absurdica, sıkça yapılan yazım hatalarını (bilerek ya da bilmeyerek, ama genelde bilerek yapılan), toplayarak bir ansiklopedi haline getirmeye çalışmış. sitenin amacı aslında mizah. yani ele alınan kelimenin hiçbir anlamı yok ama bu kelimelere mizahi birer anlam ve karşılık bulmaya çalışılmış. örneğin, tivi (tv), sıtant (stant), onunçin (onun için), doru (doğru), nbr iimsn (naber iyi misin)…
türkçe bilginiz iyiyse ve de mizah yeteneğiniz varsa, burdaki formu doldurarak, sitede siz de yazar olabilirsiniz.
absürt hakkında tüm yazılar
Absürd komedi filmi : Fasulye
gorcun | 15 April 2009 11:27
Fasulye
Komedi denince ülkemizde genelde akıllara küfür eden, magandalık yapan, bağıran çağıran, etrafta orasını burasını açan tipler gelir.
Tabii ki espri anlayışı bundan ibaret olmayan birçok insan olsa da genel olarak düşünülünce en çok böyle algılandığı Recep İvedik gibi bir filmin gişe başarısından da anlaşılabilir. En azından Recep İvedik 2 olarak kalsında Türk Sinemasında komedi anlayışı daha iyi yerlere gelsin.
Recep İvedik
Tabii ki yazının konusu Recep İvedik değil aksine ondan kaliteli ama aynı değeri görmemiş bir film olan Fasulye. Film köyde saf bir gencin (Selim Erdoğan)yaşlıların büyük coşkusuyla vergi iade zarflarını şehre götürmek için göndermesiyle başlar. Bu arada gence görünen aksakallı dede (Haluk Bilginer)filmin absürt komedi olacağının sinyallerini verir.
Fasulye
Absürt saçma, anlamsız olarak adlandırılabilir. Absürt komedi ise komedi klişeleriyle dalga geçerken, saçma ve anlamsız olaylardan komedi unsuru yaratan bir türdür. Kanımca başarılı bir şekilde yapıldığında müthiş bir komedi unsuruna dönüşür. Coen kardeşlerin filmlerinde çokca görülen bu tarz Türkiye’de mizah dergilerinde (Gırgır, Leman, L-manyak, Penguen, Uykusuz, Lombak) fazlaca görülse de Türk sinemasında çok fazla bulunmamaktadır.
Cem Yılmaz’dan sıcak bir film : Herşey Çok Güzel Olacak
gorcun | 14 April 2009 14:31
Herşey Çok Güzel Olacak
Cem Yılmaz denince birçok insanın aklına şüphesiz gülmek gelir. Ülkenin göreceli fikre göre en başarılı komedyeni sayılır. Şahsen katıldığım bu düşüncenin nedenleri arasında Cem Yılmaz’ın işini ciddiye alması yatıyor. Karikatürist olarak başlayıp stand-up gösterilerine oradan sinema sektörünede el atan Cem Yılmaz’ın oyuncu ve yazar olarak çalıştığı ilk filmi Herşey Çok Güzel Olacakoldu.
Ömer Vargı’nın 1998 ‘de çektiği Herşey Çok Güzel Olacak iki kardeşin (Altan ve Nuri) dramatik ve komik hikayesini anlatıyor .
Herşey Çok Güzel Olacak
Yıllardır görüşmeyen iki kardeşin yolları aynı yerde yemek yerken çıkan bir kavgaya bulaşmalarıyla yeniden kesişir. Hayatı çok ciddiye almayan Altan (Cem Yılmaz) ve ona nazaran daha ciddi görünen Nuri(Mazhar Alanson) bu görüşmeden sonra biraz da Altan ‘ın çabalarıyla yeniden biraraya gelirler. Ama Altan’ın kolay para kazanma hırsı ikilinin başını yine derde sokacak ve onları hiç bulaşmak istemeyecekleri olaylara götürecektir. Mafyanın işlerine bulaşan kardeşlerin kurtuluşu kolay olmayacaktır.
DÜNYAYI KURTARIYORUM, GERİ ÇEKİLİN!(1)
cellatlina | 17 November 2008 12:46
Bütün güvenlikleri geçip uçağa bindim ve kalkıştan sonra “dünyayı müzik kutaracak” diyerek bir yolcuyu kucakladım,onunla kabine yürüdüm. Pilota, havada hareket etmeden durmamızın mümkün olduğunu bildiğimi ve tüm uçaktakilere bir
ibret
vermek için bunu yapmasını istediğimi söyledim. Elimdeki su tabancasıyla onu ne kadar korkutmuş olduğumu görünce ben de korktum. Durduk. İbret kılavuzlarını yolculara dağıttım. Okumaları için 10 dakika verdiğimi, yavaş okuyanlara müsamaha gösterebileceğimi ama ciddiyetle okumayan birini görürsem -bunu alın çizgilerinin değişimlerinden anlardım, iberet kılavuzlarının alın çizgileri üzerinde bazı kodladığım etkileri vardı- vicdansızca davranacağımı söyledim. O dakikada durdum, uçak da durmuştu, tarihi sözler etmenin vaktiydi. Pilotun ağırlığını üstümde hissettim, yere düşmüştüm, ya da düşürülmüştüm.OLMAMIŞTI.
