Lydia Playfoot
Tamam anladık siz dini sevmiyorsunuz ,hatta hasta oluyorsunuz ,onunla alakalı birşey gördüğünüzde. Kendinizi itilmiş kakılmış dışlanmış hissediyorsunuz.Bu topluma ait değilmiş hissine kapılıyorsunuz bana niye bu işkenceyi ediyorlar , ben dinsiz olmak istiyorum herkes dinsiz olsun istiyorum diye ağlıyorsunuz (abarttım galiba :)(baskı unsuru olacak kadar olanlara bir yöntem bulunmalı tabiki ama benim yazdıklarım kadar da yüklenmeyin kırarsınız)son örnek ingiltereden yüksek mahkeme lydia playfoot un okulda hristiyan inancı gereği taktığı bakirelik yüzüğünü dini sembol olduğu için takmasını yasaklamış. haberler [1] [2] [3]kızın bloğuyasaklar ve sınrsız özgürlük problematiği çözecek akil insanlar arıyor…işte bir başka haber
gel vatandaş
bu ingiliz kızımızda (Carys Copestake) okul masraflarını çıkarmak için ilk gecesini satılığa çıkarmış 10.000 pounda….hafif okuyuculaeı arasında ingiliz eğitim sistemini bilen vardır. Onlara sorum kuzum bu elin ingilteresinde burs,öğretim kredisi,çalışma, vs. şeyler yok mudur bir bilen yanıtlasın…hayır ingiltere bu kadar zor durumdaysa eğitim finansman sorunu çeken ingliz kızlara sponsor olacak epey bir vatan evladı bulunur…yazık daha nedeyim…işte iki uçtan iki haber
yorumlar
dinin, herhangi bir aksesuar yada insanlar arasındaki iletişimde herhangi bir görsel nesne olarak kullanılmasını hoş bulmuyorum. herkes inancı neyse kendi içinde yaşamalı bence.. “haha, işte bak ben müslümanım!” yada “heyt be hristiyanın hası burda hasıııı!” vs. gibi diğer insanların gözüne sokmak bunu çok saçma geliyor. ne yani siz böyle yapınca tanrınız sizi daha mı çok sevecek.. gülüyorum =)
@xpwtdnfsdnpeki tanrısı böyle yapın diyorsa…?@neotürkgüzel olmuş ellerine sağlık…
Her şeyi geçtim, pembe kepin altındaki “Gel vatandaş” yazısına gülüyorum on dakikadır 🙂
sembol dediğin şey sadece meta değildir ki! kullanılan ifadelerden tutun da yapılan jest ve hareketlere kadar herşey sembol olabilir. din sembolleri ile yürür. bugün Vatikan’da yürürken kazara bir tarafa dönseniz, bir sembole çarpma ihtimaliniz %1500’dür. Anglikan Kilisesi kurulurken kendi görsel ve görsel olmayan sembolleri ile kurulmuştur. ve insanların yaşadıkları her ortam kamusal alan sayılacağından bu durum hakikaten tam bir çılgınlık… kafalardaki sembolleri nasıl ve hangi kararlarla kaldırabilir ki insanlık?
hımmm
@xqwhsz haklısıninanan insanlar herşeyi kendi içinde yaşasınlar, hatta hiç piyasada dolaşmazlarsa iyi ederler. Öyle kabız halinde kıvranıp dursunlar…saklı gizlilerde kafa sallayıp en karanlık köşelerde kitap okusunlar…onları topluma kabul etmeyelim…ne kız verelim ne erkek öyle google da porn porn porn aratıp bizden uzak yaşayıp gitsinler.not: öp dediler öldürdüm kazaydı 🙂
Benim merak ettiğim, neoturk, bu dinsel hayatımızı özgürce yaşayalım tepkin herkes için mi yoksa sadece senin inancın için mi?Daha açık sormak gerekirse, misal satanistlerde rahat rahat satanist sembollerle gezsin mi istersin, yoksa bu özgürlük isteği sadece hak dini için mi geçerli?Yoo lafı dolaştırmayacağım, lafı getireceğim nokta çok basit.Eğer sadece benim dinim özgür olsun diğerleri sürünsün diyorsan, yapacak zaten bir şey yok.Ama her din, her inanç özgür olsun diyorsan, hadi hristiyanları musevileri bir şekilde kabul ettin, budistleri, şintoistleri, paganları ne yapacağız? Adamlar düpedüz puta tapıyorlar ve bununla gurur duyuyorlar. Kuran putperestleri sevip okşamamızı söylemiyor, her kes inancını sereserpe ortaya döktü diyelim, ne zaman Kuran’ın buyruklarının hepsine uymaya başlayıp putperestlere cihad ilan edeceksin?Ya da okula dini inancı dolayısıyla cübbesi ile dolaşan amcam, sekse tapan bir pagana denk geldiğinde ne olacak?Tabii bu durumda dinleri kategorize etmemiz gerekecek, misal ben Jedi ım, kılıçla gezerim diyen adama dur demek gerekecek, gençlere Kama sutra anlatan hindunun kulağı çekilecek, inancı gereği İsa’yı yalancı diye niteleyen Musevi’ye sus ulen denecek, Muhammedi kabul etmeyen hristiyanlar azarlanacak, sonuçta geldik ilk şıkka..Bu biz inananlar hiç bir kısıtlama olmadan özgürce dilediğimizi yapalım çok naif bir söylem, ne arkası ne tabanı var. Şöyle bir bakın Anadolu’da hala yaşayan mecüsiler var, onlar karşınıza çıkıp “Benim inancımda hakim olan şeytan, siz şeytana laf ederek bana hakaret ediyorsunuz” dediğinde ne olacak?Bir yezidi hafif’e rahatça inancımı yaşamak istiyorum bu sınırlamalardan gına geldi dediğinde buyur kardeşim diyebilecekmisin? Hadi bilmiyorsun yezidiliği, dedin, adam karşına çıkıp inancını yerine getirdiğinde sen tahammül edebilecekmisin?
