bildirgec.org

affetmek hakkında tüm yazılar

SENİNLE KADIN SENİNLE ÇOCUK AMA HEP SENİNLEYİM

il mare | 08 June 2010 10:38

Şimdi nefesimi sıkıca tuttum.Dayanabildiğim kadar hapsedeceğim içime kokunu.Olabildiğince sandıklarına saklayacaklar seni hücrelerim.Ben nefesimi bıraksam da onlar zamanı geldiğinde kokunu çıkaracaklar benim için.

Beni küçük bir kız çocuğuyken aldın yanına,kendimi en kadın sandığım bir anda…Tüm yalancı kadınsı tavırlarımla seni kazandım sanırken sen rollerimi unutturdun bana…Kadın olmama gerek yoktu,kadınımsı olmaya ya da şuh bir bakışa…Sen beni büyütmek için almıştın yanına…

Sessiz Peri…

astral | 24 March 2010 10:12

Belirsiz süreli yayın aralıklarla devam ediyordu. İçimden bir nehir sessiz fısıltılarıyla daima konuşmuştu beni yalnız bırakmamak için. Yıllar sonra anlayacağım ilk gerçek bu fısıltıların beni birçok şeyden korumasıydı.

Etrafında küçük periler ip atlarken kimse onları görmez. Bazen sen de görmezsin. Öyle bir an gelir ki, küçük karar anlarıdır: işte o zaman kendi başına karar veriyorsun sanırsın, değildir. Bu dünyaya ve bunca şeye nasıl katlanırdım bilemem. Katlanamazdım. Çoktan çekip giderdim.

Sesleri duymayan ne çok insan var. İç sezilerini dinlemeyen ne çok konuşma. Öylesine konuşmalar. Yorulmalar. Yorulur gibi sevişmeler. Katıksız, yok yere belaya bulaşılmış; daha dünden razı olunmuş aşklar, ne çok riya… Oysa işte ben buyum sözcükleriyle başlanan oyunlar… Her yerde.

Riyanın olmadığı bir şey ver bana. Onun gördüğü rüya beni yerden yere savurdu, kulaklarım cümleleri duyarken… ‘Benim için ikinci kez ölür müsün?’ Sözleşmesini görmüş rüyasında. Böyleleri de var. Hem ne gördüğünün farkında değil ama görüyor. Belli ki o adam onun kaderi ve belli ki yüzde doksan birlikteler bu enkarnede. Ve belli ki o sevgilisinin hayatını kurtarmak için kendini feda edecek bu yaşamda. Belli ki, bunu daha önce de yapmış. Diğeri bunun farkında hem de çok iyi. O da (diğeri) spiritüel. Çok etkilenmiş. Neden onu böylesine istediğini anlamış hemen. Anlamasın mı, çok açık. Çok etkileyici. Ben ağlamamak için tuttum kendimi o an.

beni affet

massay | 24 September 2009 10:46

beni affet olemp! yoksa gidemem hayatından. kalırım ayıbımla…
bu bahçe,
günahların afaki gömüldüğü,
tam ortasında bir kuyu,
etrafında çocuklar kana kana su içerler
ve fakat dudak çizgilerini boyayan
kan damlaları…
çığlığımdan ecelleri geçer.
kuyunun dibindeyim olemp!
beni bir daha,
son defa affet.
yoksa çıkamam hayatından
kalırım……… alışmış, kudurmuş
bir jilet keser sesimi

biliyordum.

massay | 16 September 2009 09:39

GİTTİN.
” Yarın yine gelirim ” dedin.
ayakkabılarını bağlamadan, asansörü çağırmadan.
ıslığını duyuyordum. Bir kerede beş merdiven inişini.
BİLİYORDUM GELECEĞİNİ.
Aşağıda bir araba bekliyordu.
film çekilmişti camlarına. kimdi önde oturan? sigara içiyordu. Yalnızca elleri. bembeyaz.
Beautiful Day çalıyordu.
yanlış mı hatırlıyorum.
yağmur yağıyordu.
kadın mıydı, erkek miydi, gerçek miydi?
Yalnızca elleri gezinecekti vücudunda öyle mi?
çığlık tutuyordu. hıçkırık.
pencere pervazı tutuyordu.
ben kendimi tutamıyordum.

