bildirgec.org

zamanıdır..

thelaw | 30 January 2003 14:06

Dokunduğun herşey kırıldığında, yapıştırmaya çalıştıkça küçülünce parçalar, sende bir hata vardır… En iyi öğretmendir ateş derler, bir kere dokunur, öğrenirsin. Öğrenmedin mi sen hala? Neden yakıyorsun hala ellerini? Neden uyumuyorsun geceleri? Neden kolayına kaçmıyorsun?

Birkaç gün sürer, sonra geçer belki. Çek ellerini ateşten, eksikliği, ellerinin yanmasından iyidir belki. Merhem vardır mutlaka, en azından ellerin için. Anla artık, tavan sıkıldıysa bakışlarından, kül tablan, yastığının yanında yatıyorsa ve acıyorsa yine ellerin her dokunduğunda, dokunma artık…

savaşma

sahip | 30 January 2003 10:58

bir küçük ilan, broşür tadında
savaşma

tek sayı ile kalsın istiyorum aslında, diğer başka sayıları olmasın, yani başka sayılara ihtiyaç olmasın…

olmaz olmaz demeyin…

tamilgerillası | 30 January 2003 00:15

7 ay önce kadıköy iskelesinde, telefonumu çaldırmıştım. tam da güzel bir gece geçirmeyi planlarken. gerçi gece yine güzel geçti ama can sıkıcıydı tabi. bayağı para vermiştim zamanında. kardeşim “ya git karakola başvur. IMEI numarasından buluyorlar” falan dedi. çaldırdığım gün emniyet müdürlüğüne gittim. dedim böyle böyle. memur gayet rahat, “sen cumhuriyet savcılığına başvur, biz buluruz onu” dedi. iyi dedim ben de. gittim cumhuriyet savcılığına başvurdum. dediler ki dilekçe yaz. ben de salaklığımı resmi olarak belgeleyecek şekilde, “şu şu numaralı telefonumu, avanak avanak gezinirken kimliği belirsiz kişi/kişilere kaptırdım. yüce türk adaletinin bulmasını istiyorum” konulu bir dilekçe yazdım, verdim. yasal takip başladı. 1 ay sonra çağırdılar tekrar ifade verdim. olayın nerde ve nasıl olduğunu anlatıp, başsavcıya imzalattım. neyse efendim, ben bu arada boş durmadım bir telefon daha kaptırdım. (o konuya hiç girmek istemiyorum peşinen söyleyeyim.) bundan 2 ay önce tekrar çağırdılar. gittim. “sen böyle bir başvuru mu yaptın” dediler. ewet dedim. “güzel, aferin..yasal olarak takip ediyoruz, metin ol” dediler kısaca. tamam dedim siz takılın.

…ve nihayet pazartesi akşamı, savcılıktan aranmışım. kardeşime “gelsin de alsın telefonunu” demişler. şişli cumhuriyet başsavcılğının dar merdivenlerini 4. kez tırmandım. özel kalem müdürlüğündeki s. hanım’dan telefonu teslim alıp, davadan feragat ettiğimi bildiren belgeyi imzaladım. s. hanım, bir daha kaybetme uğraşamam dedi sanki her şeyi kendisi halletmiş gibi.

telefonum biraz yıpranmış falan ama çalışıyor hâlâ. hani hiç hesapta yokken olur ya bezen bir şey, mutlu olursunuz. bu o işte. şaşkınlığım sürüyor. 🙂