Çalıştığım kurumda bayrak yakılmış bir zaman.Geldiğimde hastalıklı bir öfke duymuştum bu altyapısına.Zamanla kendimi, sıkıntımız sınırlar, idolojiler ve milletler kaygısının ötesinde bir şey oldu (olduruluyor ya da) hissiyatına boyun eğdirdim.Ekonomi, anı yaşamak, sosyal adaletsizliklere bağlantılı anlayışlılık arasında bu durumu karambole getirdim, buna meylim de vardı muhakkak.Nasılsa gecenin bu saaati kanalları gezinirken, benim kadar enterese olmayan kanallarla karşılaşmak hayli cesaret verdi vurdum duymazlığıma, odunluğuma.Saat yarıma kadar zap yaptığım tüm kanalların reklam anlarında bayrak yoktu. Pazarlamada; müşterinin vatanı olmaz dercesine.Reklamlar haricindeki yayınlarında da, sienbisi-e, neteve, Povırtürk, diskoviriy, habertürk, neyşınılcoğrafik, gibi yerel-milli olaylara karşı, akıl verilmezse eblek takılan kanallarda da böyle bir kaygının olmaması ise vurdumduymazlığımda daha bir özgüven getirdi.Makinamin tuşlarındaki enter-esan (yer olmadığı için enter yazılmış diyor abuzer, yoksa enteresan işleri görme tuşuymuş)sekmesi kadar hükmü yok bu Rütük’ün, ya da bayrağı hırpalayan hanzoların.Şaştım allahımdan yine, işin özünde.Faşizim mi benim istediğim, demokrasi mi?Ne kadar enteresan bir durumdayım, haylidir!Rütük mü olsam, medya mı yoksa?!Faşist mi olsam, hanzo mu yoksa?
bununda boku cikarilmaz insallah, bayragi yakanin niye yaktigini tartismadan ekranin kosesine uc bes gun bayrak sikistirmayla olayi kotaracak gibi yuce medyamiz.. bi tasla iki kus hem ne kadar vatanperver olduklarini halka gosterecekler hem de “iyi saatte olsunlara” gerekirse burdayiz sayin abim seklinde bi mesaj gidecek..her zaman boyle bu, olayin ozuyle degil goz boyamayla ugrasiyor medya, tamam bayrak yakan serefsiz de, ben ekrana bayrak koyan medyanin bunu samimiyetle yaptigina inanmiyorum, dostlar alisveriste gorsun hesabi, abi herkes koymus biz de koyalim ayip olmasin gibi bisey..
6-7 Eylül olayları bana göre Cumhuriyet tarihinin en utanç verici olayıdır ve hükümetin provakasyonu ile çıkmıştır.1970-80 yılları arasında yapılan bir çok katliamın arkasından anlı şanlı Türk devleti çıkmıştır.Bu bayrak yakma işinin kimin gazıyla olduğunu öğrenme işini zamana bırakıyor, son zamanlarda yaptığım gibi bu olaya da sırtımı dönüyorum.İyi uykular Türkiye…
Daha önce, özellikle savaş zamanında ortaya çıkan faşist spazm, yine sine-i millete döndü. Bir iki olayı hatırladım. İtalyan Piaggiolarının yakılması, ve daha önce, 90’lar boyunca devreye sokulan ve “bir karış vatan toprağı”na endeksli faşist gazlamalar…Bir Allahın kulu da çıkıp “Ya ne bayrak asması, biri bayrak yakmaya teşebbüs etti diye bunu yapacak değilim, böyle ucuz, bayat numaralar Malkoçoğlu gibi türk filmlerinde olur” demiyor. “Ben çok gerekiyorsa milli bayramlarda bayrak asarım, sürekli bayrak mı asılırmış” diyen bile çıkmadı. Kitle psikolojisinden bahis açılınca aklıma Wilhelm Reich geldi, kitlenin bu kadar manüplasyona açık olması nedendir? Zaten bu ideolojiyi alıp üretmeye hazır olduğu için mi? Yoksa her an içinde yaratmaya devam ettiği için mi? Reich, bu psikolojik bozukluğu, bireyin özgürlüğü istiyor gibi görünüp aslında ondan feci korkmasına ve ailevi otoriteye sığınmasına bağlıyor.Bayrak sembolden öte bir anlam taşıyorsa, bu bizim milli gururumuz olmasından mıdır yoksa otoriteye bağlılığımızı(korkumuzu, yalakalığımızı) kamusal anlamda ilan etmenin yolu mudur? Böyle provokasyonlar da olmasa bayrağımızı unutmuştuk mu diyeceğiz. Herkes sürekli ve mecburi olarak bayrak assa ne iyi olur. Böylece bu tür gazlamalar asla olmaz. Bayağılaşma da zaten alışık olduğumuz bir şey.
Bu sabah işe gelirken anlayamadım Göztepe’de çoğu evlerde bayrak asılı. Nedenini düşünmeye başladım. Çanakkale Zaferi desem geçti ama diyorum. Şimdi bu mim’i görünce anladım ne safım ya. Tabii…
ben o bayrak yakanların türk olduğuna inanmıyorum. bir dış ülkenin provakatörlerindendir. sosyalist, devrimci, yada faşist karşıtı görünerek kışkırtma, insanları birbirine düşürme ve iç savaşı alevlendirme çabasında olmaları muhtemel. basit gibi görünüp büyük işler çeviren bir çete elemanıda olabilir.bir garip olay ise; bir polisin yerde sürünen bayrağı ellerinden alıp bayrağımı yerlere indirmem havası taşıyarak kurtarmasına karşın devletin ona 24 maaş ikramiye vermesi.olaydaki gariplik şudur; eğerki ben ülkemi benimsediysem bir karış toprak için bin can verilmiş bu ülkede yaşamayı kabul ettiysem, bayrağımı yerlerden ayaklar altından almak görevim olmalı. bir ikramiye içn yapmamalıyım, -ki poliste ikramiye için yapmış değil. ama dış görünüşte diğer insanlar nasıl düşünüyor kim bilir…şimdi ise memurların nasıl bayrağına saygılı olduğunu göreceksiniz.-abi birini bulsak ipsiz sapsız. bayragı yerlere attırsak, sonra biz koşup kurtarsak bayrağı devlet baba bizede ikramiye verirmi?-yürü git lan işine.-abi bayrağı götüreyimde yıkayayım ya çok kirlenmiş.-töbe töbe…
dürtüklemeler bunlar elbette. bir şeylere hitap etme çabası. daha önce de bir polis bir bakana trafik cezası kesti diye ikramiye almıştı, garip tabii.medyanın işe el atmış olması, bu şekilde el atmış olması, tek başına, konunun sandığımızdan farklı olduğunu düşünmemiz için yeterli bir sebeptir. bayrak yakmak da, yakana karşı nefret beslemek de saçmalıktır. kışkırtma işin diğer yanıdır. bir yandan da jawussjan mim’de beklediği tepkiyi alamadı diye düşünüp üzülüyorum be.
yahu bir kac gun öncesinde çanakkalenin nasıl geçilemediği ile ilgili orada savaşan askerlerin ne yediklerine varacak kadar gosteren kahramanliklardan bahseden programlar vardı her kanalda evet her kanalda belki de bu yıla kadar çanakkale savaşlarının yıldönümlerinde gösterilmemiş ilgi bu sene gösterildi gösterilsin fena da olmadı yani buna diyecek bir şeyim yok ama bunlarin bir iki ertesi gününde 10-13 yaşlarında bir iki velet ki bunlar sonra yakalandıklarında üzerlerinde okul uniforması varmış neyse bu veletler ellerine bir türk bayrağı almışlar hırpalamışlar diye olay çıktı. ve sonrada bu veletlerin elinden bayrağı kurtaran polise de ödül verildi. hiç mantıklı gelmiyo
“ama dış görünüşte diğer insanlar nasıl düşünüyor kim bilir” bunu senden başka aklına getireni duymadım. Hatta konuda buraya taklımana bile şaşırdım.”bayrağımı yerlerden ayaklar altından almak görevim olmalı” demişsin işyerinde de ikramiye olayı kalksın o zaman . Satış bölümüne ekstra prim verilmesin. Yeni fikirler ortaya çıkaran elemanlarda nasıl olsa görevleri diyerek ödüllendirilmesin.Bunların dışında şuna dikkat çekmek istiyorum. Sanki bayrak bizim herşeyimiz biri ona dokunursa nasıl kenetleniriz gördünüz gibi bir imaj bırakılıyor – ya da bırakılmaya çalışılıyor – ama aslında gerçek 2 tane veledin nasıl bütün ülkeyi karıştırabilidiğidir. Aslında karışan ülke değildir karıştıran medyadır. Ve bu olay medyada yer bulmaması gereken ama cezasız da kalmaması gereken bir hadisedir. 2 günlük gündemimiz olmuş oldu.
