Bir süre önce BODIES… The Exhibition diye bir şeye denk gelmiştim. Hadise şu: İnsan cesetlerini özel tekniklerle mumyalıyorlar, derisiz [yani kas ve/veya iskelet sistemleri görünür] halde, çeşitli pozlarda “dondurup” sergiliyorlar.Çılgın Alman doktor Gunther von Hagens’in başının altından çıkmış bu fikir, çok kısa sürede ABD, Japonya, Güney Kore ve Çin’de hayli yayıldı. Milyonlarca insan gelip çeşitli pozlarda dondurulmuş kadavralara bakıp, sergilere milyonlarca dolar para bırakıyor.Etiktir değildir bir ton tartışması döndü bir çok çevrede. Birileri çıktı “Spastiklerin cesetlerini kullanıyolar!” benzeri abuk subuk argümanlar attı ortaya, biri dedi “İnsanlığımdan utanıyorum” falan.. Diğer taraftan yeterince meraklı bir kitle de ‘Yau.. son derece rahatsızlık verici ama gözlerimi de alamıyorum?’ gibisinden yorumlarla katıldı tartışmalara.Şimdi bu etiktir, değildir, ıvır zıvır bunlardan bahsetmeyeceğim.Ancak ‘bu işte güzel para var’ diyerek ortaya çıkan projelerin -ki bu işte hakkaten güzel para var, 200 milyon dolar ciro yapmış bile Günther amca şimdiden- tek bir tanesini bile es geçmeyen Çinli yecüc-mecüc kardeşlerimizin, bu sektöre de aniden el attıklarını öğrenmiş bulundum bugün, tam da şurdan.”Çin koca memleket, kim neresini kontrol edecek” düsturundan hareketle, şimdiden bir kısmı üniversite üyelerinden, bir kısmı özel girişimcilerden oluşan 10 dan fazla “Mumya Fabrikası” türemiş Çin’de.Günther beyin kendi atölyesinin ürettiğinden çok daha ucuza ve çok daha hızlı [üretim bandı mantığıyla bisürü çinliyi çalıştırarak tabii] üretim yapan bu ‘fabrika’lara kızıyor adam tabi, ‘fiyat kırıyorlar’ diye ancak, ne Çin hükümetinin yayınladığı kararnameler pek bir işe yarıyor, ne de Günther efendinin feveranları, Japonyaya, Kore’ye, her tarafa çin’den mumyalanmış insanlar gidiyor.
yorumlar
videodrome adlı filmde işkence sahnelerini çok vahşi ve iğrenç buldukları halde izlemekten kendini alıkoyamayan insanlar vardı. insan doğası gereği garip bir canlı olduğu için sergileyenleri veya böyle birşeyi görmeye gidenleri kınamadan es geçersek, (ki geçmeden orda sergilenenlerin fındık içi değil, insan içi olduğunu belirtip bir tiksinti uyandırayım bari) yeryüzündeki herşeyin aynen kopyasını yapan çinliler bunu bile seri üretime geçirmeyi nasıl başarmışlar yahu? 8 trilyon çinli olsa ve günde 3 milyarı ölse bile nasıl bir mantıktır bu, nasıl bir organize olma yeteneğidir, vay ki vay.
bu mumyalara bakmanın neresi anormal? anatomik bi’ eser işte; bakarım. ama bir insan neden ölü bedeninin sergilenmesini ister? para için mi ya da ne bileyim sanat için bi’ şeyler de benden feda olsun isteği mi? ne dönüyor orada, merak ediyorum gerçekten.