Sanırım bu soru es geçilecek, redogre? :)Yorumlar da tutula bilse keşke…
hımmm
Es geçilebilir, benim yazım stilimden kaynaklı, bazen samimiyetle sorduğum sorular, çakal sıkıştırma soruları gibi algılanıyor.Bu dini sembol işleri zor işler, kimse bir çözüm bulamadığı için bazıları toptan yasaklama yoluna gidiyor işte, ki savunduğum bir şey kesinlikle değil.Ama hindistanda yakılan (içinde insanlarla) camii ve hindu tapınaklarını görünce, hristiyan oldu, misyoner oldu diye gırtlaklananları görünce, insan diyor ki bu dünyaya en masum öğretiyi getirin, insanlar bir şekilde onu bahane edip adam öldürür….Bekaret yüzüğüne gelince, sorun dini sembolden çok, dini bir kavramın ilan edilmesi. Bir insanın bekareti onu ilgilendirir çevresini değil, tamam ama istiyorsa ilan eder diyebilirsiniz, o zaman şunu düşünün, sınıfın yarısı taktı bu yüzüğü, sizin kızınız bu benim özelim dedi, takmadı. Bunun detayını bilmeyen biri sizin kızınıza bütün kızlarda var bunda yoksa demek bu bakire değil diye yaklaşacaktır.Ufak bir not, amerikanyada moda olan bekaret yemini eden kızların %75i bu yemine uymuyormuş. Bu yeminde genç kız Babasına evlenene kadar bakirer kalacağına dair yemin ediyor. Ne kadar mide bulandırıcı siz düşünün artık..
@redoresoru bana değil ama ben kendime göre cevap vereyim. benim görüşüm herkes bir diğerinin hakkına gasbetmeyecek şekilde özgürce dini ritüelleri yerine getirmeli. satanist satanist gibi giyinsin sorun değil ama birinin canına gasbederse, kanunlar işler. buda, hristiyan, putperest bunlar kendi dinlerini yaşarken, dinimiz hemen onlara cihad edecek diye bir kaide de yok. sen dindeki cihad kavramını hala savaş olarak algılıyorsun. oysa efendimize göre en büyük cihad nefisle olan cihaddır. yani rahat ve rehavet içinde gömülme, başkası açsa bana ne deme, dünyanın bir yerinde zulüm çekenleri ateş düştüğü yeri yakar şeklide algılama. bunlar putperest olan birinden daha tehlikeli durumlardır. osmanlı bunu kısmen uygulamıştı. zaten müslümanlar günümüz müslümanlarının zengin olanları halktan bu kadar kopuk yaşamayıp, kazandıkları biraz paylaşarak lüks yaşamlarını terketseler, o zaman zaten bu yanlış anlaşılmalar olmaz.efendimiz, koluna bilezik takan kızını bile uyarırken, yattığı hasırın izlerinin yüzünde çıkması duruumunda bile gayet huzurlu olan, efendimiz örnektir insanlık ve müslümanlık için. ama özlediğimiz gerçek müslümanlar çok az zamanımızda, bunlardan biri de ben olmak isterdim ama. büyük cihadımı tamamlayamadım….
Dini sembollere bende karşıyım, bu semboller zamanla dinin önüne geçerek putlaşmaya gidiyor. İnsan Allah’a değil o sembole tapmaya başlıyor ve bunu ibadet zannediyor.
kalpleri evirip çeviren allahtır.sen o kalpleri içini bilemezsin.eğer bilir gibi muamele yaparsan zalim bir putperest asıl sen olursun.dikkat etmek lazım böyle şeylere…
@ redogre;Çakalca bi yaklaşımda bulunduğunu kastedmemiştim. Soruların gayet mantıklı o nedenle beğenimi belirtmiştim…@zulcenaheyn;Dini simgeleri bi tarafa bırakıp sosyal hayattan örnek vereyim. “Sokak modası” diye tabir edilen bi moda var mesela bi de “komple tiki” olanlar var. Komple tikiler sokak modası takılanlara “bitli” diyorlar. Bitliler de karşı tarafı aşağılayıcı şeyler söylüyorlar… Hangi taraftan olursan ol karşı tarafı aşağılıyorsun. Sembollerle takılmak gruplaşmayı ve senden olmayanı ezmeyi hedefler. Bak redogre ne güzel bi örnek vermiş, “tüm kızlar o yüzüğü taksa ve senin kızın takmasa, ona yöneltilecek davranışlara karşı nasıl bi tutum sergileyeceksin” diye. Meselenin özü de budur.”Ya sev ya terk et” söylevinden farkı yoktur; dininin yada ırkını gösterecek sembollerle gezmenin…
@arjin, anladığım;o yüzüğün kimseye batmaması gerektiğini sen de biliyorsun.insan kendinden taviz vermemeli, “öteki” leştirilmemeli.doğru mu anlamışım?
