bildirgec.org

2008 hakkında tüm yazılar

Kiralık Bisiklet ?

nzright | 13 May 2008 07:40

İstanbul Anadolu veya Avrupa yakasında; bir kaç günlüğüne bisiklet kiralayabileceğim firmalar var mı ? bilgisi olan paylaşabilirse sevinirim.

VALİDEN BÜYÜK KAMPANYA, AÇIKLAMAYI YİYENE OYUNCAK BEDAVA!

PiRLi | 09 May 2008 09:13

İstanbul valisi Muammer Güler, yaptığı açıklamalarla okuyanlara, değişik duygular hissettirdi. Okuyanlardan bazıları gülme, bazıları sinir krizine girdi. Ortak olan tek şey kimsenin bu açıklamaları ciddiye almamasıydı. Vali gizli silahları sapan olan (il)legal örgütleri, “orantılı” güç kullanarak hastanelik etti. Bu (il)legal örgütlerin içinde ÖDP, CHP, DİSK ve KESK gibi kurumların olması bir talihsizlikti. DİSK ve ÖDP misafirperverlik göstermediği için polis hediyelerini dışarıdan yollamak zorunda kaldı. Disk ve ÖDP’nin bu tutumunu ayıplıyoruz. Terbiyesiz (il)legal örgütler hastane önünde yaptıkları eylemle (canını kurtarmak için kaçmak) dağıtılmayı hak etmiştirler. Vali’nin de dediği gibi dünyanın hiçbir yerinde hastane önünde eylem yapılmaz, yapılırsa valimizin tasdiklediği gibi polisin müdahale etmesi kaçınılmazdır. Arada da 1 gaz bombası düşmüş çok mu? Bazı bölgelere 5–6 tane düşüyor zaten. Ayrıca lügat-ı vali ye göre düşmek, silahla nişan alıp ateş etmektir, bundan dolayı bomba polisin civarında düşmemiştir. Valimizin değindiği bir başka konu ise videodaki turistlerin, yurdum insanı olduklarını söylemesidir. Zaten ülkemizde dövülen, turist olmadığı sürece serbesttir, dayakt,a gaz bombası da cennetten çıkmadır. Valimiz yerde oturan kızın yanından geçen polisin ayağının “yanlışlıkla” kafasına çarptığını düşünüyor olmalı ki, tüm televizyonların yayınlamasına rağmen eğer böyle bir durum olduysa gereği yapılır dedi. Cumhuriyet gazetesi sınırları içinde işyerine girmeye çalışan gazetecinin kolunun kırılmasını “talihsiz” bir olay olarak niteleyen valimiz, acaba bu olayın bir gazetecinin başına geldiği için, basının daha çok dikkatini çekeceği için mi yoksa polisin hiçbir art niyet olmadan oyuncağını elinde sallarken bir insana isabet etmesini açısından mı talihsiz bir olay olarak görüyor?

Yasak Krallık / The Forbidden Kingdom (eleştiri)

menese | 08 May 2008 15:19

Çocukluğumun ve ilk gençliğimin Beyoğlu sinemaları, Bruce Lee‘ nin ve ‘Kolsuz Kahraman’ Wang Yu‘ nun sayısız maceralarını zevkle izlediğime şahittir..
‘Uzakdoğu savaş sanatları/sporları’ üzerine yapılanmış bu aksiyon filmleriyle aramdaki ‘düzeyli ilişki’ ilerleyen yıllarda giderek soğumaya başladı ve bir süre sonra da hitama erdi. Bunun nedenini tam olarak bilemiyorum, ama Tarkan’ ın Vang Yu’ yla olan mücadelesini anlatan, Tarkan Kolsuz Kahramana Karşı adlı filmden şüpheleniyorum.. (Varsa, günahı boynuma..)
Zira filmde, Vang Yu denen Kolsuz Kahraman’ ın iki kolunun da -maşallah- yerinde olduğunu ibretle görmem ve Tarkan’ ın, yediği dayaktan un-ufak olmuş kemiklerini tedavi etmek üzere yanardağın içinde fokurdayan magmaya -kaplıca misali- sokulup çıkarılmasına tanık olmam, bünyemde oldukça kötü izler bırakmış olmalı..
Konumuzla bağlantılı olarak, Kaplan ve Ejderha ile -bilhassa- Hero, çok eskiden bitmiş bu ilişkiyi -biraz da olsa- canlandırabilmiş olağanüstü filmler olarak, yakın zamanda gündemime gelmiş idi. Fakat yine de Jackie Chan’ in türlü şaklabanlıklarla süslü filmlerini -televizyonda da olsa- seyretmeye fazla dayanamıyordum.