şahsen beni mumyalayacaklarsa şeklim şemalim yerinde olsun, ilelebet payidar kalayım isterim ama, bir noktada “sanata canım feda” anlayışı hakim olabilir burada.tabii insanların aslında sanat nesnesi olmayı değil de “bilimsel araştırmalarda kullanılmayı” isteyerek cesetlerini bağışlamış olmaları da bir olasılık. günthercan da “işte gençlere anatomi filan öğretiyoruz ehheh” kisvesi altında kadavraları kullanmış olabilir.
hadisenin rahatsızlık verici bir tarafı yok da, bu insan evlatları plastination dedikleri süreci nasıl serileştirmiş onu anlayamadım? ayrıca maksat sergilemekse ne lüzumu var, “her eve bir body plastinate” diye mi pazarlayacaklarmış defolu ürün çıkarsa banttan? aslında ilginç olabilirdi.
çok ilginç yaf. “neler çıkacak daha” diyor insan (babannem misali) böyle şeyleri gördükçe.şöyle bir baktığımda ürkütücü gelmiyor bana.ama kendi vücudumu o halde,derim soyulurken düşündüğümde içim kalkıyor.işte burda da kalasik “kendine yapılmasını istemediğin birşeyi başkasına yapma” mantığı ortaya çıkıyor.o bedenlerin sahipleri ruhlar da istemezdi belki de sergilenmeyi.belkide hep ordalar o ruhlar.müzenin bekçisini geceleri korkutuyorlar,müzeye gelenlerin rüyalarına giriyorlar…vay beah ne güzel korku filmi senaryosu çıktı işte…
sanırım plastination’ı serileştirmekten ziyade, işlem hacmini artırmışlar :)çin’de kadavra bulmak gibi bir problem yok nasılsa, saati 0.2 sente çalışacak adam da bulmak kolay, gerisi sadece organizasyona kalmış.her gün 10 tane kadavra gelse, ilk plastination tamamlandıktan sonra günde 10 vücut çıkar işte.plastinaton fabrikalarında çalışan işçilerin günlük hayatlarını ruh hallerini filan merak ediyorum ben esasen.
Bilemiyorum, üretim bandı deyince kafamda canlanan başka türlü oldu, tavuk biçme bandını görmüş olmakla ilgili olabilir. Bir anatomistin yaptığı işi, 0.2 sente çalışan adamın hatasız yapmasını sağlamak konusundaki azmi takdir ettim bir daha okuyunca, nasıl bir aşktır. İşin getirisi ve bağış sistemini düşününce, hadisenin organ naklindeki gibi sakatlaşması ihtimali ürkütücü. Gerçi hadisenin neresi düzgündür o da ayrı konu.
“bu adamlar ne yapıyor” diye bilmek isterseniz bu video sizi tatmin edebilir.
bu cilgin alman in zati en iddali olan sergilerinden 1 si beden dunyalari (korperwelten)japonya sergisi sonrasi almanyada ki tartismlar yuzunden america ya tasindi “beynim yaniltmasin”…bu cilgin in kendine taktigi lakap daOlum Cericesikadavralara uyguladigi plastinasyonyonteminide karisi ile birlikte mutfakta icad etmis ve sonrasinda da Uluslararası Plastinasyon Merkezi ni icad etmisne azim adamda ki….
İnsanların otopsi görüntülerini izlerken neden fena olduğunu anlamıyorum. Öldükten sonra ne fark eder ki? Kasaplarda ve sakatatçılarda sergilenen bedenlere ve organlara alışıklarsa hiçbir farlı olmamalı benc. Üstelik otopsi yaptıktan sonra kimseyi de yemiyoruz.
otopsi doktoru bir arkadaşım vardı, ama manyaktı biraz, arızalı oluyor bu tipler sanırım redorak 🙂
ya yerlerse ?
Yine normal. Etobur etoburdur. (Madem yemek için öldürmek mübah, bence insan-hayvan fark etmez)
saçma bir düşünce..
Bu kadarmı tesadüf olur.Bende internette bolca kadavraları inceliyorum.Çünkü tam karar vermedim .Ama büyük olasılıkla kadavra adayı olmayı düşünüyorum.Tıp öğrencilerine yaralı olabilme adına.