07.00

Evden çıktım ; aheste aheste iskeleye yürüyorum…8 de ankara yolcusuyum.Tam altıyol a çıkarken yerde yeşil birşey gördüm dikkatlice baktım minik bir kuş ,hayatımda gördüğüm en güzel ,yeşil minik bir kuş…kıpırdamıyo…avucuma aldım zaten parmağım kadar ; daha sıcacık ; sanırım bir kaç dakika önce ölmüş…yara izi yok kan yok…Bir süre avucumdaki bu güzel yaratığa bakakaldım …neden sonra yanımdan geçen bir adam ölmüş mü dedi …irkildim ; evet diyebildim sadece…

Orada bulduğum yerde kaldırım taşlarının üzerinde bırakamazdım…Avucumda kuşla yürümeye başladık amacım toprak bulup gömmek …

Her taraf taş beton be kardeşim ; toprak kalmamış memlekette…En sonunda çarıkçıda köşedeki eczanenin önünde bir çiçeklik buldum , dibi toprak ,oraya gömdüm…

Böyle yola mı çıkılır ya ; zaten yol korkum var bi de üstüne böyle tam benim zırlıycam bir olay hahhh şiş gözlerle bindik otobüse …

19.11

Daha hiç uyumadım ; sabah 8 otobüsüyle ankaraya geldim.otobüste uyurum diye düşünmüştüm ama ne mümkün ;üzgünken uyuyamam hala o minik yeşil kuşu düşünüyorum ve evet itiraf ediyorum otobüs yolculuğundan korkuyorum çünkü şöförü tanımıyorum ,sürekli yola bakıp hah şimdi uçucaz ; şimdi hatalı sollama yapıcak diye kendimi yedim bitirdim…Niye sanki otobüslerde içki servisi olmaz ; yani hafif yatıştırıcı mahiyetinde bi kadeh şarap bi likör ya da yan koltuğumda french kiss deki adam…

Aman neyse yolculuk bitti .Bu arada bişey dikkatimi çekti istanbulda bazı duvarlarda bel fıtığı yazar altında da 0535 li bi numara vardır hah aynı numara bolu da konakladığımız bir yere yakın bir duvarda da yazıyordu ; adam seyyar fıtıkçı herhal…