go oyunuyla ilgili detayli ve temiz bilgi, buraya da bekleriz, burasida var. Bir de cok saglam japon serveri var, site japonca unuttum sitenin ismini, dunyanin en iyi go oyunculari takiliyor. Go tahtasi hemen yanimda duruyor, oynamak isteyeni beklerim.
evet pilli pati, haklısın böyle ayrıntı bilgi vermeyi unutmuşum..oyunun nasıl oynandığını anlatan bir kitap değil, daha çok go oynamayı bilenler için zevkli ve anlamlı hale gelebilecek bir kitap..go oyunu esnasında geliştirilen, hamlelerin, düşünme sisteminin, önsezi yetisinin, en çokta sabrın hayat içinde nasıl kullanılabileceğini ya da hayata nasıl yansıdığını anlatan bir kitap..
trevanian gibi bir yazarı bu bloga eklemesen eksik kalırdı zaten. shibumi’yi go oyuncularının alıp okumalarını ben de tavsiye ederim. go oynamayanlar da alabilir. 😛
benimde kitapta en heyecanla okuduğum kısımlar yeraltında geçen kısımlardı. @bestloser okusunda yeraltı edebiyatı nasıl yapılır görsün:))..go oyununu bilgisayar ile oynamak zevkli değil bana göre çünkü bilgisayar onlarca olasılıktan en garip olanı seçebiliyor, bilgisayarda başka kişilerle bir nebze, ama güzel olan tahtasıyla taşıyla oynamak.
Stefan Zweig bana tez konusu olarak verildiğinde ne yapacağımı şaşırmıştım. Amok Koşucusu’nu elime aldıktan sonra, O da bırakamadığım yazarlardan biri oldu. mesela karanlıkta sadece ay ışığı altında bir bıçağın nasıl parıldadığını tasvir eden satırları okurken sizi paranoyak gibi hissettirecek kadar güçlü bir anlatımı vardır Zweig’in de… hatırlatılması iyi oldu @proksima! fakat Satranç’la Shibumi arasındaki benzerlik kısmına katılmıyorum. sadece yeraltı edebiyatı fikrinden yola çıkılabilir belki!
kahramanın sadece kitaplardan öğrendikleri ile gemideki turnuvada rakibini yenmesi de işin cabasıdır… nisbeten kısa olmasına rağmen hayli yoğun bir hikayedir Satranç. vallahi iyi hatırlattınız, tekrar okuyasım var. Shibumi ile bu konuda benzerlik kurmanız aslında güzel bir tespit. ben genel açıdan bakarak yazarların yazım stillerini benzeştirdiğinize yormuştum olayı… ama cidden tespit güzel.not: tez konusunda postaneden mesaj atmışsınız. oraya yanıt vermiş bulundum.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
go oyunuyla ilgili detayli ve temiz bilgi, buraya da bekleriz, burasida var. Bir de cok saglam japon serveri var, site japonca unuttum sitenin ismini, dunyanin en iyi go oyunculari takiliyor. Go tahtasi hemen yanimda duruyor, oynamak isteyeni beklerim.
meraklıları trevanian’dan şibumi’yi okuyabilir..
o kitapta go oyunu anlatılmıyor ama. go oyununun hayata olan benzerliklerine değiniliyor.
evet pilli pati, haklısın böyle ayrıntı bilgi vermeyi unutmuşum..oyunun nasıl oynandığını anlatan bir kitap değil, daha çok go oynamayı bilenler için zevkli ve anlamlı hale gelebilecek bir kitap..go oyunu esnasında geliştirilen, hamlelerin, düşünme sisteminin, önsezi yetisinin, en çokta sabrın hayat içinde nasıl kullanılabileceğini ya da hayata nasıl yansıdığını anlatan bir kitap..
trevanian gibi bir yazarı bu bloga eklemesen eksik kalırdı zaten. shibumi’yi go oyuncularının alıp okumalarını ben de tavsiye ederim. go oynamayanlar da alabilir. 😛
benimde kitapta en heyecanla okuduğum kısımlar yeraltında geçen kısımlardı. @bestloser okusunda yeraltı edebiyatı nasıl yapılır görsün:))..go oyununu bilgisayar ile oynamak zevkli değil bana göre çünkü bilgisayar onlarca olasılıktan en garip olanı seçebiliyor, bilgisayarda başka kişilerle bir nebze, ama güzel olan tahtasıyla taşıyla oynamak.
japon bahcesini unutmayin, birde baskca konusan kahramanimizin herhangi bir aletten silah yapabilme gucunu…guzel kitaptir shibumi.
Stefan Zweig bana tez konusu olarak verildiğinde ne yapacağımı şaşırmıştım. Amok Koşucusu’nu elime aldıktan sonra, O da bırakamadığım yazarlardan biri oldu. mesela karanlıkta sadece ay ışığı altında bir bıçağın nasıl parıldadığını tasvir eden satırları okurken sizi paranoyak gibi hissettirecek kadar güçlü bir anlatımı vardır Zweig’in de… hatırlatılması iyi oldu @proksima! fakat Satranç’la Shibumi arasındaki benzerlik kısmına katılmıyorum. sadece yeraltı edebiyatı fikrinden yola çıkılabilir belki!
kahramanın sadece kitaplardan öğrendikleri ile gemideki turnuvada rakibini yenmesi de işin cabasıdır… nisbeten kısa olmasına rağmen hayli yoğun bir hikayedir Satranç. vallahi iyi hatırlattınız, tekrar okuyasım var. Shibumi ile bu konuda benzerlik kurmanız aslında güzel bir tespit. ben genel açıdan bakarak yazarların yazım stillerini benzeştirdiğinize yormuştum olayı… ama cidden tespit güzel.not: tez konusunda postaneden mesaj atmışsınız. oraya yanıt vermiş bulundum.
satranç elime iki kez aldığım, iki defa da bıraktığım bir kitap, üçüncüsünde kesin olacak:)