savaşacak ülkelerde, savaş öncesi her ülkede kör milliyetçilik körükleniyor işte. komşu ülke olarak payımıza düşeni alıyoruz. durduk yere TRT Suriye kardeşimizdir belgeseli yapıyor, Cumhurbaşkanımız Suriye ziyareti yapıyor, ABD tezekere vermediğimizi hatırlatıp, Sezer istediği yeri gezer diyor. Bence piskolojik olarak vatandaşı savaşa hazırlama taktikleri bunlar. tabi uzun bir süreç olacak ve kimin yaptığıda belli değil. Yabancı medya mı ? Yerli siyasi mi bilinmez. Yoksa her akıllı türk genci bir halt etmedikten sonra vatan millet sakarya diyerek bir yere varılmayacağını biliyor. Bakalım ne demokrasi ortadoğuyu ne zaman yeniden ziyarete gelecek…
utanıyorum… 70 milyon insan yaşıyor bu coğrafyada… utanıyorum türk olmaktan… utanç duyuyorum. keşki ırkımı milliyetimi değiştirebilme olanağım olsaydı… neyin ne olduğunu ayırt edebilecek yaşa geldiğimden beri düşünüyorum, izliyorum ve gözlüyorum. (7 yaşımdan beri) kendi milletimden tiksindiğim kadar hiçbir milletten tiksinmedim. hatta amerikalılardan bile… türkler cahildir ama cahil oldukları için değildir böyle aymazlıklara düşmeleri. aymaz oldukları için cahildirler. türklerin IQ’su yerlerde sürünmektedir, iradeleri yoktur, elmayla armutu bibirinden ayırmakta zorlandıkları için bayrak provakasyonunun ne olduğunu anlamazlar. bundandır ki bu ülkeden faşizm eksik olmamıştır. hani çıkarlar derler ya, “kürtlerle türkler bir elmanın iki yarısı gibidir” diye. Yalan! türkler kürtlerin tarihsel düşmanıdır. kendi aşşağılık taraflarını gizlemek için, dahası; kendi koplekslerini bastırmak için bir halkı aşşağılamışlar, hor görmüşlerdir. o insanlara zorla bok yedirtmişlerdir.Gelelim bayrağa; ben türk ulusundan bir bireyim. ama türk ulusundan sadece bir birey. BİREY! sürünün içinde koyun olmadım ve olmayacağım. Bu bayrağı da sahiplenmiyorum. bu güne kadar her türlü şerefsizlik, alçaklık, katliam, dolandırıcılık, yalancılık, sömürücülük, hortumculuk, ırkçılık v.s bu bayrağa sarılarak milli duygular adına cahil, aymaz, gerizekalı halkımıza altın tepsilerde sunuldu. bir halkı uyuşturmanın, aymazlaştırmanın en kestirme ve vazgeçilmez yolu, bayrak, vatan, millet edebiyatına sarılmaktır. ama bunun boku çıktı kardeşim. bıktırdı, kabak tadı verdi artık, ama benim gerizekalı yurdum insanı bıkmadı. pavlovun köpekleri gibi şartlandırıldı. Kanımca bu iş çok planlı bir organizasyon işi. Türykiyede iki kesimin olduğu açık. AB’ciler ve AB karşıtları… Sol’un yıllardır isteyip de başaramadığı politik bir kısım kazanım AB eliyle gerçekleşiyor. bu bir bakıma kötü, bir bakıma iyi bişey… kötü çünkü; 40 yıldır uğraş didin kendi topraklarında zerre kadar demokratik açılım gerçekleştireme, gelsin elin “ecnebi burjuvası” ülkeye demorasi getirsin(ne amaçla)… İyi bişey çünkü; 40 yıldır uğraş didin kendi topraklarında zerre kadar demokratik açılım gerçekleştireme, “ecnebi burjuva” da olsa ülkede biraz nefes alacak ortam yaratsın. şimdi faşistler var ya- ülkücüler MHPliler. onların götü fena halde tutuşmuş durumda bu AB mevzularında. istemiyolar! halkın nefes almasını, özgür olmasını, istediği müziği dinlemesini, istediği gibi yaşamasını İSTEMİYORLAR! Çünkü ülkeye ne kadar demokrasi gelirse onlar o kadar yok oluşa sürüklenecek, oy potansiyeli düşecek v.s. MHP bu bayrak olayının bir numaralı sanığıdır. gene ortalıkta kör bir milliyetçilik dalgası estirerek gerizekalı halkımızı kendi tabanına yedeklemek, dolayısıyla meclise girmek ve yine dolayısıyla ’90’lı yıllardaki puslu havayı teneffüs etmek, kan kokusunu duymak istiyorlar. çünkü kurtlar puslu havayı, vampirler de kan kokusunu severler.”TANRI TÜRKÜ ASIL ŞİMDİ KORUSUN”
yani çekmek istegim nokta; insanlar bayrağı yerden kaldırmasından çok aldığı ikramiye ile ilgileniyor. bir çok kişiden duydum bunu. otobüste, internet cafelerde, mahallemde…işyerinde de ikramiye, Satış bölümüne ekstra prim, Yeni fikirler ortaya çıkaran elemanlarda nasıl olsa görevleri diyerek ödüllendirilmesi, bunlar çok farklı şeyler. görev mevzusu aynı ama bayrak bu. bayrak demek ülke demek, ülke demek sen, ben, o değilmi? bayrağa yapılan saldırı sana bana yapılmış sayılmıyormu? belki çok marjinal oldu ama bilmiyorum böyle düşünüyorum sadece.
Garip ülkedir Türkiye..10 yasında 2 capulcu bayragı yere attı diye milliyetcilik duyguları kabarır insanların..bayragı onuru yapan Denizler,Yusuflar,Hüseyinler,henuz 17 yasında olan Erdal Erenler asılır..Bayrak sevgisi balkonlara dolmuslara asılarak mı gösterilir..Bu ülke icin onuruyla mucadele etmektir bayrak sevgisi,üzerindeki kırmızının anlamı ugruna olunecek bir yurttur aslında..ABD usagı bir dıs politika,AB kapısına henuz daha varamadan bile AB uyelerinin dayatmaları ve meşru sömürüsü..Hic geliyormu Fatih amcamın aklına,dolmusunun arkadasına taktıgı bayrak nasıl bayrak olmus?Hic biliyormu Nuray teyze balkonunda dalgalanan bayragı,zamanında onuruyla tasıyan kahrolsun ABD emperyalizmi,yasasın tam bagımsız Turkiye dedigi icin asılan gencleri..?bilmiyor..sorunda bu iste..populerlik her seye sıcramıs..Kültürü yozlasan bir toplumun milli degerleride yozlasır tabi..Halkın en sevdigi dizi kurtlar vadisidir..”iyi mafya” kavramı bu diziyle ortaya cıkar….milliyetci mafya ulkesini sever tabi,parasını sayarken isvicre de..bayhan dinler bizim millet,zuhal olcayı bilmez,Efkan Şeşeni de..en sevdigi kultur programı televoledir..magazin kulturu de çok onemlidir tabi(!)Keske bazı olaylara karsı daha duyarlı olabilse halkımız..
Şırnak il merkezinde 12 Ekim Pazar günü devriye gezen polis ekipleri,Sema Küçüksöz Anaokulu bahçesindeki direkte Türk bayrağı olmadığınıfark etti. Derhal başlattığı aramada bayrağı direğin dibinde bulan polis, ilk iş olarak da bahçede top oynayan çocuklardan ‘bu işin faillerini’ sordu. Çocuklar, bayrak indirenlerin bitişikteki Vakıf İlköğretim Okulu öğrencileri olduğunu ileri sürüp bunların isimlerini bildirince polis düğmeye bastı. Yaşları dokuz ile 14 arasında değişen yedi çocuk evlerinden alındı. Kimlik tespiti ve ifadeler sonrası çocuklar bırakıldı. Ertesi gün yeniden toplandılar. Mevzuata göre ceza verilemeyeceği için yaşları 11’in altındakiler serbest bırakıldı. Üstündekiler Bayrak Yasası’na muhalefetten savcılığa sevk edildi.Ama maalesef yasalar, biliyoruz ki gerektiğince sıkı değil, kundak gevşek tutulmuş, cezalılar korunuyor. 11’ini bitirip 15 yaşını bitirmeyen çocuklara soruşturma açılabilmesi için ‘farik ve mümeyyiz olmaları’ (yaptıklarının farkında olma-ayırt edebilme yeteneği) gerekiyor. Doğal olarak çocuklar, Diyarbakır Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Çocuklar heyet tarafından teste tabi tutuldu. Takipsizlik verilmemesi halinde 12 yaşındaki çocukların 6 aya kadar hapsi istenebilecek, ancak yaşları nedeniyle bu cezanın yarısı uygulanabilecek.Görüyor musunuz, Türk bayrağını koruyabilmek için devletin görevli mercileri nasıl canla başla çalışıyor. Önce çocukları korkutup birbirleriniihbar etmelerini sağlayıp, korkutulmuş çocuk tanıklığıyla evlerinden aldığı çocukları önce sorguya çekip sonra hastaneye sevk ediyor. Onca rapor, onca emek. Göğsünüz kabarmadı mı hâlâ?yıldırım türker’in bir yazısından
dehap bile olayı üzüntü ve kaygı verici bulduğunu açıklarken, daha kalplerinde bayrak sevgisi bile gelişmemiş olan siz NAMUSSUZLAR, bayrak hakkında atıp atıp tutuyorsunuz, kendinizden insanlığınızdan utanın, köpekler bile yaşadığı yeri tehdit gördüklerinden korur, yaşadığı yere zarar verene karşı durur,insanlığı geçtim köpekten bile acizsiniz.Hele Türklüğümden utanıyorum diyen pezevenge diyecek laf bulamıyorum, be şerefsiz ne işin var o zaman bu bayrak altında siktir ol git namussuz. Ne duruyorsun hala bu kadar mı NAMUSSUZSUN PEZEVENK?
ocakta mi ogrettiler boyle kufur etmeyi? Devlet devlet ise, yasayan her canlisini, sevsin sevmesin yasatmak zorunda. Suclular, teroristler bile bu ulkenin vatandaslaridir.
