bildirgec.org

2004 hakkında tüm yazılar

Birth (2004)

queennothing | 19 June 2010 14:48

2004 çıkışlı sinema filmi “Birth” (Doğum), İngiliz yönetmen Jonathan Glazer‘in ikinci yönetmenlik deneyimi. Filmde, Oscar Ödüllü aktris Nicole Kidman, İtalyan aktör Danny Huston, Anne Heche, Ted Levine, genç aktör Cameron Bright ve Peter Stormare yer alıyor. İlginç hikayesiyle izleyicinin merakını cezbettiği kadar, tepkisini de alan film, ‘ölen birinin yerine doğmak’ düşüncesinin doğruluğunun tartışılmasına sebep oldu.

Büyük aşkla evlendiği Sean’ın ölümünden sonra bunalıma giren Anna, kendini toparlamış, yeniden aşık olmuş ve aşık olduğu adam Joseph ile evlilik hazırlıklarına başlamıştır. Her şeyin yolunda gittiği akşamlardan birinde genç Anna, 12 yaşında bir erkek çocuğu yüzünden allak bullak olur; ölen kocası Sean’ın yerine doğduğunu iddia eden küçük çocuk, Anna’nın Joseph ile evlenmesini istememektedir.
Olanlar karşısında söyleyecek söz bulamayan genç Anna, çocuğun psikolojik hastalığı bulunduğuna inansa da küçük Sean, Anna ve ilk kocasının yaptığı her şeyi, yaşadığı her anı net bir şekilde anlatınca, genç kadın ne yapacağını bilemez bir hale gelir.

Iron Jawed Angels (2004)

queennothing | 27 May 2010 09:50

İki Oscar’lı aktris Hilary Swank‘ın başrolünde yer aldığı Altın Küre Ödüllü bir TV filmi olan “Iron Jawed Angels“, 1900’lü yılların Amerika’sına; kadınlara oy hakkı olmadığı dönemlere gidiyor. 1966 doğumlu Alman sinemacı Katja von Garnier‘in yönetmenliğini yaptığı 2004 çıkışlı filmde Swank’ın yanı sıra Oscar Ödüllü Amerikan aktris Anjelica Huston, Vera Farmiga, Frances O’Connor, Brooke Smith ve Molly Parker gibi isimler yer alıyor.

Amerika Birleşik Devletleri, bugüne kadar kişisel özgürlük ve bireysel hakları korumak konusunda dünyanın en büyük güçlerinden biri olarak bilindi. Ancak, 1920 senesine kadar Birleşik Devletler, kadınlara ok hakkı vermiyordu. 1920 senesinde resmi olarak verilen bu hak, bir avuç yürekli kadının ağır bedeller ödemesiyle kazanıldı.

CHRONICLES OF RIDDICK (2004)

distaste | 16 April 2010 09:56

Pitch Black’in ardından devam filmi olarak çekilen Chronicles of Riddick 2004 yılında vizyona girdi. David Twohy’in yönetmenliğini yaptığı, başrolleri Vin Diesel (Riddick), Colm Feore, (Lord Marshall), Karl Urban (Vaako), Thandie Newton (Dame Vaako), Judi Dench (Aereon) ve Alexa Davalos (Kyra)’un paylaştığı film yüksek bütçesi, görsel efektleri ve gişedeki başarısızlığı ile dikkat çekiyor. Bu filmi sinemada izlememe karşın seyrettiğimde oldukça beğenmiştim. Biraz daha araştırma yaptığımda gördüm oldukça seveni varmış ve seriye 2012 yılında üçüncü bir film çekme hazırlıkları varmış. Filmin yönetmeni Davih Twohy The Chronicles of Riddick: Dead Man Stalking adlı üçüncü bir film yapılacağını duyurmuş. Daha yeni duyduğum bu haber Riddick hayranları için sevindirici bir haber.

Hikayemiz Riddick, Kyra (o zamanki adıyla Jack) ve Imam (Keith David) ‘in yaratıklarla dolu karanlık bir gezegenden kaçmalarından beş yıl sonra Riddick’in peşine paralı askerlerin peşine takılmasıyla başlar. Paralı askerleri alt edip Helion 5 adlı gezegene giden Riddick Imam’ı bulur ve Necromonger ‘ın Helion 5’ı istilasına şahit olur. Anti kahramanımız Riddick film boyunca hem peşindeki paralı askerlerden kurtulmaya çalışacak ve Kyra’ı bulunduğu cehennem sıcağındaki gezegenden kurtarmaya çalışacaktır. Lord Marshall liderliğindeki Necromongerlar tarafından ise avlanacaktır.