Hayır arkadaşım öyle anlamamalıydın.Neden mi? Ayrımcılık zaten kötü bi eylemdir ama neye dayandığına göre de tehlike boyutu değişir. Ayrımcılık IRK yada İNANÇ temelinde yapıldığında karşılaşılacak sonuçlar sadece “tehlike” diye nitelendirilmez.İnsanlık tarihine baktığında daha net göreceksin ki; inançları yüzünden, dinsiz yada büyücü diye öldürülenlerle derilerin rengi yüzünden katledilen topluluklardan oluşan kocaman bi arşivle karşılaşırsın…İnanç yada ırkı baz alarak yaratılan ayrım, kitlelere “ben haklıyım” mantığını aşılar ki; bunun sonucunda da sonrasında üzüleceğimiz bi çok olaya gebe kalmamız an meselesidir.
anladım. fakat olayı basit ele alacak olursak, dini sembolleri taşımak bu noktada taşımayanlara karşı bir tutum mu?taşımayanlarda taşıyanlara karşı aynı tutumu göstermiş olmuyor mu?
Sence Naziler / Dazlaklar ve onların sembolleri sadece ırk üzerine miydi?Ve sen böyle bi adamla aynı okulu, aynı sınıfı, aynı otobüsü v.s. paylaşmak ister miydin?Bilgi beraberinde korkuyu getiriyor. “Satanist gençler” patlak vermeseydi kim iliyordu satanizmi? Sen inancın gereği, “emrediliyor” diye, yüzük takabilirsin, türban takabilirsin, çember sakal bırakabilirsin v.s. bunları yaparken de ayrımcılık yapmadığını düşünebilirsin ama önemli olan hatice değil neticedir derler. Ve hukuk haticeyle değil neticeyle ilgilenir.
amerikanın sistemi de budur, netice gerçekleşmedikçe haticeye karışmama. bence doğrusuda bu. yani netice olucak diye hatice den şüphe etmek histerik bir saplantıyı iktiza eder. örneğin üniversitelerde bunların yasaklanması. sanki ne oldu. işte birisi yaşadığı sıkıntıları nasıl dile getirmiş. korku şu; bunlardan nazi çıkar mı? çıkmaz. maye(maya) meselesi, kişinin mayesinde ne varsa o çıkar. ama o çıkacak diye ket vurmak, işte bu başka şeyleri de çıkartabilir.
@redogre yorumun çok güzel ! konuyu ben yazdım ama senin yorumun yazıdan daha açıklayıcı ve düşündürücü olmuş.not 2: Birde ben yorumumda öldürmüştüm sen daha insaflıymışın sadece sakat kalmış :)sorduğun sorulara şöyle cevap vereyim…paganları,mecüsileri ve yezidileri bilemem hiç beraber yaşama fırsatım olmadı.Ancak üç dinin ve dinsizlerin olduğu bir ortamda onlarla beraber eğitim almak ve aynı iş yerinde çalışma şansım oldu. (aupair süresinden fazla :)ne semboller ne de dini gün ve gecelerde hiç bir problem çıkmadı. Temasta olduğum kişiler üç bes kişiden de fazla olduğunu belirtmek isterim. Bu deneyimden sonra sembollerin o kadar da sorun çıkartmadığı aynı ortamı gerçekten paylaşmak isteyen insaların bir şekilde uzlaşabileceklerini gördüm.Ve bu sembol tartışması garip geliyor çünkü ne onlar nede ben dini mi değiştirmiş değilim :)önemli olan değerlerinin ne kadar farkında olduğun zaten sallantılı bir değer algın varsa veya hiç ölçüp tartmadan birşeye peşin hükümle bağlandıysan değil bir sembol bir diş ağrısı bile tercihlerini hayat görüşünü hayatın anlam ve anlamsızlığını sana hatırlatabilir.not 3 : jeday şovalyeleri ve seks düşkünleri giremez 🙂
@neoturkNe güzel demişsin, hoş demişsin, şahane demişsin deee, sana göre, bana göre demişsin.Ama herkes sen ben değil.Saha çalışması önerisi, turist gibi giyin, boynuna da nal kadar bir haç tak, 2 saat İstanbul’da çeşitli yerlerde gez. Bak bakalım islamın hoşgörüsünden, inançlara saygıdan nasibini almış kaç kişi var. Kızıl saç beyaz ten saolsun ben çok “ayıp yahu, kendine müslüman diyen adam bunu der mi?” diye çok çıkıştım millete.
Ama bekaret yüzüğü ne yahu? Biri bi tarafından uydurmuş, sen kalkıp celallenip inananlar ölsün mü diyorsun. Kusura bakma ama yüzük bahane sen başka şeye dolmuşsun.Yoksa yaklaşık binlerce yıldır, evlenince takılan yüzüğün anlamının bu kızın taktığının tam tersi olduğunu bilmez misin? Ama gözünden kaçıvermiş, olsun canın saolsun.Bu konu din değil ayrımcılık konusu, Jedi giremez diyorsun, niye ki, bekaret yüzüğü inancı, Jedi inancından daha mı temelli? Daha ruhani geliyo diye yüzüğe evet, ışın kılıcına hayır mı? Star warsta ışın kılıcı yerine güç yüzüğü taksalardı, daha savunulur bir şey mi olurdu? Benim inancım diye uydurulan sembollerin hangilerini kabul edeceğiz? Şalvar ve cübbe müslümanlığın çıkışında yok ama çok uzun süre anadoluda kullanıldı diyorsan, demek ki bi 300 sene ışın kılıcı taşısak, onu da kabul edeceğiz 🙂
jedaylara bir gıcığım yok ! bende namı meşhur rodos fatihi gibi espiri yapayım dedim sen , halk olup ciddiye almışsın :)dediğin doğru eskiden yani epey bir eskiden daha hoşgörülüydü insanlar , neden dersen devleti ali zamanında insanlar ( 3 din mensubu ) beraber yaşarmış komşu hayatı …annem hala hikayelerini ve iyiliklerini anlatır , boyunlarına at nalı kadar haç ve kipa takarlarmıydı bilemem ama beraber yaşarlardı. Yeni devlette sayıları azalınca dirsek temasımız azaldı , tahammülümüz de. Onlar yabancı oldu bizde bir zamanlar komşu olduğumuzu unuttuk vs. vs.Bir müslüman olarak ve yabancı olarak yurt dışında pek çok yerde ( dazlak görürsen koşmaya başla ) yabancı olmanız çokta ortamı germiyor , ben önce adamlar ne kadder hoşgörülü diye düşünür, ehem işte avrupalı falan fıstık…uzun süre içlerinde yaşayınca bu durumun seni takmamalarından hatta kendilerini ve birbirlerini de kale (buraya inceletme işareti gelecek) almamalarından olduğunu gördüm , bizde çok karışıyoruz :)hoşgörü nedir ? dersen beraber yaşamak istiyor musun istemiyor musun derim ? yoksam boşuna demokrasi mavalları okumanın manası yok…birileriyle aynı ortamı paylaşmak zorundaysan ve kaynak bölüşümü içine girdiysen daha kolay uyum sağlanıyor vesselam…bunun dışında en ufak problem bile ya sev ya terket oluyor ,burası buralılarındır tezahüratları başlıyor. Dinde bu durumun motivasyon temellerinden biri oluveriyor , adama kaşının üstünde gözün var desen bu çatışma çıkarmak için ayıp olur.
