…Öyle bir zamanda gelip girdin ki hayatıma, ortancalar mevsim değiştirmeye hazırlanıyordu.Ellerinde beş çocuğun izleri vardı.Uzaktan baktım sana: Sanki ortancalar dahi, o an kızardı.Öyle bir zamanda geçip gidiyordun ki hayatımdan; seninle birlikte beş çocuğun hayali de ardınsıra yitip gitmeyi seçiyordu.Farketmiyordun…… Bense hep kalıyor, elimde bir sepet dünya, hep çınarlara duruyordum.bu bir pilli patisözüdür!Önemli: Dinlemeye başlamadan önce ses ayarlarınızı maksimuma çıkarın. Ayrıca belki dinlerken okumak da istersiniz. Ne ki hiç? Okudukça da “merak edip araştırmak” dileyebilirsiniz. Araştırırken şaşırmayın. Onlar her yerdeler. Sadece bakın ve görün.
yorumlar
çok hoş.eline sağlık.
-what do you want?-to feel.-find the forest .
mavinin her tonuna nerelerde dem vurmuş thing ?
Resimde onnupro .Birtek çok koyu mavi yok oda copyscape’de iyi bakarsan.:) Thing okuduğunda öyle hissetmişse bunu sorgulayamazsın onnupro. Ciddiyim 2.de
mavinin her tonuna dem vuran bir yazı demiş.. resim dememiş avalianc..dersen ki yazıyla resmi etkileştirip, ikisini bir potada idrak ettim, o zaman olur.ayrıca sorum thing e idi.
Diyelim ki gözlerim görmüyor, neyleyim kokusu olmayan çiçeği…
Ben hala yeni filiz veren rokalardayım..
Sevgili thing yoksa astigmat mı?hem yorumu görüyor olmalısın yazıyı değil;)
estetiğin koku olmadan devinimi çaresiz bir hissiyattır. koku önemlidir. hoşgeldin pibek.
…
Puella koku önemlidir, Bütünleyicidir..Sana bir sır vereyim, gözlerine kapat ve kokusunu bildiğin bir çiçeğin burnunun dibinde olduğunu düşün, inan taptaze kokusunu alacaksın..
bakıııııııııııp geçmek, giderken………!p.pati…neden hep ulaşıyor bu yazdıkların bana? ıska olmaksızın…
her ne kadar bu tarz yazılardan birşey anlamayan bir odun olsam da ( bir ilk olarak ) bu yazıyı manasızca sevdiğimi belirtmek isterim.sebep ortancalar da olabilir aerosmith de pilli pati de.bir şekilde sevdim.
manson, senin derinliğin bu 3 şeyi de sevebilme nedenindir:)
mavinin her tonuna nerede dem vurmuş yazar diye soran onnupro da sanırım sanattan anlama konusunda benimle aynı kulvarda.
ne güzel
aynı yöne koştuğumuz aşikarda manson, mavinin hangi tonlarına dem nerede vurulmuş, anlayamadım ben..yazıda mavi kelimesi geçmezken, hemide her tonuna dem vurulunca, ulan dedim bende mi var bi ayarsızlık
bazı şeyler anlatılmaz yaşanır diyerek kaçamak ve sanatsal bir yaklaşımla pilli pati kovalamadan ayrılıyorum blogdan.
bence ortanca olduğu için seçmiştir..
🙂
geciktim yorumlarınıza yine, bitmeyen işler yüzünden! (şair der ya hani)ne ise, geç olsun güç olmasın, diyeceğim…@avalianch, yazıdan kendi payına düşeni yansıtmış. nasıl ki “Jaded” adlı parçanın video klip senaryosunu yazanlar, ‘sıkılıyorsan ve bunalıyorsan doğaya dön. yeniden hissedip, kendini bulacaksın’ mesajı veriyorlar; o da kapmış oradan davayı…mavinin tonunu, varlığını yokluğunu ve hatta manasını kurcalayan @thing ve @onnupro da aslında blogu yayımladıktan sonra bahsetmeyi düşündüğüm konuyu biraz ucundan çekiştirmişler. iyi de olmuş. ben de tabii yazının hüznünü ortaya koyan anlamıyla parçada geçen “baby blue” ifadesini gün yüzüne daha sonra çıkarmayı düşünmekteydim… yeri burasıymış. ingilizcede “blue” – “blues” hüzün, kırgınlık, mutsuzluk ifadeleri ile el ele dolaşır. fotoğrafın sebepli seçilmesi de ondandır. yalnız ne gariptir ki; mavi ortancaya rengini veren de asitli topraklardır. doğa bir nevi asidini (sıkıntısını), mavi ortancalara yüklüyor demek…@makaleci ve @deja, belki yazdıklarımdan size geçen hisler aslında yazıyı okurken sizin bizzat okuduklarınıza yüklediğiniz manalar da olabilir. kendi içinizden geçenler neden size yabancı dursun ki? misal rokalar, @deja… umarsız yazı‘da da bahsetmiştik, rokalar kime ne ifade ediyorsa o manaya bürüneceklerdir bir süre sonra…@manson, sanırım klipteki insan ormanı ile kareografisi kurgulanan absürd sanattı seni bu yazıda tutan. biraz da vintage görüntülerin olması sanki…@pbk ve @puella, koku mevzuuna değinmişler, ne güzel. şurada ortanca kokusunun çok yoğun olmamakla birlikte mum ve sabunlarda kullanıldığından bahsedilmiş. şehir ortamında artık çiçek kokularının bile yoğun olamayışı ne düşündürücü değil mi? mum ve sabunlara kaldık yani…@morfik, “sepet sepet yumurta – sakın beni unutma” tekerlemesi misali dünya da kendi yükünü habire anımsatıyor bana. :)son olarak, naif tavrıyla yazıya beyaz papatyalarla gelen @fevkul bey’e de teşekkürlerimi sunuyorum.
pilli pati, bu kadar yaklaşacağını tahmin etmemiştim. :))
sevgileri yarınlara bıraktınız çekingen, tutuk, saygın..
gırla yorum olduğu halde sayısının sıfır görünmesi tuhaf…
sistemde bir hata vardı sanırım. şimdi düzelmiş @kayvenk 🙂
Tek ayağı kırık pianoda bilekleri bağlı bir pianistilk bakışta tablo pesimistzamanla notalara bırakıyor kendini bir seyircipianonun 4. ayağı olduğunu düşlerken
ortancalar dünyasında bu çiçekler hakkında birkaç özel bilgi var. paylaşayım istedim.
çok iç açıcı bir site:) sağol p.pati….