“The Internet? We are not interested in it”– Bill Gates, 1993
Jaws kardeşim sen eğer yolladığın şekli bayrak olarak nitelendiriyorsan cezai yaptırımların muhattabı oluyorsun demektir. Türk bayrağının boyutları bakanlar kurulunun 25 Ocak 1985 tarih ve 85/9034 nolu “TÜRK BAYRAĞI TÜZÜĞÜ” kararının 4. maddesinde belirlenmiştir.Yukarıda daha önce belirttiğim üzere bayrak bizim namusumuzdur ve senin gibi vatan hainlerinin bu ülkede yeri yoktur.Türk bayrağı üzerinde oyun oynamaya çalışan içerdeki ve dışardaki bütün düşmanlara tokat gibi boyutları aşağıda veriyorum.Türk bayrağıG GenişlikA Dış ay merkezinin uçkurluktan mesafesi 1/2 GB Ayın dış dairesi kutru 1/2 GC Ayın iç, dış merkezleri arası 0.0625 GD Ayın iç dairesinin kutru 0.4 G E Yıldız dairesinin ayın iç dairesinden olan mesafesi 1/3 GF Yıldız dairesi kutru 1/4 GL Boy 1 1/2 GM Uçkurluk genişliği 1/30 G
Yapmayın yahu, yapmayın!..Bu kadar da aciz ve korkak değiliz. İki ‘bacaksız’ bayrağımızı yerde sürüklediyse bölünecek değiliz ya..Tarihimizle övünen bir milletiz. Viyana kapılarına kadar dayandığımızı anlı şanlı anlatırız da, böylseine ‘basit’ bir duruma nasıl da kanabiliriz? Kampanyalar başlatmalar, TV kanallarında bayrak koymalar…Gerçekten düşünüyor musunuz iki ‘veledin’ yerde sürüklediği bayrak yüzünden bölünebileceğimizi?Yapmayın yahu. Türklüğümüzü bu kadar ayaklar altına almayın. Biz bu kadar korkak değiliz! Ne gerek var abartmaya..Ne oldu şimdi bu kampayalardan?.. Ülke mi kurtuldu, yoksa iki günlük modaya mı uymuş olduk? Ne geçti şimdi elimize, soruyorum…Ben onlardan nefret etmiyorum, düşman olarak ise hiç görmüyorum. İki ‘yaramaz çocuk’ koskoca ülkenin cumhurbaşkanından genel kurmayına kadar açıklama yaptıracak kadar ‘bir şey’ olarak görüyorum. Peki ya bu kampanyaları başlatanlar… Buna karşılık onlar kendilerini ülkeyi kurtaran ‘bir şey’ olarak görebiliyor mu?Utanıyorum!.. Asıl onlar sürüklediler Türklüğümüzü ayaklar altında. Yazıklar olsun onlara ve onlara kananlara!..
bu bayrak sevgisi bir şuurun mahsulu değilde sanki sürü piskolojisinin bir ürünü.bu gün kanallarının köşelerine ufak bir bayrak resmi koyan kanallar bir yandan hala o faydasız, zihni dumura uğratan yayınlarına devam etmiyorlar mı? Bu mudur vatan millet sevgisi.Bu gün vitrinlerini bayrakla süsleyen halkımız hala bir yandan kardeşini, arkadaşını,ülkesini nasıl kazıklayacağının hesaplarını yapmıyorlar mı? Tabi oturduğun yerden evinin bir köşesine veya tv.nin bir yanına bir bayrak iliştirmek kolay.Geçen gazetede okumuştum.batık bankalar 46 milyar doları beraberinde götürmüş.2 milyar küsür doları tahsis edilmiş.Bu para kimlerin cebinden çıktı acaba.Belki bu paralar bayrak kadar önemli değil diyenler olacak.Türkiye iç ve dış borcu yüzünden imf’nin eline bakmıyor mu? bir kaç milyar dolar için göbek atmıyormuyuz.Neyse konuyu dağıtmayayım.Bayrağımızı sevdiğimiz kadar bu ülkenin insanlarınıda sevelim.Birazda onların geleceği için sesimizi yükseltelim.yoksa bu insanların bir şile bezi kadar değeri yok mudur??
bayrak yakma hadisesini gerçekleştirenlerin iki bacaksız olması söz konusu hadiseyi daha kabul edilebilir hala getirmiyor elbette. ancak bu ülkenin bayrağı ilk defa yakılmıyor. daha önceki yıllarda da buna benzer münferit eylemlere tanık olmuştuk. gösterilen tepki hiç bu kadar sert olmamıştı. bu durumu anlamak ve açıklamak güç…cumhurbaşkanı’ndan genel kurmay’a kadar tüm makamların neredeyse ortak bir dille gösterdikleri tepkiyi aihm’nin gelecek ay açıklayacağı “bölücübaşı’nı yeniden yargılayın” dayatmasına göstereceğimiz tepkinin kaporası veya antremanı olarak değerlendiriyorum.
Ertuğrul Özkök iki gün evvel köşesinde olayla ilgili bakış açısını şöyle değerlendirmişti;“Pazar akşamı televizyonda Nevruz gösterilerini izliyorum. Mersin’deki gösterilerde bir grup Türk bayrağını yere vuruyor. Pazar günü olduğu için gazeteye gitmemiştim. Açıp yazı işlerindeki arkadaşlara soruyorum. ‘Çocuk yaşta bazı kişiler. Provokasyon olduğu belli. O nedenle fazla büyütmedik’ diyorlar. Ben de yaptıklarını doğru buluyorum. Nitekim ertesi gün öteki birçok gazete gibi Hürriyet de bayrak olayını büyütmüyor. Dediğim gibi, sorumlu davranma arzusunun sonucu…(23 Mart Çarşamba)Hürriyet, Ertuğrul Özkök’ ün yazısında belirttiği gibi, olayı çok fazla ciddiye almıyor ve durumu ‘çocuk işi’ haberiyle geçiştiriyor. Akşam Gazetesi ise tam tersi davranarak olayı abartıyor, haberi manşetten verip Ülke elden gidiyor”“nidalarıyla haykırıyordu haberi!.. (Ertuğrul Özkök, ‘Düğmeye Basıldı’ manşetiyle haberi abartılı veren Akşam Gazetesi’ ne gönderme yapmak istediğinden mi acaba o günkü yazısının başlığını “Biz büyütmek istemedikçe” koydu?)Fakat ne olduysa, 2 gün sonra Hürriyet Gazetesi “Haine en güzel yanıt” manşetiyle tekrar girdi olaya hem de bir önceki gün genel yayın yönetmenin olaylara sağduyulu bakış açısı yazısına rağmen. Sadece gazete değil! Bir önce ki gün olayları bilerek büyütmediklerini belirten genel yayın yönetmeni birden fikir değiştirerek “Bu coğrafyanın alçakları” başlığını atarak. İki günde habere(!) bakış açısı nasıl 180 derece dönülebileceğini tekrar gösterdi Ertuğrul Özkök yazısıyla ve şöyle başlıyor 24 Mart Perşembe günkü yazısına; Yine çocuk konusuna döneceğim. Şimdi şu fotoğrafları yan yana koyup üzerinde biraz kafa yoralım. Önce dibimizdeki Gürcistan’da olaylar başladı. Dünyada gelişen diğer olaylardan örnekler verip, hiçbirinde ‘çocuk’ kullanılmadığına parmak basıyor. Fikrinin değişmesinin, olaylarda kullanılan çocukların arkasında ki güce yaslıyor birden!Bu uzun girizgahtan sonra aklıma takılanları sizinle paylaşmak istedim;1- Kendini ‘Türk basının Amiral gemisi” olarak nitelendiren Hürriyet Gazetesi’ nin ve genel yayın yönetmeninin habere ve olaylara bakış açısının 2 günde nasıl değiştiğinin açıklaması nasıl olabilir?2- ‘Empati kuramayan’ bir ülkenin yurttaşı olarak nasıl kendime açılama yapabilirim, örneğin Amerika’yla aramızda bir olay oluştuğunda Amerikan bayrağını yaktığımızda?3- Başkalarını nasıl ikna edebilirim bu olayın, Dustin Hoffman ile Robert De Niro’ nun başrollerini paylaştığı “Başkan’ın Adamları” filmin konusuna benzer olay olduğuna. İzleyenler bilir, filmde; Başkan’ın medya danışmanını canlandıran De Niro, başarılı bir Hollywood yapımcısı rolündeki Hoffman ile sahte bir savaş senaryosu üretmek üzere işbirliği yapıyor. Amaç, Başkan’ın bulaştığı seks skandalını medyanın gündeminden çıkartıp dikkatleri başka noktada odaklamak…4- Ne hakkımız var, nereden geldiği meçhul(!) iki veledin yaptıklarıyla, ‘bir halkın bayramını’ gölgelemeye?5- Nasıl kameralarımızın kadrajları bu basit olaya zoomlarken, abartırken, linç ederken, halayları, türküleri görmemezlikten gelir?Ülkem ve ben..Ülkem ve onlar..Ülkem ve bazıları..Ülkem ve …Aaahhh aaahhh…
Her ülkede ırkçılık, milliyetçilik, yeni deyimiyle ulusalcılık var ama bizdeki yüksek yüzdelerde dolanmıyor. Zaten yüzde elliyi geçti mi bir hitler, bir stalin geliyor. Bizim mussolininin de eli kulağında gibi.
canakkale savasinin yildonumunun hic kutlamadigimiz kadar senlikli kutladiktan, kadinlar gununde olanlari anlasilmadik sekilde savunduktan sonra simdi de bayrak meseleleriyle milliyetci uyanisi yasamayi surduruyoruz.ismet berkan’in bugunku yazisindan alinti yaparsak:“Gündemdeki milliyetçilik patlamasını da dikkate aldığınızda, yeniden yargılama konusu parlamentoyu da, hükümeti de siyaseten zorlayacak.Oysa belki sorunu yargı da kendi başına çözebilir. Şimdiden kapıya dayanmış (henüz AİHM, Öcalan için karar vermedi ama vermek üzere) bazı yeniden yargılanma talepleri var.”linkHukumetimiz AIHM mahkemesinin alacagi karara hazirlik yapiyor diye dusunuyorum. Karar oncesinde AB’yle ne kadar takisabilirlerse geri donusu kendileri icin o kadar iyi olacaktir.
bu bayrak üzerinden siyaset yapmak olmuyor mu? Yani o çok sevdikleri bayrağı başka bir olaya alet etmiyorlar mı? Kendileriyle çelişmiyorlar mı? Yoksa birileri bir taşla bir kaç kuş vurduğunu düşünüyorda benim mi haberim yok?yoksa o bayrak kuş vurmak için yöneticilerimizin elinde taş olmuşta biz mi farkedemiyoruz?
