Kadın, martının, içini gıcıklayan çığlığıyla uyandı o sabah..Sinirlendi, doğa da bir yere kadardı..Doğal yaşamanın da, bir sonu olmalıydı..Atıştırma şeklinde kahvaltısını yaptıktan sonra, koşmak üzere, evinin arkasındaki ormana doğru yola çıktı..Hava, serin olmakla birlikte, sabah güneşi yüzünü yakıyordu, ama o önlemini alıp güneş koruyucusunu, evden çıkmadan 20 dakika kadar evvel, sürmüştü..Aslında o daha önce, cilde zarar vermeyen yıkama jeliyle yüzünü de yıkamıştı ki, bu konuda detaya girmesine gerek yoktu, girince çıkamayacağını biliyordu..Çevreyi çok iyi tanımadığı için, herzaman izlediği yolun dışına çıkmak istemedi.Aklında, bin bir düşünce ile hafif adımlarla ilerlerken, bütün sıkıntı ve hüzünlerin, yeni icat edilmiş bir kremle giderilebilir olmasını düşündü ve gülümsedi..O an ülkesi geldi aklına, orman, genelde, gazetelere haber olan, bir sürü tecavüzcülerle doluydu..Oysa, şu an rahat olmaması için bir sebebi yoktu..Derken, tam arkasın da, garip bir hışırtı duydu,
– Hadi, canım dedi, kendi kendine.. O an anneannesinin bir kaç cümlesi geldi aklına..