Redorge, bir soru sormuş hemen üstüme alınıp cevaplamak istiyorum. Konuyu ya da diğer yorumları okumadım ama olsun.Devlet; Demokratik Laik sosyal hukuk devleti.Müslüman değil. Şeriat hukuku hakim değil.Ben, demokrat, laik ya da sosyal değilim.Müslümanım. Müslüman olarak, herkesin de müslüman olmasını istiyorum. Müslüman olarak, müslümanların ibadetlerini rahat bir ortamda icraa etmesini istiyorum.Devlet demokratik laik sosyal hukuk devleti olarak, benim ve satanist kişinin dini ibadetlerine, karışmayacağını vaad ediyor. O halde ben de demokrat ve laik biri olmasam da, vatandaşı olduğum devletin; uygulamayı vaad ettiği, demokratik laik sosyal hukuk devleti kurallarını düzgün ve doğru işletmesini istiyorum.Elbette ben kendi refahım için bunu istiyorum. Ancak satanist kişisi de bunu kendisi için isteyebilir. Ben onun sözcülüğü yapmak, onun haklarını savunmak zorunluluğunda ve sorumluluğunda hissetmiyorum. Onu Ufuk Uras, Baskın Oran yapıyor.Ha demokrat ve laik olmadığım için demokratik ve laik düzeni de değiştirmeyi düşünmüyorum. Benim dinimin bana emrettiği cihat anlayışının devlet yönetimi ile alakası olmadığını düşünüyorum.Muhtemel sorun şu olacaktır: “demokrasiye inanmadığın halde kendin için demokrasi neden istiyorsun da başkasının hakları ile ilgilenmiyorsun”1- Ben olmasam da Devlet demokratik ise, vaad ettiği kurallarına uygun davransın. Avrupa insan hakları mahkemesi kararlarına ve hükümlerine uysun. Bana demokrasi ve demokratik düzenden düşen haklarımı versin.2- Başkasını (satanist) savunmuyorum çünkü, böyle bir sorumluluğum yok. Ben benim düşüncemi savunurum. Ancak başkasına eziyet etmek gibi bir gayretim ya da rızam da olamaz. Satanist de olsa, yahudide olsa bana düşmanca duygular da beslese herkesin “yaşama” hakkı vardır.Net ifadeler kullanmışımdır umarım. Ancak dikkat edilesi bir başka nokta, herkes benim gibi düşünmeyebilir. Bütün müslümanlar böyle değildir. Kimi şeriat devletine geçiş ister. Kimi hepten hoşgörü ve diyalog sevdalısıdır ateizmi bile savunur. Kimi demokrat müslüman der kendine, kimi de ılımlı. İnsan sayısı kadar çeşit olmasa da bu kutucuğa sığmayacak kadar vardır.Son değinmek istediğim konu sembol konusu.İslamda sembolizm yoktur. Gerçekte de neyin sembol neyin olmadığı net bir şey değildir. Hukuk “sembol olma” işinin kesin sınırlarını çizemez.Haç işareti bile, rengine ve şekline göre sembol olma özelliğini kaybedebilir. Bu bir.Diğer bir mevzu ise, insanlar fikirlerini açıklamakta belli etmekte özgürdürler. Bunu isterlerse söz ile, isterlerse, tavır ile, isterlerse kıyafetleri ile izah etmek özgür olmalılar.Hep verilen hakim örneği üzerinden gitmek gerekirse, bir kadın hakim baş örtüsü takması engellenmemeli. Çünkü onun konuşmasına izin veriyorsunuz. Konuşurken de hangi siyasi ya da dini simgeleri kullanacağını, hatta açık açık söyleyeceğini bilemezsiniz. Hakimin yapmaması gereken şey, siyasal veya dini görüşlerini açıklamak değil, dava konusu durum ile ilgili görüşünü açıklamak olmalıdır. Bu durumda taraflar reddi hakim yapabilmelidir.Bir başka örnek öğrenci- öğretmen. Öğretmenlerde kendi siyasal görüşlerini dini görüşleri açıklayabilmektedirler. Yani derste öğretmenin, “ben mütedeyyin bir müslümanım” demesi yasak mıdır ki, baş örtüsü takması engelleniyor.Dini/siyasi görüşlerin açıklanması ancak totaliter rejimlerde mevcut olabilir. Bu durumda simge kullanmak konuşmaktan daha belirgin değildir. O halde konuşmanın düşüncelerini aktarmanın suç olmadığı demokratik bir toplumda simge kullanmak neden suç olsun.