Ahkamlarda gecen ABD bayragini yakmak gibi bir sey uzerine bir bilgilendirme yapmak istiyorum, ABD’de bayrak yakmak suc sayilmiyor. Bu da bambaska bir bakis acisi ve anlayis tabi, tartisilir. Boyle cocuk bayrak muhabbeti gecmisken, aklima south park’in sehrin bayragi (!) uzerine olan bolumu geldi ister istemez.
“The Internet? We are not interested in it”– Bill Gates, 1993
sonunda benim gibi düşünen aklı selim birkaç insanın oldgunu bilmek güzel. 2 velet bayrak yırttı veya yaktı diye yer yerinden oynuyor bundna cok iyi bir kara mizah filmi çıkar hani olur ya istemeden 2 veled bi düğmeye basar kahraman olur veya vatan haini olur onun gibi birşey yuklarıda tespitlerin pekcoguna katılıyorum.
Amerika’da da 11 Eylül’den sonra böyle bir atmosfer vardı tv’lerden akan. Caddeye, sokağa, arabaya, kasabanın Mc Donalds’ına falan ABD bayraklarını asmışlar, her allahın meydanında yüzlerce, binlerce bayrak dalgalanıyor, filan. Gazı bi kere aldın mı, nerede duracağını bilemezsin tabii, geldiler Irak’a daldılar sonuçta. Şimdi bi miktar rahatladıkları görülüyor.”Kitle psikolojisi” demiş bir ahkam sahibi yukarıda, kendileri çok haklı. Amerikalılar’ın ne gaz millet olduğunu keşfedince dünya çok şaşırmıştı ama biz Türkler’e kimsenin şaşırdığını, ezel ebed şaşıracağını da sanmıyorum. Aleviler camiye bomba attı yalanına inanıp Maraş’ta 100 küsur, Çorum’da 30 felan Alevi kesmiş bir milletin şanlı çocuklarıyız neticede. İki veled için gaza gelip bi kaç milyon insan eve bayrak asmışız, yine iyi. Alevi, Kürt, Rum kesmediğimiz sürece, her şey mevsim normallerinde sayılır. O açıdan aldırmamak, hatta desteklemek gerekir, ki bayrakla kalsın olaylar, gazı alıp çarşafa dolanmayalım durduk yerde.Ama diyeceksin ki, “Türk milleti için bayrak da asarız, ileri giderlerse şunu da yaparız, bunu da yaparız”. Aman bilader, ne yaparsan yap, banane be.
akıllı olun, akıllı!… insan olabilmenin erdeminden uzak birçoğunuz. sizi suçlamıyorum tabii ki. gerizekalılığı ulusal boyutlarda yaşamayı elbette siz de istemiyorsunuz. ama yüzyıllardır böyle yetiştirilmiş bir toplumdan daha ne beklenebilir ki? Hatta orta asya steplerinden gelip de at sırtında bu toprakları işgal ettiğinde, atalarımızı bize birer kahraman gibi gösteren zihniyeti bile suçlamıyorum. yoksa çok şey mi bekliyorum sizden. yok kızılderililer de türktü, yok uzaylılar da türktü, yok kart-kurt eşittir kürt, tarak kürek… nasıl bir koplekstir bu? ne çeşit bir eşşekliktir? saçmalamanın bile anlamlı bir yanı vardır. türlü saçmalıklar bile bir zekanın ürünüdürler. bunlar saçmalık kategorisine bile girmiyor. “mozaik değil ulan! mermer, mermer…” bu sözleri rum asıllı devşirme bir faşit söylemişti. bu rum bozması faşistin gerçek adı Alparslan Türkeş değildir. Tam da, öldü de kurtulduk, türkler bir beladan sıyrıldı derken, herifin beslemeleri türklük adına ülkede terör estiriyor kardeşim. bu güruhun cinayetleri sıralanmakla bitmez. sadece türklüğümden değil, insanlığım dan da utanmaya başladım şimdi. o iğrenç küfürbaz herifle aynı havayı soluyor oluşum kendi adıma çok acı bir durum. az kaldı. şu AB süreci bir tamamlansın… böyle aymazlıklar olmayacak o zaman. ülkemin tüm demokrat insanları müsterih olsun.
erich fromm’da “özgürlükten kaçış”ta aynı fikirden yola çıkarak nazi almanyasında hitlerin halktan aldığı psikolojik desteği irdelemişti. özgürlükten ne kadar vazgeçmek istemiyor gibi görünsekde bu gibi durumlarda hemen kitlesel ve duygusal tepkileri ortak biçimde vermeye çalışıyoruz.güçsüzlüğümüz, yalnızlığımız bizi bu ortak tepkilere şuursuzca destek vermeye itiyor sanırım. ama sorunun başka bi yönüne de bakmak istiyorum ben.gelmiş geçmiş en görkemli ve kapsamlı olduğu iddia edilen çanakkale şehitleri anma törenlerini bu yıl yaşadık. nevruz zaten kürtlere belli bir ön yargıyla yaklaşan çok sayıda insanı huzursuz ediyor. ve çanakkele törenlerinden bir iki gün sonra nevruz esnasında böyle bir olayın yaşanması bence toplumda-bizim toplumumuzda mı demeliydim?-böyle bir tepki doğurmalıdır. bu halk gerçekten çok çekti terörden. ve bu terör onlara maalesef sadece ve sadece kürt yapımı olarak benimsetildi.yani demek istediğim burda verilen tepki sadece bayrağın yakılmasına olmasa gerek. nevruza da, kürtlere de, pkk’ya da tepki verilmiş oldu halkın gözünde.atılan sloganların çeşitliliğinden de bu rahatlıkla anlaşılabilir.onlar bizim bayrağımızı bize karşı olan düşüncelerinin sembolü olarak yakmaya çalıştı. ve biz de onlara karşı olan düşüncelerimizden dolayı her tarafa bayrak koymaya çalışıyoruz şimdi. bayağı bir biçimde sembolikleşmiş ve anlamını yitirmiş bir durumda bayrağımız.
hiç konuşmayan taksicinin bile “bayrağı yırtmış şerefsizler” sözünden , bayrak tepkilerini anlamak mümkün..İçten gelen bir öfke,nefret..sadece bayrak için olmadığı besbelli…toplumun bir tabakasını sevmiyor..birlikte yaşıyor oysa..gülüyor onlara,türkülerini dinliyor hatta..peki diğer büyük kesimi niye sevmiyor asla?çünkü bugüne kadar bazı soruları hiç düşünmemiş..;1-bu insanlar niye eğitimsiz ?2-bu insanları kazanmak için ne yaptın?3-bu insanlarla ortak değerin ne,bunu yücelttin mi hiç?4-bu insanları derin güçler kullanırken sen ne yaptın ?5-devleti yönetenleri sen seçmiştin,doğru adamları niye seçmedin ?çocuklarına kültürünü anlatmak yerine rakının dibine mi bakıyordun ?yada en yakın komşuna attığın kazığa mı seviniyordun ?sana dokunmayan yılanı dostmu biliyordun ?uzaktan ağlayanları rol mu sanıyordun ?partinin sana verdiği tek kullanımlık lepege yle mi oy kullanıyordun ?ana babanı unutmayı kimden öğreniyordun ?hacıya gitmek isteyen ama peygamberi bilmeyen ablalar vardı onlara ne diyordun ?türklüğü, hitler gibi bir gen haritasından ibaretmi sanıyordun ?dostum SEN TARİHİNİ UNUTUYORDUN…çözüm mü ne ?; araştır,bul,öğren,anlat…; araştırt,buldur,öğrettir,anlattır..doğru adamları seç..bu insanlar, o insanlar,şu insanlar..herkes;bu ülkenin insanları…nefret sadece nefreti arttırır,bunu sakın unutma ….
döte giren şemsiye açılmaz.peki Türk milleti bunu nasıl açabilecek?cumhuriyetin kuruluşudan beri yapılması gereken (yaklaşık işte bir tam nesil) işi bir şekilde yap[a]mayan TC, şimdi ne yapmalıdır, ne yapabilir ki durum istendiği şekilde düzelsin..evetsoru budur.
