bildirgec.org

1999 hakkında tüm yazılar

CENNETİN RENGİ – HAK’KIN RENGİNİ ARAYAN ÇOCUK

sahaf1976 | 17 August 2010 14:03

The Colour Of Paradise
The Colour Of Paradise

Orjinal adı Reng-i Huda olan, ingilizce’ye The Color Of Paradise olarak çevrildiği için bizde de Cennetin Rengi adıyla bilinen bir Majid Majidi filmi.

Sinema giderek bir teknolojik görsel şölene dönüşürken, sinemanın hala sanat olduğunu hatırlatarak yüreklere su serpen bir film. Dev bütçeler, güdük seneryolar, patlama çatlamalar, kan ve iç organ görüntüleri, dünyayı her seferinde kurtaran WASP (White, Anglo Sakson, Protestan) kahramanlar, ABD’nin; dolayısıyla Hollywood’un resmi düşmanı olan komünist, ortadoğulu, zenci, kızılderili, Uzaylı, Vietkonglu kötü adamların boy gösterdiği filmler, animasyonlar, listeyi uzatmak elbetteki mümkün. Tablo açıkça gösteriyor ki dünyanın bir yarısı için sinema çıkmaz bir sokağa girmiştir.

17 Ağustos 1999 saat:03:02 ve sonrasında kaybettiklerimiz..

suleceizler | 15 July 2010 11:54

Oya ve Cumhur’un anısına….İnanılmaz bir Ağustos sıcağı…Mudanya’nın Güzelyalı ilçesindeyim.Her gün rüzgarından duramadığımız sahil kenarında bile yaprak kıpırdamıyor.Yoğun sıcağın altında muhabbet etmeye çalışıyoruz arkadaşlarla.Nemin yoğunluğu o kadar hissedilir ki boğulmak üzeredeyim.Gece 00:30 a kadar sahilde sıcakla boğuşarak takıldıktan sonra eve geldim.Duş alıp rahatlarım diye düşünmüştüm ama ne gezer.Duştan çıkar çıkmaz gene aynısın. Evdekiler çoktan uyumuş ,ama içimde bir huzursuzluk kesinlikle uyuyamıyorum. Odamın tavanları sanki beni boğuyor. Balkonda oturayım biraz dedim ve yarım kalan kitabımı okumaya başladım. Saat 02:00 ye doğru biraz uykum geldi ve odama gidip yattım.Yattım yatmasına ama genede tam uyuyamıyorum, içimdeki sıkıntı beni boğuyor adeta.Tam uykuya daldığım sırada tak diye bi ses duydum.Umursamadım.Daha sonra yavaş yavaş yatağım sallanmaya başladı.Gene yarı uykuluyum anlayamadım.Ama daha sonra öyle bir ses ,öyle korkunç bir uğultu başladı ki inanılmazdı. Yattığım yatak beşik gibi sallanıyor,aynı zamanda duvarlar çatır çatırdıyordu.Gardolabım bana doğru gidip geliyordu.Hele o uğultu o kadar korkunçtu ki açıkçası ben kıyamet kopuyor sandım.İçimden de daha çok gencim ölmek istemiyorum diyordum. O anki korkumu hangi kelimeye döksem anlatamam. Annemin sesini duydum resmen salavat getiriyordu ,ben adeta donup kalmıştım.Annem hemen giyinmemizi ve evden çıkmamızı söyledi.Üstümüze ne bulduysak giyindik ve çıktık.

Beyaz Perdenin Hacker Çıkarması

poisond entrail | 23 June 2010 13:35

80’li yıllarda ki bilgisayar kullanımı artışının beraberinde getirdiği “bilgisayar korsanı” kavramı şüphesiz ilgi çekici bir konu. Standart bilgisayar kullanıcılarından genel tabirlerle bilgi, yetenek, zeka ve ilgi alanları bakımından ayrılan bilgisayar korsanlarının oluşturduğu altkültür, yaşam tarzları ve yaptıkları işler zaman içerisinde sinema sektörünün de dikkatini çekti. Böylece beyaz perdenin hacker çıkarması başlamış oldu. Bende hacker kavramını en iyi konu aldığını düşündüğüm filmlerin kronolojik bir listesini yaptım.

Not: Filmlere spoiler niteliği taşımayacak şekilde konu, yorum ve notlar yazılmıştır.

