Ali gel.Okul açıldı.Koş Ali koş.Gız peşinde koş.Üff, nasıl mal ama.Mala bak mala.
İtiraf edin. Çok hoşunuza gitti.Ayağa kalkıp ellerinizi havada çırptınız.Annenize, babanıza, kardeşlerinize,yeğenlerinze göstereceksiniz bu yazıyı.Onlar da çok beğenip taktir edecekler.Çünkü bu yazı:büyük bir emek ve zeka gerektiriyor,büyük bir bilgi ve kültür gerektiriyor.Çünkü,bunları duymaktan hoşlanıyorsunuz.Üstelik bunları duyup eğlenebilmek içintv karşısında program saatini sabırsızlıkla bekliyorsunuz.Bazı dizileri, bazı programları, bazı sanatçıları,-artık adlarını anmayacağım-büyük bir beğeniyle izliyorsunuz.kahkahalar atıp eğleniyorsunuz.
Bu yapımlarda karşılaştığımız bazı sözcük ve kavramları hatırlayalım.”Eve kız atmak.””Manita.””Seks.””Seksi olmak.”ve sayamadığımız diğerleri.Ailece izlediğimiz “sit com” dünyasındanminicik bir derleme.Çok değil,on – onbeş yıl öncesinde bu kavramlarınkullanım oranı ve sıklığı neydi?Yine o zamanlardaki insanların,davranışları, konuşmaları nasıldı?Çeşitli sebeplerle bunları hoşgörüyle karşılayabiirsiniz.On yaşındaki çocuğunuzun, bir sevgilisinin olmasına gülebilirsiniz.Peki ya madalyonun öteki yüzü?İnsan karakteri, kültürü çok boyutludur.İlköğretim çağındaki çocuklarımızın davranışlarınıdikkatlice izlediğimizde, ürkütücü bir gerçekle karşılaşıyoruz.Yeni nesil, uçurumun kenarında duruyor.Düşebilir de,başkasına çarpıp düşmesine neden olabilir,hatta, başkasını itebilir!Biz,biz bir musibet gelmeden, bin nasihatten bir şey anlamayan biz!Tinerci çocuklardan,bankamatikten maaşını çeken yaşlı adamı gaspeden çocuklardan,umursamaz, duyarsız, sorumsuz çocuklardan,saldırgan, umutsuz, amaçsız, tüketen, tükenen çocuklardan……Ders alamayan biz!
Bir Veli Göçer’i,bir Taksim tacizcisini,bir Hitler’i……Bir suçlu bulup, linç eden.Tüm suçu bir kişinin üzerine yıkıpbütünü,süreci,toplum psikolojisini unutan biz!
Düşüşü görmeyen,önlem almayan,yanlışları eleştirmeyen biz!
Tv dizilerine,gırgır şamataya,boş lafa, eğlenceye,gönüllü köleler hapishanesine tıkılmış biz!
Kolayına kaçıp sorumluluk üstlenmeyen biz!
Evet sevgli seyirciler!Reklamlardan sonra, Avrupa Yakası kaldığı yerden devam edecek!Bizden sakın ayrılmayın!
yorumlar
yazının bir yerinde yeni nesil uçurumun kenarında yazmışsın ama bence yeni nesilden bir evvelki nesil o kadar büyük bir uçurumdan yuvarlandı ki şimdi o uçurumun dibinde ne kadar zorlasak da kasarak fışkırtsak da çocuklarımız bu uçurumun tepesine bile ulaşamıyorlar biraz çıkar gibi görünüyorlar sadece kısacık bir ilüzyon aslinda hepsi ve hemen ardından yine yanımıza yani uçurumun dibine geri dönüyorlar ve hatta zaman o uçurumu daha da derinlere çekiyor. annelerinin peri olabileceğini düşünen, reklamlarda hep beraberce paylaşmanın güzelliği yerine herşeye hepsine sahip olmanın öğretildiği bir kuşak. ben bir bebek bezi reklamı var ona bayılıyorum mesela.. bu ürün o kadar kaliteli ki bebeğiniz altına yaptığının farkına bile varmaz diyorlar ya bunu gerçekten söylüyorlar yani o reklamı yapanlar düşünüp düşünüp buna onay vermişler ya altına yaptığını farketmeyen bebek neden tuvalete gitmek ihtiyacı hissetsin düşündükçe gülüyorum ama sanki bu durum da senin yazdığınla bir bakıma örtüşüyor altına yaptığını farketmeyen bir toplum yada altına yaptığı farkedilmesin diye uğraşılan bir toplum olduk sanırım
bir toplumu dışarıdan idare edip, arzu edilen şekilde değiştirebilmek için ahlaki ve kültürel seviyesini düşürmek farzdır..bir savunma mekanizması gibi yeni türeyen davranış biçimlerine karşı temkinli yaklaşmak, yahut tamamen reddetmek içgüdüsel bir korunma şeklidir toplumların.. parlak kırmızı noktalı mantarı yemekde tereddüt misali..bu savunma mekanizmasını kırarsanız hertürlü uçurumdan yuvarlayabileceğiniz, dilediğiniz mecraya sürebileceğiniz, varlık amacını, tarihsel birikimlerini kaybetmiş, bu günden bir şey beklemediği gibi gelecek düşüncesi dahi olmayan kullanıma hazır mükemmel bir sürü elde edersiniz.. ve zannımca bahsettiğiniz konuyu diziler ve TV ile sınırlamamak ve bu şekilde hafife almamak gerektir…. bu ciddi ve tehlikeli bir psikolojik savaşın bir cephesi yalnızca.. kalelerimizin çoğu düştü ve biz büyük ölçüde kaybettik bu savaşı.. mecaz bir savaş değil söz ettiğim.. ciddi politikalar, planlar neticesinde yıllardır yavaş yavaş zerk edilen bir zehir.. bilinçli ve tamamen planlı bir komplo.. hem ucuz da.. tanka topa uçağa ihtiyaç yok.. gereğince/usulünce yapıldığında kâr bile sağlaması işten değil…..yine de ve herşeye rağmen bu yazıdaki gibi bir “farkındalığı” görebilmek umut veriyor bana..