türk bayrağı hakkında bi ödevim vartürk bayrağının ilk hali ve değişimini konu alan bir ödev ing. olarak yazmam gerek ama ben daha türkçe bile bulamadım. osmanlı bayrağıyla bir alakası olmayacak türk bayrağı ilk hali nasıl dı seneler boyunca ne değişti ve son hale nasıl geldi. bu konuda bilgisi olan varsa.prof_mumiin htmil adresim bu yardımlarınızı bekliyorum
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Çalıştığım kurumda bayrak yakılmış bir zaman.Geldiğimde hastalıklı bir öfke duymuştum bu altyapısına.Zamanla kendimi, sıkıntımız sınırlar, idolojiler ve milletler kaygısının ötesinde bir şey oldu (olduruluyor ya da) hissiyatına boyun eğdirdim.Ekonomi, anı yaşamak, sosyal adaletsizliklere bağlantılı anlayışlılık arasında bu durumu karambole getirdim, buna meylim de vardı muhakkak.Nasılsa gecenin bu saaati kanalları gezinirken, benim kadar enterese olmayan kanallarla karşılaşmak hayli cesaret verdi vurdum duymazlığıma, odunluğuma.Saat yarıma kadar zap yaptığım tüm kanalların reklam anlarında bayrak yoktu. Pazarlamada; müşterinin vatanı olmaz dercesine.Reklamlar haricindeki yayınlarında da, sienbisi-e, neteve, Povırtürk, diskoviriy, habertürk, neyşınılcoğrafik, gibi yerel-milli olaylara karşı, akıl verilmezse eblek takılan kanallarda da böyle bir kaygının olmaması ise vurdumduymazlığımda daha bir özgüven getirdi.Makinamin tuşlarındaki enter-esan (yer olmadığı için enter yazılmış diyor abuzer, yoksa enteresan işleri görme tuşuymuş)sekmesi kadar hükmü yok bu Rütük’ün, ya da bayrağı hırpalayan hanzoların.Şaştım allahımdan yine, işin özünde.Faşizim mi benim istediğim, demokrasi mi?Ne kadar enteresan bir durumdayım, haylidir!Rütük mü olsam, medya mı yoksa?!Faşist mi olsam, hanzo mu yoksa?
Geldi bir kısmında kanalların bayrak fetvası sonuçları. Haklarını yemişim. Saatleri ayarlayamamışlardır muhakkak, yada telefonlanmıştır dirayetli kanallar.Hastalanıyor muyum ne?!
bununda boku cikarilmaz insallah, bayragi yakanin niye yaktigini tartismadan ekranin kosesine uc bes gun bayrak sikistirmayla olayi kotaracak gibi yuce medyamiz.. bi tasla iki kus hem ne kadar vatanperver olduklarini halka gosterecekler hem de “iyi saatte olsunlara” gerekirse burdayiz sayin abim seklinde bi mesaj gidecek..her zaman boyle bu, olayin ozuyle degil goz boyamayla ugrasiyor medya, tamam bayrak yakan serefsiz de, ben ekrana bayrak koyan medyanin bunu samimiyetle yaptigina inanmiyorum, dostlar alisveriste gorsun hesabi, abi herkes koymus biz de koyalim ayip olmasin gibi bisey..
6-7 Eylül olayları bana göre Cumhuriyet tarihinin en utanç verici olayıdır ve hükümetin provakasyonu ile çıkmıştır.1970-80 yılları arasında yapılan bir çok katliamın arkasından anlı şanlı Türk devleti çıkmıştır.Bu bayrak yakma işinin kimin gazıyla olduğunu öğrenme işini zamana bırakıyor, son zamanlarda yaptığım gibi bu olaya da sırtımı dönüyorum.İyi uykular Türkiye…
Daha önce, özellikle savaş zamanında ortaya çıkan faşist spazm, yine sine-i millete döndü. Bir iki olayı hatırladım. İtalyan Piaggiolarının yakılması, ve daha önce, 90’lar boyunca devreye sokulan ve “bir karış vatan toprağı”na endeksli faşist gazlamalar…Bir Allahın kulu da çıkıp “Ya ne bayrak asması, biri bayrak yakmaya teşebbüs etti diye bunu yapacak değilim, böyle ucuz, bayat numaralar Malkoçoğlu gibi türk filmlerinde olur” demiyor. “Ben çok gerekiyorsa milli bayramlarda bayrak asarım, sürekli bayrak mı asılırmış” diyen bile çıkmadı. Kitle psikolojisinden bahis açılınca aklıma Wilhelm Reich geldi, kitlenin bu kadar manüplasyona açık olması nedendir? Zaten bu ideolojiyi alıp üretmeye hazır olduğu için mi? Yoksa her an içinde yaratmaya devam ettiği için mi? Reich, bu psikolojik bozukluğu, bireyin özgürlüğü istiyor gibi görünüp aslında ondan feci korkmasına ve ailevi otoriteye sığınmasına bağlıyor.Bayrak sembolden öte bir anlam taşıyorsa, bu bizim milli gururumuz olmasından mıdır yoksa otoriteye bağlılığımızı(korkumuzu, yalakalığımızı) kamusal anlamda ilan etmenin yolu mudur? Böyle provokasyonlar da olmasa bayrağımızı unutmuştuk mu diyeceğiz. Herkes sürekli ve mecburi olarak bayrak assa ne iyi olur. Böylece bu tür gazlamalar asla olmaz. Bayağılaşma da zaten alışık olduğumuz bir şey.
Bu sabah işe gelirken anlayamadım Göztepe’de çoğu evlerde bayrak asılı. Nedenini düşünmeye başladım. Çanakkale Zaferi desem geçti ama diyorum. Şimdi bu mim’i görünce anladım ne safım ya. Tabii…
ben o bayrak yakanların türk olduğuna inanmıyorum. bir dış ülkenin provakatörlerindendir. sosyalist, devrimci, yada faşist karşıtı görünerek kışkırtma, insanları birbirine düşürme ve iç savaşı alevlendirme çabasında olmaları muhtemel. basit gibi görünüp büyük işler çeviren bir çete elemanıda olabilir.bir garip olay ise; bir polisin yerde sürünen bayrağı ellerinden alıp bayrağımı yerlere indirmem havası taşıyarak kurtarmasına karşın devletin ona 24 maaş ikramiye vermesi.olaydaki gariplik şudur; eğerki ben ülkemi benimsediysem bir karış toprak için bin can verilmiş bu ülkede yaşamayı kabul ettiysem, bayrağımı yerlerden ayaklar altından almak görevim olmalı. bir ikramiye içn yapmamalıyım, -ki poliste ikramiye için yapmış değil. ama dış görünüşte diğer insanlar nasıl düşünüyor kim bilir…şimdi ise memurların nasıl bayrağına saygılı olduğunu göreceksiniz.-abi birini bulsak ipsiz sapsız. bayragı yerlere attırsak, sonra biz koşup kurtarsak bayrağı devlet baba bizede ikramiye verirmi?-yürü git lan işine.-abi bayrağı götüreyimde yıkayayım ya çok kirlenmiş.-töbe töbe…
dürtüklemeler bunlar elbette. bir şeylere hitap etme çabası. daha önce de bir polis bir bakana trafik cezası kesti diye ikramiye almıştı, garip tabii.medyanın işe el atmış olması, bu şekilde el atmış olması, tek başına, konunun sandığımızdan farklı olduğunu düşünmemiz için yeterli bir sebeptir. bayrak yakmak da, yakana karşı nefret beslemek de saçmalıktır. kışkırtma işin diğer yanıdır. bir yandan da jawussjan mim’de beklediği tepkiyi alamadı diye düşünüp üzülüyorum be.
yahu bir kac gun öncesinde çanakkalenin nasıl geçilemediği ile ilgili orada savaşan askerlerin ne yediklerine varacak kadar gosteren kahramanliklardan bahseden programlar vardı her kanalda evet her kanalda belki de bu yıla kadar çanakkale savaşlarının yıldönümlerinde gösterilmemiş ilgi bu sene gösterildi gösterilsin fena da olmadı yani buna diyecek bir şeyim yok ama bunlarin bir iki ertesi gününde 10-13 yaşlarında bir iki velet ki bunlar sonra yakalandıklarında üzerlerinde okul uniforması varmış neyse bu veletler ellerine bir türk bayrağı almışlar hırpalamışlar diye olay çıktı. ve sonrada bu veletlerin elinden bayrağı kurtaran polise de ödül verildi. hiç mantıklı gelmiyo
“ama dış görünüşte diğer insanlar nasıl düşünüyor kim bilir” bunu senden başka aklına getireni duymadım. Hatta konuda buraya taklımana bile şaşırdım.”bayrağımı yerlerden ayaklar altından almak görevim olmalı” demişsin işyerinde de ikramiye olayı kalksın o zaman . Satış bölümüne ekstra prim verilmesin. Yeni fikirler ortaya çıkaran elemanlarda nasıl olsa görevleri diyerek ödüllendirilmesin.Bunların dışında şuna dikkat çekmek istiyorum. Sanki bayrak bizim herşeyimiz biri ona dokunursa nasıl kenetleniriz gördünüz gibi bir imaj bırakılıyor – ya da bırakılmaya çalışılıyor – ama aslında gerçek 2 tane veledin nasıl bütün ülkeyi karıştırabilidiğidir. Aslında karışan ülke değildir karıştıran medyadır. Ve bu olay medyada yer bulmaması gereken ama cezasız da kalmaması gereken bir hadisedir. 2 günlük gündemimiz olmuş oldu.