Star Wars: Episode I – The Phantom Menace (1999)

queennothing | 24 May 2010 09:46

George Lucas‘ın altı filmden oluşan efsane serisi “Star Wars“, hem sinema filmi olarak, hem de edebi manada hayatlara istila etmiş, adeta bir felsefe olmuştur. 1999 senesinde çekilen “Star Wars: Episode I – The Phantom Menace“, George Lucas tarafından yazıldı, yine Lucas tarafından yönetildi.
Galaksiler arasındaki ticaret yolunun kesilmesiyle kuşatılan genç Kraliçe Amidala yönetimindeki Naboo gezegeninin durumu ve ticaret yollarındaki sorunlar, Jedi Konseyi tarafından incelenmek istenir. Olayı araştırması için gönderilen usta Jedi Qui-Gon Jinn ile çırağı Obi-Wan Kenobi, gittikleri yerde saldırıya uğrarlar ve iki Jedi burdan sağ kurtulmayı başararak, Kraliçe’yi uyarmak amacıyla Naboo’ya giderler. Zeki, otoriter, akıl ve mantık sahibi genç Kraliçe, iki Jedi’nin Coruscant’a uzanacak yolunda yanlarına yaveri Padme’yi verir ve Jedi’ler yola çıkar. Lakin arıza yapan araçları, onlara Tatooine gezegenine zorunlu iniş yaptırır ve burda araçları için gerekli parçayı alabileceklerini düşünerek dolaşmaya başlarlar.

Chill Factor (1999)

queennothing | 06 February 2010 10:14

İrlandalı sinemacı Hugh Johnson‘un ilk yönetmenlik deneyimi olan 1999 çıkışlı sinema filmi “Chill Factor” (Gizli Deney), Mike Cheda ve Drew Gitlin tarafından yazıldı. Amerikan aktör Skeeet Ulrich, Peter Firth, David Paymer ve Cuba Gooding Jr.‘nin rol aldığı yapım, eleştirmenler ve sinemaseverler tarafından yetersiz ve başarısız bulundu.
Profesör Richard Long, ekibiyle birlikte büyük bir deney üzerinde çalışmaktadır. Uzun zamandır bu deney için uğraşan Profesör, deneyin işe yarayıp, yaramadığını öğrenmek üzere ekibiyle toplanır. Ancak deney, büyük ve sarsıcı bir kazayla sonuçlanır ve ölüme de sebebiyet veren bu durum sonrasında ekip hapis cezasına mahkum edilir. Aradan geçen 10 sene, Profesör için amatör deneyler ve çoğunlukla balıkçılıkla geçse de, ekibinden hapse gönderilken Andrew, tahliye olur olmaz düşmanlık beslediği Profesör’ü ve 10 sene evvel yaptıkları deneyde kullandıkları değerli maddeyi bulmaya, Long’un yaşadığı kasabaya gelmiştir.

Elvis adındaki bu değerli maddeyi ele geçirmek isteyen Andrew, Profesör’ün genç dostu Tim ile karşılaşır. Küçük bir restoran işleten Tim, Profesör’ümn öldürülmesiyle birlikte işe dahil olmaya karar verir. Yaşlı arkadaşının ölmeden önce kendisinden istediği şeyi yapmak, ‘Elvis’ adındaki deney maddesini korumak için hayatını tehlikeye atan Tim, o sırada restoranda bulunan ve sattığı malların parasını isteyen Arlo’yu da peşi sıra sürükler.

The Ninth Gate (9.Kapı) 1999

gorcun | 05 February 2010 17:40

Ünlü ve deneyimli isim Roman Polanski’nin yönetmenliğini yaptığı ”9. Kapı” (The Ninth Gate) gizemli, gerilimli ve karanlık atmosferiyle şeytani bir hikaye sunuyor. Filmin baş karakteri Dean Corso, çok değerli ve özel kitapları, müşterileri olan zengin koleksiyoncular için bulan ve onlara ulaştıran bir araştırmacı ve tüccardır. İşinde son derece başarılı olan Corso’nun son müşterisi varlıklı ve entellektüel bir adam olan Boris Balkan, ondan ”Gölgeler Krallığının Dokuz Kapısı” adlı kitabın 17.yüzyıl kopyasını bulmasını ister. Kitapta yer alan 9 işaretin şifrelerinin çözülmesi ve doğru telafuz edilmesi halinde şeytanı uyandıracağı söylenmektedir. 3 kopyası olan kitabın biri, Balkan’da olmasına rağmen diğer iki kopyaya da sahip olmayı istemektedir.

Gloria (1999)

queennothing | 28 January 2010 17:38

1989 senesinde hayatını kaybeden Amerikan sinemacı John Cassavetes‘in 1980 senesinde yazıp, yönettiği drama filmi “Gloria“da 1930 doğumlu Amerikan aktris Gena Rowlands başrol oynuyordu ve aktris, canlandırdığı ‘Gloria’ karakteri ile ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar adayı oldu. Aradan geçen 19 sene sonrasında, 1999 senesinde film, tekrar uyarlandı. Filmin yönetmeni ise 5 defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan sinemacı Amerikan sinemacı Sidney Lumet idi. 1958 doğumlu aktris Sharon Stone‘nin başrolünde yer aldığı yapımda Jeremy Northam, George C. Scott, Barry McEvoy, Jean-Luke Figueroa, Bonnie Bedelia, Cathy Moriarty ve Mike Starr rol almakta.