Ben ilk yorumumda “sadece benim dinim özgür olsun, gerisi sürünsün” şıkkı sunmuştum; sen benzer ama farklı bir şey söylemişsinBenim dinim özgür olsun da gerisi beni ilgilendirmez. Benim sorumluluğum değil.Peki hem bunu diyorsun, hem de Avrupa İnsan hakları mahkemesi kurallarına uyulsun diyorsun.Yani Avrupa insan hakları mahkemesi “Bu müslüman banane” demesin, ama sen “bu hristiyan banane” diyebil…Niye o demokratYani demokratlar benim kahrımı çeksin, onların inancı o, ama ben kimseyi iplemiyim…Çünkü sen demokrat değil müslümansınYani müslümanlar sadece kendilerini ve dindaşlarını düşünen, diğerlerini umursamayan bencil yaratıklar öyle mi?”Komşun açken sen tok yatma” sözü senin için”Komşun müslüman ve açken sen tok yatma” öyle mi?Kusura bakma ama bencilin tekisin, buna kulp olarak da müslümanlığı gösteriyorsun , içine de sindirmişsin, Allah seni ıslah etsin.
Bencil değilim. Müslümanım.Müslüman, komşusu açken tok yatmaya gönlü razı olmaz. Benim de olmuyor. Keza komşum şeytana taparken de içim rahat değil. Bu kapsam da sataniste doğruyu söylemeyi, fakire -müslüman ya da değil- yardım etmeye çalışırım.Ancak komşum diyelim ki “şu hükümet yada belediyeden dolayı putlara tapamıyorum” dediği zaman, yada satanist komşum “şeytana tapıyorum diye beni hapse atıyorlar” dediği zaman “ben ilgilenemem” derim. Zira benim inancıma ters.Demokratlara gelince, ben müslüman olarak islama aykırı bir iş işliyorsam ve bu sebeple bir demokrata zulüm ediyorsam, ben uyarılmayı hakediyorum demektir.Keza demokratlar, demokrasi ve temel özgürlüklerin gereğini yerine getirmiyor ve bana bu şekilde eziyet ediyorlarsa ben de onlara onların kabul ettikleri kapsamda itiraz eder, hakkımı ararım.Bu noktada “şeriat devletlerin de gayri müslimlerin hakları” konusunu bir daha irdelemek gerekebilir. Malum, örneğin Osmanlıda hristiyan ve yahudiler, kadıda değil, kendi mahkemelerinde yargılanırlardı.Ajite ettiğiniz noktayı bir kez daha düzelterek sonlandırıyorum.”Gayri müslüm de olsa komşum açken benim tok yatmam doğru değil””Müslümanların dinlerini ifa etmekte yaşadığı sıkıntılar beni ilgilendiriyor””Gayri müslimlerin dinlerini ifa etmekte yaşadıkları sıkıntılar beni ilgilendirmiyor””Devletin bir yetkilisi olsam, gayri müslimlerin inanç ve ibadet özgürlükleri, işte o zaman beni ilgilendirirdi”Buna göre, ortaya bir kural (demokrasi) koyup, uymaya zorlanıyorsak, bu kuralların yaptırıcısına diyorum ki, “kurallarını adil bir şekilde uygula ve bana haksızlık etme”.
ama şunu da söylüyorsun ben (demokrasiye) inanmadığım için ipler benim elime geçerse gözünün yaşına bakmam.tayyip efendi de demokrasi bir trendir, istediğimiz durakta ineriz dememiş miydi?şimdi bir misal satanist dese ki sana “ben komşunum ve açım, bana ekmek ver, ama sen aç kalırsan havanı alırsın”ya da ben “ben tokum, beni tokların derdi ilgilendirir, sen açsın senle diğer açlar ilgilensin” desemAmerikanın guantamaroda yaptığı tüm rezilliğin sebebi senin gibi demokrasiyi işime gelince kullanırım ama bana verdiği hakları başkasına vermem anlayışı, doğrudur demiyorum kesinlikle, ama sen benim için, demokratım diye, kılını kıpırdatmıyacaksan ben aptalmıyım?Can çekişen bir adam var, adam diyor ki bana yardım et ama ben sana etmem, çünkü ben insanlıktan nasibimi almadım (üstüne alınma örnek olsun diye) ne yaparsın?Bu adam için uğraştın, bu yüzden küfür yedin, adam suratına bakıp siz salak insancıllar böylesiniz dedi ve ikinci kere aynı duruma düştü ne yaparsın?Biz çıkıp sana “düdük efendi sen fındıkçısın git derdini diğer fındıkçılara anlat, bize ne, biz devlet görevlisi miyiz?” dedik mi?Sen insanları seninkiler ve diğerleri diye ayırıyor, ve sadece kendininkileri korurum kollarım ama beni herkes kollasın diyorsun.İnsan inandıkları için elinden geleni elbette yapmalı ama ben bir insan için, hakları için konuştuğumda, o bana pişkin pişkin sırıtıp, senin inancın bu beni savun ama sen benim skimde değilsin diyorsa, o insan kendine müslüman desede aslında insanlıktan nasibini almamış demektir, sadece bencilliği yüzünden, müslüman olmak için önce insan olmak gerektiğini unutmuş demektir.Ve maalesef türkiye demokrasinin bu açığını kullanan çıkarcılar ile dolu. Ama bana en çok koyan, bu bencilliği müslümanlık diye adlandırıp kılıflamaya çalışanlar, vicdanı olan sırat köprüsünde “napiyim müslüman değildi bu, ben de devlet görevlisi değilim, evet benim hakkım için uğraşmıştı ama işte” dedikleri zaman gidecekleri yeri bilir.
sevgili ikuzgun, komşun satanistse, pagansa niye rahatsız oluyorsun? her gördükleri sakallıyı el kaide sanan gerzeklerden ne farkın kalıyor ? benim dinim bana senin dinin sana.. sapıklaştırmayın dini..