savaşacak ülkelerde, savaş öncesi her ülkede kör milliyetçilik körükleniyor işte. komşu ülke olarak payımıza düşeni alıyoruz. durduk yere TRT Suriye kardeşimizdir belgeseli yapıyor, Cumhurbaşkanımız Suriye ziyareti yapıyor, ABD tezekere vermediğimizi hatırlatıp, Sezer istediği yeri gezer diyor. Bence piskolojik olarak vatandaşı savaşa hazırlama taktikleri bunlar. tabi uzun bir süreç olacak ve kimin yaptığıda belli değil. Yabancı medya mı ? Yerli siyasi mi bilinmez. Yoksa her akıllı türk genci bir halt etmedikten sonra vatan millet sakarya diyerek bir yere varılmayacağını biliyor. Bakalım ne demokrasi ortadoğuyu ne zaman yeniden ziyarete gelecek…
utanıyorum… 70 milyon insan yaşıyor bu coğrafyada… utanıyorum türk olmaktan… utanç duyuyorum. keşki ırkımı milliyetimi değiştirebilme olanağım olsaydı… neyin ne olduğunu ayırt edebilecek yaşa geldiğimden beri düşünüyorum, izliyorum ve gözlüyorum. (7 yaşımdan beri) kendi milletimden tiksindiğim kadar hiçbir milletten tiksinmedim. hatta amerikalılardan bile… türkler cahildir ama cahil oldukları için değildir böyle aymazlıklara düşmeleri. aymaz oldukları için cahildirler. türklerin IQ’su yerlerde sürünmektedir, iradeleri yoktur, elmayla armutu bibirinden ayırmakta zorlandıkları için bayrak provakasyonunun ne olduğunu anlamazlar. bundandır ki bu ülkeden faşizm eksik olmamıştır. hani çıkarlar derler ya, “kürtlerle türkler bir elmanın iki yarısı gibidir” diye. Yalan! türkler kürtlerin tarihsel düşmanıdır. kendi aşşağılık taraflarını gizlemek için, dahası; kendi koplekslerini bastırmak için bir halkı aşşağılamışlar, hor görmüşlerdir. o insanlara zorla bok yedirtmişlerdir.Gelelim bayrağa; ben türk ulusundan bir bireyim. ama türk ulusundan sadece bir birey. BİREY! sürünün içinde koyun olmadım ve olmayacağım. Bu bayrağı da sahiplenmiyorum. bu güne kadar her türlü şerefsizlik, alçaklık, katliam, dolandırıcılık, yalancılık, sömürücülük, hortumculuk, ırkçılık v.s bu bayrağa sarılarak milli duygular adına cahil, aymaz, gerizekalı halkımıza altın tepsilerde sunuldu. bir halkı uyuşturmanın, aymazlaştırmanın en kestirme ve vazgeçilmez yolu, bayrak, vatan, millet edebiyatına sarılmaktır. ama bunun boku çıktı kardeşim. bıktırdı, kabak tadı verdi artık, ama benim gerizekalı yurdum insanı bıkmadı. pavlovun köpekleri gibi şartlandırıldı. Kanımca bu iş çok planlı bir organizasyon işi. Türykiyede iki kesimin olduğu açık. AB’ciler ve AB karşıtları… Sol’un yıllardır isteyip de başaramadığı politik bir kısım kazanım AB eliyle gerçekleşiyor. bu bir bakıma kötü, bir bakıma iyi bişey… kötü çünkü; 40 yıldır uğraş didin kendi topraklarında zerre kadar demokratik açılım gerçekleştireme, gelsin elin “ecnebi burjuvası” ülkeye demorasi getirsin(ne amaçla)… İyi bişey çünkü; 40 yıldır uğraş didin kendi topraklarında zerre kadar demokratik açılım gerçekleştireme, “ecnebi burjuva” da olsa ülkede biraz nefes alacak ortam yaratsın. şimdi faşistler var ya- ülkücüler MHPliler. onların götü fena halde tutuşmuş durumda bu AB mevzularında. istemiyolar! halkın nefes almasını, özgür olmasını, istediği müziği dinlemesini, istediği gibi yaşamasını İSTEMİYORLAR! Çünkü ülkeye ne kadar demokrasi gelirse onlar o kadar yok oluşa sürüklenecek, oy potansiyeli düşecek v.s. MHP bu bayrak olayının bir numaralı sanığıdır. gene ortalıkta kör bir milliyetçilik dalgası estirerek gerizekalı halkımızı kendi tabanına yedeklemek, dolayısıyla meclise girmek ve yine dolayısıyla ’90’lı yıllardaki puslu havayı teneffüs etmek, kan kokusunu duymak istiyorlar. çünkü kurtlar puslu havayı, vampirler de kan kokusunu severler.”TANRI TÜRKÜ ASIL ŞİMDİ KORUSUN”
yani çekmek istegim nokta; insanlar bayrağı yerden kaldırmasından çok aldığı ikramiye ile ilgileniyor. bir çok kişiden duydum bunu. otobüste, internet cafelerde, mahallemde…işyerinde de ikramiye, Satış bölümüne ekstra prim, Yeni fikirler ortaya çıkaran elemanlarda nasıl olsa görevleri diyerek ödüllendirilmesi, bunlar çok farklı şeyler. görev mevzusu aynı ama bayrak bu. bayrak demek ülke demek, ülke demek sen, ben, o değilmi? bayrağa yapılan saldırı sana bana yapılmış sayılmıyormu? belki çok marjinal oldu ama bilmiyorum böyle düşünüyorum sadece.
Garip ülkedir Türkiye..10 yasında 2 capulcu bayragı yere attı diye milliyetcilik duyguları kabarır insanların..bayragı onuru yapan Denizler,Yusuflar,Hüseyinler,henuz 17 yasında olan Erdal Erenler asılır..Bayrak sevgisi balkonlara dolmuslara asılarak mı gösterilir..Bu ülke icin onuruyla mucadele etmektir bayrak sevgisi,üzerindeki kırmızının anlamı ugruna olunecek bir yurttur aslında..ABD usagı bir dıs politika,AB kapısına henuz daha varamadan bile AB uyelerinin dayatmaları ve meşru sömürüsü..Hic geliyormu Fatih amcamın aklına,dolmusunun arkadasına taktıgı bayrak nasıl bayrak olmus?Hic biliyormu Nuray teyze balkonunda dalgalanan bayragı,zamanında onuruyla tasıyan kahrolsun ABD emperyalizmi,yasasın tam bagımsız Turkiye dedigi icin asılan gencleri..?bilmiyor..sorunda bu iste..populerlik her seye sıcramıs..Kültürü yozlasan bir toplumun milli degerleride yozlasır tabi..Halkın en sevdigi dizi kurtlar vadisidir..”iyi mafya” kavramı bu diziyle ortaya cıkar….milliyetci mafya ulkesini sever tabi,parasını sayarken isvicre de..bayhan dinler bizim millet,zuhal olcayı bilmez,Efkan Şeşeni de..en sevdigi kultur programı televoledir..magazin kulturu de çok onemlidir tabi(!)Keske bazı olaylara karsı daha duyarlı olabilse halkımız..
Şırnak il merkezinde 12 Ekim Pazar günü devriye gezen polis ekipleri,Sema Küçüksöz Anaokulu bahçesindeki direkte Türk bayrağı olmadığınıfark etti. Derhal başlattığı aramada bayrağı direğin dibinde bulan polis, ilk iş olarak da bahçede top oynayan çocuklardan ‘bu işin faillerini’ sordu. Çocuklar, bayrak indirenlerin bitişikteki Vakıf İlköğretim Okulu öğrencileri olduğunu ileri sürüp bunların isimlerini bildirince polis düğmeye bastı. Yaşları dokuz ile 14 arasında değişen yedi çocuk evlerinden alındı. Kimlik tespiti ve ifadeler sonrası çocuklar bırakıldı. Ertesi gün yeniden toplandılar. Mevzuata göre ceza verilemeyeceği için yaşları 11’in altındakiler serbest bırakıldı. Üstündekiler Bayrak Yasası’na muhalefetten savcılığa sevk edildi.Ama maalesef yasalar, biliyoruz ki gerektiğince sıkı değil, kundak gevşek tutulmuş, cezalılar korunuyor. 11’ini bitirip 15 yaşını bitirmeyen çocuklara soruşturma açılabilmesi için ‘farik ve mümeyyiz olmaları’ (yaptıklarının farkında olma-ayırt edebilme yeteneği) gerekiyor. Doğal olarak çocuklar, Diyarbakır Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Çocuklar heyet tarafından teste tabi tutuldu. Takipsizlik verilmemesi halinde 12 yaşındaki çocukların 6 aya kadar hapsi istenebilecek, ancak yaşları nedeniyle bu cezanın yarısı uygulanabilecek.Görüyor musunuz, Türk bayrağını koruyabilmek için devletin görevli mercileri nasıl canla başla çalışıyor. Önce çocukları korkutup birbirleriniihbar etmelerini sağlayıp, korkutulmuş çocuk tanıklığıyla evlerinden aldığı çocukları önce sorguya çekip sonra hastaneye sevk ediyor. Onca rapor, onca emek. Göğsünüz kabarmadı mı hâlâ?yıldırım türker’in bir yazısından
dehap bile olayı üzüntü ve kaygı verici bulduğunu açıklarken, daha kalplerinde bayrak sevgisi bile gelişmemiş olan siz NAMUSSUZLAR, bayrak hakkında atıp atıp tutuyorsunuz, kendinizden insanlığınızdan utanın, köpekler bile yaşadığı yeri tehdit gördüklerinden korur, yaşadığı yere zarar verene karşı durur,insanlığı geçtim köpekten bile acizsiniz.Hele Türklüğümden utanıyorum diyen pezevenge diyecek laf bulamıyorum, be şerefsiz ne işin var o zaman bu bayrak altında siktir ol git namussuz. Ne duruyorsun hala bu kadar mı NAMUSSUZSUN PEZEVENK?
ocakta mi ogrettiler boyle kufur etmeyi? Devlet devlet ise, yasayan her canlisini, sevsin sevmesin yasatmak zorunda. Suclular, teroristler bile bu ulkenin vatandaslaridir.