Hapisten yeni çıkan genç ve güzel Gloria, üzerinde az miktarda parayla eski sevgilisinin yanına gider. Zaten sevgilisi yüzünden hapse girmiş olan genç kadın, üç sene kaldığı nezarethaneden çıkınca hayatın pek de değişmediğini anlayacaktır. Gangster sevgilisinin giriştiği tehlikeli ve yasadışı işlerden uzak durmaya çalışan genç kadın, bu karmaşanın ortasında masum bir erkekle tanışınca, tüm hayatı değişecektir. Uyuşturucu sebebiyle katledilen ailesinden sonra yapayalnız kalan küçük Nicky’i, gangster sevgilisinden kaçırıp güvenli bir yere bırakmak isteyen Gloria, küçük çocuk için güvenli bir yer olmadığını anlayınca zor bir kararın eşiğine gelir.

Kaç Para Kaç

exorientelux | 21 January 2010 13:38

Yönetmenliğini Reha Erdem‘in yaptığı “Kaç Para Kaç“; paranın, normal vatandaşı nasıl da anormale çevirdiğini abartmadan, karikatürize etmeden anlatan yönetmenin ikinci filmi.
Filmin baş karakteri Selim, sahibi olduğu dükkanda erkek gömleği satmakta, etliye sütlüye karışmadan yaşayıp gitmektedir. Bir gün bindiği takside, içinde yüklü miktarda para bulunan bir çanta bulur. Selim önce paranın sahibini bulma telaşı içine düşse de, gazetede çalıştığı bankadan para çalan bir adamın haberini okuyup bulduğu paranın çalınan para olduğunu anlayınca, telaşı paranın sahibine ulaştırılma telaşı olmayacaktır artık. Selim, sahip olduğu bu büyük ganimeti hayatına yavaş yavaş yedirmeye çalışır, ama farkında olamadığı şey parayla beraber kendi kişiliği ve etik değerlerini de harcamaya başladığıdır.

With or Without You (1999)

queennothing | 21 December 2009 16:47

Michael Winterbottom‘un yönetmenliğini yaptığı, John Forte‘nin senaryosunu yazdığı Amerika çıkışlı başarılı bir bağımsız yapım. Christopher Eccleston, İrlandalı aktris Dervla Kirwan ve Yvan Attal‘ın başrollerini paylaştıkları “With or Without You” (Seninle Ya Da Sensiz) 1999 senesinde vizyona girdi.

Vincent ve Rosie evli bir çifttir. Uzun süredir çocuk yapmak isteyen çift, birbirlerine olan aşklarının ve gençliğin tadını çıkarmaktadırlar. Bir bebeğin hayatlarına tat katacağına inanan Vincent ve Rosie, bir kaç gün sonra evlerine gelecek sürpriz bir ziyaretçiyle hayatları değişecektir.
Seneler önce Rosie ile mektup arkadaşlığı kuran Benoit, aradan uzun zaman geçmesine rağmen Rosie’yi unutmamış, onu bulmak için yollara düşmüştür. Rosie’nin Vincent ile evlenmeden önce çalıştığı kuaföre giden Benoit, genç kadının yeni çalıştığı yerin adresini alır ve tekrar yola çıkar. Sonunda Rosie’yi bulan genç adam, kalacak yeri olmadığı için Vincent ve Rosie’nin evinde kalmaya başlar.

A Map Of The World (1999)

queennothing | 19 November 2009 16:48

Jane Hamilton’un kitabından uyarlanan “A Map Of The World” (Dünya Haritası), Peter Hedges ve Polly Platt tarafından senaryolaştırılıp, Scott Elliott tarafından çekildi. Elliott’un ilk yönetmenlik deneyimi olan filmde, üç defa Oscar adayı olan New Yorklu aktris Sigourney Weaver, dört defa Oscar adayı olan aktris Julianne Moore, Chloë Sevigny, David Strathaim, Louise Fletcher gibi isimler yer alıyor.

Alice, iki çocuk ve bol miktarda sinir sahibi olan genç bir kadındır. En yakın arkadaşı Theresa ise, Alice’in aksine sakin, kendi halinde ve anyışlı bir kadındır. Bir okulda çocuk doktoru olarak çalışan Alice, ailelerin ilgisizliğinden, çocukların ‘çocukluğu’na kadar her şeye karşı korkutucu ama zararsız bir siniri vardır.