Komşum satanistse bile ben ona tebessümle yaklaşırım. Rahatsız olmam. Açsa doyurum. Kalacak yeri yoksa yardımcı olurum. Yine onun rahatı için, onu islama davet ederim. Ancak zorlamam. Ya da sadece islama girsin diye yardım ediyor olmam.Konuyla ilgili, islamın düsturu, Hazreti İbrahim’in evine gelen misafirlerle geçen kıssasıdır.
Demokrasiye inanmıyorum. Ancak seçim diye bir şey yoktur demem. Ya da demokrasi denilen şeyin her tarafı yanlıştır demiyorum. Ancak yanlış bir ideolojiyi savunmakla kendimi mesul hissetmiyorum.Can çekişen adama, din sorulmaz. Sadece yardım edilir.Redorgenin üstüne alınması gereken şey, “Yardım istemek” fiilinin bir kaç çeşit olduğunu bilmemesidir.Satanist satan yıldızını takamadığı için yardım istiyorsa yardım etmem. Ama satanist açsa ya da bir şeye muhtaçsa yardım ederim.Müslüman da budur.
Redorge sadece saldırıyorsun. Ne dediğini bilmeden, benim yazdığımı okumadan, sadece bir başka mevzudan kalan hıncını çıkartmaya çalışıyorsun.
Pardon çünkü ben buraya gelip, üstüme alınıp ikuzguna cevap veriyorum diye yazı yazdım di mi?Yaptığın ayıp, kaldır kafanı bak, kim üstüne alınmış, üstüne alındığını söylemiş….Ben sadece senin müslümanlık diye sunduğun şeyin bencillik olduğunu söylüyorum.Kısaca diyorsun ki “Demokratlar beni savunsun ama ben onları savunmam, açlarsa yemek veririm o kadar”Daha önceki dini örnekler yemek vermek ile ilgili olmasa onu da vermiyecek misin? İlla bir dinsizin hakkını savunan halife örneği mi bulup çıkartalım? Ki mutlaka vardır…Yardım istemek fiilin çeşitli kısımları vardır, müslüman sadece karın doyurur, bu mudur yani?Sana hıncım değil üzüntüm var, şurda müslümanım diyen biri çıkıp savunamaz bu anlayışı, sen marifet gibi sunuyorsun, tek iyi yanı en azından dürüstçe söylüyorsun, sen inancın yüzünden beni savunmalısın ben savunmam diye…Haksızlığa uğrayan birini bu Türk değil, bu Solcu değil, bu Demokrat değil, bu Müslüman değil diye savunmayan biri sadece kendi inacını/ırkını/türünü savunan bencil/ırkçı/dinci biridir ama insanlık sıfatını anlamamıştır diyorum.Sen filimlerde yakalanınca “sen iyi adamsın, beni öldüremezsin” diyen kötü adam tiplemesi gibisin, ikinci sahnede iyi adam silahı indirir, kötü adam bacağından silah çıkartır, iyi adam son anda vurur, ve yaptığını kuralına uydurmuş olur. Ama gerçek hayat böyle değil, yaptığın da öldürmek değil elbette.İşte burada demokrasinin ikilemi ortaya çıkıyor, “demokrasiyi kaldıracağım diyen biri demokratik yollarla seçilirse ne olur?”Kimi der ki ben ikuzgunun hakkını savunmam, çünkü o beni savunmaz, kimi der ki benim inancım bu ben savunurum..Ben açıkçası bilmiyorum, senin hınç olarak yorumladığın fındık konusu gibi keşke “Banane kardeşim fındığından” diyebilseydim, keşke “demokrasiye inanmıyorsa, başkalarının hakkını değil kendi hakkını öne koyuyorsa sürünsün” diyebilseydim.Keşke her fırsatta din konusuna atılıp yorum yazan dindar arkadaşlar senin lehinde veya aleyhinde iki laf edebilselerdi…
Edemezler.Çünkü bir çoğundan farklı ama “net” bir fikir dünyam var. Beni savunan çıkmaz çünkü “demokrasi” ile “islam”ın birbirine uyuşmayacağını söylüyorum. Her iki taraf, demokratlar ve islamcılar ise ısrarla demokrasiyi islamın içinde görürler. O sebeple iki tarafta beni görmek istemez. Aha büyük harflerle yazalım. “İSLAM DEMOKRASİYİ KABUL ETMEZ”. İslamın kendine has usulleri vardır bunlar ayet hadis ve icma ile belirlenmiş muhkemlerdir. Anlaşmayı uygun görür ama uzlaşma adında yozlaşmayı uygun görmez.Aslında bu islamcıların, demokrasiyi islamın içinde görmelerini içeren süreç de çok eski değildir. Bundan en çok 10 sene önceye varır. Biraz daha uzatırsak SSCBnin dağılmasından sonrasına gider. Yani yeni dünya düzeni dedikleri içinde büyük orta doğu projesini de barındıran plan dahilindedirler figürandırlar da kesinlikle farkedemezler.Halbuki, Erbakanın da dediği gibi, “süt ile kireç suyu aynı değildir”Yine net yazıları ve kendini ifade edebilen bir ifade tarzı ile redorge, bu başkalaşım