Jaws kardeşim sen eğer yolladığın şekli bayrak olarak nitelendiriyorsan cezai yaptırımların muhattabı oluyorsun demektir. Türk bayrağının boyutları bakanlar kurulunun 25 Ocak 1985 tarih ve 85/9034 nolu “TÜRK BAYRAĞI TÜZÜĞÜ” kararının 4. maddesinde belirlenmiştir.Yukarıda daha önce belirttiğim üzere bayrak bizim namusumuzdur ve senin gibi vatan hainlerinin bu ülkede yeri yoktur.Türk bayrağı üzerinde oyun oynamaya çalışan içerdeki ve dışardaki bütün düşmanlara tokat gibi boyutları aşağıda veriyorum.Türk bayrağıG GenişlikA Dış ay merkezinin uçkurluktan mesafesi 1/2 GB Ayın dış dairesi kutru 1/2 GC Ayın iç, dış merkezleri arası 0.0625 GD Ayın iç dairesinin kutru 0.4 G E Yıldız dairesinin ayın iç dairesinden olan mesafesi 1/3 GF Yıldız dairesi kutru 1/4 GL Boy 1 1/2 GM Uçkurluk genişliği 1/30 G
Yapmayın yahu, yapmayın!..Bu kadar da aciz ve korkak değiliz. İki ‘bacaksız’ bayrağımızı yerde sürüklediyse bölünecek değiliz ya..Tarihimizle övünen bir milletiz. Viyana kapılarına kadar dayandığımızı anlı şanlı anlatırız da, böylseine ‘basit’ bir duruma nasıl da kanabiliriz? Kampanyalar başlatmalar, TV kanallarında bayrak koymalar…Gerçekten düşünüyor musunuz iki ‘veledin’ yerde sürüklediği bayrak yüzünden bölünebileceğimizi?Yapmayın yahu. Türklüğümüzü bu kadar ayaklar altına almayın. Biz bu kadar korkak değiliz! Ne gerek var abartmaya..Ne oldu şimdi bu kampayalardan?.. Ülke mi kurtuldu, yoksa iki günlük modaya mı uymuş olduk? Ne geçti şimdi elimize, soruyorum…Ben onlardan nefret etmiyorum, düşman olarak ise hiç görmüyorum. İki ‘yaramaz çocuk’ koskoca ülkenin cumhurbaşkanından genel kurmayına kadar açıklama yaptıracak kadar ‘bir şey’ olarak görüyorum. Peki ya bu kampanyaları başlatanlar… Buna karşılık onlar kendilerini ülkeyi kurtaran ‘bir şey’ olarak görebiliyor mu?Utanıyorum!.. Asıl onlar sürüklediler Türklüğümüzü ayaklar altında. Yazıklar olsun onlara ve onlara kananlara!..
sorunlu musunuz?
bu bayrak sevgisi bir şuurun mahsulu değilde sanki sürü piskolojisinin bir ürünü.bu gün kanallarının köşelerine ufak bir bayrak resmi koyan kanallar bir yandan hala o faydasız, zihni dumura uğratan yayınlarına devam etmiyorlar mı? Bu mudur vatan millet sevgisi.Bu gün vitrinlerini bayrakla süsleyen halkımız hala bir yandan kardeşini, arkadaşını,ülkesini nasıl kazıklayacağının hesaplarını yapmıyorlar mı? Tabi oturduğun yerden evinin bir köşesine veya tv.nin bir yanına bir bayrak iliştirmek kolay.Geçen gazetede okumuştum.batık bankalar 46 milyar doları beraberinde götürmüş.2 milyar küsür doları tahsis edilmiş.Bu para kimlerin cebinden çıktı acaba.Belki bu paralar bayrak kadar önemli değil diyenler olacak.Türkiye iç ve dış borcu yüzünden imf’nin eline bakmıyor mu? bir kaç milyar dolar için göbek atmıyormuyuz.Neyse konuyu dağıtmayayım.Bayrağımızı sevdiğimiz kadar bu ülkenin insanlarınıda sevelim.Birazda onların geleceği için sesimizi yükseltelim.yoksa bu insanların bir şile bezi kadar değeri yok mudur??
tesadüfe bak
bayrak yakma hadisesini gerçekleştirenlerin iki bacaksız olması söz konusu hadiseyi daha kabul edilebilir hala getirmiyor elbette. ancak bu ülkenin bayrağı ilk defa yakılmıyor. daha önceki yıllarda da buna benzer münferit eylemlere tanık olmuştuk. gösterilen tepki hiç bu kadar sert olmamıştı. bu durumu anlamak ve açıklamak güç…cumhurbaşkanı’ndan genel kurmay’a kadar tüm makamların neredeyse ortak bir dille gösterdikleri tepkiyi aihm’nin gelecek ay açıklayacağı “bölücübaşı’nı yeniden yargılayın” dayatmasına göstereceğimiz tepkinin kaporası veya antremanı olarak değerlendiriyorum.
Ertuğrul Özkök iki gün evvel köşesinde olayla ilgili bakış açısını şöyle değerlendirmişti;“Pazar akşamı televizyonda Nevruz gösterilerini izliyorum. Mersin’deki gösterilerde bir grup Türk bayrağını yere vuruyor. Pazar günü olduğu için gazeteye gitmemiştim. Açıp yazı işlerindeki arkadaşlara soruyorum. ‘Çocuk yaşta bazı kişiler. Provokasyon olduğu belli. O nedenle fazla büyütmedik’ diyorlar. Ben de yaptıklarını doğru buluyorum. Nitekim ertesi gün öteki birçok gazete gibi Hürriyet de bayrak olayını büyütmüyor. Dediğim gibi, sorumlu davranma arzusunun sonucu…(23 Mart Çarşamba)Hürriyet, Ertuğrul Özkök’ ün yazısında belirttiği gibi, olayı çok fazla ciddiye almıyor ve durumu ‘çocuk işi’ haberiyle geçiştiriyor. Akşam Gazetesi ise tam tersi davranarak olayı abartıyor, haberi manşetten verip Ülke elden gidiyor”“nidalarıyla haykırıyordu haberi!.. (Ertuğrul Özkök, ‘Düğmeye Basıldı’ manşetiyle haberi abartılı veren Akşam Gazetesi’ ne gönderme yapmak istediğinden mi acaba o günkü yazısının başlığını “Biz büyütmek istemedikçe” koydu?)Fakat ne olduysa, 2 gün sonra Hürriyet Gazetesi “Haine en güzel yanıt” manşetiyle tekrar girdi olaya hem de bir önceki gün genel yayın yönetmenin olaylara sağduyulu bakış açısı yazısına rağmen. Sadece gazete değil! Bir önce ki gün olayları bilerek büyütmediklerini belirten genel yayın yönetmeni birden fikir değiştirerek “Bu coğrafyanın alçakları” başlığını atarak. İki günde habere(!) bakış açısı nasıl 180 derece dönülebileceğini tekrar gösterdi Ertuğrul Özkök yazısıyla ve şöyle başlıyor 24 Mart Perşembe günkü yazısına; Yine çocuk konusuna döneceğim. Şimdi şu fotoğrafları yan yana koyup üzerinde biraz kafa yoralım. Önce dibimizdeki Gürcistan’da olaylar başladı. Dünyada gelişen diğer olaylardan örnekler verip, hiçbirinde ‘çocuk’ kullanılmadığına parmak basıyor. Fikrinin değişmesinin, olaylarda kullanılan çocukların arkasında ki güce yaslıyor birden!Bu uzun girizgahtan sonra aklıma takılanları sizinle paylaşmak istedim;1- Kendini ‘Türk basının Amiral gemisi” olarak nitelendiren Hürriyet Gazetesi’ nin ve genel yayın yönetmeninin habere ve olaylara bakış açısının 2 günde nasıl değiştiğinin açıklaması nasıl olabilir?2- ‘Empati kuramayan’ bir ülkenin yurttaşı olarak nasıl kendime açılama yapabilirim, örneğin Amerika’yla aramızda bir olay oluştuğunda Amerikan bayrağını yaktığımızda?3- Başkalarını nasıl ikna edebilirim bu olayın, Dustin Hoffman ile Robert De Niro’ nun başrollerini paylaştığı “Başkan’ın Adamları” filmin konusuna benzer olay olduğuna. İzleyenler bilir, filmde; Başkan’ın medya danışmanını canlandıran De Niro, başarılı bir Hollywood yapımcısı rolündeki Hoffman ile sahte bir savaş senaryosu üretmek üzere işbirliği yapıyor. Amaç, Başkan’ın bulaştığı seks skandalını medyanın gündeminden çıkartıp dikkatleri başka noktada odaklamak…4- Ne hakkımız var, nereden geldiği meçhul(!) iki veledin yaptıklarıyla, ‘bir halkın bayramını’ gölgelemeye?5- Nasıl kameralarımızın kadrajları bu basit olaya zoomlarken, abartırken, linç ederken, halayları, türküleri görmemezlikten gelir?Ülkem ve ben..Ülkem ve onlar..Ülkem ve bazıları..Ülkem ve …Aaahhh aaahhh…
Her ülkede ırkçılık, milliyetçilik, yeni deyimiyle ulusalcılık var ama bizdeki yüksek yüzdelerde dolanmıyor. Zaten yüzde elliyi geçti mi bir hitler, bir stalin geliyor. Bizim mussolininin de eli kulağında gibi.
canakkale savasinin yildonumunun hic kutlamadigimiz kadar senlikli kutladiktan, kadinlar gununde olanlari anlasilmadik sekilde savunduktan sonra simdi de bayrak meseleleriyle milliyetci uyanisi yasamayi surduruyoruz.ismet berkan’in bugunku yazisindan alinti yaparsak:“Gündemdeki milliyetçilik patlamasını da dikkate aldığınızda, yeniden yargılama konusu parlamentoyu da, hükümeti de siyaseten zorlayacak.Oysa belki sorunu yargı da kendi başına çözebilir. Şimdiden kapıya dayanmış (henüz AİHM, Öcalan için karar vermedi ama vermek üzere) bazı yeniden yargılanma talepleri var.” linkHukumetimiz AIHM mahkemesinin alacagi karara hazirlik yapiyor diye dusunuyorum. Karar oncesinde AB’yle ne kadar takisabilirlerse geri donusu kendileri icin o kadar iyi olacaktir.
bu bayrak üzerinden siyaset yapmak olmuyor mu? Yani o çok sevdikleri bayrağı başka bir olaya alet etmiyorlar mı? Kendileriyle çelişmiyorlar mı? Yoksa birileri bir taşla bir kaç kuş vurduğunu düşünüyorda benim mi haberim yok?yoksa o bayrak kuş vurmak için yöneticilerimizin elinde taş olmuşta biz mi farkedemiyoruz?