Kanası ateşleyen arkadaş, çok şaşkınım

gazikayhan | 01 December 2008 15:13

“Dağdaki adam gelmeyin öldürürüz diyor”
Bütün gün av köpekleri gibi peşlerindeydik. Onlar kaçıyor biz gidiyoruz. Emre itiat ediyor, isyan etmiyoruz…
korkuyoruz ama , Gidiyoruz peşlerinden… Ama
bazıları bayrağa sarılı tabutla evine dönüyor, sağkalanları ise anılarıyla başbaşa kalıyor, yalnızlığa itiliyor..Onların yalnızlığı Amerikalı askerlerin Wietnam dönüşü yalnızlıklarına hiç benzemiyor; Ne holywood yapımı filmlere konu oluyorlar ne de hikayelerini dinleyen… Onları tek dinleyen varsa anaları, babaları,bacıları…Şımaramazlar, şımarmayı bilmezler… İsyan edemezler, isyan etmeyi bilmezler…
“Baktım ki ,Kemal yaralanmış, onu sürükleyerek askeri cipe doğru götürmeye başladım. Ansızın dünyam karardı… Bir kurşun, kafamın sağından girip solundan çıkmış…Birlikte yola devrildik. Kanımız toprağa yayıldı…Anneme ne diyecekler? Nasıl dayanacak yokluğuma? Nasıl alışacak, neler yaşayacak?… Ben ne suç işledim?… Özlüyorum seni. Gücüm yetmiyor unutmaya , Özlüyorum elini tutmayi sesini duymayi… Boynuna sarilip omuzunda aglamayi , Hasret dolu sevgi dolu simsicak düslerimi…
Andolsun ki o yemyeşil gözlerini, toprak güneşi, tohum yağmuru, çiçekler yeli nasıl sevmişse öyle seviyorum..Andolsun ki yerle gök arasında benim için yalnız sen varsın..Beni dirilt meleğim yetiş imdadıma..
Kara bir benek gibi küçüldükçe küçülüyorum, birazdan bir nokta gibi kalacağım..
Yeni bir hayat için yetecek mi vakit ? Uzun boylu can çekişmeli, ağrılı sızılı bir ölüm istemiyorum, donmuş katılaşmış bir ölüm istemiyorum.. Mum gibi sönüversem hemen şu an ne olur ki ?..

Geçmişle Gelecek Muhasebesi

hipangel | 28 August 2008 15:20

Geçmişte yaptığım bütün hatalar için
Kendimi,
Geçmişte bana yaptığınız bütün hatalar için
Sizi,
Affediyorum.
Daha fazla ne yapabilirsiniz?
En azında acılar tanıdık olursa
Bağışıklık kazanmış olduğumdan
Çok etkilemeyebilir..
Yeni ve tanımadığım acılardan
Ve
Özellikle
Kendi yapacağım yeni hatalardan
Daha az zararsız geçmişim.
İlerisi beni
Geçmişten daha çok
Korkutuyor.

Kaza Haberi

| 06 July 2007 12:36

Evde kimse yoktu. Akşam can sıkıntısından tam haber saatinde zapping yapmakla meşguldüm. Bütün kanallarda Barış Akarsu haberi vardı. O esnada kanalın birinde durdum. İlk gördüğüm karede hurda olmuş bir araba vardı. Fonda spikerin sesi duyuluyordu. Babasının hediye ettiği arabasıyla gezerken kaza yapan üniversite öğrencisi yaşamını kaybederek ailesini derin acıya boğdu… Hala araba vardı televizyonun ekranında, birkaç saniye sonra bir resim belirdi. Upuzun siyah, düz saçlı, siyah gözlü, tatlı gülümseyişi olan bir kız. Düşünceler kafamdan şeritler halinde geçtiler. Araba… G.’nin sevdiği ve babasının almak için söz verdiğindendi. Resim… Ne kadar benziyordu. Yoksa gözlerim mi yanılıyordu. Bir an ekrana yapışıp kaldım. Bir ay önce görüşmeyi kestiğim arkadaşım G’nin hayatından bir haberdim uzun süredir. Belki babası söz verdiği arabayı almıştır. Resimdeki kız… Ne kadar benziyordu. Gülümseyişi, saçlari, gözleri… Hayır olamaz… Sadece göz yanılmasıdır. Biraz daha baktım geçmesini bekleyerek. Spikerin, kızın ismini vermesiyle içim rahatladı. Yok değildi. Belki de ben bir süredir ona çok kırgın olduğumdan ve sürekli kafamı meşgul ettiğinden bir an onu görür gibi olmuştum. Tekrar gözümün önüne geldi. Arkadaşlığımız aklımdan geçti. Artık görüşmeme kararı alışımız… Ya haberdeki kız o olsaydı. Acaba ne yapardım? Üzüntü duyardım elbet. Kahrolurdum. Peki onu affeder miydim? Asla… Evet çok katıyım belki. Ama o benim düşüncelerimi bu kadar meşgul ederken beni bir kalemde silip atmasını affedemezdim. Taş gibi soğuktum belki… Affetmezdim.