sürecinde ki demokrat müslümanlardan, bana daha samimi görünmüştür.Yanlız şu noktayı ısrarla es geçmekte ve atlamaktadır.”Ben başkasını hakkını da savunurum”Yanlızca “başkasının aslında olmaması gereken haklarını” savunmam.Demokrat birisi beni savunur-savunmalıdır, ancak benim cihat anlayışımı savunmaz-savunamaz. Çünkü benim ibadet hakkım onun demokrasisine uygun olabilir ama cihat anlayışım uygun olmayabilir.Ben de demokrat arkadaşımın türlü hakkını savunurum, ama müslümanlara zarar verecek haklarını savunmam.Bir islam halifesi de kafirin, küfür hakkı dahil haklarını savunur. Bakınız İstanbul Osmanlının yıllarca başkenti kalmıştır ancak istanbulda ki ermeniler rumlar tehcir edilmemiştir. İslama zorlanmamıştır. Hatta üstüne ispanyadan kovulan yahudilerden bir kısmı istanbula yerleştirilmiştir. Memleketin tüm sathında böyledir. Doğudaki ermeni de böyle, güneydeki kürdü süryanisi de böyle, makedonu yunanı da böyle.Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemi denilen “demokratik” düzende ise 6-7 eylül olayları, tehcirler, mubadeleler le yok edilmiş kalanlar da kendi dillerini dinlerini açıktan yaşamakta zorlanır hale getirilmişlerdir.Üçyüz yıldan beri huzur içinde yaşayan cümle alem, bir anda milliyetçi kesilmiştir.Şimdi türkiye cumhuriyeti demokratik. Osmanlı şeriat devleti. Hangisi gayri müslimlerin haklarını korumuş acaba?Aynı şekilde, demokratız diyenler demokratlık kılıfı altında insanlara zulm ederken, benim gibi müslümanlar, demokratlara da satanistlere de haklarını teslim ederler.Ancak, hakları olmayan şeyleri almalarında bizden destek beklemesinler.*-*-*-*-*-*-*-*-*Demokrasiyi kaldıracağım diyen birisi demokratik yollarla seçilirse ne olur? Demokrat olur. Zaten olmuştur da. BUgün iktidara gelen kişiler iktidara demokratik yollarla gelerek demokrasiyi kaldırma niyetinde idiler, ki iktidara gelince demokrat oldular.*-*-*-*-*-*-*-*-*Burada kıyas edilmemesi gereken şey, benim iktidara gelmek gibi bir derdim yok. Zira islam iktidara gelmek değildir, kalbe ruha manevi duygulara hitap etmektir.*-*-*-*-*-*-*-*-*Fındıkçıya gelince, biz de fındıkçıyız ama ne halleri varsa görsünler diyesim var. Azıcık seçim rüşvetine balıklama atladılar. Ya da “dindar cumhurbaşkanı” için midelerinden vazgeçecek kadar naifdiler.*-*-*-*-*-*-*-*-*-*Buraya gelip lafa alınmama gelince, biraz meydan okuma olmuş, cevap verebilecek kimseyi de tanımadığım için atladım.:) hem seni konuşturmak hoşuma gidiyor be redorge. Neden kızıyorsun şimdi.
Bir de bu var: http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=85896,10,2
Tamam çok güzel diyorsun da, Osmanlı nasıl şeriat devleti? Padişahın istediği fetva çıkmayınca din adamının kafasının gittiği islam devleti mi olur?Hz. Muhammed zamanından günümüze islam devletlerine bir bak, 50 çeşit islam devleti görürsün, hepside erki başka yerden alır. Osmanlı halifeliği nasıl aldı? Öpücükle mi? Osmanlı’nın halifeliği alış şekli kuranın neresinde var?Kuran’ın neresinde yöneticilerin bir önceki tarafından atanacağı, veya dini bir kurul tarafından seçileceği, veya halkın seçmeyeceği var?Senin islam yönetimi diye kendini inandırdığın şey kocaman bir balon, Kuranın hiç bir yerinde devlet yönetimi ile ilgili detaylı bilgi yoktur. Peygamber vardı yönetti, emevilere erki kim verdi? Abbasilere? Osmanlıya? Demek ki ben de yeterince güç toplasam, arabistanı işgal edip, ben islam imparatorluğunun başıyım desem olacak, ama diyeceksin ki din adamları kabul etmez, ben de senin bayıldığın Osmanlı padişahlarının yaptığını yapar, erkime saygı duymayan din adamlarının kellerini alırım, oldu bitti, işte 300 yıl sonra senin gibi biri benden saygıyla bahseder.Sadece din okumakla olmaz, biraz tarih okuyuverseniz, o hayalet islam devleti, islami yönetim diye bir şeyin sadece ve sadece peygamber zamanında olduğunu göreceksiniz. Sonrası kim güçlüyse.. Yoksa islam devleti başında türklerin ne işi var peygamber soyundan gelen araplar varken, di mi kardeşim?
