Öyle anlık hisler vardır ki kapılıverirsiniz birinin yakışıklılığına, endamına, güzelliğine, kıvraklığına. Sıcak belinde bulursunuz ellerinizi, sonra nefesinizi nefesinde.. Yataklar, yastıklar paylaşılır hemen o gece, hani belki de sizden bir gece önce o yatakta şuan kalçasını kavradığınız varlığı kavrayan adamın ya da kadının nefesinin sindiği ve henüz gitmediği..
Bir de öyle ömürlük hisler vardır ki kapılıverirsiniz birinin sözlerine, sesine, gerekirse ellerinin hareketine, anlattıklarına.. Anlarsınız bu sefer farklıdır diğerlerinden ama yine de kestiremezsiniz sonunu. Gün geçer, ay geçer siz hala birliktesinizdir ve sorarsınız kendinize ‘neden’ diye. Diğerleri gitti ya da ben bıraktım ama bu sefer neden devam ediyor? Benimle ilk geceden yatmadığı için mi? Yani kafamda yarattığım ve inandığım basit imaja uymadığı için mi? Gördüğüm en zeki insanlardan biri olduğu için mi? Hayatımda ilk kez tanıdığım annesi ve babasına bile hayran olduğum için mi? Gerçekten dürüst olduğu için mi?