.org

akp hakkında tüm yazılar

Politikacı hangi türe ait?

| 31 July 2008 13:22

30.Temmuz.2008 akşam haberleri. M.Ali Birand Meclis önünde Milletvekilleri ile Anayasa Mahkemesi’nin AKP ile ilgili kararını tartışıyor.

Bir ara vekillerden birine sorduğu soru şöyle:
“Sayın falanca, Anayasa Mahkemesi’nin AKP ile ilgili kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yalnız bu soruma politikacı olarak değil, insan olarak cevap verirmisiniz?”

Uzun zamandır politikacıların insan türünden farklı bir türe ait olması gerektiğini düşünüyordum. M.Ali Birand’ın benimle aynı fikirde olmasına sevindim. Bir de politikacıların ait olduğu türün hangisi olduğunu açıklarsa sevincim daha da artacak. Çünkü ben bir türlü hangi türe ait olduklarını bulamadım. Belki de uzaydan gelmişlerdir.

anayasa mahkemesi kararı açıkladı:akp kapatılmıyor!

pasacocugu | 31 July 2008 07:26

anasayasa mahkemesi açıklama yaptı, Kararı Anayasa Mahkemesi Heyeti Başkanı Haşim Kılıç açıkladı:”akp kapatılmıyor, ancak partinin alacağı hazine yardımı kesilmiştir.”
karar herkese hayırlı olsun, kapatılmamasına ne kadar sevindiğimi anlatamam, Türkiye büyük bir kaosun eşiğinden döndü. hatta hazine yardımının bile kesilmemesi gerekirdi bence.

ŞOK ŞOK ŞOK Gizli Tanıkları Açıklıyorum

64egesel64 | 29 July 2008 21:35

Görüyoruz ki ; İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve Sözde Ergenekon soruşturmasını yürüten 3 savcı dizi filmleri hiç kaçırmıyorlar.

Kurtlar Vadisi Pusu yu hepimiz çok iyi biliriz. Son yılların en çok izlenen ve reyting rekorları kıran dizisi. Yaklaşık 1 senedir kurtlar vadisinde derin devlet ve mafya ilişkileri anlatılmaya çalışılıyor. Kendilerine ihtiyarlar adını veren bir grup devletin gerçek sahipleri olarak kendilerini görüyorlar ve Polat Alemdar’ıda kendilerini korumakla görevlendiriyorlar.

Bu arada Büyük İskender’ide unutmayalım. O’da kendini devletin gerçek sahibi olarak görüyor ve devleti ele geçirmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Devlet içinde kaoslar yaratarak devleti ele geçirmeyi planlıyor. Bunun için Danıştay saldırısını azmettiriyor, Dinci örgütlere suikastler yaptırıyor,PKK ile işbirlirliği yapıyor ve uyuşturucu trafiğini yönetmeye kalkıyor. İş adamlarına baskı yaparak onlarıda himayesi altına alıyor.

TÜRBAN SORUNU-2

chekimcenter | 22 July 2008 10:52

C.Eren ÇELİK

Türban sorunu ile ilgili bir önceli yazımda sadece türban sorunun siyasal hayatımıza girişini özetlemiştim.Oysa türbanı sadece simgesel bir sorun olarak ele almak son derece yanlış ve bir o kadar eksik bir değerlendirme olacaktır.Sorun sosyal, kültürel, ekonomik nedenlerle ortaya çıkarak kemikleşmekte sonrasında ise siyasal boyuta evrilmektedir.Yapılan araştırmalar açıkça göstermektedir ki ekonomik gelir seviyesi ve kültür düzeyi düştükçe türban takma oranı aynı oranda artış göstermektedir. Bunun nedeni ise toplumun yaşadığı ekonomik sıkıntılar arttıkça eğitim seviyesinin (ve buna bağlı olarak kültür seviyesinin) düşmesi bunun sonucunda ortaya çıkan toplumsal yapının giderek daha kaderci ve muhafazakâr bir kimliğe bürünmesidir.Öte yandan yaşadığı muhafazakar çevreni etkisinde kalan ve türban konusunun siyasallaşması ile kendisini bir yere ait hissetmek ve aidiyet duygusunu belli etmek isteyen genç kızlarımız örtünmektedir ki kanaatimce konunun sosyal boyutu incelenirken bu noktaya özellikle dikkat edilmelidir.Ancak şu da çok açık bir gerçekliktir ki yukarıda belirttiğimiz şartlarla oluşmuş muhafazakar yapıdaki aileler çoğu zaman kız çocuklarının türban takmasını uygun görmekte bu nedenle kız çocuklarını çoğunlukla İmam Hatip Liseleri’ne göndermektedirler.İşte bana göre Türkiye’de yaşanan türban sorunun kaynağı da buradadır. An itibariyle hâlihazırda mevcut bulunan İmam Hatip Lisesi sayısı 456’dır. Özellikle AKP iktidarı sonrası kız öğrencilerin daha fazla rağbet gösterdiği okullarda 135 bin öğrenci mevcut. Ve bu öğrencilerin %60’ı kız….

TÜRBAN SORUNU-1

chekimcenter | 22 July 2008 10:18

C.Eren ÇELİK

Türban sorunu olarak bugün Türkiye’nin kanayan yarası haline gelmiş daha doğrusu getirilmiş olan problemin kaynağını iyi bilmek gerekmektedir…Binlerce yıldır İslamiyetle yaşayan ve Müslüman olan bu toplumun 1968 yılına kadar “türban” yahut “tesettür” gibi bir problemi olmamıştır. Peki ne olmuştur 1968 yılında…
Şule Yüksel Şenler isminde bir gazeteci-yazar kendince bir stil ortaya atarak yeni bir başörtüsü bağlama modeli geliştirmiş, yüzlerce konferans vererek kapanmanın gerekliliğini anlatmış dönemin genç kızlarını verdiği konferanslar, yazdığı yazılar ile etkilemeyi başarmış ve “türban” akımının Türkiye’deki öncüsü olmuştur…Öncüsü olmuştur diyorum çünkü türbanın aslı Türkiye’de değildir. Türban 1970’li yıllarda Lübnan’da ortaya çıkan bir örtünme modelidir.O yıllarda Lübnan’ın Güneyini kontrol altında bulunduran Filistinli gerillaların Şii kadınları taciz etmelerini minimize etmek için İranlı dini önder Hiccetülislam Musa Sadr tarafından bizzat modeli çizilmiştir. Bu model ile tek tip kapanan Şii kadınların hem mezheplerinin farlılığının belli olması,hem taciz edilmelerinin minimize edilmesi hem de o dönemde Lübnan’ın Güneyinde yeni yeni filizlenen Şii silahlı güçlerin bu kadınları korumaları altına alması hedeflenmiştir.Daha sonra bu akım İrana sıçramış ve Şah Rıza Pehlevi’nin devrilmesi esnasında kadınlar tarafından kullanılarak bir dini ve siyasi sembol haline dönüştürülmüştür.