Sarhoş Üstad’ ın Yumruğundan Altın Serçe’ nin Gonca Dudağına

Bu ruh ve şeraitte seyre koyulduğum Yasak Krallık, hemen üstte bahsettiğim kaliteli yapımlar kadar olmasa da oldukça keyif aldığım bir film oldu.
Rob Minkoff’ un yönettiği, Jet Li ve Jackie Chan (İlk kez aynı filmde buluşmuşlar..) gibi işin ustalarının oynadığı bu fantastik ama aksiyon bazlı, komedi ve romantik soslu film, bizi, Kung-fu manyağı bir Amerikalı çocukla birlikte önce Amerika’ dan Antik Çin’ e götürüyor, sonra da aynen geriye postalıyor..
Bütün bu -bir filmlik- süre zarfında Çin dövüş sanatları üzerine bilinen ne kadar oyun veya hareket varsa, hemen şöyle söyleyeyim: “Allahını görüyorsunuz..”
Başta, Jackie Chan ve Jet Li arasında olmak üzere erkek-erkeğe, kadın-kadına, kadın-erkeğe, teke-tek, bine-tek, karada-havada bilumum pozisyonlarda o kadar çok olağanüstü kavgalar seyrettim ki “beni bu bayağı uzun bir süre idare eder artık” deyu düşünüyorum..

10.000 B.C (M.Ö 10.000 / Kayıp Uygarlığa Doğru)

queennothing | 08 May 2008 13:56

Godzilla‘dan tanıdığımız Alman yönetmen Roland Emmerich‘in son filmi “10.000 B.C“, Mart ayında ülkemizde gösterime girdi.
86 doğumlu iki Amerikalı oyuncu Steven Strait ve Camilla Belle‘in başrolünü paylaştığı filmde Cliff Curtis, Affif Ben Badra, Mo Zinal, Mona Hammond, Marco Khan gibi isimler de göze çarparken, Mısırlı oyuncu Omar Sharif anlatıcı olarak sesiyle destek veriyor.
Yagahl kabilesi, kötü ruhlar sayesinde geleceği görebildiğine inanılan kabilenin en yaşlı insanı “İhtiyar Ana”dan ‘dört ayaklı iblislerin kabileyi yok edeceği’ haberini alır. İhtiyar Ana, genç avcı D’Leh‘in Evolet‘e olan aşkı sayesinde tüm kabileyi kurtaracağını, ancak ‘son avın beklenmesi gerektiğini’ söyler. Bahsi geçen ‘son av’ kabileyi ürkütürken D’Leh, saldırı yapan manakı öldürür ve beyaz mızrağı alarak kahraman olur. Yaşıtlarının dışladığı ve ‘hiç bir zaman büyük bir savaşçı olmayacağı’ söylenen D’Leh, kabile halkına kendini kanıtladıysa da gerçeği Evolet’e itiraf eder; dev manakı ağa dolayan D’Leh, hayvanın güçlü olduğunu anlayınca gitmesine izin verir. Ama kurtuluşu imkansızdır, ağa eli sıkışan D’Leh manakla birlikte sürüklenir. Ağdan kurtulan manaktan kaçmaya çalışan D’Leh’in oku, tesadüfen hayvanın boynuna saplanır ve hayvan ölür.