Dead Man’s Shoes

alploganer | 01 March 2010 14:45

Paddy Considine‘nin en etkileyici performanslarından birini sergilediği bu sıradışı filmde, zihin özürlü kardeşinin intikamını almak için adeta ölüm makinesine dönüşen bir askerin hikayesi anlatılıyor. İntikam duygusuyla yanıp tutuşan bu adam çok soğuk kanlı bir şekilde kardeşine işkence edenlerden intikam almaya başlıyor. Ve bunları yaparken tek bir eksiği var, o da merhamet duygusu. Acımadan hepsini teker teker öldürürken gözünü bile kırpmıyor.

Filmin içine girdikçe kendinizi ahlaki bir problemin içinde buluyorsunuz. Acaba insan intikam için cinayet işleyebilir mi, işlerse doğru olur mu? Bu sorunun cevabını ararken film etkileyici finaliyle sona eriyor ve sizi kendi vicdanınızla baş başa bırakıyor. Farklı kurgusuyla dikkat çeken film, bir çok festivalden de olumlu eleştiriler aldı. Yakın zamanlarda çekilmiş olan en iyi intikam filmlerinden olan Dead Man’s Shoes, bu türün meraklılarının kesinlikle izlemesi gereken filmlerin başında geliyor.

Bahman Ghobadi’den Ödüllü Bir Film: Kaplumbağalar da Uçar

768 | 25 February 2010 12:15

İran ve Türkiye arasında Amerika’nın işgal ettiği bir Kürt mülteci kampında, yaşıtlarından çok daha kötü şartlar altında hayatla mücadele eden, hiç çocukluğunu yaşayamamış gençlerin hikayesi anlatılıyor.

Kamptaki diğer çocukların liderliğini yapan 13 yaşındaki Saran, geçimini mayın toplayarak sağlamaktadır. Amerika-Irak savaşına az bir zaman kalmıştır ve Saran günlerini uydudan duyduğu haberleri köylülere çat pat İngilizcesiyle çevirerek geçirir.

Agrin ise aynı kampta yaşamakta olan, 14 yaşında bir annedir. Onun için Saran’ın ona duyduğu platonik aşkın da, hayatta kalmanın da artık pek bir önemi yoktur. Yaşamın tüm ağırlığını omuzlarında hisseden Agrin için ölmek belki de en mantıklı çözüm yoludur.

The Assassination of Richard Nixon (2004)

queennothing | 12 January 2010 09:56

Amerikan sinemacı Niels Mueller‘in yönetmenliğini yaptığı 2004 çıkışlı biyografik yapım “The Assassination of Richard Nixon” (Richard Nixon’a Suikast), yalnız bir adamın, başkanlık yaptığı iki dönemden bu yana önce ABD Halkı, sonrasında tüm dünyanın adından sıkça bahsettiği olaylı Başkan Richard Nixon‘a düzenlemeyi planladığı suikast planını anlatıyor. İki Oscar Ödüllü aktör Sean Penn‘in başrolünde yer aldığı yapımda İngiliz aktris Naomi Watts, Amerikan aktör Don Cheadle, Brad William Henke, Michael Wiincott ve Jack Thompson rol almakta.

Samuel, ofis mobilyaları üreten bir yerde satış görevlisi olarak çalışan, yalnız ve mutsuz bir adamdır. Aşırı dürüst ve bir parça hayalci bir kişiliğe sahip olan 40 yaşındaki Samuel, hayatını kazandığı işinden ‘değerlerini yok ettiği’ gerekçesiyle istifa eder. Ancak, Samuel’in düzenli olarak para göndermekle yükümlü olduğu, ondan boşanmak üzere olan bir karısı vardır; Marie. Samuel’e işten çıktığı için psikolojik baskı uygulayan genç kadının yeni erkek arkadaşı ve günbegün artan yalnızlığı, Samuel’e yepyeni bir fikir verir.

Mysterious Skin (2004)

queennothing | 11 January 2010 14:10

Amerikan yazar Scott Heim‘in romanından uyarlanan 2004 çıkışlı sinema filmi “Mysterious Skin” (Tenin Gizemi), Amerikan sinemacı Gregg Araki tarafından yönetildi. Joseph Gordon-Levitt, Elisabeth Shue, Brady Corbet, Mary Lynn Rajskub, Michelle Trachtenberg, Richard Riehle ve Bill Sage‘nin rol aldığı yapım 700.000$ gibi bir bütçeyle tamamlandı.

