Hayat savurup götürür bazen, hiç beklemediğin bir yerde, beklemediğin şeyler yaparken bulursun kendini… Bir seçim yapman, hayatına bir yön vermen gerekir bazen. Ama bilemezsin ne yapacağını, günlerce düşünüp durursun, ne istediğini, ne yapman gerektiğini… Karar veremezsin hiçbir şeye. Ama sonra, gerek de kalmaz zaten, sana yardımcı olurlar belki, kararı senin yerine verirler, sen de anlarsın, boşluk olur içinde belki ama belki o boşluk bile daha iyidir, daha çok acıtır ama bir kesinliği vardır, soru işaretlerine izin vermez, ünlemlerle çakar kafana neyin olması gerektiğini. Verilmiştir artık karar, anlarsın ve bilirsin ne yapman gerektiğini.
thelaw
12 yıl önce üye olmuş, 4 yazı yazmış. 93 yorum yazmış.
Ne de güzel çalıyor Savatage
thelaw | 07 February 2003 23:54
Yaşlanmışız herhalde, dışarıda kar yağıp eve kitlemişken bizi, kültablası doluyo, biralar devriliyo ve bangır bangır kabilinden heavy metal eşlik ediyorken cuma geceyarısına.. Jon Oliva abimiz, demin diyordu ki yaşlılığı anlatırken “Hala sabaha kadar ayaktayız, ama artık sabahlar o kadar parlak değil”…ya da mealini anlayanlar için “..still we stay up all night, but the mornings aren’t quite as bright..”. Aklıma düştü, sabaha kadar taksim’de durup, ölümüne içtiğimiz günler. Alkol şimdi de vuruyor aklımı, aynı o zaman gibi, durup dururken gözlerime bişiler oluyor, allahtan kimse yok da sigara dumanı kaçtı ayaa yapmaya gerek kalmıyor. İnsanlar geçiyo gözümün önünden ve kulağımdan da şarkılar. İşte o ölümüne içtiğimiz, ölümüne sevdiğimiz ve ölümüne kavga ettiğimiz ama bir türlü ölmediğimiz gecelerin şarkıları. Kadıköy planlanmıştı bu akşan taa ki kar yüzünden yoldan dönene kadar, şimdi başbaşayım müziğim, biralarım ve sigaramla, demin bira şişesi Rob Halford’a back vocal yapıyordu, “It’s immortal sin” diye, ya da ufaktan kafam bulandı benim, bana öyle gelio. İnsan içine karışmamak iyi oluyor sanırım bazen, o ölümsüz günahları haykıran seslerle beraber kendini de dinliyorsun, Jon Oliva anlatınca, yaşlandım artık diyorsun ama bişiler eksik kaldı, sonra Helloween çıkıyo şapkadan diyor ki “Some dictator felt progressive, he laid down in the sun, but his people were aggressive, they killed him with a gun”, o zaman da gülüyorsun, yok abi diyorsun daa yaşlanmadık, en azından ölmedik daa. Haftaya diyorsun, Caravan’ı, Eskiyi bir tavaf edelim, bünye kendini bulsun, 15 yaşında, tıfıl haline dönsün bikaç saatliine de olsa, bol alkol desteiyle de olsa, çaliim şu sıçtıımın hayatından ne kadar olursa. Ve ne kadar ilginç, bu topraklarda doğmuş ve yetişmiş birinin (ve birilerinin) hayatın anlamını, birtanyalı madenci kardeşilerin müziğinde bulması. Şeytan diyor ki, durma bikaç bira devir, sonra çık sokaa, 12 yıl önceki gibi, siyah tişörtlü insan ara, buldun mu da yapış, hevi metal die, iron maiden die, hisset o yalnızlığın, farklılığın, sevdiğin şeylere zor ulaşmanın keyfini tekrar damarlarında. Tuttur tekrar, hevi metalci olmayan kızlarla beraber olmam ben die, sonra da uzun müddet tek başına dolaş yine! Ne diim ki, çok yaşa hevi metal, çok yaşayın her türlü maltlı içkiler, biz yaşlanıyoruz artık, biliyorsunuz sabahları o kadar parlak olmuyo artık, umarım bizden sonrakiler de özen gösterir size, sarılıp uyurlar üşüdüklerinde!
zamanıdır..
thelaw | 30 January 2003 14:06
Dokunduğun herşey kırıldığında, yapıştırmaya çalıştıkça küçülünce parçalar, sende bir hata vardır… En iyi öğretmendir ateş derler, bir kere dokunur, öğrenirsin. Öğrenmedin mi sen hala? Neden yakıyorsun hala ellerini? Neden uyumuyorsun geceleri? Neden kolayına kaçmıyorsun?
Birkaç gün sürer, sonra geçer belki. Çek ellerini ateşten, eksikliği, ellerinin yanmasından iyidir belki. Merhem vardır mutlaka, en azından ellerin için. Anla artık, tavan sıkıldıysa bakışlarından, kül tablan, yastığının yanında yatıyorsa ve acıyorsa yine ellerin her dokunduğunda, dokunma artık…
Hep kaybettik biz
thelaw | 26 November 2002 15:15
kimseden bisey isteyemedik biz, herseyi birbirimizle paylastik, beraber içtik, müzik dinledik, dünya’ya öfkelendik bagirdik cagirdik hep beraber ama hep kendi kendimize.. Gruplar kurduk beraber, birbirimize gaz verdik güç verdik ama hep kendi kendimizeydik Insanlari anlayamadik, onnar da bizi… hirs yapamadik hicbisi için, ne cok para kazandik ne de herseyi bosverip dervis olabildik.. onurumuzu sertligimizi koruduk ama bizden baska farkeden olmadi her muhabbete meze olan delilerdik biz, dinlenen, gülünen ama pek ciddiye alinmayan takintilar yaptik dort basi mamur, yok muzisyen olucaz yok devrim yapicaz soole yapicaz boole edicez, kimse iplemedi bizi, zamani gelince degisiriz nasilsa diye, degisen degisti, biz hep ayni kaldik, hep beraberdik, hep tek basimiza, biz hep kaybettik