1.Perde…‘Gözlerim donuyor yalnızlıktan.’Neden, nasıl söylediğini bilmiyordu bu cümleyi. Kahretsin sesli söyledim dedi içinden.Bu sefer içinden söylemeyi becermişti ama asıl cümle bu olmamalıydı.Rezil olup olmadığına bakmanın anlamı var mıydı bilmiyordu ama içinden dua ederek ve hiç de öyle bir cümle sarf etmemiş edası ne kadar verilebilirse, işte o da çevresine şöyle bir bakıverdi.Tam o sırada gözlerinin donup kaldığı kadın, ah o eski tarih, fırladı dosyalardan önünü düşüverdi. ‘Neden buradayım? Ne kötü tesadüf!’ bakışlarını çevirdi.Daha fazla ne ateşe bakabilirdi, ne okyanusa. Kendini buzlarla kaplı bir mekanda kapana sıkışmış hissetmenin dahi bundan daha iyi olacağını düşündü, düşündü.Düş olmasını istedi. Bir zamanlar düştü. Düşmeden önceydi.
——-2. perde….Hayatımda bir perde. Esintiden bir kalıntı…Z- Ne değişecek?Y- Belki hiçbirşey.Sustu. Bu yanıtın anlamlarını ve açılımlarını düşünmesini bekliyordu. Ardından ekledi:Y-Hazır mısın?Z- Neye hazır mıyım?Y-Neye olabilir?Bazen rüzgarlar farklıdır. Her zamankinden farklıdır. Taşın toprağın rengi farklıdır. Uzun uzun yıllar asırlar geçer, hatırlarsın.
Durdu bir an. Yutkundu. Yutamadıklarını yutmak için verilmiş bir mola gibiydi.Midene yumruk yersin bir sözle, sonra dön o yemeği ye ya da dök. Ya da, ya da sonrasında o yemeği gelir de başkası yerse umurunda olur mu?
—-3. perde…Y- Neyin zamanı bu?Z- Belki de zamansızlığın.Acı bir gülümseme geldi geçti gözlerinin kenarından. Sonra o elalı bakış uzaklara dalmışken, gözlerini o noktadan ayırmadan konuşmaya devam etti:‘Bazen nasıldır biliyor musun, zincir var mıdır bilemediğin anlar olur ya da iç sesini duyamadığın. İşte o anlar beni kimsesiz kalmaktan daha çok korkutur.O yana ya da bu yana gidemezsin. Duy-a-mamak çok kötüdür üstadım. Duyduğunda tesellin olur, taş basarsın. Ama duyamazsan, midendeki taşı çıkartıp yiyebilmen için…Y, ‘Motivasyona ihtiyaç duyarsın.’ diyerek sözünü kesti.Z- Tam olarak öyle değil. Motivasyon içten gelir dıştan değil.Y, ‘İyi ben de dışarıdan geldim işte.’ diye ekledi, afacan bir gülümsemeyle…Z, ‘Deli öyle değil.’ dedi gülümseyerek.Arkadaşının ona takıldığını ve biraz da havayı dağıtmak istediğini biliyordu.Pencerenin kenarına gelip, öylesine dışarı bakan Z derinden bir offf çekti. ‘Kafamı bir süreliğine sana versem, şu sıra bana çok arıza çıkartıyor. Vallahi, bu beni rahatlatır. Derman olur.Ayrıntıcı kimlik ben, yoruldum kendimden. Ben tatile çıkıyorum. Kafam sen de kalsın.(Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)