Henüz 8 yaşındaki Neil, babası tarafından terkedilmiş, annesiyle birlikte yaşayan sıradan bir çocuktur. 8 yaşındaki her çocuğun yaptığı şeyleri yapan küçük Neil’in hayatı, yeni spor hocasıyla tanıştıktan sonra sıradan olmaktan çıkacak, geleceğini de kapsayan büyük bir değişim geçirecektir. Orta yaşlı hocası tarafından cinsel ilişkiye yönlendirilen küçük Neil’in yaptığı şeyin ne olduğu hakkında hiç bir bilgisi yoktur ve erken gördüğü şeylerin ‘hayatın ta kendisi’ olduğunu sanmaktadır. Bir akşam, çocuklar arasında düzenlenen bir eğlenceden dönen küçük Neil, spor hocasının isteğiyle kendi halinde bir çocuk olan Brian’ı da alır ve hep birlikte hocanın evine giderler. O akşam olanlar, Brian’ın aklından tamamen silinecek, kendini evinin bodrum katında bulan küçük çocuk, kanayan burnunu farkedince uzaylılar tarafından kaçırıldığına inanacaktır.

Before Sunset (2004)

queennothing | 30 December 2009 18:00

1960, Amerika doğumlu yönetmen Richard Linklater‘in yönetmenliğini üstlendiği 2004 çıkışlı sinema filmi “Before Sunset” (Gün Batmadan), 1995 senesinde vizyona giren “Before Sunrise“nin (Gün Doğmadan) devamıdır.

Filmde Fransız aktris Julie Delpy ve Amerikan aktör Ethan Hawke rol alıyor. Ayrıca film ‘En İyi Senaryo’ dalında Oscar adayı oldu. Sakin bir film arıyorsanız, romantik ve iki kişilik diyaloglardan oluşan bu filmi tavsiye ederim.
Bir tren yolculuğunda tanışıp, birbirlerinden hoşlanan Jesse ve Celine, gidecekleri yeri bir günlüğüne askıya alıp, o günü birlikte geçimişlerdi.Gün doğumunda ayrılan Jesse ve Celine, herhangi bir telefon ya da adres almadan 6 ay sonra buluşmak üzere ayrılmışlardı.

Finding Neverland (2004)

queennothing | 15 December 2009 09:48

Allan Knee‘nin oyunundan uyarlanan, Marc Forster‘in yönetmenliğini üstlendiği 2004 çıkışlı “Finding Neverland“, ‘En İyi Film Müziği’ dalında Oscar Ödülü kazanırken, ‘En İyi Film’, ‘En İyi Erkek Oyuncu’, ‘En İyi Senaryo’, ‘En İyi Kostüm Tasarımı’, ‘En İyi Sanat Yönetimi’ ve ‘En İyi Film Düzenleme’ olmak üzere toplam 6 dalda Oscar adayı oldu. Filmde Johnny Depp, Kate Winslet, Radha Mitchell, Julie Christie, Dustin Hoffman ve genç aktör Freddie Highmore yer alıyor.
1900’lerde geçen hikaye, tiyatro yazarı James Matthew Barrie‘nin dünyaca ünlü gösterisi “Peter Pan“ı yaratırken içinde bulunduğu süreci yansıtıyor.

Yazdığı oyunların tutulmaması, James’i mutsuz etmektedir. Yeni bir şeyler yaratmak için zamanını parklarda, sokaklarda geçiren James, Sylvia ve onun dört oğlu (Peter, Michael, George, Jack) ile tanışır. Tanıştıkları gün köpeğiyle çocuklara bir gösteri düzenleyen James, zamanla ailenin vazgeçilmezi olacaktır.

İyi İşçilik Yeterli Değil

viyalord | 04 November 2009 13:18

Gözler kalbin aynasıdır, bu imajda onun kalbini göremiyoruz.
Gözler kalbin aynasıdır, bu imajda onun kalbini göremiyoruz.

The Aviator / Göklerin Hakimi, kıdem aldıkça lafı ağzında geveler olan yönetmen Martin Scorsese‘nin 2004 tarihli filmi.1905-1976 yılları arasında yaşayan sinema yapımcısı, pilot, uçak tasarımcısı, hava yolu şirketi sahibi, hastalık hastası, paranoyak, yarı sağır, şımarık, zengin Howard Hughes’un yaşamının 1927 – 1948 arasındaki bölümünden kareler…ABD’li kafadan sakat zengin bir adamın hayatından parçaları (daha doğrusu bu filmi yapanların onun hayatına dair yorumunu) izlerken ne beklemeliydim tam olarak bilmiyorum ama aslına uygun kostüm terziliği ve mekân işçiliğinden daha fazla bir şey beklediğim kesin. Çünkü ekranda gördüğüm şey beni kesinlikle tatmin etmedi.Fazlasıyla Freudiyen bir film bir kere. Hughes çocukken, annesinin özenli temizlik alışkanlığı yüzünden, salgın hastalık nedeniyle ölmekten kurtulmasından öyle etkilenmiş ki, bize gösterildiği haliyle, ömrünü hep çocukluk korkuları yönetmiş.