viral marketing demişken burger king’in yeni olayından da bahsetmek isterim. marketing türkiye’nin aralık sayısında şöyle bir haber var: burger king, restoranların üzerine büyük bulaşık süngeri bob maskotları yerleştirmiş. ancak birden tüm eyaletlerden maskotların çalındığı haberleri gelmeye başlamış. google’da arama yapıldığında da birsürü sonuç çıkıyor. acaba gerçekten bir gerilla pazarlama taktiği mi yoksa bu amerikalılar gerçekten bi acayip mi?
yorumlar
Ikisi de.Simdi niye ikisi de diye soranlar cikar; hemen kisisel dusuncelerimle aciklayayim:1) Amerikan insani -en azindan Turk insanina gore- gariptir, cunku- Bu adamlar, ‘mall’ dedikleri buyukce alisveris merkezlerinde, cikisi gosteren ‘exit’ yazisi yesilden farkli bir renkte olursa, cikisi bulamiyorlar. Oysa ki, Turk insani her zaman icin neyin dogrultusunda gidecegini bilir. Bu biir.- Yine bu adamlar, uc basamakli 10 sayiyi kagida yazarak toplamayi beceremiyorlar. Sahsen, muhendis olmus bir denegin onunde gerceklestirdigim toplama isleminin akabinde, sahsin ‘Vat da fak?’, ‘Holi sit’ ve ‘Yur e ciniıs’ tepkilerini almisligim vardir. Bu ikii.- Ayni adamlar, ‘fast food’ restoranlarinda ‘refill’ (=icecek tazeleme) ucretsiz olmasina ragmen, inatla gider en buyuk boy bardagi alir, icecegin de yarisini icip birakirlar. Oysa Turk insani en ufak boy bardagi satin alir, bir bardak yiyecegiyle icer (biliriz ki Turk insani yiyecegiyle icecegini ayni anda bitirmeye her zaman muvaffak olur), bir bardak ustune keyif icin icer, bir bardak da cikmadan doldurur, yolda icer. Bardagi da atmaz; bir dahaki gelisinde icer. Bu uuc.Simdi bakiyoruz; bu adamlar ne sayi saymayi biliyor, ne bos bos gezinmeyi, ne de yiyip icmeyi. Garip olmadiklarini kimse soyleyemez. Ustelik cogu hem kel, hem fodul, hem de ebleh; ama bunlarin sebebini baska bir zaman anlatacagim.2) Pazarlama taktigi konusuna gelince; olmamasi icin bir sebep goremiyorum. En azindan, olayda herhangi bir duygu somurusu mevcut degil. Kendi kendilerine takilmis adamlar. Ha, o maskotun annesi ve babasiyla ilgili ilginc aciklamalar ortaya atilir; o zaman bozulurum.
Dogrusu cevap yazmayacaktim ama dayanamadim. Artik yurt disina gitmek kolay olmasindan dolayi, avrupa gormus ABD gormus insanlarin ettigi lakirdilarin benzeri bu da. ‘Soyle aptallar, boyle aptallar, turk insani soyle zeki, boyle kurnaz..’ Gariptir demissin ama verdigin orneklerin hic biri garip gelmiyor bana. Acikcasi ne demek istedigin bariz. Fakat bir kac sey var soyleyecegim.– Bu adamlar, ‘mall’ dedikleri buyukce alisveris merkezlerinde, cikisi gosteren ‘exit’ yazisi yesilden farkli bir renkte olursa, cikisi bulamiyorlar. Oysa ki, Turk insani her zaman icin neyin dogrultusunda gidecegini bilir. Bu biir.Masallah baya iyi biliyorlar. En kucuk yanginda dahi insanlarin bogulmasinin nedeni elleriyle koyduklari gibi bulabilmeleri herhalde o cikislari. Bu arada cikis lambalarinin Yesil olmasinin nedeni yesil’in gorulmesinin rahat olmasidir. Karanlikta, dumanli ortamda vs. yesil diger renklere gore daha dikkat cekicidir. ABD’de ve de avrupa’da o kadar yaygin ki yesil renkteki cikis yazisi, insanlarin ‘stimulus’ (uyarici?) olarak kendilerine EXIT yazisi yerine Yesil rengini secmis olmalari cok muhtemel.Ayrica o yazi olmadiginda en az Turk’ler kadar cikisi bulabileceklerinden eminim. Ben asil bu noktada Turk’lerin de her tarafta yesil EXIT lambasi oldugu halde depo’da dolastiklarini dusunurum ki asil garip olan, o yaziya dikkat etmeyenlerdir.