Cloverfield (canavar)

baykush | 05 May 2008 14:21

Cloverfield New York’ta bir veda partisinin kabusa dönüşüşünü bir el kamerasından izliyoruz. Bir canavar NewYork’ta aniden ortaya çıkıyor ve ortalığı kasıp kavuruyor. Cloverfield olayların gelişimi, çekim şekli ve kurgusu açısından izlenmesi gereken filmler arasında… Yönetmen Matt Reeves daha şimdiden devam filmine hazırlanıyor. İyi kurgulandığını tekrar tekrar söylemekten çekinmeyeceğim bu filmin yazarı da Lost’un yaratıcılarından Drew Goddard!.. Filmin orjinal sitesi ve myspace‘teki sayfası dışında bir de kahramanlarımızın filmde görmediğimiz fotolarını gösteren bir bonus sitesi var.

cloverfield
cloverfield

Filmin başarılı olacağı o kadar belli ki hemen oyununu yapmaya başlamışlar bile. Tavsiyem herşeye kulağınızı tıkayıp hemen bu filmi izleyin ve filmin sürprizlerini doya doya yaşayın.

‘Dante 01’ – Marc Caro Uzayda Yolunu Şaşırmış

pillidarko | 03 May 2008 10:33

Marc Caro,artık soundtrack parçasını hepimizin ezberlediği Amelie filminin yönetmeni Jean-Pierre Jeunet‘nin Amelie öncesi karanlık filmlerinde birlikte çalıştığı bir yönetmen. Bahsi geçen filmler Şarküteri

ve Kayıp Şehrin Çocukları ki bence dünya çapında başarı kazanan Amelie’den çok daha sağlam filmlerdir. Her iki filmin ortak noktası karanlık ama bir yandan da garip bir mizah anlayışıyla bezeli, hem hüzünlü, hem neşeli atmosferleridir. Şarküteri insan eti satan bir kasap ve komşularının hikayesini anlatan bir filmden beklediğiniz üzere gerilim öğeleri taşımaz. Ortadaki sorunlar insan eti yenmesinden çok daha sıradandır. Filmin karanlık yapısı, ilginç karakterleri birşeyler olmasa da birşeyler olacağı şüphesi uyandırır. Kayıp Şehrin Çocukları ise çocukların gözünden anlatılan, çocuklarla ilgili bir macera için fazlasıyla puslu ve güvenilmezdir.

Ölümün Sesi (One Missed Call)

MisterMadDog | 01 May 2008 13:45

Japon korku filmlerinin, hatta bırakın Japon korku filmlerini, hemen hemen bütün popüler olan, bir şekilde bir yerlerde konuşulmayı başarmış filmlerin hepsi Hollywood’a uyarlanmaya başladı. [Rec]‘in Quarantine olarak uyarlanması, The Ring (Halka) serisi, The Grudge (Garez) serisi ve aklıma daha gelmeyen bir çok filmi örnek verebiliriz. Ölümün Sesi (One Missed Call) de Japon korku filmi Cevapsız Arama’dan (One Missed Call) uyarlanan bir Hollywood korkusu. Genel olarak kötü eleştiriler alan film, başarısız bir uyarlama gibi görünüyor.

Film, Beth Raymond (Shannyn Sossamon) isimli bir kadının iki arkadaşının cep telefonlarına gelen mesajda ölecekleri anın kaydını önceden dinleyip mesajın belirttiği tarihte ölmelerinden sonra Beth’in polise gitmesi ancak Jack Andrews (Edward Burns) dışında hiçbir polisin ona inanmaması, ardından da sır perdesini Jack’le birlikte aralamaya çalışmalarını anlatıyor. Katilin, Beth’i de hedef almasıyla birlikte işler daha da gerilimli hale geliyor. Bana sorarsanız Çığlık ve Halka serilerinin kötü bir bileşimi gibi duruyor. Filmi henüz izlemedim ama izlemeyi düşünüyorum.

2008’in En iyi 100 sitesi

pisho | 23 April 2008 12:27

daha önceden bildirilen webware 2008 yarışması galipleri belirlendi.

web 2.0 ile yapılan, 10 ayrı dalda kategoriye ayrılmış ve 1.9 mlyon kişinin oylarıyla en iyi 100 site seçilmiş oldu.

Kategoriler; müzik, browser, ticaret & satış, iletişim, prodüktivite, fotoğrafçılık & yayıncılık, arama, sosyal, faydalı ve güvenli, video vb. alt başlıklarda en’ler seçildi..

burdan tüm listeyi ve kazananları görebilirsiniz..