Türkiye Cumhuriyeti ne kadar demokratik se Osmanlı da o kadar şeriat devletidir. Daha fazlası değil. Osmanlıya bayıldığımı değil, Türkiyenin kimi konularda Osmanlıdan geri de kaldığını ifade ettim.Osmanlı halifeliği nasıl aldı diye sormuşsunuz ama, alıp almadığı bile belli değil. Yavuzun halife olma töreni yada buna benzer hiç bir vaka kayıtlara geçmiş değildir. onsekizinci yüzyıla kadar hiç bir yerde halife mühürü vurulduğu da vaki değil.Kuran da bir şeriat devletinin tanımı yapıldığını da iddia etmiş değilim. Kaldı ki azıcık yukarıda ;”benim iktidara gelmek gibi bir derdim yok. Zira islam iktidara gelmek değildir, kalbe ruha manevi duygulara hitap etmektir.” demişim.Tarih okumak lazım. Lakin ezberden ve ezberletilen milli tarihden değil. Farklı kaynaklardan ve görüş açılarından. Tek kaynaktan beslenen bilgi, fikrin sıhhatini azaltır.
İşte gerçek niyet.http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=259689
İyi, güzel kardeşim de bir de iki dediğin birbirini tutsa
Şimdi ilk cümleyi okuyunca ikinciyi anlayan varsa beri gelsin…Önce bir laf edip, sonra onu ben aslında şunu kastettim diye değiştiriveriyorsun, keşke ikinciyi başta söyleseydin de beni yormayaydın, ben osmanlı’nın şeriat devleti olmadığının farkındayım, dediğim gibi Hz muhammed’ten bu yana şeriat devleti olmadığının farkındayım.Ama farkında olduğum bir şey daha var, şeriat devletinin kocaman bir hayal olduğu, başında erkini bizzat Allah’tan alan bir peygamber olmadığı sürece o devlet anca teokratik bir devlet olur, şeriat devleti olmaz, olamaz.Dilipak efendinin yazdığı yazı gerçek dışı olsun diye yazılmış, iyi hoş da orada söylediğinin yarısını taliban yapmadı mı?Peki bizdeki bazı gazeteler talibana sempati beslemiyor mu?Peki, daha geçenlerde taliban Türk konvoyuna saldırmadı mı?Bu sevgili “müslüman taliban, emperyalist amerikaya karşı” gazeteleri olay ile ilgili yorum yaptı mı?Aynı sessizliği bir kere daha hatırlıyorum, bunlar dindar çocuklar diye pohpohlanan türk hizbullahı, örtülü bir gazeteciyi kaçırıp kesince yine sus pus olmuştu aynı yazarlar.Dilipak’ı da pek bir severim, işine gelmeyen konuda tek kelime etmemek için on takla atar, ama Engin Ardıç daha iyidir, dün solcu, sabah liberal akşam akpci, hadi bakalım rüzgar nereden eserse…
Bu başkasını ağzından söylenmiş söz ifade eder. Manası Türkiye cumhuriyeti demokratik olmadığı kadar Osmanlı Devleti Şeriat devleti değildir şeklindedir. İki cümlede birbirinin aynı manaya gelir. Buna söz yanılgısı diyebiliriz. Kimi zaman iki kişi tartışırken görürsünüz, birisi”Bu olay şu şekilde olabilir”diğeri;”bu olay şu şekilde olmayabilir”der fakat ikisi de aslında aynı şeyi ifade etmelerine rağmen anlaşamazlar. Buna benzedi durumun.*-*-*-*-*-*-*-*-*Çevremde zaman zaman seven insanlar olsa da Dilipak’ı pek sevmem aslında, hatta ilk defa bir yazısını zevkle okudum diyebilirim. Sıkıyor beni. İçimi bunaltıyor. Engin Ardıç için en güzel yorumu da Cevval Portakal yaptı bence :)İlla bir şeyci olmak şart mı. Yani Engin Ardıç bir şeyci değildir. Sadece aykırı şeyleri ifade etmeyi seven bir gerçekçi. Bu onu yanlız bırakan bir huy ama o da böyle biri işte.Hayatta illa bir şeyci olmak bir şeylere cephe almak mı gerekiyor. Engin Ardıç sadece gözlemlerini aktarıyor, kocaman mantıkî eksikliklerini görmeden insanlara üstten bakan, bir ideolojini peşinde “doğru yanlış” ayırmadan koşan, kovalayanların, arkada bıraktıkları kocaman açıkları gösteriyor yani ipliğini pazara çıkarıyor.Bazen bu pazara çıkan iplikler AKPcinin işine gelir, bazen Solcunun. Bazen de sadece kendi işine geleni yazar, küfür eder geçersin, kafaya neden takıyosun.Şeriat; “kurallar” demektir. Allahın insanlara uyması için tebliğ ettiği kurallar. Bu kurallara uygun yaşayan kendi devletini kurmuş olur.Taliban, kimi müslümanlara hoş görünebilir. Onlar talibanı hiç görmüşler mi ki hayatlarında? Ya da hitler kimi milliyetçilere hoş gelir, kitaplarını alır okurlar. En az taliban kadar gaddar Bush dahi kimilerine “Ay ne kadar demokratik ne kadar özgürlükçü” diye yorumlanabilir. Bak 100 milyon amerikalı hala bayılıyor adama.Ee koministler de Stalin ve lenine toz kondurmak istemezler. Mao’ya laf söyleyenlere, kızanlar da bulunur etrafta. Yahu japon imparatoruna bile muhabbet besleyen vardır bu diyarda. Sırf japon diye.Kimse kendi tarafından olan birinin yaptığı yanlışları, karşısındaki karşısında kabul etmek istemez. Mevzu budur.Şeriat devleti olabilir mi olamaz mı, bunlar derin mevzular. Önce şeriat nedir neleri kapsar neye göre tesis edilir nasıl hüküm verilir, iyice bilmen gerekir. Sonra verirsin hükmünü şeriat devleti olur mu olmazmı diye.