be_goodie ve sahlanankoc,yorumlarınız ve katkılarınız için teşekkürler.Belki konuyu biraz fazla dağıttım.Belki verdiğim örnekler yeterli ve etkili değildi.Ama bu yazıyı yazmama sebep olan şey,ilköğretim okulu öğretmeni olan bir tanıdığımdan duyduklarım.Ve maalesef ki bu duyduklarım, gerçeğin küçük birörneği.Bugünü dikkatle incelediğimizde,geleceğin nasıl olabileceğini az çok anlayabiliyoruz.Ve maalesef ki hiç de hoş olmayan bir manzarakarşımızda duruyor.Biz de bunun için bugünden sesimizi çıkarıyoruz.
adolf hitler’in kavgam kitabını okuyanlar bilirler. orda hitlerin tam olarak dediği şudur, bir toplumu topla tüfekle yıkamazsınız, o topluma ahlakı çökertecek unsurları salarak yıkarsınız der. yani şahlanankoç’ söylemiş olduklarıyla paraleldir.ahlak erozyonuna hedef olan yegane kesimse gençlerdir. bu yüzden gençlerin bu şekilde televizyon, radyo, gazete, dergi ve de arkadaş ortamlarından gelebilecek her türlü negatif etkiler için savunma hattına ihtiyaçları vardır. kimi zamanda direkt olarak taarruza geçmeye. bu yüzden aileler ve de öğretmenlere özellikle büyük görevler düşmektedir. nesilleri doğru din, doğru ahlak ve doğru değerlerle besleyip fikir alt yapılarının oluşmasının sağlanması gerekir. ancak bu şekilde birey kendisini koruyabilirken aynı zamanda ülkesinin değerlerini hakettiği gibi taşıyabilir ve yüceltebilir. Aksi taktirde yanlış özgüvene sahip lakayt gençliğin savurluşunu üzülerek izleriz.hayalci böyle bir yazı yazdığın için çok ama çok teşekkür ederim. fikrine sağlık.
zorkediYorum yazdığın ve yazıya güç katttığın için ben teşekkür ederim.Daha somut bir şeyler yapabilir miyiz diye düşünüyorum.Mesela etkileyici bir afiş hazırlasak veimkanımız elverdiği kadar dağıtsak…
Lanet olsun. Okudugunuz sey Hitler’in Mein Kampf. Lanet olsun size. Okuyacak hic bir sey yoktu, Nazilerin “Ahlak Erozyonu” propagandalarini bir HALTMIS gibi okuyor, onu referans alan (tartismadan) ahkam kesiyorsunuz.Lutfen, biraz kendiniz egitmeye bakin. Gercek dusunurlerin eserlerini de okuyun, bagirsak problemi Alman fasolarinin aptal propagandasi yaninda. Beli o zaman anlarsiniz hanyayi konyayi.
cilisiax ne okuduğumu ne okumadığımı nerden biliyorsun ki ezbere konuşup komik düşüyorsun karşımda. bana okuduğum kitapları soruyorsan sana bir kütüphaneyi anlatmamı bekleme, her yaşamdan her dimağdan cımbızla çekilip değerlendirilecek fikirler vardır vesselam.bir söz vardır; seni bir aptalın öpmesine izin ver ama bir öpücüğün seni aptallaştırmasına izin verme.biz kendimizi aptallaştıranlardan değiliz. ve aptallaşmaktan korkanlardan da değiliz. ve derki Hz. Ali “kimin söylediğine değil ne söylediğine bakın”.hayalci;rica ederim teşekkürün için evet bir afiş, tamamen objektif boyutlarda bir afiş gayet iyi olur. bencelerden uzak toplumun genelini kuşatan bir afiş. her kese seslenebilecek kalibrede.
bu arada bazı şeyleri örnek vermek, referans almak değildir ciliciax, benim referansım bellidir ve budur;GENÇLİĞE HİTABEEy Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet’i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK20 Ekim 1927