Ahkamlarda gecen ABD bayragini yakmak gibi bir sey uzerine bir bilgilendirme yapmak istiyorum, ABD’de bayrak yakmak suc sayilmiyor. Bu da bambaska bir bakis acisi ve anlayis tabi, tartisilir. Boyle cocuk bayrak muhabbeti gecmisken, aklima south park’in sehrin bayragi (!) uzerine olan bolumu geldi ister istemez.
sonunda benim gibi düşünen aklı selim birkaç insanın oldgunu bilmek güzel. 2 velet bayrak yırttı veya yaktı diye yer yerinden oynuyor bundna cok iyi bir kara mizah filmi çıkar hani olur ya istemeden 2 veled bi düğmeye basar kahraman olur veya vatan haini olur onun gibi birşey yuklarıda tespitlerin pekcoguna katılıyorum.
Amerika’da da 11 Eylül’den sonra böyle bir atmosfer vardı tv’lerden akan. Caddeye, sokağa, arabaya, kasabanın Mc Donalds’ına falan ABD bayraklarını asmışlar, her allahın meydanında yüzlerce, binlerce bayrak dalgalanıyor, filan. Gazı bi kere aldın mı, nerede duracağını bilemezsin tabii, geldiler Irak’a daldılar sonuçta. Şimdi bi miktar rahatladıkları görülüyor.”Kitle psikolojisi” demiş bir ahkam sahibi yukarıda, kendileri çok haklı. Amerikalılar’ın ne gaz millet olduğunu keşfedince dünya çok şaşırmıştı ama biz Türkler’e kimsenin şaşırdığını, ezel ebed şaşıracağını da sanmıyorum. Aleviler camiye bomba attı yalanına inanıp Maraş’ta 100 küsur, Çorum’da 30 felan Alevi kesmiş bir milletin şanlı çocuklarıyız neticede. İki veled için gaza gelip bi kaç milyon insan eve bayrak asmışız, yine iyi. Alevi, Kürt, Rum kesmediğimiz sürece, her şey mevsim normallerinde sayılır. O açıdan aldırmamak, hatta desteklemek gerekir, ki bayrakla kalsın olaylar, gazı alıp çarşafa dolanmayalım durduk yerde.Ama diyeceksin ki, “Türk milleti için bayrak da asarız, ileri giderlerse şunu da yaparız, bunu da yaparız”. Aman bilader, ne yaparsan yap, banane be.
akıllı olun, akıllı!… insan olabilmenin erdeminden uzak birçoğunuz. sizi suçlamıyorum tabii ki. gerizekalılığı ulusal boyutlarda yaşamayı elbette siz de istemiyorsunuz. ama yüzyıllardır böyle yetiştirilmiş bir toplumdan daha ne beklenebilir ki? Hatta orta asya steplerinden gelip de at sırtında bu toprakları işgal ettiğinde, atalarımızı bize birer kahraman gibi gösteren zihniyeti bile suçlamıyorum. yoksa çok şey mi bekliyorum sizden. yok kızılderililer de türktü, yok uzaylılar da türktü, yok kart-kurt eşittir kürt, tarak kürek… nasıl bir koplekstir bu? ne çeşit bir eşşekliktir? saçmalamanın bile anlamlı bir yanı vardır. türlü saçmalıklar bile bir zekanın ürünüdürler. bunlar saçmalık kategorisine bile girmiyor. “mozaik değil ulan! mermer, mermer…” bu sözleri rum asıllı devşirme bir faşit söylemişti. bu rum bozması faşistin gerçek adı Alparslan Türkeş değildir. Tam da, öldü de kurtulduk, türkler bir beladan sıyrıldı derken, herifin beslemeleri türklük adına ülkede terör estiriyor kardeşim. bu güruhun cinayetleri sıralanmakla bitmez. sadece türklüğümden değil, insanlığım dan da utanmaya başladım şimdi. o iğrenç küfürbaz herifle aynı havayı soluyor oluşum kendi adıma çok acı bir durum. az kaldı. şu AB süreci bir tamamlansın… böyle aymazlıklar olmayacak o zaman. ülkemin tüm demokrat insanları müsterih olsun.
erich fromm’da “özgürlükten kaçış”ta aynı fikirden yola çıkarak nazi almanyasında hitlerin halktan aldığı psikolojik desteği irdelemişti. özgürlükten ne kadar vazgeçmek istemiyor gibi görünsekde bu gibi durumlarda hemen kitlesel ve duygusal tepkileri ortak biçimde vermeye çalışıyoruz.güçsüzlüğümüz, yalnızlığımız bizi bu ortak tepkilere şuursuzca destek vermeye itiyor sanırım. ama sorunun başka bi yönüne de bakmak istiyorum ben.gelmiş geçmiş en görkemli ve kapsamlı olduğu iddia edilen çanakkale şehitleri anma törenlerini bu yıl yaşadık. nevruz zaten kürtlere belli bir ön yargıyla yaklaşan çok sayıda insanı huzursuz ediyor. ve çanakkele törenlerinden bir iki gün sonra nevruz esnasında böyle bir olayın yaşanması bence toplumda-bizim toplumumuzda mı demeliydim?-böyle bir tepki doğurmalıdır. bu halk gerçekten çok çekti terörden. ve bu terör onlara maalesef sadece ve sadece kürt yapımı olarak benimsetildi.yani demek istediğim burda verilen tepki sadece bayrağın yakılmasına olmasa gerek. nevruza da, kürtlere de, pkk’ya da tepki verilmiş oldu halkın gözünde.atılan sloganların çeşitliliğinden de bu rahatlıkla anlaşılabilir.onlar bizim bayrağımızı bize karşı olan düşüncelerinin sembolü olarak yakmaya çalıştı. ve biz de onlara karşı olan düşüncelerimizden dolayı her tarafa bayrak koymaya çalışıyoruz şimdi. bayağı bir biçimde sembolikleşmiş ve anlamını yitirmiş bir durumda bayrağımız.
Allah Allah?
Baykal:”bayrak mitingleri, faşizmin yükselmesi demek değildir”
hiç konuşmayan taksicinin bile “bayrağı yırtmış şerefsizler” sözünden , bayrak tepkilerini anlamak mümkün..İçten gelen bir öfke,nefret..sadece bayrak için olmadığı besbelli…toplumun bir tabakasını sevmiyor..birlikte yaşıyor oysa..gülüyor onlara,türkülerini dinliyor hatta..peki diğer büyük kesimi niye sevmiyor asla?çünkü bugüne kadar bazı soruları hiç düşünmemiş..;1-bu insanlar niye eğitimsiz ?2-bu insanları kazanmak için ne yaptın?3-bu insanlarla ortak değerin ne,bunu yücelttin mi hiç?4-bu insanları derin güçler kullanırken sen ne yaptın ?5-devleti yönetenleri sen seçmiştin,doğru adamları niye seçmedin ?çocuklarına kültürünü anlatmak yerine rakının dibine mi bakıyordun ?yada en yakın komşuna attığın kazığa mı seviniyordun ?sana dokunmayan yılanı dostmu biliyordun ?uzaktan ağlayanları rol mu sanıyordun ?partinin sana verdiği tek kullanımlık lepege yle mi oy kullanıyordun ?ana babanı unutmayı kimden öğreniyordun ?hacıya gitmek isteyen ama peygamberi bilmeyen ablalar vardı onlara ne diyordun ?türklüğü, hitler gibi bir gen haritasından ibaretmi sanıyordun ?dostum SEN TARİHİNİ UNUTUYORDUN…çözüm mü ne ?; araştır,bul,öğren,anlat…; araştırt,buldur,öğrettir,anlattır..doğru adamları seç..bu insanlar, o insanlar,şu insanlar..herkes;bu ülkenin insanları…nefret sadece nefreti arttırır,bunu sakın unutma ….
döte giren şemsiye açılmaz.peki Türk milleti bunu nasıl açabilecek?cumhuriyetin kuruluşudan beri yapılması gereken (yaklaşık işte bir tam nesil) işi bir şekilde yap[a]mayan TC, şimdi ne yapmalıdır, ne yapabilir ki durum istendiği şekilde düzelsin..evetsoru budur.
buyrun.(sayfanın alt tarafında “biraz gülümseyin” kısmındaki bayrağımıza bakalım)
türk bayrağı hakkında bi ödevim vartürk bayrağının ilk hali ve değişimini konu alan bir ödev ing. olarak yazmam gerek ama ben daha türkçe bile bulamadım. osmanlı bayrağıyla bir alakası olmayacak türk bayrağı ilk hali nasıl dı seneler boyunca ne değişti ve son hale nasıl geldi. bu konuda bilgisi olan varsa.prof_mumiin htmil adresim bu yardımlarınızı bekliyorum