– Yine bu adamlar, uc basamakli 10 sayiyi kagida yazarak toplamayi beceremiyorlar. Sahsen, muhendis olmus bir denegin onunde gerceklestirdigim toplama isleminin akabinde, sahsin ‘Vat da fak?’, ‘Holi sit’ ve ‘Yur e ciniıs’ tepkilerini almisligim vardir. Bu ikii.Bu onerinden bizim de istatistik konusundaki basarimizin gozler onune serilmesi gerekiyor saniyorum. Neyse o bir tarafa, baska istatistiklere bakalim. Turkiye’de birak 3 haneli 10 rakami toplamayi, okuma yazma bilen orani toplam nufusun 85%’ine gore alinmis (15 yaz uzeri) tahmini rakam’i erkeklerde 94%, bayanlarda 73%. Peki bu rakam ABD’de nasil? nufusun 97%’ine gore erkeklerde de bayanlarda da 97%. (kaynak: cia world fact book), kaldi ki bu isin matematik ogretimi. Ancak diyebilirsin ki ogrenenler de dogru duzgun ogrenememis. Buradaki nokta ise su bence. Bu ‘vat the fak’ ceken sahis, toplayamiyordan daha cok kagit uzerinde toplayamiyordur. Yoksa eminim bir hesap makinasi ya da bilg. ile bu isi rahatlikla yapabilecektir. Belki de buradaki gosterge adamlarin gariplikten daha ote egitim sistemlerini teknolojiyi kullanmaya yonelik olusturmalaridir. Bu ulkede cogu muhendis daha excel ya da muadili program kullanamiyor, elde 10 tane alt alt sayiyi toplasa kac yazar, toplamasa kac yazar.– Ayni adamlar, ‘fast food’ restoranlarinda ‘refill’ (=icecek tazeleme) ucretsiz olmasina ragmen, inatla gider en buyuk boy bardagi alir, icecegin de yarisini icip birakirlar. Oysa Turk insani en ufak boy bardagi satin alir, bir bardak yiyecegiyle icer (biliriz ki Turk insani yiyecegiyle icecegini ayni anda bitirmeye her zaman muvaffak olur), bir bardak ustune keyif icin icer, bir bardak da cikmadan doldurur, yolda icer. Bardagi da atmaz; bir dahaki gelisinde icer. Bu uuc.Biz buna biraz da kapitalizm diyoruz. Bir amerikali hizmet/urun aldiktan sonra ‘ne kadar odemesi gerektigini’ sorar, bir Turk (ya da kapitalizm kulturune alismamiz bir ulkenin evladi) ise ‘para odeyip odemeyecegini’. Bu aradaki nuans dedigin ornegi acikliyor. Hatta turk lerin, ya da bu yapilan seye de ‘abuse’ diyorlar ki sen daha iyi bilirsin ne demek oldugunu.Niyetim tartisma yaratmak degil, ayrica ABD’lileri de Turk’lerden daha cok sevdigim felan da yok. Benim icin kendi milletimin evladi her zaman daha onceliklidir. Ancak dedigim gibi bu ‘masturbasyon’un beni yeterince rahatsiz ettigini, ve ilerlemek yolunda gosterecegimiz cabalara darbe vurdugunu, acikcasi cok da hizla yayildigini gordugumden dolayi bunlari yazdim. Kabul etmeliyiz ki bu adamlar bizden gercekten iyiler. Bu farki kapatmak icinde caba gostermemiz gerekiyor, reklamdaki 8-10 yaslarindaki cocugun bile anladigi gibi, cok calismamiz gerekiyor cok…Oh lord! would buy me a mercedes benz.
