Şimdi aklı başına gelmiş herhalde.Ya hangi açıklama o gece yaşananları haklı çıkartabilir veya affettirebilir ki?İşin komik tarafı -ya da trajik-komik- şu anda çok bilge ve olgun mudur kendileri?
Vay be, nasıl yalıyor tükürdüğünü nasıl çarpıtıyor olayları. Cahil ve bilgisizliğime verin dediği kontrolü onlara bırakmakmış.
Ahmet Kaya’nın eski popülerliği
gelince hemen rahmetli oldu. Ben o günden beri Serdar Ortaç’ın hiçbir şarkısını dinlememe kararı almıştım. Gerçek özür değil bu ve hala da dinlemeyeceğim bu elemanı.
Ser-hus’un tespiti elbette doğru, bu zaten daha acınılacak bir durum yaratıyor beraberinde; Unutulur, Türkiye’nin hafızası zayıftır diye susan adam, birden paniğe kapılıp yine yalan dolu bir kaçamak özür diliyor ve zamanlama her zaman ki gibi hatalı, bu açıklamayı yüreği olan adam aklı başına ilk geldiğinde, rüzgarın yönünün değişmesini beklemeden yapmalıydı. Şöyle ki:
Bugün merak ettim ben mi yanılıyorum diye, arşivden MGD gecesinin görüntülerini çıkarttırdım (Araştırmacı hafifçilik). Olay şöyle gelişiyor, yorumsuz aktarıyorum:
– Ahmet Kaya “Yılın Sanatçısı” ödülünü alkışlar içinde alıp, az sonra linç edileceği cümleyi ödül elinde söylüyor ( belli belirsiz yuhalamalar, belli belirsiz alkışlar). Bu arada üzerinde bir sürü spekülasyon olan cümlenin tarafımdan sizler için yapılmış, tam deşifresi de şöyle “Bu ödülü sadece kendim için değil Cumartesi anneleri ve İnsan hakları derneği için alıyorum, ayrıca bir de duyuru yapmak istiyorum; Kürt asıllı olduğum için, yeni albümümde bir tane Kürtçe şarkı seslendireceğim ve bu şarkıya bir de klip çekeceğim, umarım burada bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncu arkadaşlar vardır, yoksa Türk halkı onlardan hesap sorar”… Sonra hemen ardından “Giderim” şarkısını söylüyor…
– Şarkıyı bitiriyor, salonun en dibinde olan masasına dönüyor… bu arada homurtular var dip masalardan, aralardan bağırışmalar duyuluyor.
Aradan seçebildiğim cümleler şöyle: “Ermeni tohumu”, “sünnetsiz ibne”, “On yılda onbeş milyon genç”, “Gebertin şerefsizi”, “Kürt diye bir şey yok”… Toplumsal infiale mahal vermemek adına, seslerin bir kısmının sahiplerini tahmin etsem de bunun bir tahmin olması nedeniyle, isimlerini yazmıyorum, kalabalıktan görünmüyorlar.
– Serdar Ortaç tam bu sırada sahneye çıkıyor. Meşhur şarkısıyla başlıyor hemen “Bu devirde kimse sultan değil padişah değil, bu kadar güvenme..vs. vs…” ama bu kez sözleri biraz değişik “Bu devirde kimse sultan değil padişah değil, Atatürk yolunda tüm Türkiye kimse sultan değil padişah değil”. Burada söylerken oldukça sinirli bir hali var ve Ahmet Kaya’nın olduğu tarafa doğru parmak sallıyarak söylüyor, tüm kameralar Ahmet Kaya’nın masasında… Bu sırada kalabalığın içinde net görebildiklerim; Magazin gazetecisi Şenay Düdek, Ayna grubunun kafası tıraşlı olan adamı Cemil masalarından kaldırdıkları bir takım nesneleri Ahmet Kaya’nın masasına doğru bağırarak atıyorlar (Bu medyamızda çatal, kaşık diye geçmişti sadece ama ben havada uçuşan meyve sebze de gördüm). Bu arada garsonlar menüleri açıp korumaya çalışıyorlar. Bir de çok insani geldiği için paylaşmak ihtiyacı hissettim sağ gelenekten geldiği bilinen Mehmet Aslantuğ ellerini açmış masanın önünde gelen çatal, kaşığı karşılıyordu… Tam o sırada bir çatal Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya’nın alnına geliyor, Ahmet Kaya orada galeyana gelip kalkıyor, tutuyorlar, dışarı çıkartmaya çalışıyorlar… Ve bir basın ordusuyla çıkılıyor..
– Bu arada serdar Ortaç hala sahnede ve 2. şarkısını söylüyor, kağıt filan görmüyoruz ama şu bir gerçek Ahmet Kaya gittikten sonra sahneden iniyor… pardon inmiyor diğer sanatçılar! sahneye çıkıyor Reha Muhtar yönetiminde “Türkiyem Türkiyem cennetim” şarkısını söylüyorlar…
Hikaye bu, hani tarih yanlış belletilmesin diye yazdım, Benimkisi araştırmacı gazetecilik, sorumluluk!
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
“Hiç bir politik görüşüm yoktur” diyor. Yok yok, bence durumdan vazife çıkartmıştı, şimdi kıvırtıyor.
Gerektiğinde milliyetçi kesiliyorlar. Pek inanasım gelmiyor o yüzden.
şu herifle beni yalnız bıraksalar da bende ona fikirlerimi açıklasam…
bunu kendisi yazmış olmalı, basın danışmanı ile sanırım bu kadar bozuk bir kullanıyor olmasa gerek.
redstar; görüşlerini sözü geçen kişiye umarım konuşarak anlatabilmeyi ummuyorsunuz.
