Cyrano’nun başarılı blogunu okurken kafamda canlanıverdi anılar…
2. dünya savaşı filmleri geldi aklıma, sonra birden bu şarkıyı hatırladım.Lili Marleen.
Hans adında bir Alman köylüsünün aşkı olan Lili, aslında bir bakkalın kızıdır.1915 yılında Hans Leip, şiirin yazarı, aşkından mecburen ayrılarak Rusya cephesine gider.Orada da bir başka hatun dan, gizemli bir şekilde kaybettiği hemşire Marleen’den etkilenir.
Hans Leip in bu şiiri; 1938’de zaten meşhur bir besteci olan Norbert Schultze’nin elinde bestelenmiş. Schultze politik marşlar, besteler yapıyormuş o dönemde.. ( yine de şahlanıyor aman…)
Nasyonel-Sosyalist Parti Genel Sekreteri Joseph Goebbels, Schultze den milleti gaza getirecek bişiler istemiş.Bu yüzden de Lili Marlene’i hiç beğenmemiş.Ancak şarkı Almanya da yasaklanana kadar 700 bin satmış.
Daha sonra Belgrad Ordu Radyosunun komutanı Teğmen Karl-Heinz Reintgen bu şarkının Lale Andersen versiyonunu 18 Agustos 1941’de Afrika birliklerine dinletmiş.Şarkıyı duyan General Rommel hasta olmuş ve tekrar yayınlanması için izin çıkartmış.Şarkı bir anda Alman ordusunun 1 numaralı propaganda malzemesi haline gelmiş.Her gün yayında son şarkı olarak 9.55’te çalınırmış.
Şarkıyı duyan İngiliz birlikleri çok beğenmişler ve kendileri de Alman radyosunda bu şarkıyı dinlemeye başlamışlar.Öyleki 9.55’te herkes ateşkes yapar, şarkıyı dinler olmuş.Bir süre sonra İngilizce olarak söz yazarak Anne Sheldon’ın yorumu ile bütün askeri birimlerde dinlemeye başlamışlar.
Şarkı savaşın “unofficial anthem” i olmuş.Bu güne kadar 48 dilde söylenmiş.Türkçesi var mı bilemiyorum, bulamadım.
Şarkının popülerliği aşkın evrenselliği ile açıklanıyor. Lale Andersen’a ” bu şarkıdaki özel şey ne ” diye sorulduğunda ” doğal bir afetin oluşumu gibi, açıklanamaz” diyor.
Benim tüylerimi hala diken diken ediyor…
Marlene Dietrichversiyonu (700k)
5.Panzer Birliğiversiyonu (272k) favorim
Anne Sheltonversiyonu (326k) ingilizce
ve
Lucy Mannheim versiyonu (339k) anti-Hitler
yorumlar
çatlasın:)) Güser olmuş
Ahmet Kaya’nin “zagreb radyosunda lili marlen turkusu” seklinde sozleri olan bi sarkisi vardi onu hatirladim simdi, cok da guzel bi sarkiydi…
surda tum sozleri var
ama red gerçekten iyi bir çalışma seninkisi de. tebrikler.
bende kıskandım şimdi gidip ücralarda kimse var mı diye bir bakayım.:)
panzerin birliğinin favori olması normaldir… ama shelton’unki de yabana atılmaz.
Head, benden önce davranmış ve Ahmet Kaya’nın söylediği o şarkıyı hatırlatmış.
“Akşam olur mektuplar hasretlik söyler
zagrep radyosunda Lili Marlen türküsü
siperden sipere ateş tokuşturanlar
karanlıkta dem tutar İshak kuşu…”
diye gider ve ben hep bu Lili Marlen ne diye merak etmişimdir.Sağol red:)…
Şiir Attila İlhan’ındır… söylemeden edemedim!
“Önce dişlerimiz döküldü
Sonra saçlarımız
Ardından birer birer arkadaşlarımız
Şu canım dünyanın orta yerinde
Bir başına yapayalnız
Kırılmış kolumuz kanadımız
Tatlı canımızdan usanmışız.”
benimde ilk aklıma gelen Ahmet kayanın şarkısı oldu…
zaten ahmet kayanın bütün şarkıları öğrenci evimizden hiç eksik olmamıştı…
Bunları hatırlamak bile güzel…
Redstar, serhus, numb, hepinize teşekkür…
“Sana boncuktan kuş yaptım, konacak pencere” bu şarkı da vardı o albümde heralde o zaman.babamın çalıştırdığı futbol takımıyla abant ta kamp yapıyorduk.3 tane kaset vardı. zeki-metin geceler, bu ahmet kaya ve benim queen nasıl sentez ama..
sayende sabah akşam dinlediğimiz ahmet kaya’nın bu şarkısını öğrenmiş olduk…
Zeki- Metin Geceler, Beyoğlu – Beyoğlu ezberlemiştim artık bir zamanlar. Ahh anılarım canlandı. Aynı zamanlarda Ahmet Kaya’dan Olmasaydı sonumuz böyle, Yağmur çiseliyor …falan..İnsan bir anda seneler öncesine nasıl gidiyor, ya bir şarkıyla bazende kokuyla.
Burada..