…
saçmaladım
nevdalist | 14 July 2008 12:53
Çok yorgunum be usta diyesim var. Sebebini bilmediğim acayip bir yorgunluk. Bana has, bana özel de sanıyordum. Herkes de var. Herkes de olduğu için gıcığıma gidiyor.
Almanya’dan bir sürü çikolata aldım. Evde dolapta duruyor. Ben çikolata yemem. Eve gelenlere vereceğim. Eve hiç kimse gelmedi. Bir allahın kulu, arkadaşım uğramadı. Duruyor paket paket çikolatalar. Yemeye başladım. Ne iğrenç tadı var, içinden fındıkları ayıklamaya çalıştım; olmadı. Sonra gidip kustum. Ordan taksim’e çıktım, çikolataları yanıma almadım. Evde gelip yemeleri lâzım.
YÜKSEK TOPUKLU PALETLER
delihayat | 24 March 2008 19:30
Unutulmayanlar
mansonilized | 05 September 2007 14:27
Türk sinema tarihine adını altın harflerle yazdırmış olan bu film maalesef hak ettiği yeri bulamamıştır. Şahsi kanaatim filmin imdb’de değil ilk 250ye ilk 25e ivedilikle girmesi yönündedir. Bu kült yapımın ortaya çıkışı temelde 80li yıllardaki sex furyasında yer almayı reddeden jönlerimizin bir sinema şirketi kurarak 10 film çekmek üzere bir araya gelmesidir. Ancak film o denli büyük bir hayal kırıklığı getirmiştir ki bu şirket ilk yapımla batmıştır. İzzet Günay ‘sinema hayatımın hatırlamak istemediğim bir filmidir’ diyerek durumun vehametini ortaya koymuştur. Remzi Jöntürk’ün yönettiği filmde Cüneyt Arkın, Fikret Hakan, Ekrem Bora, İzzet Günay, Orhan Günşıray, Eşref Kolçak, Selma Güneri gibi isimler bir arada bulunuyor.
Bu müstesna yapımda Türk sinemasının en şahane kral ve dahi aslan parçası jönlerinin her biri değişik hikayeleri olan kamyon şoförleri olarak çıkıyor karşımıza. Cüneyt Arkın kendi çocuğuna ötenazi yapmış eski bir doktor, Ekrem Bora son derece klas bir dolandırıcı, Fikret Hakan çocuklara tecavüz etmekten haz alan sapık bir vantrilok, İzzet Günay annesini doğramış gariban bir tip, Orhan Günşiray ise başı beladan kurtulmayan bir zamparadır. Filmin teması tarafımdan 4 defa izlenmesine rağmen tam olarak belirlenememekle birlikte temelde kamyon şoförlüğü yapmakta olan kahramanlarımızın uyuşturucu işine bulaşarak polisle başlarının belaya girmesi ve şebekenin başını bulabilmek için girdiği maceralardan mütevellitdir. Film İstanbul’dan Beyrut’a kadar uzanan bir coğrafyada geçer ki bu arada aklınıza gelemeyecek denli absürt konuşmalar ve aktiviteler gerçekleşir. Bu arada mola yerinde Türk bayrağını yere atan Amerikalı turist budaklı odunla dövülerek milliyetçilik mesajları verilir. Yine mola yerinde İtalyan baba artık acıkıp ağlayıp sızlayan çocuğuna kıyamayarak garsona şöyle seslenir;
taharet osman
| 27 January 2007 23:58
hoca derste taharet musluğu satıyor 🙂
İşte! Türklerden bir yenilik daha. Geleneksel tuvalet temizliğimizi pratik, kullanışlı bir ürünle birleştiren eratech, sağlığına ve temizliğine önem veren herkese sanbi taharet musluğunu sunuyor.
efsane reklamlarımızdan oralet osmanı bilmeyeniniz yoktur. işte en az onun kadar absürt bir reklam da burada.
kadın
cellatlina | 29 July 2006 02:46
hırsımdan yerimde duramıyorum diyor biri.
bir diğeri gözleri kara kara düşünüyor.
öteki aklının içinden çıkmış vücuda meğilli.
beriki çok daha fazla ilgi bekliyor.
biri çocuk gördüğünde ağlıyor.
bir diğeri erkek gördüğünde ağlıyor.
çapraz yürümek için ders alıyor biri.
bir diğeri patronuna “hoş” davranıyor.
ama biri hırsından yerinde duramıyor.
bir diğeri kaşla göz arasında evlenmiş bile.
istemeye gelmişler berikini.
“otobüs şoförü olmak isteyen kadın mı olurmuş,
dalga mı geçiyorsun?” diyen başka biri.
http://kadin-otobus-soforu-gormek.istiyor.us/
beleşçinin gözbebeği olacak yerimi
onerty | 13 April 2006 08:13
beleşi ıskalama! freebie finder