Şimdi aklı başına gelmiş herhalde.Ya hangi açıklama o gece yaşananları haklı çıkartabilir veya affettirebilir ki?İşin komik tarafı -ya da trajik-komik- şu anda çok bilge ve olgun mudur kendileri?
Vay be, nasıl yalıyor tükürdüğünü nasıl çarpıtıyor olayları. Cahil ve bilgisizliğime verin dediği kontrolü onlara bırakmakmış.
Ahmet Kaya’nın eski popülerliği
gelince hemen rahmetli oldu. Ben o günden beri Serdar Ortaç’ın hiçbir şarkısını dinlememe kararı almıştım. Gerçek özür değil bu ve hala da dinlemeyeceğim bu elemanı.
sayfayı açınca ekrana geliveren anket de enteresan… “hangi kanalda show sunmamı istersiniz?” mümkünse sunma kardeşim…
bazıları ot gibi rüzgar ne yönden eserse o yöne kıvrılır..
ser-hus‘un yaptığı tespit gibi popularitenin tekrar geri gelmesi ile ilintili bir şey bu.
Katli vaciptir tüm trendylerin…
şu anket kısmında neden hiç biri diye bir şık yok?
Ser-hus’un tespiti elbette doğru, bu zaten daha acınılacak bir durum yaratıyor beraberinde; Unutulur, Türkiye’nin hafızası zayıftır diye susan adam, birden paniğe kapılıp yine yalan dolu bir kaçamak özür diliyor ve zamanlama her zaman ki gibi hatalı, bu açıklamayı yüreği olan adam aklı başına ilk geldiğinde, rüzgarın yönünün değişmesini beklemeden yapmalıydı. Şöyle ki:
Bugün merak ettim ben mi yanılıyorum diye, arşivden MGD gecesinin görüntülerini çıkarttırdım (Araştırmacı hafifçilik). Olay şöyle gelişiyor, yorumsuz aktarıyorum:
– Ahmet Kaya “Yılın Sanatçısı” ödülünü alkışlar içinde alıp, az sonra linç edileceği cümleyi ödül elinde söylüyor ( belli belirsiz yuhalamalar, belli belirsiz alkışlar). Bu arada üzerinde bir sürü spekülasyon olan cümlenin tarafımdan sizler için yapılmış, tam deşifresi de şöyle “Bu ödülü sadece kendim için değil Cumartesi anneleri ve İnsan hakları derneği için alıyorum, ayrıca bir de duyuru yapmak istiyorum; Kürt asıllı olduğum için, yeni albümümde bir tane Kürtçe şarkı seslendireceğim ve bu şarkıya bir de klip çekeceğim, umarım burada bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncu arkadaşlar vardır, yoksa Türk halkı onlardan hesap sorar”… Sonra hemen ardından “Giderim” şarkısını söylüyor…
– Şarkıyı bitiriyor, salonun en dibinde olan masasına dönüyor… bu arada homurtular var dip masalardan, aralardan bağırışmalar duyuluyor.
Aradan seçebildiğim cümleler şöyle: “Ermeni tohumu”, “sünnetsiz ibne”, “On yılda onbeş milyon genç”, “Gebertin şerefsizi”, “Kürt diye bir şey yok”… Toplumsal infiale mahal vermemek adına, seslerin bir kısmının sahiplerini tahmin etsem de bunun bir tahmin olması nedeniyle, isimlerini yazmıyorum, kalabalıktan görünmüyorlar.
– Serdar Ortaç tam bu sırada sahneye çıkıyor. Meşhur şarkısıyla başlıyor hemen “Bu devirde kimse sultan değil padişah değil, bu kadar güvenme..vs. vs…” ama bu kez sözleri biraz değişik “Bu devirde kimse sultan değil padişah değil, Atatürk yolunda tüm Türkiye kimse sultan değil padişah değil”. Burada söylerken oldukça sinirli bir hali var ve Ahmet Kaya’nın olduğu tarafa doğru parmak sallıyarak söylüyor, tüm kameralar Ahmet Kaya’nın masasında… Bu sırada kalabalığın içinde net görebildiklerim; Magazin gazetecisi Şenay Düdek, Ayna grubunun kafası tıraşlı olan adamı Cemil masalarından kaldırdıkları bir takım nesneleri Ahmet Kaya’nın masasına doğru bağırarak atıyorlar (Bu medyamızda çatal, kaşık diye geçmişti sadece ama ben havada uçuşan meyve sebze de gördüm). Bu arada garsonlar menüleri açıp korumaya çalışıyorlar. Bir de çok insani geldiği için paylaşmak ihtiyacı hissettim sağ gelenekten geldiği bilinen Mehmet Aslantuğ ellerini açmış masanın önünde gelen çatal, kaşığı karşılıyordu… Tam o sırada bir çatal Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya’nın alnına geliyor, Ahmet Kaya orada galeyana gelip kalkıyor, tutuyorlar, dışarı çıkartmaya çalışıyorlar… Ve bir basın ordusuyla çıkılıyor..
– Bu arada serdar Ortaç hala sahnede ve 2. şarkısını söylüyor, kağıt filan görmüyoruz ama şu bir gerçek Ahmet Kaya gittikten sonra sahneden iniyor… pardon inmiyor diğer sanatçılar! sahneye çıkıyor Reha Muhtar yönetiminde “Türkiyem Türkiyem cennetim” şarkısını söylüyorlar…
Hikaye bu, hani tarih yanlış belletilmesin diye yazdım, Benimkisi araştırmacı gazetecilik, sorumluluk!
serdar ortannnnnnnnnnçççç…açıklamadaki ikide bir sadece açıklamak istiyorum laflarından belli zaten niyetinin ne olduğu . karaktersiz herif
guzel