bence çalıştığı yerde devamlı kavga ettiği eleman kaçırmış olmalı 🙂
Hah, ne de guzel anlamissin bak demek istediklerimi; ama ‘ironi’ olmasi gozunden kacmis olacak.Soyle ki;- Evet, yesil rengin bir anlami var. Hatta, ne de guzel ki, adamlar bir duzene sahipler. Tabelanin her yerde ayni bicimde olmasini saglayabilmisler. Oysa bizde boyle bir duzene pek sik rastlanmiyor.- Senin de dedigini gibi, sahis, islemi hesap makinesi kullanarak hesaplamaya calisiyordu. Burada da, adamlarin teknolojiyle ne kadar ‘fazla’ butunlesik olduklarini anlatmak istemistim. Onumuzdeki masada hesap makinesi vardi; O, hesap makinesini alip hesaplamaya calisirken, benim de icimden geldi, aldim kagidi-kalemi, hesaplamaya basladim. Dedigim/dedigin gibi, teknolojiyi kullanmayi ogreniyorlar, hayatlarini teknolojiyle birlestiriyorlar; bu iyi. Ama bu durum, boylesine basit bir isi de gozlerinde buyutmelerine sebep oluyor; bu kotu (Hangisi ne derece ‘faydali’, bunun ucunu acik birakiyorum). Yani, anlattigim sey, Onlarin teknolojiyi kullandigi; bizim ise bu konuda biraz yaya kalma durumumuz.- Refill konusuna gelince; kabul edersin ki, benim orada Turklerin yaptigi hareketi ovdugum yok; bilakis, ne kadar yogun bir ‘abuse’ sevgisiyle yasadigimizi anlatiyorum. En basitce anlasilabilecek olani buydu.Velhasilikelam, yakalanacak anlamlari pek ala yakalamissin ve fakat ironi olabilecegi hic aklina gelmemis. Konuya hemen bir ‘masturbasyonmus’ gozuyle bakman, vizyonunu daraltmis sanirim. Ama bunun da suclusu sen degilsin; gercekten ortada dolasan sacma sapan fazlaca soylenti var. Insanda refleks olusuyor haliyle.Tek noktada sana tam olarak katiliyorum diyemeyecegim; o da ‘adamlarin bizden gercekten iyi olusu’. Adamlar bizden iyi demek hatali olabilir, zira ‘konu’ belirtilmemis. Her konuda bizden iyi olduklarini dusunmuyorum. Fakat bunu tartismanin yeri de bu blogun alti degil. Konuyu fazla dagitmayalim.
`: “Ha, o maskotun annesi ve babasiyla ilgili ilginc aciklamalar ortaya atilir; o zaman bozulurum.”tanıyorum ben o aileyi. pırlanta gibi insanlar. kıçıkırık bir pazarlama taktiği ile bu sevgimi zedeleyemez hiç bir amerikalı.bob’umuzu geri istiyoruz!
mon cul
burger king ödül koydu temennimiz çok geç olmadan bulunmaları.(out of stock!)
bir sürü amerikalı hikayesi dinledikten sonra bushun tekrar seçilmesi onlar hakkında iyi bir laf edilmesini sindirebilme seviyemi kesinlikle en aşağılara indirdi.ayrıca kesinlike ne kadar düzenli olursa olsun eğitim sistemleri bir garip. bizim neredeyse okuma yazmayla beraber öğrendiğimiz A noktasından saatte 20 km hızla hareket eden bir araç ile B noktasından … diye başlayıp devam eden soru öbeği maalesef onlarda lise müfredatın gösteriliyor ki bence bu nedenle tuvaletin yolunu bile bulmaları bir tesadüf sonucudur…(oh be bitti)3ten fazla…
Sanki bizim baskanimiz einstein. Kaldiki olaya ABD’li gozunden bakildiginda Bush hic de fena bir baskan sayilmaz. Evet biz sevmeyebiliriz ama zaten onun kaygisi da bize kendini sevdirmek degil ki. Bir sey yapiyorsa da kendi ulkesi icin yapiyor, sonu ne olur bilinmez. Ancak bizimki gibi goz gore gore kendi topragini gozden cikarmiyor, sonra da gecip bayram yapmiyor.Oh lord! would buy me a mercedes benz.
konu sanırım benden önce plasticwings‘de bahsedilmiş. orda başka detaylar da var. himm..bakıyoruz hayır daha sonra. ama olsun orda başka detaylar da var. gidin görün güzel site:)
tayyip seçimlerden yüzde kaç oy almıştı? (hatırlatayım 42.9)ayrıca niyetim de sidik yarışı yapmak değil. sonuçta adamlar fezaya gezmeye gidiyor, biz hala ülkenin diğer ucuna gidemiyoruz…
3ten fazla…
İstanbul,benim kırılgan elmasım, emsalsiz sırdaş,ikonsevgilim,dertmi oldu şimdiseni özlemek,hatırdan mıydı yanında olmak,yedi basamaklı yüksek dağım,az kaldı,konarım belki sabah vakti,beni hep beklediğinkonaktepesine..
Polisin zamanında müdahale edememesi yol açtı bu rezilliğe.hastaneden rapor isterim.